GENEL - 20 Aralık 2017 Çarşamba 14:00

23 yıldır el yapımı ayakkabı imal ediyor

A
A
A
23 yıldır el yapımı ayakkabı imal ediyor

Yozgat’ta 53 yaşındaki Erol Uygun, kaybolmaya ve unutulmaya yüz tutmuş zanaatlar arasında yer alan ayakkabıcılık mesleğini teknolojiye inat el emeği göz nuruyla yaşatmaya çalışıyor.

Yozgat’ta 53 yaşındaki Erol Uygun, kaybolmaya ve unutulmaya yüz tutmuş zanaatlar arasında yer alan ayakkabıcılık mesleğini teknolojiye inat el emeği göz nuruyla yaşatmaya çalışıyor.


Yozgat’ta 23 yıldır ayakkabı üretimi ve tamiratı yaptığını belirten ayakkabı ustası Erol Uygun, fabrika ve makinelere inat el emeği göz nuruyla günde ortalama 3 çift ayakkabı üretiyor. Yozgat’ın yanı sıra çeşitli illerden de müşterilerinin taleplerini karşıladığını aktaran Uygun, bir yıl öncesine kadar Amerika’dan da el yapımı ayakkabı siparişi aldığını söyledi. Uygun, el yapımı ayakkabıların fiyatlarının 80 ile 250 lira arasında değiştiğini belirtti.


Müşterilerin isteklerine göre 36 numaradan başlayıp 48 numaraya kadar ayakkabı ürettiğini dile getiren Uygun, el yapımı ayakkabıya ilginin olduğunu ancak talepleri tek başına karşılamakta zorlandığını ifade etti. El yapımı ayakkabıcılık mesleğinin kendileriyle birlikte yok olacağı düşüncesinde olan Uygun, mesleği yapacak çırak bulamamaktan da yakındı.


İstediği ayakkabıyı özel tasarımla yaptırdığını söyleyen Salih Demirtaş ise, "Erol Ustam el yapımı ayakkabılar yapıyor. Ben de tasarladım, düşündüğüm bir ayakkabıyı önerdim o şeklide yaptıracağım. Böyle ustalarımızın olması memleketimizde çok güzel. Bu ustaları bitirmemek lazım. Desteklemek lazım. Ustamız teknolojiye inat eliyle kendi imkanlarıyla ayakkabı yapıyor" dedi.


Kendisine 45 numara ayakkabı yaptırmak isteyen Ekrem Gök de, "Benim ayağıma piyasada ayakkabı bulamıyorum. Özel ayakkabı yapıyor ustamız. 1993’ten beri ben kendime burada hususi ayakkabı yaptırıyorum. Sağlam, kullanışlı iki senede bir ayakkabı yaptırıyorum. El yapımı olmasının avantajları var. Ayakkabı ayağıma rahat geliyor ayağımı vurmuyor. Her hangi bir şikayet olduğunda geliyorum" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep 11. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Tıbbi Onkolog Prof. Dr. Mustafa Yıldırım, 11. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde “Testis Kanserinde High Mobility Group Box-1 Ekspresyonu ve Tedavi Hedefi Olarak Rolü” konusunda yaptığı sunumla Türk Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından geçen yıl olduğu gibi bu yıl da “En İyi Çalışma Ödülü”nü aldı. KKTC’nin Girne kentinde 24-28 Nisan 2024 tarihleri arasında düzenlenen kongrede ödül alan Prof. Dr. Yıldırım, “Ülkemizde ilaç tasarımı ve ilaç Ar-Ge’si konusunda çalışmaların teşvik edilmesi açısından bu ödülün değeri çok büyük” dedi. “Ben ve ekibim, yaklaşık üç yıldır onkolojide ilaç tasarımı ve ilaç Ar-Ge’si konusunda çalışmalar yapıyoruz. Yaptığımız çalışmaların ürünlerini Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde sunduk” diyen Prof. Dr. Yıldırım, şöyle devam etti: “Geçen yıl 10. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi’nde sunmuş olduğumuz ilaç çalışması ile yine en iyi çalışma ödülünü almıştık. Bu yıl da farklı bir kanser türünde gerçekleştirdiğimiz ilaç çalışmamız en iyi çalışma ödülüne değer görüldü. Ülkemizde ilaç tasarımı ve ilaç Ar-Ge’si konusunda çalışmaların teşvik edilmesi açısından bu ödülün değerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kendimize ait, ekonomik ve inavasyon değeri yüksek ürünler elde edebilmek için bu alandaki çalışmaların daha fazla desteklenerek artırılması gerekiyor.”
Hatay Eşini yormamak için otomobiliyle ot taşıyan yaşlı adam yürekleri ısıttı Hatay’da büyükbaş hayvanları için ot biçen yaşlı adam, eşini yormamak için otları aracıyla taşıdı. Otla kaplanan otomobil ortaya ilginç bir görüntü çıkarırken, Nihat Gülen’in “Hanımımı yormamak için biçtiğimiz otları bu şekilde arabanın üzerine atıp getiriyoruz” sözleri yürekleri ısıttı. Defne ilçesi Tavla Mahallesi’nde yaşayan 64 yaşındaki Nihat ve 63 yaşındaki Vecihe Gülen çifti, evlerinin yan tarafında bulunan ahırlarında inek ve iki yavrusunu besliyorlar. Emekli olan aileye ekonomik destek sağlayan inek ve yavruları, baharın gelmesiyle birlikte yeşeren otlarla besleniyorlar. Yaşlı çift, gündüz yaylıma çıkan hayvanların akşam yemi için de ot biçiyor. Biçilen otları yaklaşık 150 metre mesafedeki tarladan ahıra getirmek için traktörü olmayan Nihat Gülen, otları eşini yormamak için otomobiliyle taşıyor. Otlarla kaplanan otomobil ilginç bir görüntü oluştururken, Nihat Gülen’in “Hanımımı yormamak için biçtiğimiz otları bu şekilde arabanın üzerine atıp getiriyoruz” sözleri yürekleri ısıttı. Trafiği tehlikeye sokmadan ve aracına zarar vermeden 150 metre mesafedeki tarlasından otomobiliyle ahırına ot getirdiğini ifade eden Nihat Gülen, “Aracımla tarladan 150 metre mesafedeki evimize ot taşıyoruz. Bu işlem yılda birkaç sefer gerçekleşiyor. Hanımımı yormamak için bu şekilde arabanın üzerine atıp getiriyoruz. Arabaya ve trafiğe zarar vermeden yavaş yavaş getiriyoruz. Bir ineğimiz ve iki yavrusu var. Onlara ot getirdik, hanımım ve ablam biçti. Eşim düşer dedi ama ben yavaş yavaş giderim dedim” ifadelerini kullandı. Hayvanları için tarladan ot taşıdıklarını belirten Vecihe Gülen, “Üç tane hayvanımız var. Bir ineğimiz ve iki yavrusu var. Tarladan onlara ot getiriyoruz” dedi.