GENEL - 17 Haziran 2019 Pazartesi 15:27

Kuşaktan kuşağa geçen bıçakçılık

A
A
A
Kuşaktan kuşağa geçen bıçakçılık

Yozgat’ta bıçakçılık mesleğinin 1940’lı yıllardan günümüze kadar gelmesini sağlayan Nurdoğdu ailesi dededen toruna bu mesleği bir görev gibi sonraki kuşaklara aktarmaya devam ediyor.

Yozgat’ta bıçakçılık mesleğinin 1940’lı yıllardan günümüze kadar gelmesini sağlayan Nurdoğdu ailesi dededen toruna bu mesleği bir görev gibi sonraki kuşaklara aktarmaya devam ediyor.


Şehrimize bakıldığında sıra sıra her meslekten dükkanlar göze çarparken, ustalık gerektiren bıçakçılıkta Nurdoğdu ailesinin tek aile olmaları dikkat çekici bir durum. Yaklaşık 80 senedir babadan oğla aktarılan bu meslek yine ailenin en küçüğü tarafından devralınarak üçüncü kuşak olan torunlara aktarılmış oldu.


"Geçimimizi bu meslekten sağlıyoruz"


Yozgat’ta 1940’lı yıllarda Bıçakçı Mehmet ismi ile bilinen babasından bu mesleği öğrenen Nuri Nurdoğdu, bıçakçılık mesleğini yaptıktan sonra farklı iş alanlarına yönelmesi ile bu mesleğin Yozgat’ta yine devam edilmesi için isimleri Mehmet ve Samet olan oğullarına devretmenin heyecanını ve sevincini yaşıyor. Nuri Nurdoğdu,"Babamdan öğrenmiş olduğum ve bir el işçiliği olan bu meslek sayesinde önce babam sonra ben yıllarca geçimimizi sağladık. Yozgat’ta bu mesleği icra eden tek kuşak olmak bizim için sevindirici bir durum. İki çocuğumun benden sonra yine bu mesleği devam ettirecek olması soyadımızın bu meslekte yine tek olması beni mutlu ediyor. Yine eğer işini iyi öğrenirse en küçük olan oğlumun da bu meslekte kendini geliştirmesini ve geçimini bıçakçılıktan kazanmasını çok isterim" ifadelerini kullandı.


"İhtiyaca göre ürünler temin edebiliyoruz"


Babasından bıçakçılığı mesleğini devralan iki kardeşin büyüğü olan Mehmet Nurdoğdu, çocukluğundan itibaren babasının yanında bulunarak babasının bıçak tamirini izleyerek zamanla kendisini geliştirdiğini ve şimdi ise bu mesleği babasından devralmanın gururunu yaşadığını söyledi. Nurdoğdu,"Bıçak satmak ve tamir etmenin yanı sıra farklı yan ürünleri de temin ediyoruz. Günlük kullanım bıçakların haricinde terziler ve öğrencilerin kullanımı için makas, meyve bıçağı, el yapımı ürünler ve zülfikar kılıçlar gibi bir çok üründe satış yaparak günümüz ihtiyaçlarına ayak uydurmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.


"Bu meslek bizler ile devam edecek"


Babasının yanı sıra ağabeyinin de öğretmesi ile bu zanaat da kendini geliştiren ve Yozgat’ta bu işi yapan en genç isim olan Samet Nurdoğdu bu mesleği seçmesinin nedenleri hakkında bilgiler verdi. Samet Nurdoğdu,"Dikkatle bakıldığında görülüyor ki diğer büyük şehirler de olduğu gibi bizim şehrimizde de tamir ettirmenin aksine, insanlar bozulan yada kırılan eşyalarının yerine yenisini almaya başladı. El işçiliği olan terzilik, elektronik eşya tamirciliği ve bıçakçılık gibi bu tarz meslekler ortadan kalktığı takdirde insanlar hep yeni ürünler alarak gereksiz masraf yapacaklar ve yabancı ürünlere para harcayacaklar. Bizler Nur Çelik ve Bıçak olarak mesleğimizin devam etmesi için elimizden geleni yapacağız, tüm Yozgatlı vatandaşları bekliyoruz" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.