POLİTİKA - 12 Mart 2019 Salı 15:02

Bahçeli: “Ya beka diyeceğiz ya da belaya razı olacağız”

A
A
A
Bahçeli: “Ya beka diyeceğiz ya da belaya razı olacağız”

Yozgat’ta partililere seslenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ya beka diyeceğiz ya da belaya razı olacağız” diyerek, Cumhur ittifakının Cumhuriyetin 100.

Yozgat’ta partililere seslenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ya beka diyeceğiz ya da belaya razı olacağız” diyerek, Cumhur ittifakının Cumhuriyetin 100. yılına ulaşacağını söyledi.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Yozgat kent meydanında düzenlenen mitingde partililere seslendi. Cumhur ittifakının Cumhuriyetin 100. yılına ulaşacağını belirten Bahçeli, “Cumhur ittifakı istiklalin mimarıdır. Cumhur ittifakı Cumhuriyetin 100. yılına ulaşacaktır. Yozgat’ta zillete yer yoktur, umut yoktur, icazet asla olmayacaktır. Bu defa ki yerel seçimler hayati derecede önemlidir ve bundan önceki yerel seçimlerden faklıdır. Kim ne söylerse söylesin 31 Mart yerel seçimleri bir beka seçimidir. Bu sefer ki seçimler ya geleceğin sis perdesini aralayacak ya da zifiri karanlığın hakim olmasına neden olacaktır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini tartışmaya açmak isteyenler boş durmuyor. 24 Haziran seçimlerinin rövanşını almak isteyenler el ovuşturuyor. Milli birlik ve beraberliğimize hasım odaklar 31 Mart’a kaos ve kriz gözü ile bakıyorlar. Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenler her çirkefliğe ve her çürümüşlüğü tevessül ediyorlar. İstikrar dan korkanlar on şanslarını deniyorlar" dedi.



“Cumhur öldü mü ki Kürdistan’dan bahsedebiliyorlar”


Konuşmasında millet ittifakını sert sözlerle eleştiren Bahçeli, “CHP, HDP, SP ve İP, ÖDP bir olmuş, birlikte olmuş mafımızı planlayanlar ile omuz omuza vermişlerdir. Sırtlarını Kandil ve Pensilvanya’ya dayamışlardır. Normal şartlarda birbirine selam vermeyecek olanlar zillet kafilesinde buluşmuşlardır. Hedefleri Türkiye’nin istikrarsızlığıdır. Hedefleri bölünme senaryolarına çanak tutmaktır. Gayeleri Türkiye’yi geriye götürmektir. Bunları yaparken PKK’nın siyasi uzantılarıyla hareket etmekten gocunmuyorlar. Belediye meclis üyelikleri üzerinde kirli pazarlık yapıyorlar. Belediyelerde yeni bir çukur ve hendek siyasetine kapı aralıyorlar. HDP; Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana, Mersin, Bursa gibi büyükşehirlerde belediye başkan adayı çıkarmıyor. Amaçlarını da açık açık ifade ediyorlar. Diyorlar ki, ‘Kürdistan’da kazanacağız, batıda ise AK Parti ve MHP’ye kaybettireceğiz.’ Bu hainlerin dediğine bakar mısınız? Cumhur öldü mü ki Kürdistan’dan bahsedebiliyorlar? Bozok yaylasının yiğit evlatları tükendi mi ki bölücülüğün düdüğünü öttürebiliyorlar? Ey densizler, bre gafiller! Zillet oradaysa millet burada. İhanet oradaysa, Yozgat burada! Eğilmez başıyla, bükülmez bileğiyle Türk milleti burada, bu meydanda. Bizler çağ açıp çağ kapatan bir ruhun devamıyız” dedi.



“Ya hep birlikte olacağız, ya da her birlikte yok olacağız”


Türk milletinin önünde iki seçenek bulunduğunun altını çizen Bahçeli, “Şimdi bizim karşımızda iki seçenek vardır. Ya hep birlikte olacağız, ya da hep birlikte yok olacağız. Ya beka diyeceğiz, ya da belaya razı olacağız. Rabbimin izniyle, tarih boyunca esareti kabul etmemiş bir millete yakışan neyse zamanı gelince biz de onu yapacağız. Devletimizin ve milletimizin bekası için her şeyi göze alacağız. Saldırı altındaki Türklüğün, ezilmek istenen Türk milletinin tarihi haklarını korkusuzca savunacağız. Dün yaptık, bugün de aynısı tekrar yapmaktan çekinmeyiz. Ekonomik mahvımızı isteyenler pusudalar. Kaos ve kriz sevdalıları tedavüldeler. Bölünmemizi bekleyenler el ovuşturuyorlar. Bunların alayına Yozgat’tan bir cevap verelim. Gök kubbe çınlasın, hainler ürksün, zalimler titresin. Öyle bir cevap verin ki fitneye düşenler ayılsın, bozgunculuk yapanların dili tutulsun” diye konuştu.



Furkan’ın hesabı sorulacak


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Polonya’da teröristler tarafından şehit edilen Furkan’ın hesabının sorulacağını belirterek, “Polonya’da yaşı henüz 21 olan Furkan evladımızı şehit eden alçak teröristlerle yol yürüyenlere Yozgat hesap soracaktır. Bebek katilleriyle siyaset yapanlara Yozgat dünyayı dar edecektir. Ezanla dalga geçen, Kürdistan’a göz kırpan CHP’ye Yozgat haddini bildirecektir. HDP’yle aynı karede olan İP’e Yozgat tahammül etmeyecek, sabır göstermeyecek, kurulan şer oyunları mutlaka bozacaktır” dedi.



“Kuvay-ı Milliye değil olsa olsa Kuvayi İnzibatiye’dir”


CHP’nin Atatürk’ün kurduğu partinin çizgilerinden uzaklaşarak PKK ile bir araya geldiğini kaydeden Bahçeli, “Türkiye’nin yükselişini engellemek isteyenlere fırsat tanımayız. CHP Genel Başkanı YPG’yi aklaya dursun, biz teröristleri silindir gibi ezip geçmeye yeminliyiz, kararlıyız. CHP-HDP-İP-SP-ÖDP boncuk gibi dizilmiş, Kandil’in yörüngesine, Pensilvanya’nın dümen suyuna girmiştir. CHP, PKK’yı besiye çekmiş, kuluçkaya yatırmıştır. İki yanlıştan bir doğru çıkmaz. Bunlardan da bir yol olmaz. Atatürk’ün CHP’sinin PKK’lılarla bir araya geldiğini görmek bu partinin geçmişi açısından utanç kaynağı, rezalet yumağı, yüz kızartıcıdır. Kılıçdaroğlu’nun çizgisi Kuvay-ı Milliye değil olsa olsa Kuvayi İnzibatiye’dir. Sağduyulu CHP seçmenlerine açık çağrımdır. Bu Kılıçdaroğlu’ndan kurtulun, CHP’ye çöreklenmiş defolu siyasetçileri sırtınızdan atın. Atatürk’ün posterlerini bebek katilinin kanlı ve karanlık resimleriyle yan yana getirenden CHP’li olmaz. Hani diyorlar ya ‘CHP’nin yanlışları Ağrı Dağı’nı da aştı’ diye. Ne Ağrı dağı, bunların yanlışı Everest’i geçti Everest’i. CHP’ye oy veren vatandaşlarım kimsesiz değildir. Cumhur İttifakı onları da kucaklayacaktır” şeklinde konuştu.



İP’nin Iğdır oyunu


İP’nin Iğdır’da adaylarını çekerek HDP’nin adayına ön açtığını ima eden Bahçeli, şunları söyledi:


“İP’in, PKK’nın siyasi uzantılarıyla al gülüm ver gülüm ilişkisi ayyuka çıkmıştır. Sözde Iğdır’da aday çıkarmamışlardı. Ama Kandil’in Iğdır adayı İP’in aday çıkarmamasına teşekkür ederek karşılık vermiştir. Meral bunlara kardeş, Temel yandaş, Kemal ise yoldaşlık yapmıştır. Bu vesile ile bir zamanlar partimizde bulunmuş ve bir sebepten dolayı İP’e gitmiş, bundan dolayı da şu anda pişmanlık duyan kardeşlerime açık çağrımdır. Zillete ortak olmayın.Yanlışa kucak açmayın.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Anaokulunda kirpi operasyonu Aydın’ın Efeler ilçesinde İstiklal Anaokulu’nun bahçesindeki su giderine sıkışan bir kirpi, Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerinin titiz çalışmasıyla kurtarıldı. Olay, sabah saatlerinde Meşrutiyet Mahallesi Gençlik Caddesi üzerinde bulunan İstiklal Anaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sabah saatlerinde anaokuluna çocuklarını getiren veliler bir kirpinin su giderine sıkıştığını fark ederek durumu okul idaresine bildirdi. Kendi çabaları ile kirpiyi bulunduğu yerden çıkartamayan okul idaresinin 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yaptığı ihbar üzerine bölgeye itfaiye ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri hızla yaramaz kirpiyi kurtarmak için çalışma başlattı. Kirpiyi görerek okul idaresine bildiren Emel Cem isimli veli, "Kirpiyi gördüm ve hemen okul idaresine söyledim. Okul idaresi de onlar da uğraştılar ama nasıl kurtarabileceklerini bilmedikleri için itfaiyeye haber çağırdılar. İtfaiye ekiplerinin sayesinde kirpi kurtarılacak ve doğal yaşamına geri bırakacaklar" dedi. Ekipler, kirpiye zarar gelmeden özgürlüğüne kavuşturulması için hummalı bir çalışma yürüttü. Özel ekipmanları ile çalışan itfaiye ekipleri kirpiyi kurtarmak için duvarı delip kirpinin ayaklarının sıkıştığı demiri demir makası ile kesti. Kirpi ekiplerin dikkatli ve duyarlı çalışmaları sonucu sıkıştığı yerden kurtarıldı. Gerekli kontrolleri yapılarak okul bahçesindeki otluk alana bırakılan kirpi bir süre sonra bölgeden uzaklaşarak gözden kayboldu. İstiklal Anaokulu idarecileri, şehirlerde yaşayan yaban hayvanlarının doğal ortamlarının korunmasının herkesin sorumluluğu olduğunu vurgulayarak, Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerine çalışmalarda gösterdikleri hassasiyet için teşekkür etti.
Çorum 10 ülkeden 77 bilim insanının katıldığı ’İrfan Geleneği’ sempozyumu başladı Hitit Üniversitesi tarafından düzenlenen "II. Uluslararası Türkistan’dan Anadolu’ya İrfan Geleneği: Abdal Ata Sempozyumu"nda konuşan Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Zekeriya Işık, "Bugün, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana ve Koyunbaba’nın kucaklayıcı anlayışına ihtiyaç var" dedi. Türk Tarih Kurumu’nun katkıları ile Çorum Hitit Üniversitesi’nde düzenlenen “II. Uluslararası Türkistan’dan Anadolu’ya İrfan Geleneği: Abdal Ata Sempozyumu”na Mısır, Kazakistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Fransa, İran, Tataristan Özerk Cumhuriyeti, Avusturya, Rusya olmak üzere 10 farklı ülkeden 77 bilim insanı katıldı. Sempozyumda 52’si sözlü, 12’si çevrimiçi, 2 video konferans olmak üzere 66 bildiri sunulacak. Sempozyumda tüm bilimsel oturumlar karekod uygulamasıyla yurt içi ve yurt dışından interaktif olarak takip edilebilecek. Sempozyum açılışında konuşan Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Zekeriya Işık, Türkistan, Horasan, Irak’tan Anadolu’ya, Balkanlar’a kadar uzanan irfan geleneğinin 13 ve 14. yüzyıllarda dini ve manevi olduğu kadar siyasi, askeri, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmeler üzerinde de belirleyici bir etkiye sahip olduğunu söyledi. İrfan geleneğini temsil eden Türkmen ata, baba, şeyh ve dervişlerinin “Fütüvvet ve Melamilik” ile olan güçlü bağın oluşmasında rol oynadığını dile getiren Doç. Dr. Işık, “Onlar fethedilen gerçek manada bir Türk yerleşkesinin nihayetinde yurduna dönüşmesinde etkili oldular. Bugün onlar tekke, zaviye, türbeleri, mescit, cami, medrese, kütüphane, çeşmeleri, dini ve tasavvufi eserleri ve dahi mesajlarıyla gönüllerimizde ve zihinlerimizde yer tutmaktadır” dedi. Işık, bugün modernitenin ayrıştırdığı, dağıttığı, kutuplaştırarak çatıştırdığı farklılıkları bir tehdit olarak görmek suretiyle aynılaşmayı dayattığı, din, inanç, gelenek ve örf namına yerel öğeleri çağ dışılıkla damgalayarak itibarsızlaştırdığı, saf dışı bıraktığı bir dönemde olunduğuna dikkat çekti. "Modern insanın bütün varlığa, kendi ırkına dahi acımayacak kadar insafsızlaştığı bir çağdayız" İnsan egosunun hormonlu bir şekilde beslendiği, suni, orantısız, kibir ile ilahi ve beşeri nizamın üstünde kendisine roller biçtiği arızi bir dönemde olduğumuzu dile getiren Doç. Dr. Zekeriya Işık, "Kadim erdemlerin yok sayıldığı tüm alemin, insanın sonsuz ve sınırsız hazlarına, ihtiraslarına hasredildiği, öyle ki aç gözlülükte modern insanın bütün varlığa, kendi ırkına dahi acımayacak kadar insafsızlaştığı bir çağdayız. Tüm patolojik arızalı anlayışın hayatı kuşattığı, adına rasyonel, pratik, pragmatik, diplomatik ve benzeri şekillerde ifade edilen etik ve ahlaki temelden yoksun bir takım yaklaşımlarla meşrulaştırılmaya çalışıldığı talihsiz bir zamandayız. Böylesi bir zamanda ve durumda Yunus Emre ile vücut bulan yaratılanı yaratanından ötürü seven, yetmiş iki milleti bir nazar gören, Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli’nin aslan ile ceylana aynı zaman ve mekanda adalet ve hakkaniyet şemsiyesi altında hayat bulunduran, Mevlana’nın kurulu düzene meydan okuyan, tüm dünyevi sınıfları ve sınırları kaldırarak ’ne olursan ol yine gel’ diyen, Koyunbaba’nın ’dirlik odunu yakın, geleni gideni hoş tutun’ himmetiyle güçlü bir şekilde ortaya konulan temelinde aşk ve sevgi bulunan bu birleştirici, kucaklayıcı ontolojik ve epistemolojik anlayışa olan ihtiyaç ortadadır. Bununla birlikte söz konusu irfan geleneğimizin emek, alın teri, zanaat, fedakarlık, paylaşmak, helal kazanmak, ahlaklı olmak gibi erdemlerinin işlenmesine de ziyadesiyle ihtiyaç olduğu da gözden kaçırılmamalıdır" diye konuştu. "Aleviliği doğru şekilde anlatmayı önemsiyoruz" Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemiyeti Başkanı Ali Rıza Özdemir de yaptığı konuşmasında, bilgi kirliliğinin önüne geçerek Aleviliği doğru şekilde anlatmayı önemsediklerini belirtti. Moğol istilasından sonra meydana gelen göçlerle birlikte Anadolu için yeni bir dönem başladığını hatırlatan Özdemir, "Horasan bölgesinden Anadolu’ya akan Türkmen aşiretlerinin içinde baba, ata, derviş ve şeyh olarak tanımlanan irfan ehli kimseler de yer almaktaydı. Bu dönemde Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması, asayiş, fütuhat ve iskan konularının çözülmesi, imar faaliyetleriyle toprakların şenlenmesi bahsedilen şeyh ve dervişlerin öncülüğünde olmuştu. Osmanlı sosyal hayatı için oldukça mühim olan zaviyeler, manevi temellere dayalı kurumlardı. Öyle ki ıssız beldeler ve stratejik noktalar ’gazi dervişler’ tarafından kurulan tekke ve zaviyeler eliyle birer yurda dönüşmüş ve kalkınmıştır. İşte Abdal Ata, bu dervişler arasında olduğu gibi, onun tabi olduğu Abdallar zümresi de Türk nüfusunun önemli unsurlarından biri olarak varlığını sürdürmekteydi. Anadolu’yu Türkiye yapan öncü şahsiyetler de bu kişiler ve bu Türk kitlelerdi" şeklinde konuştu. Başkanlık olarak, bugüne kadar Alevi ve Bektaşi tarihinin şemsiyesi altında toplanmış olay, olgu ve şahsiyetleri araştırmak, Türk tarihindeki yerini ortaya koymak ve yarına aktarmak amacıyla pek çok panel, konferans ve sempozyum tertip ettiklerini anlatan Özdemir, şunları kaydetti: "Bilgi kirliliğinin önüne geçerek Aleviliği doğru şekilde anlatmayı çok önemsiyoruz. Alevilik ve Bektaşilik Ansiklopedisi ile Aleviliğin Yazılı Kaynakları çalıştayları başta olmak üzere Şubat ayında gerçekleştirdiğimiz beş büyük çalıştayımız da bu amaca hizmet etmektedir. Başkanlığımızda birçok konferans, panel ve temalı konserler düzenledik. Bundan sonra bu çalışmalarımızı artırarak sürdüreceğiz. Temalı konserlerimi 2024 yılı içinde 50 ilimizde halkımızla buluşturacağız. 2024 ve 2025 yılları içinde Şah İsmail Hatayi, Anadolu’nun Horasanı Tunceli, Balkanlarda Alevilik ve Bektaşilik, Cemevleri: Dünü, Bugünü, Yarını, Aleviliğin Yazılı Kaynakları, Davut Sulari, Pir Sultan Abdal gibi birçok başlık altında yapacağımız sempozyumları planlamış bulunuyoruz. Kün-Ay isimli hakemli dergimiz yıl içinde yayın hayatına başlayacaktır." "Hedefimiz milli birliğimizi güçlendirmektir" Aleviliğin yakın tarihinin kayıt altına alınacağı sözlü tarih projesini bu yıl içinde başlatacaklarını aktaran Özdemir, "Bilimin namusuna sahip çıkan tüm akademisyenlerimizi, bu vesileyle çalışmalarımıza omuz vermeye çağırıyorum. Her zaman belirttiğim gibi pek çok alanda Alevi ve Bektaşi toplumuna hizmet götürmeyi görev edinmiş başkanlığımızın iki ana hedefi vardır. Bunlardan ilki her iş ve eylemde Alevi ve Bektaşi toplumunun rızalığını almaktır. Bu doğrultuda istişare etmekten bir an geri durmadığımızı gönül rahatlığıyla ifade edebilirim. İkinci ana hedefimiz ise milli birliğimizi güçlendirmektir. Başkanlık olarak bizi, biz yapan değerlerimize bağlı kalmak ve sahip çıkmak dışında; onu aktarmanın da peşindeyiz. Tüm işlerimizin temel motivasyon kaynağını işte bu iki ana hedef teşkil etmektedir. Alevi-Bektaşi toplumu için tarihi ve değerli bir süreçte bulunduğumuzun farkındalığında olarak çalışmalarımızı sürdürmekte olduğumuzu belirtmek istiyorum. İnşallah kararlılıkla yürüdüğümüz bu yolda daha çok iş üretecek ve daha fazla Can’ımıza ve cemevimizin kutlu eşiğine hizmette bulunacağız" ifadelerini kullandı. Sempozyum açılışına; Vali Zülkif Dağlı, Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, İl Jandarma Komutanı J. Alb Naim Çetinkaya, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferans sonunda Çorum Valisi Zülkif Dağlı, İslam İşbirliği Teşkilatı İslam, Tarih, Sanat ve Kültür Merkezi Orta Asya Bölge Danışmanı Prof. Dr. Ashirbek Müminov’a plaket verirken, Müminov ise Vali Dağlı’ya kaftan hediye etti.
Aydın Anaokulunda kirpi operasyonu Aydın’ın Efeler ilçesinde İstiklal Anaokulu’nun bahçesindeki su giderine sıkışan bir kirpi, Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerinin titiz çalışmasıyla kurtarıldı. Olay, sabah saatlerinde Meşrutiyet Mahallesi Gençlik Caddesi üzerinde bulunan İstiklal Anaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sabah saatlerinde anaokuluna çocuklarını getiren veliler bir kirpinin su giderine sıkıştığını fark ederek durumu okul idaresine bildirdi. Kendi çabaları ile kirpiyi bulunduğu yerden çıkartamayan okul idaresinin 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yaptığı ihbar üzerine bölgeye itfaiye ekipleri sevk edildi. Kısa sürede olay yerine gelen Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekipleri hızla yaramaz kirpiyi kurtarmak için çalışma başlattı. Kirpiyi görerek okul idaresine bildiren Emel Cem isimli veli, "Kirpiyi gördüm ve hemen okul idaresine söyledim. Okul idaresi de onlar da uğraştılar ama nasıl kurtarabileceklerini bilmedikleri için itfaiyeye haber çağırdılar. İtfaiye ekiplerinin sayesinde kirpi kurtarılacak ve doğal yaşamına geri bırakacaklar" dedi. Ekipler, kirpiye zarar gelmeden özgürlüğüne kavuşturulması için hummalı bir çalışma yürüttü. Özel ekipmanları ile hummalı bir şekilde çalışan itfaiye ekipleri kirpiyi kurtarmak için duvarı delip kirpinin ayaklarının sıkıştığı demiri demir makası ile kesti. Kirpi ekiplerin dikkatli ve duyarlı çalışmaları sonucu sıkıştığı yerden kurtarıldı. Gerekli kontrolleri yapılarak okul bahçesindeki otluk alana bırakılan kirpi bir süre sonra bölgeden uzaklaşarak gözden kayboldu. İstiklal Anaokulu idarecileri, şehirlerde yaşayan yaban hayvanlarının doğal yaşam alanlarının korunmasının herkesin sorumluluğu olduğu vurgulayarak Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ekiplerine çalışmalarda gösterdikleri hassasiyet için teşekkür etti. (MU-OD-