KÜLTÜR SANAT - 04 Ekim 2025 Cumartesi 11:55

Yozgat’tan çıkarılıyor, kadınların elinde aksesuara dönüşüyor

A
A
A

Bölge halkı için hem ekonomik hem de kültürel bir değer haline gelen bu doğal taşlar, yerel kalkınmaya ve tanıtıma da katkı sağlıyor.

Aydıncık ilçesi, sahip olduğu zengin doğal taş yataklarıyla dikkat çekiyor. Özellikle ametist ve kalsedon taşlarının yoğun olarak bulunduğu bölgede, bu taşlar yerel girişimciler ve zanaatkârlar tarafından doğadan titizlikle çıkarılıyor. Daha sonra çeşitli işlemlerden geçirilerek kolye, yüzük, küpe, bileklik ve dekoratif objelere dönüştürülüyor. El emeğiyle üretilen bu aksesuarlar oldukça talep görüyor. Aynı zamanda çeşitli sergi ve fuarlar vasıtasıyla yurdun dört bir yanında tanıtılıyor.

"Yozgat’ın o dönem ilk kadın girişimi kooperatifini kurduk"

Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Değerli Taş Sanatçısı Nimet Türker yöredeki doğal taşları aksesuara dönüştürdüklerini ifade etti. Türker, "Burada öğreticiliğini de yapıyorum. Yöremizde çıkan taşlar keşfedildiğinde o dönem Halk Eğitim’de atölye kuruldu. Dışarıdan eğitici geldi. Doğal taş ve kuyumculuk eğitimi aldık. Eğitimi tamamlayan arkadaşlarımızla birlikte bu yola devam ettik. Dernek kurduk. 2017 yılında Aydıncık Kadın Girişimi Kooperatifi’ni kurduk. Yozgat’ın ilk kadın girişimi kooperatifiydi" dedi.

"Aksesuarlarımızı kullanıp faydasını görenler oldu, bunlar aracı şifa Allah’tan"

Kadınların sosyalleşmesi ve ev ekonomisine katkı sağlaması adına çok faydası olduğunu söyleyen Türker, "Kurslar açıldı, kadınlar eğitimler aldı. Kooperatifimizde doğal taş üretimi yaptık, festival ve fuarlara katıldık. İstanbul, Bursa, Erzurum, Yalova gibi çok yere katılım sağladık. Yöremizin doğal taşını ve kültürünü tanıttık. Bu taşların faydaları eski çağlardan beri kullanılır ve alternatif tıp tarafından bilinir. Aksesuarlarımızdan alıp kullanıp şifasını enerjisini görüp teşekkür ve dua eden insanlara şahit oldum. Rabbimin güzellikle bahşettiği ışıl ışıl taşlar. Hiçbir şey boşa değil, bunlar aracı. Şifa Allah’tan" cümlelerini kullandı.

"Ametist taşı baş ağrısına, kalsedon taşı başarıya iyi gelir"

Taşların özelliklerine değinen Türker, "Mor renkli olan ametist taşı alternatif tıpta da kullanılmakta. Vücuttaki negatif enerjiyi ve stresi aldığı, pozitif enerjiye çevirdiği bilinir. Baş ağrısı, migren ve uykusuzluğa iyi geldiği bilinmekte. Bu taşlardan işlediğimiz takıları hem görsel olarak hem de şifasından faydalanmak adına çok talep görüyor. Gittiğimiz fuar ve festivallerde çok yoğun ilgiyle karşılaşıyoruz. Mavi renkli olan taş kalsedon taşıdır. Eski çağlarda Bizanslı avukatların duruşmalara girmeden önce mutlaka kalsedon taşı taktığı öğrendiğimiz bilgilerden. Başarı ve nazar taşı olarak bilinir. Radyasyonu çekmesi, stresi alması ve başarı taşı olması sebebiyle çok rağbet gören taşlarımızdan. Günümüzde ‘Avukat Taşı’ olarak biliniyor" şeklinde konuştu.

Yozgat’tan çıkarılıyor, kadınların elinde aksesuara dönüşüyor

Emel Yiğit - Beka Yiğit

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Topladıkları kozalakları kızgın ateşte saatlerce kaynatarak şifa deposuna dönüştürüyorlar Antalya’nın İbradı ilçesinde Toros Dağları’nda andız ağaçlarından toplanan kozalaklardan pekmez yapılıyor. Her derde deva olarak bilinen pekmezin kilogramı 500 TL’ye satılıyor. Antalya’nın İbradı ve Akseki ilçesinde bin-bin 500 rakımlı dağlardan toplanan andız kozalakları, özellikle civar mahallelerde yaşayanların geçim kapısı oluyor. Ürünlü Mahallesinde her yıl eylül ayında ilk haftalarında Toros Dağlarının yüksek kesimlerinde bolca bulunan ve olgunlaşmaya başlayıp yerlere dökülmeye başlayan Andız Ağacının kozalakları vatandaşlar tarafından toplanarak çuvallara katılıp evlerinde depoluyorlar. Toplama işlemleri bittikten sonra ise kasım ve aralık aylarında pekmez yapımına başlanıyor. Toros Dağları’nın sarp yamaçlarından büyük zahmetle toplanan ardıç kozalakları, köylülerin imece usulüyle yürüttüğü süreçten geçerek şifa deposu pekmeze dönüşüyor. Tamamen doğal yollarla yapılan andız pekmezi kilosu 500 TL’den satışa sunuluyor. Hiçbir katkı maddesi ve şeker eklenmeyen pekmez, şifa arayanlar tarafından yoğun talep görüyor. "Kozalakların kırılma aşaması ise tamamen el emeği" Köylüler çekiç ve keserle günlerce uğraşarak kozalakları kırıyor. Makineyle kırılan kozalakların daha fazla acı verdiğini ve pekmezin acı olduğunu belirten üreticiler, "Zahmetli de olsa kendimiz kırıyoruz. Elle kırılan Andız kozalaklarının pekmezi daha lezzetli oluyor" diyor. Acısını almak için kül ve hamur kullanılıyor Üretim, incir veya meşe külünün elenerek tencerede kaynatılmasıyla başlıyor. Kaynama işlemi tamamlandıktan sonra karışım yarım saat dinlendiriliyor ve kül dibe çöküyor. Üstte kalan su dikkatlice alınarak tavalara ikişer litre olacak şekilde dökülüyor ve tekrar kaynatılıyor. Bu işlem, andız kozalağının şırası bir saat kaynadıktan sonra uygulanıyor. Kül, kozalakların kekre ve acı tadını alırken pekmezin cam gibi berrak bir renk almasını sağlıyor ve kendine has aromasını ortaya çıkarıyor. İkinci aşamada, pişi hamuruna benzer bir hamur hazırlanıyor. Her tavaya dörder adet atılan bu hamurlar, kaynadıkça kozalaktaki kekre tadı içine çekiyor. Hamur, pekmez kıvam alana kadar kaynayan tavanın içinde kalıyor. Pekmez, ortalama 7-8 saat boyunca kızgın ateşte hiç durmadan kaynatılıyor. "20 yıldır geleneği yaşatıyorlar" Köyde bu işi sürdüren iki kardeş 70 yaşındaki Fatma Yamansoy ve 63 yaşındaki Sebahattin Özen, 20 yıldır geleneksel yöntemi yaşatıyor. Fatma Yamansoy, köyde andız pekmezi üretiminin yok olma noktasına geldiğini belirterek, "Bizden başka yapan kalmadı. Kimse dağlara çıkıp sırtında kozalak taşımıyor. Yol yok, patika yok. Ama biz ekmek davamız için zorda olsa devam ediyoruz. Yaklaşık 10 kilogram kozalaktan sadece 1 kilogram pekmez elde edilebiliyor. Müşteri sorunumuz yok, derman arayanlar bizi bekliyor" diye konuştu.
Bingöl Gençlerin fikirleri projeye dönüştü, 1 milyon 850 bin TL destek sağlandı Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (UNİDES) programı kapsamında 2025 yılı boyunca Bingöl’de faaliyet gösteren 16 üniversite öğrenci topluluğunun hazırladığı 15 yerel ve 11 ulusal proje destek almaya hak kazandı. Projeler için toplamda 1 milyon 850 bin TL hibe desteği sağlandı. Bingöl’de, Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (UNİDES) kapsamında hayata geçirilen projelerde yer alan üniversite öğrencileri için sertifika töreni düzenlendi. Bingöl Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü koordinasyonunda gerçekleştirilen törende, üniversite öğrenci topluluklarının aktif katkıları, akademisyenlerin rehberliği ve proje koordinatörlerinin özverisiyle yürütülen çalışmalarda görev alan öğrencilere sertifikaları takdim edildi. Törende sertifikalar; Bingöl Valisi Dr. Ahmet Hamdi Usta, Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Sabri Küyük ve kurum amirleri tarafından verildi. UNİDES programı kapsamında 2025 yılı boyunca 16 üniversite öğrenci topluluğunun hazırladığı 15 yerel ve 11 ulusal proje destek almaya hak kazandı. Projeler için toplamda 1 milyon 850 bin TL hibe desteği sağlandığı bildirildi. Yetkililer, programın gençlerin fikirlerini projeye dönüştürmelerine imkan sunduğunu, üniversite-şehir iş birliğini güçlendirdiğini ve gençlerin sosyal sorumluluk, üretkenlik ve toplumsal bilinç alanlarında gelişimlerine önemli katkı sağladığını ifade etti. Öte yandan, 2026 yılı UNİDES başvuruları için çağrıda bulunularak, yerel düzeyde 75 bin TL, ulusal düzeyde ise 125 bin TL destek sağlanacağı, başvuruların 11 şubat 2026 tarihinde sona ereceği bildirildi.
Tokat Tokat’ta motokuryeyi öldüren katil zanlısı arkadaşı çıktı Tokat’ın Erbaa ilçesinde motokurye Orhan Kocataş’ın evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili yürütülen soruşturmada katil zanlısı yakalandı. Cinayette kullanılan tabanca bir evin yakınındaki mazgalda bulunurken, zanlı ile maktulün olaydan önce birlikte alkol aldıkları ortaya çıktı. Olay, saat 04.30 sıralarında ilçe merkezi Ziya Gökalp Mahallesi Sipahi Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, silah sesleri üzerine dışarı çıkan yakınları, 41 yaşındaki motokurye Orhan Kocataş’ı kanlar içinde yerde bulmuş, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Kocataş tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Olayın ardından kaçan şüpheliyi yakalamak için Erbaa İlçe Emniyet Amirliği Asayiş Büro ekipleri geniş çaplı çalışma başlattı. Bölgedeki güvenlik kameralarını saniye saniye inceleyen ekipler, saldırıyı gerçekleştiren şahsın H.A. olduğunu tespit etti. Alkol masasındaki tartışma kanlı bitti Yapılan araştırmalar sonucunda kan donduran detaylar da gün yüzüne çıktı. Hayatını kaybeden Orhan Kocataş ile zanlı H.A.’nın olaydan kısa bir süre önce birlikte alkol aldıkları belirlendi. İkili arasında alkol masasında başlayan tartışmanın maktulün evinin önüne kadar taşındığı, burada kavgaya dönüşen olayda H.A.’nın yanındaki tabancayla Kocataş’a kurşun yağdırdığı öğrenildi. Tabanca mazgalda, zanlı evinde yakalandı Polis ekiplerinin gerçekleştirdiği operasyonla zanlı H.A. ikametinde kıskıvrak yakalanarak gözaltına alındı. Olayda kullanılan ve olay yerinde bulunamayan cinayet silahı ise zanlının evinin yakınındaki bir çöp mazgalına atılmış halde bulundu. Suç dosyası kabarık çıktı Gözaltına alınan H.A.’nın yapılan sorgulamasında, farklı suçlardan da aranma kaydı bulunduğu ortaya çıktı. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma sürüyor.
Bolu Bir ömürlük eğitimin son zili: 46 yıllık öğretmenlik yolculuğuna alkışlarla veda Bolu’da eğitime adadığı 46 yıllık öğretmenlik yolculuğunu tamamlayan Abdullah Aytar, son dersini verdikten sonra öğrencilerinin oluşturduğu alkış koridorundan geçerken duygu dolu anlar yaşadı, veda töreni okulda unutulmaz izler bıraktı. Bolu Sakarya İlkokulu’nda görev yapan ve meslek hayatını eğitime adamış sınıf öğretmeni Abdullah Aytar, 46 yıllık öğretmenlik serüvenini anlamlı ve duygusal bir veda programıyla noktaladı. Yıllar boyunca binlerce öğrencinin hayatına dokunan Aytar’ın emekliliği dolayısıyla okulda özel bir tören düzenlendi. Okul yönetimi ve öğrenciler tarafından gizlice hazırlanan sürpriz program, Abdullah Aytar’ın son dersine girmesiyle başladı. Son ders zilinin çalmasının ardından veda için okul müdürünün odasına giden Aytar, kısa süre sonra okul koridorunda kendisi için oluşturulan alkış koridoru ile karşılaştı. Öğrencilerin coşkulu alkışları ve sevgi gösterileri eşliğinde ilerleyen deneyimli öğretmen, bu anlamlı anlar karşısında duygularına hakim olmakta zorlandı. Veda programı sırasında duygusal anlar yaşanırken, hoparlörlerden çalınan "Hatıran Yeter" şarkısı törene ayrı bir anlam kattı. Öğrencilerin hep bir ağızdan attığı "Abdullah öğretmen" sloganları ise okulun koridorlarında yankılandı. Öğrenciler, öğretmenlerine duydukları sevgi ve minneti alkışlar ve tezahüratlarla dile getirdi.