YEREL HABERLER - 24 Temmuz 2017 Pazartesi 18:10

BEÜ’den Zonguldak’a büyük katkı

A
A
A
BEÜ’den Zonguldak’a büyük katkı

Bülent Ecevit Üniversitesi İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi BEÜ’nün Zonguldak ekonomisine katkısının saptanması amacıyla 2017 Mart ayı itibariyle başladıkları araştırmanın raporu tamamlandı.

Bülent Ecevit Üniversitesi İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi BEÜ’nün Zonguldak ekonomisine katkısının saptanması amacıyla 2017 Mart ayı itibariyle başladıkları araştırmanın raporu tamamlandı. Yaklaşık beş ay süren çalışmanın sonucunda Bülent Ecevit Üniversitesi’nin Zonguldak ekonomisine etkisinin yalnızca 2016 yılında 2.4 milyar TL olarak hesaplandı.



Bülent Ecevit Üniversitesi’ nin (BEÜ) Zonguldak ekonomisine etkisini ölçmek ve bunu görünür hale getirmek amacıyla BEÜ İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi öğretim üyeleri Prof.Dr. Yasemin Ersoy Köse (Başkan) Doç.Dr. Ertuğrul Yıldırım, Doç.Dr. Ahmet Ferda Çakmak, Doç.Dr. Mehmet Pekkaya, Yrd.Doç.Dr. Aykut Şarkgüneşi, Yrd.Doç.Dr. Şenay Saraç, Arş. Grv. Selim Ertan, Arş. Grv. Neslihan Karakoç, Arş. Grv. Ugur Ursavaş, Arş. Grv. Tahsin Erme tarafından yapılan araştırma; Zonguldak’ta faaliyet gösteren işletme ve yerel yönetimlerin, Bülent Ecevit Üniversitesi’nin bölgede oluşturduğu talep yapısını görmesi ve Zonguldak’ta geliştirilmesi gereken sektörlerin daha etkin biçimde tespitine yardımcı olması bakımından önem arz ediyor. Araştırma; yaklaşık 4 bin BEÜ öğrencisi, personeli ve firmalar üzerinde yapılan anket verileri temelli, Bülent Ecevit Üniversitesi’ne ait kurum verileri ve Zonguldak ekonomisine ait resmi veriler kullanılarak ekonomik etki analizi yöntemi ile gerçekleştirildi.



İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda projenin yürütücülüğünü yapan Prof. Dr. Yasemin Köse yapılan araştırmanın Zonguldak ekonomisinde üniversitenin varlığının etkisini ortaya koyması bakımından ve geleceğe dönük planlamalar açısından önemli olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:


“Araştırmamızda, Bülent Ecevit Üniversitesi, personeli ve öğrencilerinin harcamalarının Zonguldak ekonomisine etkisi 10 yıllık bir perspektifte ölçülmeye çalışılmıştır. Yapılan literatür incelemesi sonucunda, üniversitelerin yerel ekonomiye etkisi konusunda 1971 yılından itibaren uluslararası literatürde, 1990’lı yıllardan itibaren de Türkiye’deki üniversitelerin bulundukları şehirlere ekonomik etkilerini araştıran bir literatürün oluşmaya başladığı tespit edilmiştir. Türkiye üzerine yapılan akademik çalışmalar içerisinde de Bülent Ecevit Üniversitesi’nin Zonguldak iline ekonomik etkisini araştıran herhangi bir araştırmaya ya da yayına rastlanmamıştır. Bülent Ecevit Üniversitesinin Zonguldak iline ekonomik etkisini araştıran ilk proje olması ve proje sonucunda konuyla ilgili ilk kitabın yayımlanacak olması, projenin özgün değeri olarak değerlendirilmektedir. Yaklaşık 3000 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilen, “Öğrenci Tüketim Eğilimleri Belirleme Anketi” öğrencilerin en önemli harcama kaleminin %24,51 ile barınma harcamaları olduğu göstermektedir. 2016 yılından 2019 yılına kadar öğrenci harcamalarının %114 artışla, 2 katından daha fazla olacağı ve öğrenci harcama eğilimi belirleme anketlerine göre, toplam harcamalar içerisinde yaklaşık %65’lik paya sahip olan barınma, gıda, giyim ve ulaşım sektörlerine yönelik harcamaların ağırlıklarını koruduğu dikkate alındığında, bu sektörlerin önemi Zonguldak ekonomisi için önümüzdeki yıllarda daha da artacağı öngörülmektedir. Zonguldak ve üniversitemiz için son derece önemli olan bu araştırmanın yürütülmesinde çaba gösteren tüm proje ekibimize teşekkür ediyorum.”



Bülent Ecevit Üniversitesi’nin Zonguldak’taki varlığı, yerel ekonomi için en önemli unsurlardan biri olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Mahmut Özer şunları söyledi:



“Bülent Ecevit Üniversitesi’nin hızla gelişen kurumsal altyapısı, yerel kurum ve kuruluşlarla işbirlikleri, şehir halkına doğrudan sunulan hizmetleri, artan öğrenci ve personel sayısı Bülent Ecevit Üniversitesi’nin Zonguldak ilindeki önemini artırmaktadır. Kurumumuzun kendi harcamaları, çalışanlarımızın, öğrencilerimizin ve ziyaretçilerimizin yapmış oldukları harcamalar Zonguldak Ekonomisi içerisinde önemli boyutlara ulaşmaktadır. Bu harcamalar ekonomik sistem içerisinde gelire, istihdama ve vergi gelirlerine dönüşmektedir. Bu bağlamda üniversitemiz, bölgenin gelirini arttırmakta, bölgede istihdam yaratmakta ve hem merkezi hem de yerel yönetim bütçelerine katkı sağlayacak vergi gelirleri oluşmasına katkı sağlayarak Zonguldak ilinin ekonomisini önemli ölçüde etkilemektedir. Her geçen gün büyüyüp gelişen üniversitemizin harcamaları, personel sayısı ve personel harcamaları, öğrenci sayısı ve öğrenci harcamaları incelenen dönem boyunca artmaktadır ve bu artışın ilerleyen zamanlarda devam edeceği öngörülmektedir. Üniversitemizin çeşitli alanlarda hızlı bir gelişme trendi sergilemesi, Üniversite’nin Zonguldak ilindeki rolünü ve önemini güçlendirmektedir. Bülent Ecevit Üniversitesi, personeli ile öğrencilerinin doğrudan harcamaları, uyarılmış etkileri ile birlikte değerlendirildiğinde Zonguldak ili gayri safi yurtiçi hasılası içerisindeki payı 2016 yılında %16,7’yi bulmaktadır. Bu bulgulara Batı Karadeniz’in sağlık üssü olan ve 2016 yılında 600 binin üzerinde hastaya hizmet veren İbn-i Sina Kampüsü hasta ve hasta yakınları ekonomik etkileri dahil edildiğinde %16,7’lik pay daha da artacaktır. Öngörü hesaplamalarına göre Bülent Ecevit Üniversitesi, personeli ile öğrencilerinin doğrudan harcamaları, 2016 yılına kıyasla, 2017’de %24,59, 2018 yılında %53,03 ve 2019’da ise %91,58 artış ile 2019’da 2016’ya göre yaklaşık 2 katına çıkarak 2019 yılında doğrudan harcamaların 1,18 milyar TL’yi bulacağı öngörülmektedir. Harcamalardaki artış, Zonguldak’ta sunulan mal ve hizmetlere talebi artıracağından, ilgili kamu kurumlarının, üreticilerin, girişimcilerin ve hizmet sağlayıcılarının bu talep artışına hazırlanmaları önem arz etmektedir. Üniversitenin Zonguldak’a iline ekonomik canlılık getirdiği herkes tarafından kabul edilen bir gerçek olmakla birlikte bu etkinin büyüklüğü konusunda bilimsel bir çalışmayla ortaya koyan başta araştırma yürütücüsü Prof. Dr. Yasemin Köse olmak üzere araştırma ekibine şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Yerlikaya: “BTÖ’ye yönelik düzenlenen ‘Bozdoğan-30’ operasyonlarında 147 örgüt üyesi şüpheli yakalandı” İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Bölücü Terör Örgütüne (BTÖ) yönelik düzenlenen “Bozdoğan-30” operasyonlarında 147 örgüt üyesi şüphelinin yakalandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, İl Jandarma Komutanlıklarınca Adıyaman, Ağrı, Aydın, Burdur, Diyarbakır, Edirne, Erzurum, Gaziantep, Giresun, Hatay, İstanbul, Kocaeli, Kilis, Osmaniye, Rize, Siirt, Şırnak, Tekirdağ ve Van’da operasyonlar düzenlendi. Jandarma tarafından 19 ilde düzenlenen operasyonlarda şüphelilerin, sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü propagandası yaptıkları, terör örgütüne üye olma ve terör örgütüne yardım ve yataklık etme suçlarını işledikleri tespit edildi. Emniyet Müdürlükleri tarafından ise İstanbul, Mersin, Ankara, Antalya, Aydın, Denizli, Elazığ, İzmir, Kilis, Manisa, Mardin, Sivas, Şanlıurfa, Şırnak ve Van’da operasyonlar düzenlendi. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, İstihbarat ve TEM Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu İstanbul merkezli Ankara ve Şanlıurfa’da düzenlenen operasyonlarda şüphelilerin, bölücü terör örgütünün “Basın Yapılanması” içerisinde faaliyet gösteren, terör örgütüyle bağlantılı ve terör örgütü lehine yayın yapan haber sitelerinde faaliyet yürüterek propaganda içerikli program ve haberler yaptıkları, sosyal medya hesapları üzerinden terör örgütü propagandası yatıkları ve terör örgütünün basın komitesi içerisinde faaliyet yürüterek, örgüte yönelik yayın yapan kanallarda muhabirlik yaptıkları tespit edildi. Emniyet ekipleri tarafından diğer illerde yapılan operasyonlarda ise şüphelilerin, nevruz etkinliklerine katılarak terör örgütünün propagandasını yaptıkları, 2022 yılı içerisinde ülkemize illegal yollardan geçtikleri tespit edilerek yakalanan terör örgütü mensuplarına ülkemize geçişleri sırasında yardım ettikleri, geçmiş dönemlerde terör örgütü içerisinde faaliyet yürüttükleri ve haklarında kesinleşmiş hapis cezası ve aranma kayıtları bulundukları tespit edildi. Operasyonlar sonucunda çok sayıda ruhsatsız tabancaya, çok sayıda av tüfeğine, plastik el bombası ve çok sayıda dijital materyal ve örgütsel dokümana el konuldu.
Bayburt Çoruh’un su seviyesi yağışlarla birlikte yükseldi etrafında çay keyifleri başladı Bayburt kent merkezinin ortasından geçen, Türkiye’nin en hızlı, dünyanın ise ikinci hızlı akan nehri unvanına sahip Çoruh Nehri’nin su seviyesi, kar sularının erimesiyle ve bahar yağışlarının bol olmasıyla birlikte yeniden yükseldi. Kışın donan, bu aylarda ise kar sularıyla beslenerek artan debisiyle güzel görüntüler oluşturan Çoruh’a karşı Bayburtluların çay keyfi başladı. Havaların ısınmasıyla beraber nehir kenarında bulunan çay evlerini dolduran Bayburtlu vatandaşlar Çoruh’a karşı çay içerek, dondurma yiyerek keyifli vakit geçiriyorlar. Bahar aylarında su seviyesi bir hayli artan, yaz aylarında suyu çekilen nehir kenarında vatandaşlar hem yürüyüş yapıyorlar, hem de dalga sesleri eşliğinde çay içerek sohbet ediyorlar. Dalga sesleriyle huzur bulan Bayburtlular, nehrin önceki yıllarda taştığını şimdilerde ise su seviyesinin yeterli olduğunu belirttiler. Çoruh’a karşı arkadaşlarıyla birlikte çay içmeye gelen Kemalettin Demir isimli vatandaş, havaların biraz daha ısınmasıyla nehrin suyunun giderek yükseleceğini, debisinin artacağını belirterek, "Çoruh’un suyunun daha yüksek olduğu zamanlarda, su köprünün alt kısmına vururdu. Su köprüden taşardı, çarşı sele uğrardı. Şu an su seviyesi normal aşırı değil ancak kurumuş da değil. Yağmur sularıyla nehir beslendi, havalar biraz daha ısındıkça su seviyesi daha da çoğalır. Çoruh’a karşı çay içmeyi çok seviyorum. Benim işim çay içmek. Çoruh’un kenarı, temiz hava, suyun sesi bundan iyisi mi var? Çoruh’a karşı çay içmek sevdiğim bir aktivite, ben seviyorum. Nehir boyunca siz de insanları görürsünüz herkes Çoruh kenarında, genellikle Çoruh’a karşı oturuyorlar" dedi. Temiz havada rıhtımda çay keyfi yapan Orhan Çınar isimli Bayburtlu, "Dağdaki karların erimesinden dolayı, Nisan yağmurlarının yüksek yerlere yağmasından dolayı nehrimizin suları yükseldi. Biz de rıhtımda çay keyfi yapıyoruz. Çoruh kenarında hava almak, çay içip sohbet etmek benim için büyük bir zevk" diyerek konuştu. Bahar yağmurları ve kar sularıyla Çoruh’un debisinin arttığını belirten Adem Aka, "Yağan yağmurlar, kar sularının nehire karışması sonucu Çoruh’umuzun su seviyesi bayağı bir arttı. Önceki yıllarda suyun köprünün üzerinden taştığı zamanları da hatırlıyorum. Bu sene su seviyesi yüksek ama taşkına neden olmaz. Şu an Çoruh’un bu durumu ideal, su seviyesi bir hayli yüksek" ifadelerini kullandı. Su seviyesinin bir ay daha yükseleceğini tahmin eden Fatih Demirer isimli vatandaş ise, "Eriyen karlarla, yağmur sularıyla beraber kaynaklar çoğaldı, Çoruh Nehri’nin debisi yükseldi. Eskiden bu köprünün üzerinden suların taşarak taşkına neden olduğunu bizler iyi biliyoruz, hatırlıyoruz. Bu yükseliş hemen hemen bir ay daha devam eder. Mayıs ayından sonra sulama sezonu başlayınca biraz daha su seviyesi düşer. Bundan sonra yağışlarla beraber sel baskınları da olabilir" şeklinde konuştu.
Erzincan Annesini ayı yiyen ve ölmekten gazeteci tarafından kurtarılan keçi yavrusu büyüdü Erzincan’da yaklaşık 1 ay önce annesini ayı yiyen ve ölmekten gazetecinin sayesinde kurtulan oğlak büyüdü. Kendisini ziyarete giden gazeteciyle adeta hasret giderdi. Erzincan’ın Çağlayan beldesinden Munzur Dağlarına trekking yapmak için yaklaşık 2 bin metre rakıma çıkan Murat Aydemir ve beraberindeki arkadaşı doğadan gelen inleme sesi üzerine irkildi. Bir süre etrafa bakınan Aydemir, yarısı yenmiş kalan kısmı da toprağa gömülen keçiyi ve kış uykusundan uyanan ayının ayak izlerini gördü. Ayı tarafından öldürülen keçinin yanına giden Aydemir ve arkadaşı çalılıkların dibinden bir ses duymaları üzerine baktıklarında kısa bir süre önce dünyaya gelen keçi yavrusunu fark ettiler. Murat Aydemir, bitkin ve ölmek üzere olan keçi yavrusuna, şeffaf eldivenin parmak kısmını biberon gibi kullanıp içerisine ılık su ve şeker katıp süt niyetine içirdi. Bir süre sonra karnı doyan yavru keçi kendini toparladı. Sırt çantasına yavru keçiyi koyarak köye dönen Aydemir, keçinin sahibi olan Çağlayan Beldesinden Abdullah Anlar’a ulaştı. Munzur Dağından köye yaklaşık 2 saatlik yolu gazetecinin sırt çantası içerisinde gelen yavru keçi, kanguru yavruları misali çantayı barınağı gibi sahiplendi. Şirinliğiyle mutluluk kaynağı olan yavru keçi, dışarı çıkarıldığında dönüp dolanıp çantanın yanından ayrılmak istemedi. “O oğlak büyüdü” Murat Aydemir aradan geçen yaklaşık 1 ay sonra oğlağı görmek için Abdullah Anlar’ın ağılına gitti. Diğer oğlaklarla birlikte gayet sağlıklı görünen keçi yavrusu, hayatını kurtaran insana adeta vefa gösterisinde bulundu. Aydemir ile hasret gideren oğlak tebessüm ettirdi.