POLİTİKA - 15 Mart 2019 Cuma 16:54

Devlet Bahçeli’den Avrupa Parlamentosu kararına sert tepki

A
A
A
Devlet Bahçeli’den Avrupa Parlamentosu kararına sert tepki

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Zonguldak mitinginde Avrupa Parlamentosu’nun kararını eleştirerek, “Bize parmak sallıyorlar.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Zonguldak mitinginde Avrupa Parlamentosu’nun kararını eleştirerek, “Bize parmak sallıyorlar. Bize aba altından sopa gösteriyorlar. FETÖ’cülerin, PKK’lıların tesiriyle Türkiye hakkında değerlendirme yapıyorlar. Türk milleti bu oyunları yutmaz. Türkiye bu zillet ve husumet emelleri sineye asla çekmez. Aslında istiyorlar ki, bölünelim. İstiyorlar ki, Sevr şartlarına ricat edelim. Dayatıyorlar ki, birbirimize girelim, birbirimizden kopalım. Hedefliyorlar ki, Anadolu’dan dağılmış ve ufalanmış halde çıkıp gidelim. Yok öyle yağma” diye konuştu.


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Zonguldak’ta partisinin mitinginde halka hitap etti. Madenci Anıtı önünde gerçekleştirilen açık hava toplantısında konuşan Bahçeli, partisinin Zonguldak adaylarını tanıttı.



“Bize parmak sallıyorlar. Bize aba altından sopa gösteriyorlar”


Avrupa Parlamentosu’nun kararını sert bir dille eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Bekamızı müdafaa ettiğimiz için Türkiye Cumhuriyetini muazzam bir mücadele şuuruyla kurabildik. Ancak bekamızı yıkmak istiyorlar. 15 Temmuz hain FETÖ darbe teşebbüsü bunun en cani misallerindendi. Terör örgütleri durmak bilmiyor. Emperyalizm karanlık planlarını icra etmekten vazgeçmiyor. Avrupa Parlamentosu’nun çürük ve hükümsüz kararını eminim ki duydunuz. AB müzakerelerinin askıya alınmasını öneren raporu kabul etmişler. Bize parmak sallıyorlar. Bize aba altından sopa gösteriyorlar. FETÖ’cülerin, PKK’lıların tesiriyle Türkiye hakkında değerlendirme yapıyorlar. Türk milleti bu oyunları yutmaz. Türkiye bu zillet ve husumet emelleri sineye asla çekmez. Aslında istiyorlar ki, bölünelim. İstiyorlar ki, Sevr şartlarına ricat edelim. Dayatıyorlar ki, birbirimize girelim, birbirimizden kopalım. Hedefliyorlar ki, Anadolu’dan dağılmış ve ufalanmış halde çıkıp gidelim. Yok öyle yağma! Şimdiye kadar başaramadılar, bundan sonra da başaramayacaklar. Türk milletini asla yenemeyecekler. İster ekonomik tetikçileriyle gelsinler, döviz silahını üzerimize doğrultsunlar. İster siyasi kumpaslarıyla gelsinler, tefrika ve nifak saçsınlar. İsterse de, 15 Temmuz gecesinde olduğu gibi, tepemizden bomba atsınlar, kurşun yağdırsınlar. Yapamazlar, bu milleti geçemezler, Türkiye’yi yıkamazlar. Biz bekamıza sahip çıktığımız sürece zalime direniriz. Biz bekamıza sahip çıktığımız müddetçe haine aman diletiriz. Bu nedenle 31 Mart seçimleri bir beka seçimidir” diye konuştu.



“Kılıçdaroğlu daha YPG’nin bize saldıracağına inanmıyor”


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “15 Temmuz darbe ve işgal teşebbüsünden sonra, milletin sinesinden çıkan, yüksek iradesinden doğan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, milli güvenlik tehditlerine ve milli bekamıza yönelik saldırılara çok güçlü bir cevaptır. Yeni hükümet sistemi, muhtemel 15 Temmuz gecelerine, Türkiye’yi istila emellerine karşı kalıcı, sağlam, donanımlı ve kuvvetli bir tedbirdir. Yeni hükümet sistemi, Türkiye’nin geleceğidir. Bu itibarla kurum ve kurallarıyla oturması ve olgunlaşması lazımdır. Bu itibarla ilke ve esaslarıyla iyice kökleşip devlet yönetimindeki aksak ve gedikleri telafi ve tedavisi elzem ve acil bir ihtiyaçtır. 31 Mart’ta Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne tam manasıyla uygun bir mahalli idareler yönetimi bizzat milletimiz, bizzat Zonguldak tarafından tesis ve bina edilmelidir. Merkezi yönetim ile yerel yönetim arasında çelişki yaşanmamalıdır. Eğer yaşanırsa devlet zayıflayacak, milli irade zaafa uğrayacaktır. Bu durum karşısında zaafa düşmemiz, güvencesiz kalmamız mutlaktır. İşte bu sebeple 31 Mart seçimleri bekamızın seçimidir. Türkiye’nin istikbal hakları 31 Mart’ta oylanacaktır. Zalimler hava kokluyor. Hıyanet ortakları uygun ortam yokluyor. Yine üzerimize gelecekler, şanslarını bir kez daha deneyecekler. Zillet İttifakı’nı oluşturan partiler bunu görmüyor, bunu anlamıyor. Türk milletinin var oluş mücadelesine riayet göstermiyorlar, hürmet etmiyorlar. Çünkü aldıkları talimat budur. Unutmayınız ki, zalimlere kıyakçılığın sonu eninde sonunda ayakçılıktır. Türk milletini, Türk devletini hiç kimse ayağa düşüremez. Hiç kimse zillete mecbur edemez, zilletin zehrinden içiremez. CHP, PKK’nın siyasi acentesi HDP’yle yol yürüyor. Kılıçdaroğlu daha YPG’nin bize saldıracağına inanmıyor. Kürdistan beyanlarına sıcak ve sempatik bakıyor. Şu gaflete bakar mısınız? Şu zillete dikkat eder misiniz? Kılıçdaroğlu, kulağına ne fısıldanmışsa onu söylüyor. Türkiye düşmanlarının düdüğünü öttürüyor. Bölücülerle aynı safa giriyor, teröristlerle aynı hedefe odaklanıyor. CHP’ye oy veren vatandaşlarım, bunu nasıl kabullenecekler? Bu zillete nasıl onay verecekler? Bu çarpıklığa nasıl tahammül gösterecekler? Bugünkü CHP’nin neresi aziz Atatürk’e benziyor? Ayıptır, günahtır, yazıktır, CHP’ye gönül verenlere hakarettir. İP’e oy veren kardeşlerim, bugüne kadar giydikleri parti şapkalarıyla övünen, ilke ve fikriyatları olmayan, HDP’yi Kürt siyasi hareketi olarak tanımlayıp ittifak kuran ilkesizleri nereye kadar sırtlarında taşıyacaklardır? Bunlarda siyasi ahlak yok. Bunlarda Türkiye sevgisi yok. Bunlarda Zonguldak’a muhabbet yok. İşleri güçleri yalan dolan. Üstelik 31 Mart seçimlerine beka seçimi dedikçe hopluyorlar. Adeta zıvanadan çıkıyorlar. Akıl ölçüleri hepten kayboluyor, şuur kapakları tümden kapanıyor. Zillet İttifakı Türkiye’nin karşısındaki çetedir, şebekedir, mihraktır. Zillet İttifakı siyasi aldatma ve kandırma markasıdır. Dikkat buyurunuz, 31 Mart seçimlerinden çok korkuyorlar. Başlarına gelecekleri görüyorlar. Belalarını bulacaklarını hissediyorlar. Zonguldak’ın iradesinden ürküyorlar, heybetinden tir tir titriyorlar. Ama korkuları beyhudedir, kaçacakları, saklanacakları yer kalmamıştır. Biliniz ki, vakti geldiğinde mutlaka sandıkta milletimize hesap vereceklerdir” diye ifade etti.



“31 Mart Türkiye’nin bugüne kadar gerçekleştirdiği en önemli seçimlerden birisi olacaktır”


Bahçeli, 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak olan yerel seçimlerin önemine dikkat çekerek şöyle dedi:


“Emeğin şehri, erdemin şehri, helal lokmanın şehri, fedakarlığın şehri Zonguldak’ı yürekten selamlıyorum. Hepinize en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum. 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimlerine 16 gün kala Zonguldaklı kardeşlerimle buluşmanın hazzını ve kıvancını yaşıyorum. 31 Mart seçimlerinin ülkemize, milletimize, Zonguldak’ımıza, milli geleceğimize ve elbette milli bekamıza hayırlı olmasını, güzelliklere ve yeni bir diriliş ruhuna kaynaklık etmesini Rabbim’den niyaz ediyorum. Bu açık hava toplantımızın gerçekleşmesinde emeği geçen her dava arkadaşıma teşekkür ediyor hepinize hoş geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum. Zonguldak yerin binlerce metre derinliğinde nafakasını bulan azmin şehridir. Zonguldak kömürün karasından helal rızkının aydınlığını çıkaran çalışkan ve faziletli insanlarımızın diyarıdır. Zonguldak Türkiye için üreten, Türkiye’yi ısıtıp Türkiye’yi ışıklandıran adanmış ve ahlaklı insanlarımızın yöresidir. Madenci Anıtı Meydanı’nı dolduran siz değerli kardeşlerimle, Zonguldak’ta nefes alan, hayat mücadelesi veren her saygıdeğer vatandaşımla iftihar ediyor, alayınızı birden kucaklıyorum. 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri Türkiye’nin bugüne kadar gerçekleştirdiği en önemli seçimlerden birisi olacaktır. 31 Mart seçimleri hem bekamız hem de bereketimiz için tarihi nitelikte bir seçime sahne olacaktır.”



“Huzur istiyorsanız adres MHP’dir”


Zonguldak’ın ağırlıklarından kurtulup, kamburlarından sıyrılması için yegane çözümün MHP olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “Güven ve güvence istiyorsanız çare MHP’dir. Zonguldak ağırlıklarından kurtulsun, prangalarını söksün, kamburlarından sıyrılsın diyorsanız yegane çözüm MHP’dir. Huzurlarınızda Zonguldak Belediye Başkan Adayımız Sayın Hamdi Ayan’ı hepinize emanet ediyor, üç hilale desteğinizi bekliyor ve bunu temenni ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi’nin birbirinden değerli belediye başkan adaylarıdır ve sizlerin desteğiyle inşallah başarıya ulaşacaklardır. Zonguldak’ın sorunlarını biliyoruz. Zonguldak’ı çok iyi tanıyoruz. Türkiye Taş Kömürü Kurumu’nun işçi yetersizliğinden dolayı kapanma aşamasına gelmesinden de derin bir üzüntü duyuyoruz. Bu kurum geçim kapısı, Zonguldak’ın ekmek teknesidir. TTK’nın kapanması veya kapasitesini azaltması hiç doğru değildir, tasvip ettiğimiz bir şey de olamayacaktır. Biliniz ki, alın terinizin heba olmasına seyirci kalamayız. Biliniz ki, emeklerinizin zayi olmasına sessiz duramayız. Biliniz ki, işinizi kaybetmenize tahammül edemeyiz. Türkiye Taş Kömürü Kurumu millidir, Zonguldak’ın geleceğidir, kesinlikle sahip çıkacağımızdan da hiç kimsenin endişesi olmamalıdır. Kömürün karasından ekmeğinizi çıkartıyorsunuz. Bu takdir edilecek, hürmet edilecek, hayranlıkla anılacak bir durumdur. Hakkınız olmayanı istemiyorsunuz. Hak etmediğiniz bir şeyi beklemiyorsunuz. Zonguldak’ta tembellik tutunamaz, gevşeklik barınamaz, tufeyliler bulunamaz. Sizler çalışarak nefes alıyorsunuz, yerin altını umutlarınızla aydınlatarak çocuklarınızın nafakasını kazanıyorsunuz, tencerelerinizi emeklerinizle kaynatıyorsunuz. Sonuna kadar helal olsun, hepinizi kutluyorum. Zonguldak üreten, ülkesi için ter döken onurlu insanların yuvasıdır. Bu yuvanın karartılmasına gönlümüz razı olmaz. Bu yuvanın hüznüne müsaademiz olamaz. Elbette yerin üstü uyurken, yerin altı canlıdır. Zonguldak gece gündüz işleyen bir cesaret ve hamiyettir. Bazen olur gaz sızar, bazen olur grizu patlaması yürekleri yasa boğar. Huzurlarınızda bugüne kadar pek çok maden kazasında hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler diliyorum. Mekanları cennet olsun diyorum” diye ifade etti.



“Zonguldak için 67 projenin takipçisiyim ve sahip çıkacağım”


MHP Zonguldak Belediye Başkan adayı Hamdi Ayan’ın 67 projesinin takipçisi olacağını ve sahip çıkacağının altını çizen Bahçeli, şöyle devam etti:


“Özellikle Zonguldak Belediye Başkan Adayımız Sayın Hamdi Ayan’ın ilan ettiği 67 projenin gerçekleşmesini hem takip edeceğim hem de sahip çıkacağım. Binlerce yeni istihdam için, yeni yollar için, yeni kadın girişimci kooperatiflerinin kurulması için MHP iradenize taliptir, MHP göreve hazırdır. Ve bunların hepsinin takibini yapmak da boynumun borcudur. Zonguldak hamd olsun tıpkı Karadeniz gibi al bayrağa yol veriyor, al bayrağa sahip çıkıyor, üç hilalde uzlaşıyor. Zonguldak Karadeniz gibi çırpınıp sevdalılarını bağrına basıyor. Helalin peşinden hilalin gölgesinden asla ayrılmıyor. Çok yaşa Zonguldak, bin yaşa Zonguldak, her daim var ol Zonguldak. Milletimizin her güzel insanını bir ve eşit gören bir mizaca sahibiz. Hiç kimseyi ayırmıyoruz. Hiç kimseyi dışlamıyoruz. Hiç kimseyi yok saymıyoruz. Bu vatan benim, bu bayrak benim, bu ülke benim, bu devlet benim diyen her kardeşimle beraberiz, birlikteyiz, aynı geleceğin izindeyiz. Hiç kimsenin kökenine bakmadık. Hiç kimsenin anasının diliyle ilgilenmedik. Hiç kimsenin siyasi, fikri ve ideolojik aidiyetini mesele etmedik. Biz birlikte Türkiye olduk. Biz Zonguldak’ın sevgisinde buluştuk. Milli bekamızı yaşatmanın azim ve hedefinde birleştik, bunda sözleştik, bununla ahitleştik. Zonguldak Cumhur İttifakı’nın kapsamında değilse de, AK Parti’li kardeşlerimizle biriz, beraberiz. Çünkü biz Cumhur İttifakı’yız. Çünkü biz Türk milletinin var oluş mücadelesinin yılmaz neferleriyiz. Çünkü biz millet-i ebed müddetin, devlet-i ebed müddetin yıkılmaz kalesiyiz. CHP’ye oy veren kardeşlerim, gelin bu mücadeleye siz de katılın. İP’e gönül veren kardeşlerim, gelin bu şerefe siz de ortak olun. Zillet İttifakı’nın niyeti iyi değildir. Amacı temiz değildir. Geleceği hayırlı değildir.”



“Onurlu hayat, bağımsız gelecek, dik baş için beka diyoruz”


Beka vurgusu yapan Devlet Bahçeli, “Türk milleti ahlakıyla, anılarıyla, var oluş ilkeleriyle tarih boyunca adından söz ettirmiş, hükümranlığını ve haysiyetini korumayı bilmiştir. En korkunç ölümlere maruz kalmamak için beka diyoruz. Tarihten silinmemek için beka diyoruz. Onurlu hayat, bağımsız gelecek, dik baş için beka diyoruz. Ebediyet ırmağına coşkun nehirler gibi akmak için beka kararındayız. Eğer beka yoksa, bağımsızlık yoksa, milli varlık zillete düşmüşse ne madenin, ne de çıkarılacak kömürün hiçbir önemi de yoktur. Beka, milli cevherdir, damarlarımızdaki asil kandır. Ötüken’den çıktık çıkalı bekamızı namus bildik. Söğüt’ten yayıldık yayılalı bekayı korumak için and içtik. Son yurdumuzu kutlu fethimizin ruhuyla buluşturduk buluşturalı bekadan en ufak taviz vermedik, en küçük geri adım atmadık. Bekamızı muhafaza ettiğimiz için bugün buradayız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Giresun Pembe kimlikle 38 yıl yaşayan Kumral Bodur’un hayatı film oluyor Giresun’da nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı pembe kimlik verilen ve 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalışan 52 yaşındaki Kumral Bodur’un hayatı beyaz perdeye ilham kaynağı oldu. Yazar Aziz Nesin’in filmlere de konu olan “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” romanının ardından, nüfus müdürünün hatası nedeniyle nüfusa kadın olarak kaydedilen Kumral Bodur’un 38 yıl boyunca erkek olduğunu ispatlamaya çalıştığı hayat hikayesi de filme konu oluyor. Filim yapımcılarının kendisini aradığını anlatan Kumral Bodur, “Trajikomik bir film hikayesi için hayatımın bir film senaryosuna ilham kaynağı olmuş. Bununla ilgili filmin yönetmenliğini yapacak olan Abbas Karatekin ve Yapımcısı Ulaş Karadeniz beni aradılar ve projelerinden bahsettiler. Ben de olumlu yaklaştım. Önümüzdeki günlerde Giresun’a gelip senaryo yazımı için detaylı görüşmeler yapacağız” dedi. 15 hakim, 19 savcı değişmiş, kimliği değişmemişti Giresun’un Bulancak ilçesinde yaşayan 52 yaşındaki Kumral Bodur nüfus memurunun yaptığı hatadan dolayı nüfusa kadın olarak yazılmış ve pembe kimlik verilmişti. Ancak yapılan hatanın düzeltilmesi ise tam 38 yıl sürmüş bu süre içerisinde evlenip çocuk sahibi olmasına rağmen ne resmi evlilik yapabilmiş ne de çocuklarını nüfusuna yazdırabilmişti. Çocuklarını kardeşlerinin nüfusuna yazdıran Kumral Bodur, sigortalı bir işe girip çalışamamış ve askerlik görevini de yapamamıştı. 15 hakim, 19 savcının değiştiği hukuk mücadelesi ise tam 38 yıl sürmüştü. Kumral, mahkeme sürecinde yaşadığı psikoloji sorunlar nedeniyle aldığı hapis cezasını da, kadın kimliğiyle, erkek cezaevine girdiğinde ise yanlışlığın fark edilmesi sonucu cezaevinden dışarı çıkartılmıştı.
Amasya Amasyalı öğrenciler okulda ata tohumu ekip fide yetiştirdi Amasya’nın Taşova ilçesinde Emine Bursalı İmam Hatip Ortaokulu öğrencileri ve öğretmenleri okulda ektikleri ata tohumlarından fide yetiştirdi. Çileklerin ve diğer sebzelerin hasadı yapılırken ata tohumu domates fideleri de okul bahçesinde oluşturulan seraya dikildi. "Ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz" Fen ve teknoloji laboratuvarında yetiştirilen ata tohumları, ‘Eğitimde Rehberlik ve Destekleme Modeli (ERDEM) Destek 2022 Programı’ çerçevesinde sağlanan 25 bin liralık destekle okul bahçesinde oluşturulan 25 metrekarelik seraya taşınarak öğrencilerin elinde toprakla buluştu. Çok heyecanlandıklarını belirten 7. sınıf öğrencisi Abdullah Ensar Sarıbaş, “Getirdiğimiz ata tohumlarını burada yetiştiriyoruz. Burada çilek, marul, maydanoz gibi bir sürü çeşit bitki bulunuyor” dedi. Arkadaşı Tuğçe Naz Aşık da, “Köyümüz uzak olduğu için git, gel yapamıyoruz. Okulumuzda bunun gibi sera olduğu için tarımdan da yararlanabiliyoruz. Laboratuvarda üretiyoruz. Sonra gelip buraya dikiyoruz” diye konuştu. "Amacımız akademik başarının yanı sıra evlatlarımızı hayata da hazırlamak" Çalışmanın öğrencilerinin gelişimi için fırsat olduğuna işaret eden Fen Bilimleri Öğretmeni Bayram Atalay, “3 sene önce kurulan serada çilek, domates, salatalık, karnabahar, roka yetiştiriyoruz. Çocuklara eğitim, öğretim faaliyetinin haricinde yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi de öğretiyoruz” şeklinde konuştu. Amaçlarının akademik başarının yanı sıra evlatlarını hayata da hazırlamak olduğunu vurgulayan Okul Müdürü Ali Buğalı ise, “Son yıllarda küresel ısınmayla beraber gıdaya erişim konusundaki sıkıntıları göz önüne aldığımızda toplumumuzun üreten, kendi kendine yeten bir toplum olması açısından tarım faaliyetlerine yönelip her türlü sebze ve meyveyi yetiştirmeye çalışıyoruz. Onlara da örnek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Ankara TESK Genel Başkanı Palandöken: “İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin sadece yasal bir zorunluluk değil insanın en temel haklarından biri olduğunu vurgulayan TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Ülkemizde, iş sağlığı ve güvenliği konusunda önemli adımlar atılmakla birlikte hala iyileştirilmesi gereken alanlar bulunmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği en temel haklardan biridir” dedi. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası vesilesiyle yazılı bir mesaj yayınlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “ILO verilerine göre 2023 yılında Türkiye, ölümcül olmayan mesleki yaralanmalar bakımından dünyada 11. sırada, ölümlü iş kazası sayısı bakımından ise 15. sırada yer alıyor. İş kazaları üzerine veriler toplayan ve paylaşan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2023 yılında en az bin 929 işçi hayatını kaybetti. Bir ülkede meydana gelen iş kazalarının sayısının azalması, o ülkenin iş sağlığı ve güvenliği açısından ne kadar başarılı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği yönetiminin uygulanabilirliği ile iş kazalarının önceden engellenmesi oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki her iş kazası önlenebilir nitelikte bir risktir ve bu konuda alınacak önlemler hayati önem taşır. Herkesin sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olması, daha verimli ve mutlu bir işgücü oluşturmaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı. İş sağlığı ve güvenliği konusunun seçenek değil zorunluluk olduğunu belirten Palandöken, “Çalışanların daha güvenli bir ortamda çalışmalarını sağlamak, hem işverenlerin hem de çalışanların ortak sorumluluğudur. İşverenlerin ve çalışanların iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmeleri, uygun ekipmanların kullanımı, risklerin değerlendirilmesi ve önleyici tedbirlerin alınması önemlidir. Sağlıklı çalışma ortamları oluşturarak, çalışanların daha mutlu, daha sağlıklı ve daha verimli olmalarını sağlamak hem işletmelerin hem de toplumun yararınadır. Esnaf ve sanatkarlar için iş sağlığı ve güvenliği konularına uyum sağlamak, yasal sorunlardan kaçınmak ve işletmelerini güvende tutmak açısından hayati öneme sahiptir. İşletmelerin itibarını korumak için düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınmalı ve çalışanlara gerekli eğitimler verilmelidir. Bu vesile ile 4-10 Mayıs İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nda tüm işletmelere kazasız bir çalışma hayatı dilerken, bu konuda daha bilinçli, duyarlı ve sorumlu olmamız gerektiğinin altını çiziyorum” dedi.