GENEL - 20 Şubat 2020 Perşembe 10:39

(Özel) İş yerine astığı pankartı gören herkes teşekkür etti

A
A
A
(Özel) İş yerine astığı pankartı gören herkes teşekkür etti

Zonguldak’ta bir restoran işletmecisi, "Eğer tacize veya şiddete maruz kalırsan hemen bize koş" yazılı pankart astı.

Zonguldak’ta bir restoran işletmecisi, "Eğer tacize veya şiddete maruz kalırsan hemen bize koş" yazılı pankart astı. Pankartı görenler ise teşekkür etmek için iş yerine koştu.


Kadına ve çocuğa yönelik taciz, şiddet olaylarının kamuoyunda geniş yer bulması üzerine Bülent Ecevit Üniversitesi ile aynı cadde üzerinde bulunan bir restoran işletmecisi harekete geçti.


İş yerinin camına asılan "Sana söz, herhangi bir durumda rahatsız edildiğini ve tacize uğradığını hissedersen, çeşitli şiddet türlerine maruz kalırsan, yer ve zaman ve fark etmeksizin biz senin yanındayız. Tereddüt etmeden bu kapıya koş. Güvenliğini sağlayacağımıza ve seni evine rahatça ulaştıracağımıza söz veriyoruz" yazılı pankart kısa sürede ilgi odağı oldu.



"Ailelerinden uzakta öğrenim gören gençler var"


İşletmenin ortaklarından 28 yaşındaki Berdan Güler, Emine Bulut’un bir restoranda bıçaklanmasının ardından farkındalık oluşturmak amacıyla böyle bir pankart astıklarını ifade etti. Güler, "Emine Bulut’un bir restoranda öldürülmesi, restoranda ’ölmek istemiyorum’ demesi ve restoran sahiplerinin duyarsız kalması başlangıç olarak bizi çok etkiledi. Ondan sonra yaşanan kadın cinayetleri, tacizler ciddi manada bizi etkiledi. Ortaklarımızdan biriyle böyle bir fikir ortaya çıktı. Üniversitenin karşısında esnaflık yapıyoruz. Sonuçta burada ailelerinden uzakta öğrenim gören gençler var. Duyarsız kalmamak için ne yapabiliriz diye kendi çapımızda bir yazı yazdık. Elimizden geldiği kadar da sahip çıkmaya hazırız" dedi.



Yardım için değil teşekküre koştular


Pankartta yazan "Tacize veya şiddete maruz kalırsan tereddüt etmeden bu kapıya koş" yazısını görenlerin kendilerine teşekkür etmeye geldiğini anlatan Güler, "Gayet güzel tepkiler alıyoruz. Özellikle pankartın fotoğrafını çekip sosyal medya hesaplarında paylaşanlar var. Tebrik eden çok insan oluyor. Şu ana kadar sığınan arkadaşlar olmadı. Teşekkür etmeye gelenler var. Ama öyle bir durum söz konusu olursa gerek polise başvurarak gerekse kendi imkanlarımız doğrultusunda sahip çıkmaya hazırız. Ciddi anlamda ticaretten ziyade farkındalık oluşturmak, ülkemiz sorunlarına duyarlı olmak istedik. Kadınların ve çocukların tacize veya şiddete maruz kalmalarına karşı sesimizi çıkartalım dedik. İnsanlara duyarlılığımızı göstermek istedik. Burada bütün esnaf arkadaşlarım olsun bunu yapmalarını istiyoruz. Talep ediyoruz. Sonuçta burada öğrenim gören öğrenciler ailelerinden uzak. Gençlerimize sahip çıkmalıyız. Bir çok esnafımız da bu konuda duyarlı" şeklinde konuştu.


Pankartı gördüğünde mutlu olduğunu ifade eden Refika Yavuz ise "Tebrik ediyorum. Gün geçmiyor ki kadın cinayetleri haberleri izliyoruz. Kadına şiddet olayları gündem oluyor. Çok üzücü. Böyle bir yazıdan dolayı arkadaşları tebrik ediyorum" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.