GENEL - 08 Temmuz 2020 Çarşamba 15:13

GMİS yönetim kurulu, Gelik’te madenciyi ziyaret etti

A
A
A
GMİS yönetim kurulu, Gelik’te madenciyi ziyaret etti

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessesesi Gelik İşletmesi’nde çalışan madencileri ziyaret ederek kıdem tazminatı konusundaki gelişmeler hakkında bilgilendirdi.

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessesesi Gelik İşletmesi’nde çalışan madencileri ziyaret ederek kıdem tazminatı konusundaki gelişmeler hakkında bilgilendirdi.


Ziyarete; GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Mali Sekreter Volkan Yıldız, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir, Karadon Şube Başkanı Kemalettin Karataş ve şube yöneticileri katıldı.


Kıdem tazminatının işçi sınıfının son kalesi olduğunu belirten GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, “Kıdem tazminatımıza dokundurtmayacağız” dedi. Yeşil, "Zorlu bir pandemi sürecinden geçiyoruz. Bu süreçte özellikle kişisel hijyeninize ve maske kurallarına dikkat etmenizi rica ediyorum. İnşallah bu süreci hep birlikte atlatacağız. Son zamanlarda işçi sınıfının, emekçi sınıfının kıdem tazminatı konuşulmaya başlandı. Kıdem tazminatı işçi sınıfının son kalesidir. Bugün konuşulanlar, söylenenler dışında somut olarak yazılı bir tasarı sunulmuş değil. Herkes bir şeyler konuşuyor, herkes bir şeyler söylüyor, şöyle olacak, böyle olacak deniliyor ama ortaya konmuş yazılı bir belge yok. Arkadaşlar bu kurumlarda yıllardır çalışıyoruz, ömrümüzü veriyoruz. Kıdem tazminatı çocuklarımızın geleceği, bizim geleceğimiz. Kıdem tazminatıyla ev alamazsın, araba alamazsın. Ancak kıdem tazminatı geleceğimizin teminatıdır. Diyorlar ki kamuda uygulanacak Özel sektörde uygulanmayacak. Böyle söyleyerek işçi sınıfını birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Bizler bununla da mücadele ediyoruz, edeceğiz. Türkiye’de 17 milyon sigortalı çalışan var. Bunların 2 milyonu örgütlü 15 milyonu örgütsüz. Üç dönemdir TÜRK-İŞ genel kurullarının aldığı bir karar var. Bu karar Kıdem tazminatına dokunulduğu an genel grevdir. Kıdem tazminatına dokunulduğu anda TÜRK-İŞ’e bağlı biz 34 sendika, HAK-İŞ ve DİSK ile birlikte sahalarda olacağız, kıdem tazminatımıza dokundurtmayacağız. 25 yaş altı, 50 yaş üstü diyorlar, sigortası yatırılmaz, kıdem tazminatı alamaz. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok” dedi.


“Omuz omuza mücadele edeceğiz”


Kıdem tazminatının çocukların geleceği olduğunu ifade eden GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, “Kıdem tazminatında çocuklarımızın geleceği, bizlerin geleceği var. Hiç kimse siyaset düşünmesin, bu siyaset değil. Yapacağımız iş omuz omuza vermek ve kıdem tazminatına dokunulmaması için mücadele etmektir. Biz Türkiye’ye örnek olmuş bir iş yeriyiz. Bizler madencileriz. Bizler onurlu, gururlu ve her şeyin en iyisine layık olan madencileriz. Bizim en önde olmamız lazım. Arkamızdaki güç, gün geçtikçe büyüyecektir. Bazı siyasi partiler, sivil toplum örgütleri bizi ziyaret ederek bize olan desteklerini bildiriyorlar. Yarın olumsuz bir durumla karşılaştığımızda hep birlikte, bizler sokaklarda olacağız.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ağrı Ağrı’da Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi (AİÇÜ) tarafından, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına tepki göstermek, Avrupa ve Amerika’da çeşitli üniversitelerde Filistin için yapılan protestolara destek vermek amacıyla ‘Soykırıma Lanet, Özgürlüğe Destek’ yürüyüşü düzenlendi. AİÇÜ’de öğrenim gören öğrenciler ile akademik ve idari personelin yanı sıra çok sayıda Ağrılı vatandaş, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını protesto etmek ve aynı amaçla ABD ile Avrupa’daki üniversitelerde yapılan eylemlere destek vermek amacıyla Cuma Namazınınardından AİÇÜ kampüsünde toplandı. Öğrenciler, İngilizce ve Türkçe, "Gazze’de katliam var, sesini yükselt", "Bugünün Nazi’si işgalci İsrail", "Kudüs için, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa için, Filistin için" yazılı pankart açtı. Merkezi yerleşkede AİÇÜ Rektörü Profesör Dr. Abdulhalik Karabulut, eski Ardahan Milletvekili Profesör Dr. Orhan Atalay, il protokolü, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile akademik, idari personel, öğrenci ve vatandaşlar Filistin’e destek amaçlı yürüyüş gerçekleştirdi. Özgür Filistin eylemlerine destek olmak amacıyla gerçekleştirilen programda yürüyüşün ardından Rektörlük binası önünde Kur’an-ı Kerim tilaveti edildi. Tilavet sonrası Rektör Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, yaptığı basın açıklamasında Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi olarak, ABD ve Batı’daki vicdan sahibi gençlerin öncülük ettiği bu eylemleri açık yüreklilikle desteklediklerini ve selamladıklarını söyledi. İsrail’in Gazze’ye Yönelik Saldırıları Kınandı Profesör Dr. Karabulut basın açıklamasında şuifadelere yer verdi: “İşgalci İsrail Devleti’nin kuruluşundan bugüne kadar tam 76 yıldır Filistin topraklarında, tüm dünyanın gözü önünde, kan ve gözyaşı hiç eksik olmadı. Son 18 yıldır Gazzeliler karadan, havadan, denizden abluka altına alınmış, Gazze halkı hayatlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en doğal ihtiyaçlarını bile karşılayamamaktadır. 7 Ekim 2023’ten beri Gazzelliler’inüzerine içlerinde savaşlarda kullanılması yasak olan fosfor bombaları dâhil onlarca atom bombası gücünde bomba atılmış, binaların yüzde 70’i yerle bir edilmiş, en az 15 bin çocuk, 10 bini kadın olmak üzere 35 bin Filistinli şehit edilmiş, 75 binden fazla kişi yaralanmıştır. Gazze Şeridi’nde hayatını kaybedenler arasında Gazze İslam Üniversitesi Rektörü, Yüzlerce öğrenci ve öğretim elemanı, bine yakın sağlık personeli, sivil savunma ve yardım görevlileri ile gazeteciler de bulunuyor. Ayrıca, Gazze Şeridi genelinde İşgalci İsrail ordusunun hava saldırıları sonucu başta enkaz altında kalanlar olmak üzere kayıp kişilerin sayısı 7 bine ulaştı. Camiler, kiliseler, okullar, hastaneler, evler, köprüler, yollar hiçbir ayrım yapılmadan yerle bir edilmiştir. Enerji ve su kaynakları ile ekinler ve zeytin ağaçları yakılarak yok edilmiştir. Un, ekmek, gıda ve ilaç yok. Yardım konvoyları Refah Sınır Kapısında kilometrelerce kuyruk oluştururken Gazzeliler açlıktan ölüyorlar. Bir parça ekmek ve bir avuç un alabilmek için saatlerce yardım kuyruklarında bekleyen insanların üzerine katil İsrail askerleri tarafından ağır silahlarla saldırılar düzenleniyor. Bütün dünyanın gözü önünde, bir parça ekmeğe ulaşabilmek için saatlerce bekleyen insanların üzerine katil İsrail askerleri tarafından ölüm yağdırılmaya devam ediliyor. Bu katliamı ABD, İngiltere, AB ülkeleri doğrudan destekliyor. BM, BMGK, Uluslararası Ceza Mahkemesi, İnsan Hakları Kuruluşları, Çocuk Hakları Kuruluşları, Kadın Hakları Kuruluşları, Çevreciler, Yeşiller herkes suspus olmuş seyrediyor. ABD Başkanı Biden alay eder gibi dondurmasını yalarken ateşkesten bahsediyor. ABD alay eder gibi uçaklardan birkaç yardım paketi atıyor. Vicdan sahibi insanların onuruyla, izzetiyle, şerefiyle oynuyor ve aşağılıyorlar. Onların gerçek yüzü budur! Her ne kadar küresel sistem, insani vicdanın derinliklerinden gelen zulme karşı yükseltilen her sesi baskılamaya çalışsa da dünyanın özgür halkları soykırıma karşı Gazze halkının onurlu direnişine selam duruyor. ABD’de, İtalya’da, Japonya’da, Tunus’ta, Ürdün’de, Türkiye’de ve dünyanın dört bir tarafında milyonlarca insan işgalci rejimi kınayıp Filistin’e destek yürüyüşü yaparak soykırımı gündemde tutmaya çalışıyor. Columbia Üniversitesi’nin vicdan sahibi öğrencilerinin direnişini destekleyen ve soykırım karşıtı eylemlerin dünyanın önde gelen Harvard, Michigan, Texas, New York gibi birçok üniversiteye yayılması, dünyanın izzet sahibi halklarının ortak tavrını gösteriyor. Yönetimlerin bu protesto eylemlerini her türlü baskı ve şiddetle engellemeye çalışması, öğrencileri tehdit ve şantajla korkutma girişimleri demokrasi ve insan hakları havarilerinin iddialarının örümcek ağından daha çürük olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Üniversite olarak, dirilişin sembolü Nuh’un diyarından seslenerek diyoruz ki; ABD ve Batı’daki vicdan sahibi gençlerin öncülük ettiği bu eylemleri açık yüreklilikle desteklediğimizi ve selamladığımızı ilan ediyoruz. Tarihin tanık olduğu en vahşi soykırım karşısında susmayan ve zalim düzenin karşısına dikilen gençleri tebrik ediyoruz. Küresel vicdanın adalet arayışını engellemeye çalışan her güç ve devleti kınıyoruz. Mazlum Filistin halkının ve onları destekleyenlerin yanında olduğumuzu ilan ediyoruz.” Törende konuşan eski Ardahan Milletvekili Profesör Dr. Orhan Atalay, yaklaşık 7 aydır Gazze’de soykırım suçu işleyen İsrail’in mâşeri vicdanda ve uluslararası hukukta suç işlediğini belirtti.
Manisa Başkan Balaban’dan ‘Mobilyalarımı geri alacağım’ diyen eski başkan Çerçi’ye: Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, eski başkan Mehmet Çerçi’nin “Makam odasını ben kendi paramla yaptırdım, eşyalarımı istiyorum” açıklamasına cevap vererek, “Eşyaları kendisi aldığına, yaptırdığına dair faturaları, ödeme makbuzlarını getirsin teslim edelim. Burası muz cumhuriyeti değil! Tutanakla bu iş olmaz” dedi. Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, eski başkan Mehmet Çerçi’nin yaptığı basın açıklamasında kendisine yönelik iddialarına yanıt verdi. Mehmet Çerçi’nin makam odasındaki eşyaları kendi parası ile yaptırdığı, kamuoyunun bu konuda yanlış yönlendirildiği yönündeki iddialarına yanıt veren Başkan Balaban, kendilerinde bu eşyaların Mehmet Çerçi tarafından alındığına dair herhangi belge olmadığının altını çizdi. Çerçi’nin “Eşyalarımı istiyorum” sözlerine ise “Bunlar belgelenmeden buradan Melek Hanım’ın yaptığı tablolar dışında bir eşya vermek gibi bir şansımız yok” dedi. “Bu eşyaların kendisine ait olduğunu belgelemesi gerekiyor” Başkan Semih Balaban konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Mehmet Çerçi makam odasındaki eşyaların kendisine ait olduğunu iddia ediyor. Biz de diyoruz ki bu eşyaların kendisine ait olduğunu belgelemesi gerekiyor. Eşyaların kendisine ait olduğuna dair fatura olması gerekiyor. Bu yeterli değil. Aynı şekilde Mehmet Çerçi tarafından hangi firmadan alındıysa, ama banka dekontu ama ödeme makbuzuyla kendisi tarafından ödendiğinin belgelenmesi gerekiyor. Bunun dışında tutanaktır, herhangi bir iddiadır bunların hiçbirini kabul etmiyoruz. Bu iddialar boş. Gerçekçi iddialar olmuyor” ifadelerini kullandı. "Kapalı kapılar ardında bir planımız yok" Çerçi’nin "Belediyede olan biten her şey bana geliyor" sözlerine de yanıt veren Başkan Balaban, “Kendisi demiş ki ‘belediyede olan her şey bana geliyor.’ Çok güzel. Gelebilir. Biz zaten her konuda şeffafız, açığız. Kapalı kapılar ardında bir plan programımız yok. Her şeyi de herkes öğrenebilir. Çünkü bizim halka hizmetten başka bir düşüncemiz yok. Belediyede olan her şey halkın kulağına gidecek. Açık, şeffaf bir belediyecilik nasıl yapılır halkımız en iyi şekilde görecek” dedi. “Kaynak oluşturularak borçlar kapatılacak” Konuşmasında Mehmet Çerçi’ye olumlu işlerinden dolayı teşekkür eden Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, bu dönemde devasa borcu da en kısa sürede kapatacaklarını sözlerine ekleyerek, “Kendisi 1 milyar 100 milyon gibi çok ciddi bir borç bırakmış. Bu borcu da doğru bulmuyoruz. Ancak devlette devamlılık esastır ilkesiyle kaynak oluşturarak bu borcu da ödeyeceğiz. Yunusemre Belediyesi’ni yeniden inşa edeceğiz. Bizler bu borçlar yapılırken her zaman bu borçların hesabını verebilen bir belediye olsun dedik. Fakat hesap da verilemiyor. Diyorlar ki; ‘şu kadar hizmet yaptık’ peki 10 yılda belediye büyükşehir yasası ile birlikte köylerin ne kadar gayrı menkulleri belediyeye geçti. Kaç bin dönüm arazi satıldı. Bunları da araştırıyoruz. Önümüzdeki süreçte de kamuoyuyla paylaşacağız” diye konuştu. Başkan Semih Balaban açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Artık bu polemiklere de girmek istemiyoruz. Hizmetle, halkçılıkla anılıyoruz. İlk hizmetlerimizden biri de köylerde kırsal mahalle olmak isteyen köylülerimizin talebini yerine getirmek. İsteyen köylerimizi yasaya uygun olarak kırsal mahalleye dönüştüreceğiz. Yine temizlik kampanyaları ile şehrimizin birçok noktasında kanalları, dereleri temizleyeceğiz. Temiz Yunusemre’yi, gönüllülerimizle, çalışanlarımızla kuracağız. Köylerde ve şehirde yarım kalan hizmetleri de tasarruf tedbirleri ve iyiliksever insanlarla birlikte tamamlayacağız. Hiçbir zaman mazeret üretmiyor, iş üretiyoruz. Üretmeye de devam edeceğiz. Bu belediyeyi halkın yönettiği bir belediye yapmaya kararlıyız. Bunun da adımlarını attık. En önemli itibar halkın gönlünde olmaktır”