GÜNDEM - 06 Aralık 2025 Cumartesi 13:58

BEUN’da "Bir Şehir, Bir Üniversite, Birlikte Gelecek" söyleşisi

A
A
A
BEUN’da "Bir Şehir, Bir Üniversite, Birlikte Gelecek" söyleşisi

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde (BEUN) Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu’nun teşrifleriyle gerçekleştirilen "BEUN 360 Söyleşi: Bir Şehir, Bir Üniversite, Birlikte Gelecek" programı yoğun katılımla düzenlendi.


Farabi Kampüsü Sezai Karakoç Kültür Merkezinde gerçekleştirilen söyleşiye; Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu ve eşi Güney Hacıbektaşoğlu, BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer ve eşi Seran Özölçer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal ve Prof. Dr. Servet Karasu, Genel Sekreter Prof. Dr. Zehra Safi Öz, senato üyeleri, Zonguldak Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Mehmet Türkmen Köse, Zonguldak Gençlik ve Spor İl Müdürü Halil Hacı, Amelebirliği Başkanı Veli Köktürk, Zonguldak İl Millî Eğitim Müdürü Uygar Keskin, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.


Program, BEUN Personel Daire Başkanlığı Şube Müdürü Esra Hacıoğlu’nun moderatörlüğünde başladı. Hacıoğlu konuşmasında, "Bugün burada şehrimizin en üst yöneticisi ile üniversitemizin gençlerini aynı salonda buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bu program sadece bir söyleşi değil; gençlerin sesinin duyulduğu, fikirlerin değerlendirildiği ve Zonguldak’ın geleceğinin birlikte konuşulduğu önemli bir buluşmadır." ifadelerini kullandı.


Söyleşide Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu, öğrencilerle samimi bir sohbet gerçekleştirdi. Hayat hikâyesinden kesitler paylaşan Hacıbektaşoğlu, 12 çocuklu bir ailenin ferdi olduğunu, Uludağ Üniversitesindeki öğrencilik yıllarından askerlik sürecine, eşiyle tanışma hikâyesinden kaymakamlık sınavına hazırlık dönemine kadar birçok anısını öğrencilerle paylaştı. Anadolu’nun Amasya, Siirt, Kars ve Bilecik gibi farklı şehirlerinde görev yaptığını belirten Vali Hacıbektaşoğlu, Zonguldak ile ilk bağının 1994 yılında Ereğli’deki teftiş stajı sırasında kurulduğunu ve şehri "sakin, kendine özgü ve çok kıymetli" bulduğunu ifade etti.


Göreve başladığı dönemde yaşanan 2023 sel felaketi üzerine konuşan Hacıbektaşoğlu, devletin tüm kurumlarıyla kısa sürede yaraları sardığını hatırlatarak, kamu hizmetinin en büyük mutluluğunun "insana dokunmak" olduğunu söyledi. Siirt Baykan’da yıllarca su sıkıntısı yaşanan bir bölgede mühendislerle birlikte su kaynağı bulunmasını yaşamının "unutulmaz anlarından biri" olarak tanımladı.


En büyük başarısının sorulması üzerine "çalışmak" yanıtını veren Hacıbektaşoğlu, en büyük şansının ise ailesi ve özellikle eşi olduğunu vurguladı. Annesine duyduğu saygı ve minneti de dile getiren Vali, kariyerinde örnek aldığı ismin ise dönemin Trabzon Valisi Alaaddin Yüksel olduğunu belirtti. Yüksel’in her programa katılmalarını, olayları analiz ederek "Ben olsam nasıl yapardım?" sorusunu kendilerine sormalarını öğrettiğini aktardı.


Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk milletini en zor dönemde toparlayıp yeniden ayağa kaldıran bir lider olarak tarihteki yerinin çok önemli olduğunu ifade eden Hacıbektaşoğlu, Turgut Özal ve Süleyman Demirel gibi devlet adamlarını tanıma fırsatı bularak önemli deneyimler kazandığını ifade etti.


Vali Hacıbektaşoğlu, gençlere yönelik tavsiyelerinde ise çalışmanın, gayretin ve kendine güvenmenin önemine dikkat çekerek şu sözleri dile getirdi:


"Bir ülkeyi yönetebilirsiniz; bunun için kendinize güvenin. Para için değil, değer üretmek için çalışın. Başarıyı hayal edin. Eğitim, sağlık, mühendislik gibi alanlarda ülkeye büyük katkılar sunabilirsiniz. Ülkenizi, tarihinizi ve inancınızı kaynağından öğrenin. Irkçılık, yabancı düşmanlığı ve şovenizmden uzak durun."


Okuma önerileri arasında İskender Pala, Ömer Seyfettin, Rıfat Ilgaz gibi yazarların yanı sıra Türk edebiyatının klasik eserlerinin de bulunduğunu belirten Hacıbektaşoğlu, "Medeniyet bu topraklarda doğdu; bu medeniyetin asıl taşıyıcısı sizsiniz." sözleri salonda büyük beğeni topladı. Söyleşi, öğrencilerin Vali Hacıbektaşoğlu’na yönelttiği sorularla devam etti. Programın sonunda Rektör Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Vali Hacıbektaşoğlu’na günün anısına hediye takdim etti. Hediye takdiminin ardından söyleşi hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.



BEUN’da "Bir Şehir, Bir Üniversite, Birlikte Gelecek" söyleşisi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "RSV vakakarında artış başladı" Dünyada her yıl 33 milyon çocuğu hasta eden, 100 bin bebeğin ölümüne sebep olan RSV vakalarında artış başladı. Uzmanlar, bu virüsle mücadele için, hayatlarının ilk kışını yaşayan bütün bebeklere antikor verilerek bağışıklık kazandırılmasını tavsiye ediyor. Kış ayları yaklaşırken uzmanlar, özellikle bebekler için ciddi risk oluşturan bulaşıcı solunum yolu hastalığı RSV(respiratuvar sinsityal virüs)konusunda aileleri uyarıyor. Her yıl dünya genelinde milyonlarca çocuğu etkileyen RSV, bebeklerde bronşiolitin en sık sebebi olarak kabul ediliyor ve özellikle 0-6 ay arasındaki bebeklerde ölümcül seyredebiliyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Hamidiye Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Vefik Arıca, "RSV sıradan bir nezle değildir; bebeklerin bronşlarına yerleşip nefes darlığı yapan en tehlikeli solunum virüsüdür"diyerek dikkat çekiyor. "33 milyon çocuğu hasta ediyor" Prof. Dr. Arıca, "The Lancet dergisinde yayımlanan kapsamlı analizlere göre, her yıl 5 yaş altı 33 milyon çocuk RSV enfeksiyonu geçiriyor. Bu çocukların yaklaşık 3,6 milyonu hastaneye yatarken, 100 binden fazlası hayatını kaybediyor.Ölümlerin 45 bini ise henüz altı ayını doldurmamış bebeklerde meydana geliyor. RSV, çocuklarda özellikle bronşiolit ve zatürre yapan, son derece bulaşıcı bir solunum yolu virüsüdür. 0-5 yaş ölümlerinin her 50’sinden biri, 1-6 ay arası bebek ölümlerinin her 28’inden biri RSV kaynaklıdır" diyerek enfeksiyonun ciddiyetine vurgu yaptı. "İlk kışını geçiren bebekler riskte" Bebeklerde ilk kış mevsine dikkat çeken Prof. Dr. Arıca, "Türkiye’de de durum farklı değil. Yapılan çok merkezli araştırmalar, alt solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle hastaneye yatan 2 yaş altı çocukların yüzde 38’inde RSV tespit edildiğini gösteriyor. Kış aylarında görülen bronşiolit vakalarının ise yüzde 60-80’inden RSV sorumlu. Ekim-nisan döneminde çocuk servislerini dolduran bronşiolit tablolarının başrolünde RSV vardır. Özellikle ilk kışını geçiren bebekler yüksek risk altındadır" diye konuştu. "Önce kandırır sonra nefesi keser" Prof. Dr. Arıca, sözlerine şöyle devam etti: "RSV, daha büyük çocuklarda hafif burun akıntısı ve öksürükle geçse de, bebeklerde ağır nefes darlığı, hızlı solunum, göğüste çekilmeler, beslenememe, oksijen düşüklüğü ve hatta morarmaya yol açabiliyor. Özellikle 3 ay altı bebekler, prematüre doğanlar, doğuştan kalp hastalığı veya kronik akciğer hastalığı olanlar ile bağışıklığı baskılanmış çocuklar en yüksek risk grubunu oluşturuyor. Aileler çoğu zaman‘ateşi yok, nezle gibi’diyerek geçiştiriyor. Oysa RSV önce kandırır, sonra nefesi keser. Ağır RSV bronşioliti geçiren bebeklerin yüzde 30-40’ında sonraki yıllarda tekrarlayan hışıltı ve astım benzeri tablo gelişebiliyor. RSV astımın sebebi değildir ama tetikleyicisi olabilir " "Anne ve Babadan da bulaşır" Virüsün yetişkinlerden bulaşabileciğini belirten Prof. Dr. Arıca, "RSV’nin en dikkat çeken özelliklerinden biri ise erişkinlerde hafif soğuk algınlığına benzeyen bir tabloya neden olurken, bebeklerde ağır bir klinik tabloya dönüşebilmesi. Bu sebeple yetişkinlerin farkında olmadan bebeklere virüsü taşıması oldukça kolay" şeklinde konuştu. Korunma yolları Prof. Dr. Arıca, virüsten korunma yollarını şöyle açıkladı: "Ailelerin RSV’den korunmak için alabileceği çeşitli tedbirler de bulunuyor. Eller sık yıkanmalı, hasta kişiler bebekten uzak tutulmalı, sigara dumanından uzak durulmalı, kalabalık ve kapalı alanlardan kaçınılmalı ve kreşe giden çocuklar semptomluyken bebekle temas ettirilmemeli. Yenidoğan, 1-6 aylık, 6-12 aylık bebeklerin çoğu bu korumadan yararlanabilir. Ek olarak bilimsel çalışmalar prematüre bebekler, doğuştan kalp hastalığı olanlar, kronik akciğer hastalığı olanlar, bağışıklığı baskılanmış bebekler ve yoğun bakımda uzun süre kalmış yüksek riskli bebeklere de öneriliyor."
İstanbul Tezgah üzerindeki cep telefonunu alarak kayıplara karıştı İstanbul Esenler’de pazarda alışveriş yapan kadın, tezgah üzerindeki cep telefonunu alarak kayıplara karıştı. Polis ekiplerinin incelemeleri sonrası kadın yakalanarak gözaltına alınırken, tezgah üzerindeki cep telefonun çalındığı anlar güvenlik kamerası tarafından görüntülendi. Olay, 18 Kasım 2025 tarihinde saat 17.00 sıralarında Esenler Nine Hatun Mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sokak polise başvuran bir kadın cep telefonunun çalındığını söyleyerek polisten yardım istedi. Cep telefonu çalınan kadın, cep telefonunun pazarda alışveriş yaparken çalınmış olabileceğini söyledi. Bunun üzerine polis çevredeki tüm güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Yapılan incelemede bir güvenlik kamerasının olayı saniye saniye görüntülediği tespit edildi. Görüntülerde pazar tezgahından alışveriş yapan kadının yanından yaklaşan şüphelinin sözde alışveriş yapıyormuş gibi yaptığı bu sırada fark ettirmeden cep telefonunu alarak tezgah üzerine bıraktığı görüldü. Şüpheli bir süre oyalandıktan sonra geri gelerek tezgaha bıraktığı telefonu alarak hızla uzaklaşma anları kamera görüntülerine yansıdı. Polis yaptığı incelemede şüphelinin G.Y., olduğunu tespit etti. Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri Hakan S.’yi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemleri tamamlan şüpheli G.Y., sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.