ASAYİŞ - 23 Ekim 2025 Perşembe 13:41

Hasret Akkuzu cinayetinde gözaltına alınan 6 şüpheliden 3’ü tutuklandı

A
A
A
Hasret Akkuzu cinayetinde gözaltına alınan 6 şüpheliden 3’ü tutuklandı

Zonguldak’ta ailesi tarafından 10 gündür kayıp aranırken cesedi kuyuda bulunan 17 yaşındaki Hasret Akkuzu’nun öldürülmesine ilişkin gözaltına alınan 6 şüpheliden 3’ü tutuklandı. Tutuklananlar arasında katil zanlısının ağabeyi ve yengesi de yer aldı.


Perşembe beldesine bağlı Kızılbel köyünde yaşayan ve 13 Ekim günü ailesinin kayıp ihbarı ile her yerde aranan 17 yaşındaki Hasret Akkuzu’nun cesedi, 19 Ekim günü Koramanlar köyündeki su kuyusunda bulundu. Hayvan otlatmak için geldikleri köyde köylüler tarafından bulunan Akkuzu’nun kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Ankara Adli Tıp Kurumu’ndaki kriminal inceleme sürüyor. Çaycuma Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında 6 şüphelinin savcılıktaki sorgusu tamamlandı. Katil zanlısı olduğu iddia edilen D.B. ise Aydın’da yakalanarak gözaltına alındı.



Katil zanlısının ağabeyi, yengesi tutuklandı


Savcılıktaki sorgusu tamamlanan D.B.’nin annesi, D.B.’nin kardeşi ve Hasret Akkuzu’nun arkadaşı serbest bırakıldı. D.B.’nin ağabeyi ve yengesinin yanı sıra olayda kullanılan aracın sahibi olduğu öğrenilen şüpheli ise ’delilleri karartma’ suçlamasıyla mahkemeye sevk edildi. 3 şüpheli çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Zonguldak’a getirilen D.B.’nin sorgusu ise sürüyor.



Hasret Akkuzu cinayetinde gözaltına alınan 6 şüpheliden 3’ü tutuklandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da 1 yıllık sabır tek karede buluştu, güneşin ufuk yolculuğu görüntülendi Bursa’da gökyüzü meraklısı Şenol Şanlı, 1 yıl boyunca her ay doğu ve batı ufuklarından çektiği güneş fotoğraflarını tek karede birleştirerek kış ve yaz gündönümleri arasındaki hareketi gözler önüne serdi. Bursa’da gökyüzü fotoğrafçılığıyla ilgilenen Şenol Şanlı, güneşin yıl içerisindeki ufuk hareketlerini gösteren dikkat çekici bir çalışmaya imza attı. Şanlı, Bursa’nın doğu ve batı ufuklarında 1 yıl boyunca, her ay aynı noktalardan çektiği güneş fotoğraflarını tek bir karede birleştirdi. 21 Aralık 2025 kış gündönümünde tamamlanan çalışma, Kuzey Yarımküre’de en uzun gecenin yaşandığı tarihte güneşin ufuk üzerindeki konum değişimini görsel olarak ortaya koydu. Ortaya çıkan karede, güneşin yıl boyunca doğuş ve batış noktalarının mevsimlere bağlı olarak nasıl yer değiştirdiği net şekilde görüldü. Güneş ışınlarının 21 Aralık’ta Oğlak Dönencesi’ne dik gelmesiyle Kuzey Yarımküre’de kış, Güney Yarımküre’de ise yaz başlangıcı yaşanırken, bu tarihten sonra kuzeyde günler uzamaya başlıyor. Çalışma, aynı zamanda 21 Haziran’da güneş ışınlarının Yengeç Dönencesi’ne dik geldiği yaz gündönümü sürecine kadar geçen hareketi de tek karede belgeledi. Uzun soluklu ve sabır gerektiren çalışma, gökyüzü meraklılarının yanı sıra astronomiye ilgi duyanların da dikkatini çekti.
Antalya Ambulansa yol verme kazasında ortalık savaş alanına döndü, kaza anı güvenlik kamerasına yansıdı Antalya’nın Manavgat ilçesinde ambulansın karıştığı ve 3’ü sağlık çalışanı 5 kişinin yaralandığı kazaya giden ambulansa ışık sisteminde yol vermek için ana yola çıkan otomobil, başka bir aracın çarpması sonucu hurdaya döndü, 4 kişi yaralandı. Kazada ana yola çıkan TOFAŞ aracın direksiyonu 15 metre, ön kaputu 20 metre, aküsü ise 130 metre uzaklıkta bulunurken, kaza anı güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. İlk kaza; Alanya-Manavgat D-400 Karayolu’nda meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Ersin G.’nin kullandığı 07 KDB 60 plakalı ambulans, kavşağa geldiğinde Mehmet A.Ç.’nın kullandığı 07 CDG 266 plakalı otomobil ile çarpıştı. Kazada, araç sürücülerinin yanı sıra ambulansta bulunan Adem S. S. ve Mevlüt A. isimli sağlık çalışanlarıyla ambulansta hasta olarak sevki sağlanmakta olan Osman D. yaralandı. Yaralılar olay yerine gelen ambulansla hastaneye götürüldü. Kazaya karışan ambulansın özel bir hastaneye ait olduğu ve Alanya’dan Antalya’ya hasta götürdüğü bildirildi. Kazaya giden ambulansa yol verirken yeni bir kaza Bu kazanın akabinde ise, yaralılar için kaza yerine giden ambulansa yol vermek istenilirken ikinci bir kaza yaşandı. Aydınevler Mahallesi Sorgun Bulvarı’ndan D-400 karayoluna çıkmak için kırmızı ışıkta bekleyen Hasan D.’nin kullandığı 07 JA 232 plakalı TOFAŞ marka otomobil, ambulans kazasındaki yaralılar için olay yerine gitmekte olan ambulansa yol vermek için kontrolsüz bir şekilde yola çıktı. Tam bu sırada bu araca Antalya istikametine seyir halindeki İbrahim Ö.’nün kullandığı 34 KGG 588 plakalı Audi marka lüks otomobil ile çarptı. Kazada sürücüler Hasan D. ve İbrahim Ö. ile araçlarda yolcu olarak bulunan Nafiz D. ve Hasan Ü. yaralandı. 112 sağlık ekiplerinin olay yerindeki müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırılan yaralıların hayati tehlikelerinin bulunmadığı öğrenildi. TOFAŞ’ın parçaları etrafa saçıldı Güvenlik kamerasına saniye saniyesine yansıyan feci kazada, hurdaya dönen TOFAŞ marka otomobilin parçaları etrafa saçıldı. Otomobilin direksiyonu otomobilin bulunduğu yerden 15 metre, ön kaputu 20, aküsü ise 130 metre uzaklıkta bulundu. Kazanın ardından yaklaşık 1 saat araç trafiğine kapatılan yol, araçların kaldırılması, parçaların toplanması ve yolun kumlandıktan sonra süpürülmesinin ardından araç trafiğine açıldı.
Elazığ Prof. Dr. Özercan: "Her doku örneği kanser anlamına gelmiyor" Patolojiye başvuran birçok hastanın kanser miyim endişesi yaşadığını aktaran Prof. Dr. İbrahim Hanifi Özercan, "Her doku örneği kanser anlamına gelmiyor. Patoloji sadece kanser tanısı koymaz. Tüberküloz gibi enfeksiyon hastalıkları, lupus gibi bağışıklık sistemi hastalıkları ve deride oluşan lezyonlar da doku incelemesiyle teşhis edilebilir" dedi. Fırat Üniversitesi Hastanesi Patoloji Anabilim Dalı, 7 öğretim üyesi, 10 asistan ve yaklaşık 17 teknisyen ile bölgeye hizmet veriyor. Yılda yaklaşık 28 bin biyopsi değerlendirildiği patoloji birimi bölgeye umut oluyor. Patoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Hanifi Özercan, patoloji biriminin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Fırat Üniversitesi Hastanesi Patoloji Anabilim Dalı’nın 1987 yılında kurulduğunu belirten Prof. Dr. Özercan, "Birimin kurulduğu günden bu yana bölgeye hizmet sunuyoruz. Tüm doku, sıvı ve biyopsi örnekleri rutin şekilde inceleniyor ve raporlanıyor. Patoloji, hastalık tanısında kritik öneme sahip. Patolojiye gönderilen doku örnekleri önce kayıt işlemlerinden geçiyor, ardından laboratuvarda uygun şekilde işleniyor. Doku örnekleri önce formalin ile tespit ediliyor, daha sonra çeşitli sıvılardan geçirilerek parafine gömülüyor. Hazırlanan dokulardan 4 mikron kalınlığında kesitler alınarak camlara yerleştiriliyor, boyama işlemlerinin ardından mikroskop altında inceleniyor" dedi. Anabilim dalında yılda 27-28 bin arasında biyopsi değerlendirildiğini aktaran Özercan, "Bu sayı bölgenin sağlık yükünün önemli bir kısmını temsil ediyor. Patolojiye başvuran birçok hasta, ‘kanser miyim’ endişesi yaşıyor. Her doku örneği kanser anlamına gelmiyor. Patoloji sadece kanser tanısı koymaz. Tüberküloz gibi enfeksiyon hastalıkları, lupus gibi bağışıklık sistemi hastalıkları ve deride oluşan lezyonlar da doku incelemesiyle teşhis edilebilir. Laboratuvarda işlenen tüm örneklerin tanısı mikroskop altında netleştirilmektedir. Laboratuvarda kanser tanısı doğruluğunu artıran birçok ileri yöntem kullanıyoruz. İmmünohistokimya, histokimya ve insitu hibridizasyon gibi tekniklerin tanıda önemli katkı sunuyor. Anabilim dalında 7 öğretim üyesi, 10 asistan ve yaklaşık 17 teknisyen/sekreter ile hizmet veriyoruz. Ekip tüm süreci titizlikle yürütüyor. Bölgede özellikle gastrointestinal sistem kanserleri, meme kanserleri ve akciğer kanserleri daha sık görülüyor. Erken tanı tedavi başarısını büyük ölçüde artırıyor. Vatandaşları bu konuda duyarlı olmaya çağırıyorum. Şüpheli bir durumda mutlaka sağlık merkezimize başvurarak biyopsi örneğinin değerlendirilmesini sağlamak büyük önem taşıyor" diye konuştu.
Hatay Birleşik Arap Emirlikleri’nde mahkum edilen genç kaptanın annesi ’sesine hasret kaldım’ dediği evladından gelecek umutlu haberi bekliyor Hatay’ın Samandağ ilçesinde yaşayan ve çalışmak için Birleşik Arap Emirlikleri’ne giden 24 yaşındaki genç kaptan Ali Yol, ailesinin iddiasına göre, çalıştığı geminin çapasının denizin altındaki fiber kablolarına zarar vermesi üzerine tutuklandı ve mahkum edildi. Oğlunun 2 aydır suçsuz yere hapsedildiğini ifade eden anne Yıldız Yol, oğlunun sağ salim ülkesine getirilmesini istedi. Samandağ ilçesi Koyunoğlu Mahallesi’nde yaşayan 24 yaşındaki genç geçen yıl iş bulmak için İstanbul’a gitti. Üniversiteden gemicilik bölümünden mezun olan Ali Yol, İstanbul’da bulduğu bir iş sayesinde 2 ay önce deniz yoluyla Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitti. Birleşik Arap Emirlikleri’nin Abu Dabi şehrinde bir geminin dördüncü kaptanı olarak çalışan Yol, iddialara göre gemide çalıştığı esnada denize bırakılan çapanın internet fiber kablolarına zarar vermesiyle tutuklandı. Evladıyla yaptığı görüşmede, ’anne yalvarıyorum, beni buradan çıkar, ben boğuluyorum beni gemiye alsınlar’ sözlerini duyan anne Yol, 2 aydır gözyaşları içerisinde oğlundan gelecek umutlu haberi bekliyor. Oğlunun 2 aydır suçsuz yere hapsedildiğini ifade eden anne Yıldız Yol, yetkililerden oğlunun sağ salim evine geri dönmesini istediğini söyledi. "Demiri denize attıktan sonra deniz altından geçen internet fiber kablolarına denk gelerek kesildi" Oğlunun çalıştığı geminin demirinin kazara fiber kablolarına zarar verdiğini ifade eden Yıldız Yol, "Oğlum Ali Yol, 24 yaşında üniversite mezunu. Oğlum gemi kaptanı olarak 1 ay önce Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitmişti. Gemiden attıkları demir, deniz altından geçen internet fiber kabloların kesmiş. Kabloların kesildiğini oğlum ve çalışanlar fark etmiyor. Oğlum ve diğer kaptanlar limana gidip yükleme yapıp geri gelmişler. Geri geldikleri esnada askerler oğlum ve kaptanları gözaltına aldılar. Askerler, birkaç saat sonra bırakacaklarını söylediler ama oğlum ve kaptanı geri bırakmadılar. Aradan 15 gün geçti ama bir türlü oğlumdan haber alamadık. Kimse bizlere bilgi vermedi. Kardeşi İstanbul’dan birini arayarak oğlumun kaldığı yerde bir mahkumla iletişime geçti" dedi. Evladının sağ salim ülkesine getirilmesini isteyen anne Yol, oğlunu en son iş bulmak için geçen yıl İstanbul’a gitmeden gördüğünü söyledi. Yıldız Yol, "Benim çocuğumun astım hastalığı var. Bir ay önce oğlumla konuştuğumda, ’anne yalvarıyorum, beni buradan çıkar, ben boğuluyorum beni gemiye alsınlar’ diyerek yardım istedi. Oğlum ’anne ben ne zaman çıkacağım’ deyince ’oğlum savcılıktan bir kağıt bekliyorlar o gelince çıkacaksın’ dedim. Konsolosluktan bizi arayıp bu şekilde bilgi verdiler. Konsolosluktan bize oğlunuz birkaç haftaya çıkacak dediler ama haftalar bitmek bilmedi. Oğlumu sağ salim evine yurduna gelmesini istiyorum. Başka bir şey istemiyorum. En son oğlumu geçen yıl gördüm. İstanbul’da iş bulacağım diye gitti gelmedi. Oğlumun sesine hasret kaldım" ifadelerini kullandı.