GÜNDEM - 21 Kasım 2023 Salı 12:57

Karaya oturan Pallada’nın mürettebatı gemiden eşyalarını topladı

A
A
A

Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde sürüklenerek karaya oturan ve ikiye bölünen Pallada isimli kuru yük gemisinin personeli gemide kalan eşyalarını aldı. Geminin etrafına bariyer çekilirken dehşet anlarını yaşayan gemi personeli o anları gazetecilere anlattı.

Kdz. Ereğli ilçesinde önceki gün yaşanan kuvvetli fırtına sebebiyle sürüklenen Kamerun bandalı kuru yük gemisi 13 mürettebatı ile karaya oturdu. Geminin personeli ekipler tarafından kurtarılırken ikiye bölünen gemide büyük hasar meydana geldi. Hava koşullarının normale dönmeye başladıktan sonra karaya oturan Pallada isimli geminin çevresine denizden şerit çekildi. Personel de gemiye çıkarak eşyalarını aldı.

Karaya oturan Pallada’nın mürettebatı gemiden eşyalarını topladı

Dehşet anlarını gazetecilere anlatan Azerbaycan uyruklu Ümit Hasanov şöyle dedi:

“Gemi ortadan bölündü sürüklenmeye başladı. Şanslıyız ki biz ölmedik. Gemi çevrilseydi biz su altında kalacaktık. Ben köprü üzerine çıkarak SOS sinyali verdim. Çok zor durum yaşadık. O anlarda canımı kurtarmak istedim. Zorla kurtulduk. Şimdi sağız. Onların battığını anonsunu duyduk. Anonsta yardım istiyor. Can çekişiyor. Çok zor durum yaşadık. Onlara yardım edemedik. Ben dümende vardiya tutuyordum. Batıp gitsek bizi bulsunlar diye o videoyu çekmiştim. Yardım istedim. Bu şaka değil. Ben dalgıç gemiciyim. Hayatta kalmak için SOS sinyali verdim. Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenliğe yardım istedim. Kimse gelemezdi çok rüzgar vardı” diye o anları anlattı.

Karaya oturan Pallada’nın mürettebatı gemiden eşyalarını topladı

Karaya oturan Pallada’nın mürettebatı gemiden eşyalarını topladı

Onur Altındağ


 

 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eyüpsultan’da darp edilen İETT şoförü o anları anlattı Eyüpsultan’da sivil polis olduğu iddia edilen bir kişi tarafından darp edilen İETT şoförü Ayhan Gümüş o anları anlattı. Eyüpsultan’da dün meydana gelen olayda sivil polis olduğu iddia edilen bir kişi tarafından darp edilen İETT otobüsü şoförü Ayhan Gümüş, yaşadığı korku dolu anları anlattı. Olayın şokunu atlatamadığını ifade eden Ayhan Gümüş, "Duraktan 6.35’te kalkış yaptım. 6.50 civarlarında arabama bir yolcu bindi. Bir tane kız arabaya bindi. Arkasında annesi kaldı. Bana ’eğri mi gider, doğru mu gider’ şeklinde bir soru yöneltti. Ben de ’bu eğri gitmez doğru gider’ diye bir yanıt verdim. Bu arada kimliğini bilmediğim bir şahıs bana ’sen nasıl konuşuyorsun’ diye hitapta bulundu. ’Hanımefendi bir soru sordu bana cevap verdim’ dedim. Bu arada bana ’sen bu şekilde konuşamazsın, seni öldürürüm. Senin kafana sıkarım’ diye hitapta bulundu ve saldırmaya başladı. Saldırmaya başladığında da bana vurduktan sonra ben bu şekilde aracı kullanamayacağımı söyledim. Doluydu aracım zaten. Bağlı olmuş olduğum amirliği aradım. Dedim kendini polis olarak ifade eden bir arkadaş beni ölüme tehdit etti. Kafama sıkacağını, beni öldüreceğini söyledi. Ben de bu şekilde araç kullanamayacağımı söyledim. Beni darp etti. O da 155’i aramamı söyledi. Ben de aradım. 155’i aradıktan sonra 15-20 dakika geçti. O süre esnasında bana bir 10 dakika arabanın içerisinde fiili bir saldırıda bulundu" dedi. Olay yerine çağırmış olduğu polisler ile görüşmek için dışarı çıktığında polis olduğu iddia edilen kişi tarafından tekrar saldırıya uğradığını söyleyen otobüs şoförü Güneş, "155 beni bir daha aradı. Tam olarak durduğum konumu bilemediğim için ben telefonla onunla görüştüğümde araçtan dışarı çıkmıştım. Dışarı çıktığımda uçan tekmeyle bana karşılık verdi. O anda belindeki silah yere düştü. Yere düşme esnasında kendimi de korumak için kendisine sarıldım, etkisiz hale getirmek için. O ana kadar polis olduğunu bilmiyordum. Ben kapıları açtıktan sonra kendisini polis olarak tanıttı arkadaş. Dışarıda boğuşurken belinden silah düştü. Kendimi korumak istedim, darp edilmek istemedim. Bayağı bir etkisiz hale getirmek istedim kendisini. O anda zaten silahını aldı. Olay yerini terk edip gitti. Bununla alakalı ben Eyüpsultan Karakoluna gittim. Arkadaştan şikayetçi oldum. O ana kadar polis olduğunu da bilmiyordum. İçeri girdiğim zaman nezarete attılar beni. Bütün üzerimdeki eşyaları aldılar. Bununla alakalı nezarette bir iki saat geçtikten sonra ihtiyacım olduğunu söyledim. Tuvaletimi yapmak ve su içmek istedim. Bana polis memuru aşağı inerek, ‘sana hiçbir türlü bu akşam su yok, tuvaletine çıkamayacaksın. Savcının karşısına istersen altına et öyle çık’ tabirlerinde bulundu. Ben bu konuyla alakalı çok üzüldüm. Karakolda bana hiç iyi davranmadılar. Ben hiçbir türlü karşı tarafa kamera kayıtlarında göreceksiniz zaten karşılık vermedim" şeklinde konuştu. “Kamera kayıtlarının ortaya çıkmasının ardından serbest kaldım” Kamera kayıtlarının ortaya çıkmasının ardından serbest bırakıldığını söyleyen Gümüş, “Nöbetçi savcı, nöbetçi hakime sevk etti beni. En son bulunmuş olduğum birim kamera kayıtlarını çıkarttı. Kamera kayıtlarını dosya sunduktan sonra adli imza şartıyla kaldım. Belinden silahını aldığımı, onu darp ettiğimi, ayağını kırdığımı ifade etmiş. Hiçbir türlü fiziki bir şekilde kendisine dokunmadığımı, karşılık vermediğimi kamera kayıtlarından göreceksiniz zaten. Mağduriyetimin giderilmesini istiyorum” açıklamasında bulundu.