SAĞLIK - 21 Kasım 2025 Cuma 16:51

Zonguldak’ta hala en yaygın mesleki akciğer hastalıklarından olan pnömokonyoz masaya yatırıldı

A
A
A
Zonguldak’ta hala en yaygın mesleki akciğer hastalıklarından olan pnömokonyoz masaya yatırıldı

Zonguldak’ta Toraks Derneği Mesleksel Akciğer Hastalıkları Çalışma Grubu ile Batı Karadeniz Şubesi’nin düzenlediği "Türkiye’de Pnömokonyoz Sorunu ve Çözümleri" toplantısı başladı.


Kömür madenciliğinin yoğun olduğu Zonguldak’ta düzenlenen toplantı, Maden Müzesi’nde gerçekleştirildi. Toplantıda, pnömokonyozun Türkiye’de hâlâ en yaygın mesleki akciğer hastalıklarından biri olduğu, SGK’nın 2024 verilerine göre 888 meslek hastalığından 114’ünün pnömokonyoz olduğu belirtilmesine rağmen uzmanlar sahadaki yükün bunun çok üzerinde olduğunu ifade etti. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Peri Meram Arbak, toplantıyla ilgili yaptığı açıklamada yıllardır süren maden kaynaklı akciğer hastalıklarının ancak düzenli izlem ve denetimle azaltılabileceğini söyledi. Arbak, "Türk Toraks Derneği Genel Merkezi, Türk Toraks Derneği Batı Karadeniz Şubesi ve Türk Toraks Derneği Meslek Hastalıkları Şubesi ortak girişimiyle yapılan madencilerin toz hastalığı mini sempozyumu gibi algılanabilecek bir toplantı düzenlendi. 100-120 bilim insanının katılımıyla kömür madencilerinde sağlık sorunları, bunları ortadan kaldırmanın yolları ve göğüs hastalıkları uzmanları olarak bu konuyla en yakın ilgili uzmanlık grubu olarak neler yapılabileceğini zaten tartışmıştık. Beş senede bir bu toplantıları yapmak istiyorduk fakat araya giren Covid-19 pandemisi nedeniyle biraz gecikmeli olarak ikincisini biraz daha küçük ölçekli olarak yapıyoruz. Amacımız yıllardan beri sürmekte olan işçilerin tozlu akciğer hastalığı çilesinin nedenlerinin ortadan kaldırılması üzerine görüş alışverişinde bulunmak. Aslında devletin madenlerinde, devletin işletmesinde bulunduğu madenlerde iş sağlığı ve iş güvenliği koşullarına çok daha iyi uyulduğunu, sağlık eğitimlerinin, iş sağlığı, iş güvenliği eğitimlerinin çok daha düzenli olduğunu, altyapı sorunlarının daha iyi giderildiğini görürken, özel sektörün madenlerinde hâlâ işçilerin sağlığı pahasına, işçilerin canı pahasına maden çıkarma işlerinin sürdüğünü maalesef görüyoruz. Sadece Zonguldak’a özgü değil. Farklı bölgelerde de, örneğin daha yakında Erzurum’da bir toplantıdan geldik. Erzurum’da Oltu taşı çıkarılan bir ocakta göçük sonucu işçilerin ölümünü görüyoruz. İş sağlığı sorunları, özellikle göğüs hastalıkları yönünden tabii ki madencilerin toz hastalığı ama daha genel planda baktığımızda göçükler, grizu patlamaları, su basmaları, bunlar Türkiye’nin aslında olağan gündemi olarak karşımıza çıkıyor" dedi.


TTK İş Sağlığı Güvenliği ve Eğitim Daire Başkanı Yaşar Uzunkavaklı Eren ise, havzadaki risklere dikkat çekti. Eren, "Ülkemizde taş kömürü yalnızca Zonguldak’ta bulunmakta. Rezervlerimiz dünya ile orantıladığımızda oldukça düşük. Ülkemizdeki elektrik üretiminde kurulu güç kaynaklarına baktığımız zaman kömürün yeri yüzde 19’larda, doğalgaz ve barajların yeri yüzde 20 gibi bir dağılım göstermekte. Havzada meslek hastalığı raporlarına göre 1970’li yıllar boyunca Kozlu bölgesinde galeri işlerinde delik delme yöntemi ağırlıklı olarak kuru delik delmeydi. Kuru delik delme sırasında ortaya çıkan ince kömür tozu, kömür işçisi akciğer hastalığı açısından birincil risk kaynağı olarak tanımlanır. Kuru delikten sulu delmeye geçiş, bir iyileştirmeden ziyade işçi sağlığı gereği olarak uygulanmıştır" ifadelerini kullandı.


İki gün sürecek toplantıda pnömokonyozun bölgedeki güncel yükü, toz kontrol yöntemleri, koruyucu ekipman uygulamaları ve erken tanı programlarının güçlendirilmesine yönelik öneriler tartışılacak. Program kapsamında kömür madenlerinde saha incelemesi de yapılacak.



Zonguldak’ta hala en yaygın mesleki akciğer hastalıklarından olan pnömokonyoz masaya yatırıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu 500’den fazla kişinin istihdam edileceği organize tarım bölgesindeki çalışmalarda sona yaklaşıldı Kastamonu’nun Devrekani ilçesinde inşa edilen ve 500’den fazla kişinin istihdam edileceği Kastamonu-Devrekani Besi Organize Tarım Bölgesi’nde çalışmalarda sona yaklaşıldı. Devrekani Belediyesi’nin girişimiyle Tarım ve Orman Bakanlığınca ihale edilen, Kastamonu-Devrekani Besi Organize Tarım Bölgesi’nde altyapı ve üstyapı çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Yüzde 80 gerçekleşmenin sağlandığı bölgede, 2026 yılının Mart ayından itibaren işletmelerin faaliyetlerine başlaması hedefleniyor. 95 parsele sahip bölgede, ilk etapta 45 parsel için başvuruda bulunan yatırımcılara tahsisler yapıldı. Tahsisi yapılan parsellerde yatırımcılar inşaat çalışmalarını sürdürüyor. "Bin 290 dekar alanda Organize Tarım Bölgesini oluşturduk" Kastamonu-Devrekani Besi Organize Tarım Bölgesi’ndeki çalışmalarla ilgili bilgi veren Devrekani Belediye Başkanı Engin Altıkulaç, "2018 yılında Organize Tarım Bölgemizin hikayesi başladı. 7-8 yıldan beri hummalı bir şekilde bu büyük mega yatırımın hem Kastamonu özelinde hem Batı Karadeniz özelinde Organize Tarım Bölgemizin devam eden hikayesi Allah’ın izniyle yılbaşı itibariyle sonlanmış olacak. Kurtşeyh Mahallemizin sınırları içerisinde bin 290 dekar alanda Organize Tarım Bölgesini oluşturduk. Yerinde gerçekleşmeye baktığımızda yüzde 80 aşamasındayız. 12 ay içerisinde yüzde 90-95 oranında altyapı programımız bitecek. Toplam işletme ve sanayi parselleri ile birlikte 95 tane parselimizin olduğu bir organize tarım bölgesi. Bunlardan şu ana kadar 45 tanesini biz işletmelerimize tahsis ettik. Tahsis ettiğimiz parseller fiili olarak an itibariyle 19 tanesinin inşa faaliyetleri başladı ve hummalı bir şekilde devam ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığımızın Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Destekleme Programı kapsamında bu 19 tane yatırımımızın tamamı destek aldı ve yüzde 50 oranında desteklenecek" dedi. "Yol çalışmalarımız devam ediyor" Organize Tarım Bölgesinde altyapı çalışmalarının bittiğini söyleyen Başkan Altıkulaç, "Yağmur suyu, elektrik işleri, içme suyu hattı, parsellerin kota işlemleri tamamen bitti. Bir taraftan da parke döşeme ve kaldırım oluşturma işlemlerine devam ediyoruz. Sokak aydınlatmayla ilgili bütün iş ve işlemlerimiz bitti. Yüksek gerilim hattından alçak gerilim hattına indirgeyecek trafo merkezimizi de inşa etmeye başladık ve bu da öyle tahmin ediyorum ki bir ay içerisinde bitecek" diye konuştu. "Organik gübreyi ekonomiye kazandırmayı planlıyoruz" Tesisteki gübrelerin ekonomiye kazandırılacağını dile getiren Altıkulaç, "İşletme sahiplerimiz bize telefonla ulaştıkları takdirde gübre çukurlarından gübreleri alacağız. Ön gübre toplama havuzunda biriktireceğiz. Biz, daha sonra bunu sıvı ve katı olarak birbirinden ayıracağız. Sıvı ve katı birbirinden ayrıldıktan sonra kompost işlemi yakma işlemi geliyor. Kompost ünitesini de kurduktan sonra o üniteden geçireceğiz. Paket haline getirip ülkemizde ihtiyacı olan işletmelere bunları satmayı planlıyoruz. Elde edilen gübrenin sıvı kısmını ise bölgedeki tarım arazilerine, mera alanlarına serperek zirai üretimde organik gübreyi ekonomiye kazandırmayı planlıyoruz. Bununla alakalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın koordinesinde bir Avrupa Birliği projesi var. Yüzde 90 hibeli bir proje. Biz bakanlığımıza bununla alakalı projemizi yazdık. İleriki günlerde de onun onaylanmasının akabinde bu meselemizi de halletmiş olacağız" şeklinde konuştu. "İlk etapta 500’den fazla kişinin istihdam edilmesini hedefliyoruz" Organize Tarım Bölgesinin içerisinde 70 bin metrekarelik bir parselin olduğunu ifade eden Altıkulaç, "Kıymetli Bakanımız İbrahim Yumaklı sayesinde, Et ve Süt Kurumunun bir işleme ve entegre tesisini de Organize Tarım Bölgemize kazandırmaya çalışacağız. Gerek ilçemiz için gerek Kastamonu gerek bölge için önemli bir proje. Türkiye’deki 19 bölgeden Devrekani’de olması bizi çok mutlu ediyor. Organize Tarım Bölgesinin kurulması sadece orada işletme sahibi olan insanları ekonomik girdi sağlayacak hem istihdamı arttıracak. Minimum olarak ilk etapta biz, 500 kişinin orada istihdam edileceğini düşünüyoruz. İleriki günlerde bu istihdam sayısı kesinlikle artacaktır. Devrekani ilçemizin tarım anlamında ciddi toprakları var. Mevcut olan toprakların çok ciddi bir kesimi de sulanabiliyor. Bölge çiftçimizin de çarpan etkisiyle ekonomisinin bu anlamda buranın sayesinde Organize Tarım Bölgemizin sayesinde bayağı bir hareketleneceğini öngörüyoruz. Devrekanimize, Kastamonumuza, bölgemize ve ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.
Kayseri Kadın muhtarlar, seçme ve seçilme hakkını müzik ziyafeti ile kutladı Kayseri Büyükşehir Belediyesi; kentte görev yapan kadın muhtarları Türk kadınının seçme ve seçilme hakkının 91. yıl dönümünde bir araya getirdi. Programda, Türk kadınının, seçme ve seçilme hakkını elde etmesinin 91’inci yıl dönümü halk ozanlarının sazlı sözlü müzik ziyafeti ile kutlandı. Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Daire Başkanlığı tarafından Türk kadınının, seçme ve seçilme hakkını elde etmesinin 91’inci yıl dönümü dolayısıyla program düzenlendi. Kayseri’nin çeşitli mahallelerinde görev yapan toplam 33 kadın muhtarı bir araya getiren program Mimar Sinan Parkı içinde yer alan Kayseri Halk Ozanları Kültür Evi’nde gerçekleşti. Programda muhtarlara hitap eden Büyükşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Daire Başkanı Hikmet Ulusoy, "Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilişinin 91’inci yıl dönümü. Ne kadar güzel bir gün. Kayseri’de tam 33 kadın muhtarımız var. Sizlerle gurur duyuyorum. Sizler güne mahallenin problemleriyle başlıyorsunuz, ardından şükürle işinizi bitiriyorsunuz. İyi ki varsınız. Güzel işlere imza atacağız" diye konuştu. Muhtarlık İşleri Şube Müdürü Asaf Yüksel de kadın muhtarları tebrik ederek, "5 Aralık 1934 tarihinde seçme ve seçilme hakkı verilen siz bayan arkadaşlarımızın aslında tarihi çok eski. Bu Cumhuriyet tarihinin bir seçme, seçilme hakkı. Dünya tarihinde, özellikle Türk tarihinde bizim asenalarımız çok" ifadelerini kullandı. Programda halk ozanlarının sazlı sözlü müzik ziyafeti ile unutulmaz bir gün yaşayan muhtarlar, 1934 yılında Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesinden dolayı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e minnetlerini dile getirerek programdan dolayı Başkan Büyükkılıç ve Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkürlerini iletti.
Diyarbakır Diyarbakır’da trafikte fermuar sistemi uygulamalı anlatıldı Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü, Acil Sağlık Haftası’nda fermuar sisteminin önemini trafikte uygulamalı anlattı. 1-7 Aralık Acil Sağlık Hizmetleri Haftası kapsamında Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü, ambulansların trafikte yaşadığı sorunları değerlendirmek amacıyla 112 Acil Sağlık personeliyle sahada incelemelerde bulundu. İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Emre Asiltürk, ekiplerle birlikte yoğun güzergâhlarda ambulansların karşılaştığı trafik sıkışıklığını yerinde gözlemledi. Acil sağlık hizmetlerinde saniyelerin hayat kurtardığını ifade eden Asiltürk, sürücülerin trafik kurallarına özellikle ambulans geçişlerinde daha duyarlı davranması gerektiğini vurguladı. Sağlık Bakanlığınca uygulamaya alınan fermuar sisteminin, ambulans geçişini kolaylaştıran önemli bir yöntem olduğunu belirten Asiltürk, "Fermuar sistemi; siren duyulduğunda sürücülerin şeridin sağına ve soluna düzenli şekilde açılması, ambulansın ise tam ortadan ilerlemesi esasına dayanır. Araçlar iki yana açıldığında, tıpkı bir fermuar gibi güvenli bir koridor oluşur ve bu da acil müdahale için hayati dakikalar kazandırır. Toplum olarak bu kurala uymak zorundayız" dedi. Acil Sağlık Hizmetleri Haftası boyunca ambulans geçiş önceliği ve fermuar sisteminin doğru uygulanmasıyla ilgili farkındalık çalışmalarının artırılacağı belirtildi. İl Sağlık Müdürlüğü, 112 ekiplerinin sahadaki ihtiyaçlarını düzenli olarak değerlendirerek hizmet etkinliğini artırmayı sürdüreceğini bildirdi.