GENEL - 08 Mayıs 2016 Pazar 10:47

(Özel Haber) Fedakar Anne Kendini Üvey Oğluna Adadı

A
A
A
(Özel Haber) Fedakar Anne Kendini Üvey Oğluna Adadı

Çanakkale’de trafik kazasında 13 yıl önce eşini ve 3 çocuğunu kaybettikten sonra evlenen Gülbeyaz Beyazlar, doğum sırasında annesini kaybeden ve beyin kanaması geçirdiği için engelli kalan üvey oğlunu ayağa kaldırmak için 146 kilodan 85 kiloya düştü, evini fizik tedavi merkezine çevirdi.
Gülbeyaz Beyazlar (35) Çanakkale’de 1998 yılında evlendi. Bu evlilikten 3 çocuğu oldu. Eşi ve 3 çocuğunu, bayram öncesi mezar ziyaretinden dönerken geçirdikleri trafik kazası sonucu 2003 yılında kaybetti. Gülbeyaz Beyazlar, bu olaydan sonra psikolojik destek aldı.
Bu arada, 2006 yılında Adana’da Yaşar Beyazlar (43) adlı kişinin eşi Serpil Beyazlar (33) doğum için hastaneye gitti. Ancak sezaryen yerine normal doğum yapıldığı sırada anne hayatını kaybetti, bebek kurtarıldı. Ancak doğum sırasında beyin kanaması geçirdiği için bebek bedensel engelli kaldı. Şu anda 10 yaşında olan Muhammet Emir Beyazlar ismi verilen bebek doğduğu gün hem annesini kaybetti hem de engelli kaldı. İki ay geçtikten sonra bebeğe bakmakta zorlanan baba evlenmeye karar verdi.
Yaşar Beyazlar hayatını 3 yıl önce 3 çocuğunu ve eşini kaybetmiş Gülbeyaz Beyazlar ile birleştirmeye karar verdi. Çift evlendikten sonra anne Beyazlar kendisini hiç üvey anne olarak görmeyerek, hayatını engelli Muhammet Emir’e adadı. Çocuğun konuşabilmesi ve ayağa kalkabilmesi için gitmediği doktor, çalmadığı kapı kalmadı. Doktorların, "Bu bebek yaşamaz eve götürün" dediği bebeği azimle sabırla ayağa kaldırdı. Yaşadığı stresten dolayı 146 kiloya kadar çıkan Gülbeyaz Beyazlar, bu nedenle üvey çocuğuna bakmakta zorlanıyordu. Muhammet Emir’e daha iyi bakabilmek için ameliyat olup midesini küçülterek kilo verdi. Beyazlar, 1 yıl içinde 75 kiloya kadar düştü. Doktorların "ölür" dediği Muhammet Emir’i ise ayağa kaldırdı. Beyazlar, çocuğu fizik tedavi merkezine götürmesine rağmen evi de adeta fizik tedavi merkezine çevirdi.
Bu sayede Muhammet Emir, biraz olsun yürüyüp konuşabiliyor.
Gülbeyaz Beyazlar, 2003 yılında talihsiz bir kaza geçirdiğini ve ailesini kaybettiğini belirterek, "2007 yılında Emir ile tanıştık, babasıyla evlendim. Evlendiğimde 7 aylıktı, Emir doğum esnasında beyin kanaması geçirdiği söylenmiş eşime, sezaryen olması gereken bir doğuma normal doğuma zorladıkları için ve vakum ile çekilmiş bundan dolayı hasar oluşmuş. 12 aylık olana kadar bir sıkıntısı yoktu sadece gelişim geriliği olduğu söylenmiş. Sonraki tetkiklerde engelli olduğu ortaya çıktı yani yürüyemediği konuşamadığı ve zamanla aşılabileceği söylendi. Daha sonra mr sonuçlarına göre doktorların ölür yaşamaz dedikleri bir pozisyona kadar geldik, çünkü beyin fonksiyonları çalışmıyordu hiçbir şekilde sadece yüzde 18’lik bölümü çalışıyordu" dedi.
Muhammet Emir’in sağlığına kavuşmasına çok istediğini anlatan Beyazlar, "İstiyorum ki sağlığına kavuşsun, yürüsün, koşsun. Annesi doğum sırasında vefat ediyor 3 gün yaşıyor. Aradan 4 ay sonra zaten ben geliyorum Emir’le tanışıyorum ondan sonra zaten başlıyor bizim hayatımız. Refleksoloji tedavisini denedik ve çocuğumun bu hale gelmesinin en büyük etkeni budur. 6 yaşına kadar bezliydi o tedavi sayesinde bezden kurtuldu. Yürüyebilmesi için ev içerisine özel yürüme alanı yaptırdık. Kendi canımdan vazgeçtim çocuk yapmadım. Bir çocuk da sen doğur üvey çocuk sana bakmaz diye ama ben zaten tam anlamında sevgimi veriyorum beni yaşlılığımda yalnız bırakmaz. İnşallah kimseye muhtaç olmayacak duruma gelsin varsın beni bıraksın" diye konuştu.
Beyazlar, 146 kilo olduğunu, Muhammet Emir’e daha iyi bakabilmek için 2 yıl önce tüp mide ameliyatı olduğuna dikkat çekerek, "Şu an 85 kiloyum. Bu ameliyatı olmamdaki tek amaç kilolarımla sağlık sorunları çekip bir gün ölürsem bu çocuğa ne olacak. Benim gibi kimse bakamaz evet bakılır ama ciddi anlamda sevgisini verip ciddi anlamda bakacak kimse olmaz. Biz zaten anne oğul değiliz birbirine aşık iki insanız biz aşığız."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun İlkadım’dan geleceğe temiz miras: 204 bin kilo atık toplandı Samsun’un İlkadım Belediyesi, gelecek nesillere daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakmak amacıyla yürüttüğü sıfır atık çalışmaları kapsamında, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık topladı. Atık oluşumunu en baştan azaltmayı, oluşan atıkları kaynağında ayrıştırmayı, mümkün olanların geri kazanımını hedefleyen ve çöpe giden atığı en aza indirmeyi amaçlayan İlkadım Belediyesi, sıfır atık çalışmalarına kararlılıkla devam ediyor. Atık toplama faaliyetlerine kararlılıkla devam eden İlkadım Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğünce, ilçe genelinde toplam 204 bin kilogram atık malzeme toplandı. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Gelecek nesillerimize daha yaşanabilir, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre bırakabilmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz" dedi. Toplanan atıkların uygun şartlarda saklanarak geri dönüşümünün ya da imhasının sağlandığını söyleyen Başkan İhsan Kurnaz, "Doğal kaynakların korunması, enerji ve ham madde tasarrufu sağlamak, çevre kirliliğinin azaltılması, iklim değişikliğiyle etkin mücadele ve geri dönüşümün ekonomiye katkısını da göz önünde bulundurarak sıfır atık çalışmalarımıza devam ediyoruz. İlçe genelinde yürüttüğümüz sıfır atık çalışmaları kapsamında 4 bin 620 kilogram ambalaj, bin 600 kilogram atık pil, 2 bin 121 kilogram atık yağ, 2 bin 259 kilogram atık ilaç ve 194 bin kilogram atık tekstil ürünü topladık. Topladığımız ürünlerden geri dönüşüme kazandırılacak olan atıkları geri dönüşüme kazandırıyor, imha edilmesi gereken atıkları ise bu konuda yetkili firmalara göndererek imha edilmesini sağlıyoruz. İlkadım’da sıfır atık ve temiz çevre konularında daha da önemli adımlar atacağız" diye konuştu. Sıfır atık ve geri dönüşüm konularında vatandaşların daha duyarlı olmaları, atıklarını bilinçli bir şekilde ayrıştırarak ilgili atık toplama kutularına bırakmaları gerektiğini hatırlatan Başkan İhsan Kurnaz, "Sıfır atık bilincinin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilir çevre hedeflerimiz doğrultusunda İlkadım Belediyesi olarak, içerisinde ’Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ projesinin de yer aldığı ’Kalkancı Sıfır Atık Mahallesi’ projemiz devam ediyor. Projemiz için aldığımız hibelerle 4 adet sıfır atık toplama aracını belediyemiz envanterine aldık. Çevre dostu projelerle hem doğal kaynaklarımızın korunmasına katkı sağlamak, gelecek nesillere daha temiz ve yaşanabilir bir çevre bırakmak, belediyemizin atık toplama kapasitesini artırmak ve geri dönüşüm faaliyetlerimizi daha sistemli ve hızlı yürütebilmek için de hibe başvurularımız var. Daha temiz bir gelecek için vatandaşlarımızın da desteğiyle daha sürdürülebilir bir çevreye kavuşacağız" şeklinde konuştu.
Bolu Bu kareler film setinden değil, ilkokuldan Bolu Köroğlu İlkokulu’nda okul binasının iç kısmında bulunan atıl alanda "Yaşayan Müze" projesi hayata geçirildi. 2. sınıf öğrencileri, yeni oluşturulan bu alanda Bolu’nun geçmişini, kültürünü ve mutfağını canlandırarak ziyaretçileri tarihi bir yolculuğa çıkardı. Çıkınlar Mahallesi’nde bulunan Köroğlu İlkokulu’nda, Yerli Malı Haftası ve Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli etkinlikleri kapsamında dikkat çeken bir projeye imza atıldı. 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar ve velilerin iş birliğiyle, okul binasının iç kısmında bulunan ve bugüne kadar atıl durumda olan üstü kapalı boş alan, etkinlik alanına dönüştürüldü. Okula kazandırılan bu yeni sosyal alanda, 2. sınıf öğrencileri ve Sınıf Öğretmeni Esengül Acar koordinesinde "Yaşayan Müze" etkinliği düzenlendi. Miniklerden geçmişe vefa Okulun mimarisine kazandırılan yeni alanda kurulan müzede, 1970 ve 1980’li yılların Bolu yöresel kıyafetlerini giyen minik öğrenciler, adeta zamanı geriye sardı. Öğrenciler, hazırlanan özel dekorlar eşliğinde buğday öğütme, yün eğirme, halı dokuma ve yöresel çeyiz hazırlama gibi unutulmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarını uygulamalı olarak canlandırdı. Miniklerin performansı, veliler ve öğrenciler tarafından ilgiyle izlendi. Yöresel lezzetler tanıtıldı Etkinlikte kültürel canlandırmaların yanı sıra gastronomi şöleni de yaşandı. Öğrenci ve velilerin imece usulüyle hazırladığı Bolu mutfağının demirbaşları; keşli cevizli erişte, kızılcık tarhanası, kabaklı gözleme, kanlıca mantarı, kaşık sapı, acem pilavı, lahana sarması ve Kıbrıscık kürülü sergilendi. Okulun yeni atmosferinde sunulan ikramlar, ziyaretçilere eski günleri hatırlattı. Etkinliğe katılan Bolu İl Milli Eğitim Müdürü Fatih Öncü, okula kazandırılan alanda kurulan stantları tek tek gezdi. Öncü, yöresel kıyafetler içindeki öğrencilerle sohbet ederek, sergiledikleri performanslardan dolayı tebrik etti. "Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız" Etkinliğin yürütücüsü Köroğlu İlköğretim Okulu 2/B sınıfı öğretmeni Esengül Acar, etkinlik öncesinde yaptığı açıklamada, "2025 yılının Aile Yılı olduğunu vurgulamak için velilerimizle birlikte Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında, Yerli Malı Haftası etkinlikleri çerçevesinde Bolu’muzun tarihi ve kültürel yönlerini tanıtmak amacıyla Yaşayan Müze sergimizi hazırlamış olduk. Hazırlamış olduğumuz bu sergide Bolu’muzun tarihi, yöresel yemekleri ve kıyafetleri tüm okulumuzun öğrencilerine tanıtılmıştır. Şimdi burada öğrencilerimiz, serginin bütün bölümlerini sizlere canlandıracaklar. Bir kısmı yöresel türkülerimizi söyleyecek, yöresel yemeklerimizin tanıtımı yapılacak. Eskiden değirmenlerde buğday öğütülürdü, bunu canlandıracaklar. Yün eğirecekler, halı dokuyacaklar. Eskiden yöresel çeyiz sermelerimiz olurdu, onları canlandıracağız. Aklımıza gelebilecek Bolu’muza ait yöresel ne varsa hepsini canlandıracağız. Bu etkinliği okulumuzda ilk kez yapıyoruz. Okulumuzun tüm öğrencilerinin yararlanması, Bolu’muzun tarihi kıyafetlerini ve yöresel yemeklerini görmeleri ve öğrenmeleri amacıyla, okulumuz genelini kapsayacak şekilde bu etkinliği düzenledik. Bu konuda destek olan bütün velilerime teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.