YEREL HABERLER - 29 Eylül 2016 Perşembe 10:37

Böbrek kanseri 50-70 yaş arasında ortaya çıkıyor

A
A
A
Böbrek kanseri 50-70 yaş arasında ortaya çıkıyor

Üroonkoloji Derneği üyesi ve Başkent Üniversitesi Adana Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Özgür Yaycıoğlu, böbrek kanserinin erken dönemde genellikle belirti vermediğini, kanserin ileri aşamalarında idrarda kanama, karnın yan tarafında ağrı ve kanser kitlesinin belirginleşmesi gibi belirtilere yol açtığını, ayrıca ateş, halsizlik, kilo kaybı, gibi şikayetler olabileceğini söyledi.
Prof. Dr. Yaycıoğlu, vücutta bulunan hücrelerin belirli bir kısmının kontrol dışı çoğalarak çevre ve uzak dokulara yayılmasının kanser olarak adlandırıldığını belirterek, "Böbrekler karnın üst arka bölgesinde her 2 yanda bulunan ve kandaki atık maddeleri süzerek idrar ile atılmasını sağlayan organlardır. Böbrek kanseri erişkinlerde böbreklerde oluşan en sık kanser türüdür ve tıp dilinde böbrek hücreli karsinom olarak adlandırılır. Böbreklerde daha nadir olarak görülen diğer kanser türleri arasında böbrek içindeki idrar yollarından kaynaklanan kanserler ve çocukluk çağında görülen kanserler sayılabilir” dedi.
Böbrek kanseri neden olur?
Böbrek kanserinin oluşma nedeninin henüz kesin olarak bilinmediğini söyleyen Dr. Yaylacıoğlu, “Yapılan araştırmalar böbrek kanseri gelişmesi açısından bazı risk faktörlerini ortaya koymuştur. Böbrek kanseri gelişiminde en önemli üç risk faktörü sigara, yüksek tansiyon ve şişmanlıktır. Anlaşılabileceği gibi, sağlıklı beslenme, egzersiz ve sigaradan uzak durmanın sayısız faydaları arasında böbrek kanseri risklerinden korunmak da vardır. Böbrek kanseri için diğer risk faktörleri arasında aile öyküsü, böbrek yetmezliği nedeniyle uzun süre diyaliz tedavisi ve nadir görülen bazı genetik hastalıklar da sayılabilir. Ancak bilinmelidir ki, bu risk faktörlerine sahip olan herkeste böbrek kanseri gelişmeyeceği gibi, hiçbir risk faktörüne sahip olmayan kişilerde de böbrek kanseri gelişebilir” diye konuştu.
Böbrek kanserinin belirtileri nelerdir?
Yaylacıoğlu, böbrek kanserinin erken dönemde genellikle belirti vermediğini, kanserin ileri aşamalarında idrarda kanama, karnın yan tarafında ağrı ve kanser kitlesinin belirginleşmesi gibi belirtilere yol açtığını, ayrıca ateş, halsizlik, kilo kaybı, gibi şikayetler olabileceğini söyledi. Kanserin çevre dokulara ve uzak organlara yayılması sonucu öksürük, kemik ağrısı gibi belirtilere yol açabileceğini de sözlerine ekledi.
Böbrek kanseri kimlerde olur?
Böbrek kanserinin genellikle 50 - 70 yaş arası insanlarda ortaya çıktığını ve erkeklerde kadınlara göre yaklaşık 2 kat daha fazla görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Yaylacıoğlu, “Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde böbrek kanseri erkeklerde görülen kanserler arasında sıklık bakımından 7. sırada iken, kadınlarda en sık görülen 10 kanser türü arasında değildir. Erken evre böbrek kanseri genellikle belirti vermediği için bu evre hastaların çoğunluğunda tanı başka sebeplerle yapılan görüntüleme çalışmalarında (ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi gibi) rastlantısal olarak konulur. İlerlemiş hastalıkta ise tanı hastanın şikayetlerinin yine görüntüleme çalışmaları ile araştırılması ile konulur. Böbrek kanseri tanısı konulan hastalarda hastalığın yaygınlığının belirlenmesi amacıyla çeşitli ek laboratuar ve radyolojik incelemeler yapılır” dedi.
Böbrek kanseri nasıl tedavi edilir?
Böbrek kanserinin tedavisinin hastanın yaşı, sağlık durumu ve kanserin yayılım durumuna (evresine) göre belirlendiğini belirten Prof. Dr. Yaylacıoğlu şunları kaydetti:
“Böbrek dışına yayılmamış kanserlerde standart tedavi sadece tümörün veya böbrek ile birlikte tümörün cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Cerrahi tedavi hastalığın özellikleri göz önünde bulundurularak açık veya laparoskopik yöntemle yapılabilir. Genel sağlık durumu nedeniyle cerrahi tedavi yapılamayan ve kanser boyutu küçük olan hastalarda alternatif olarak kanser dokusunun ısıtılarak veya dondurularak tahrip edilmesine dayanan yöntemler uygulanabilir. Böbrek dışına yayılmış tümörlerde ise cerrahi tedavi ile birlikte veya cerrahi tedavi yapılmaksızın sistemik ilaç tedavileri uygulanır.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Beyşehir Gölü’nde balıkçılar ’Vira Bismillah’ diyerek su ürünleri avlanma sezonunu açtı Türkiye’nin önemli tatlı su balığı üretim merkezlerinden Konya’nın Beyşehir Gölü’nde 3 aydır devam eden su ürünleri av yasağı sona erdi. Yasağın sona ermesi dolayısıyla Beyşehir Gölü’ne kıyısı bulunan Çiftlik Mahallesi balıkçı limanında yeni av sezonunun açılışı gerçekleştirildi. Balıkçılar yapılan duanın ardından "Vira Bismillah" diyerek toplu olarak balıkçı tekneleriyle göl sularına temsili olarak ağ sermek için açıldı. Sahilde düzenlenen "Vira Bismillah Beyşehir" temalı av sezonunun açılışı ile birlikte Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünün destekleri ile yürütülen Sucul Biyolojik Çeşitliliğin Korunması Ve Geliştirilmesi Projesi kapsamında hayalet av araçları farkındalık etkinliği de gerçekleştirildi. Programda Beyşehir Gölü’nde yürütülen dip ve hayalet ağ temizliği sonrasında çıkarılan hayalet ağlar ile pinterler de sergilendi. Yeni av sezonunun açılışında bir konuşma yapan Konya İl Tarım ve Orman Müdürü Duran Seçen, Türkiye’nin yüzölçümü itibariyle en büyük ili olan Konya’nın tarım ve hayvancılık ile tarım sanayisinde de Türkiye’nin önde gelen illerinden birisi olduğunu hatırlatarak, su ürünleri üretiminde de önemli bir konuma sahip olduğunu söyledi. Konya’da 176 farklı göl, gölet ve baraj bulunduğunu, il genelinin 24 farklı alabalık tesisine sahip olduğunu anlatan Seçen, bu kapsamda su kaynaklarında balık popülasyonunun korunması ve geliştirilmesi için bakanlık koordinasyonunda farklı etkinlik ve programlar gerçekleştirdiklerinin altını çizdi. Seçen, 2023 ve 2024 yıllarında Beyşehir Gölü’nde balıklandırma çalışmaları kapsamında 2 yılda 3 milyon 250 bin adet yavru sazanı göl sularıyla buluşturduklarını, bu yıl ve sonraki yıllarda da bu çalışmaları daha da artırarak devam ettireceklerini belirtti. Balıkçılık yapanları bakanlıkça desteklediklerini, Beyşehir Gölü’nde de bu desteklemelerden bu yıl 547 ticari tekne sahibinin yararlandığını anlatan Seçen, av yasağının sona ermesi ile birlikte yeni av sezonunu da açtıklarını belirtti. Beyşehir Kaymakamı Mehmet Kemal Akpınar da Beyşehir Gölü’nün tatlı su balığı avcılığı için de önemli bir su kaynağı durumunda olduğunu belirttiği konuşmasında yeni sezonun avcılara hayırlara vesile olmasını, bereketli geçmesini dilediğini ifade etti. Beyşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Balıklı da konuşmasında balıkçılara yeni sezonun bolluk ve bereket getirmesini diledi. Konuşmaların ardından protokol üyeleri gölden çıkarılan hayalet ağların ve bu ağların temizlenme çalışmasına yönelik yürütülen çalışmaların yer aldığı fotoğrafların sergisini gezdi.
İstanbul Küçükçekmece’de meydana gelen ölümlü metrobüs kazasına ilişkin davanın duruşmasının görülmesine devam edildi İstanbul Küçükçekmece’de 29 Ağustos 2024 tarihinde bir metrobüsün karşı yönden gelen metrobüse çarpması sonucu 1 kişinin hayatını kaybettiği 51 kişinin ise yaralandığı kazaya ilişkin davanın duruşmasının görülmesine devam edildi. İstanbul Küçükçekmece’de 29 Ağustos 2024 tarihinde bir metrobüsün karşı yönden gelen metrobüse çarpması sonucu 1 kişinin hayatın kaybettiği 51 kişinin yaralandığı kazaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlanmıştı. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede metrobüs şoförü Düzgün Murat Çetin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) denetim amiri olarak görevli olan Hüseyin Pazarlı, İETT Metrobüs Daire Başkanlığı Metrobüs Filo Yönetim Merkezi saha amiri Şafak Yıldız, metrobüs yolunda çalışma yapan inşaat firmasının şantiye şefi Muhammet Sertaç Kazıcı ve proje müdürü Niyazi Baştürk’ün ayrı ayrı ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak’ suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti. Olaya ilişkin davanın duruşmasının görülmesine devam edildi. Küçükçekmece 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Düzgün Murat Çetin ile taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada beyanda bulunan müşteki Emin Tunç "2 defa ameliyat geçirdim. Ayağımda kırığım var. Kaza sırasında bilincimi yitirdim. Bir ara gözüm açılır gibi oldu yerde yatıyordum. Kazada sağ baş parmağım koptu. Ambulans ile hastaneye kaldırıldım. Aynı gün ameliyata alındım. Kazanın nasıl meydana geldiğini hatırlamıyorum bilincimi kaybetmiştim. Şikayetçiyim" dedi. Tutuklu metrobüs şoförü Düzgün Murat Çetin ise savunmasında "Bu kazadan dolayı çok üzgünüm. Eminim benim gibi herkes mağdur oldu. Ben hem maddi hem manevi yönden çok mağdur oldum. Böyle bir kaza herkesin başına gelebilirdi. Bu kazanın gerçekleşmemesi için elimden gelen her şeyi yaptım. Uzun süredir tutukluluğumdan dolayı tahliyemi isterim" şeklinde konuştu. Ara kararını açıklayan mahkeme sanık Düzgün Murat Çetin’in tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi. İddianameden Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 29 Ağustos 2024 tarihinde meydana gelen kaza anlatıldı. İddianamede 1 kişi maktul 32 kişi ise müşteki olarak yer aldı. 5 kişi ise şüpheli sıfatıyla iddianamede yer buldu. İddianamede kaza günü Yenibosna ile İBB Sosyal Tesisleri metrobüs durağı arası yol yapım ve onarım işlemlerinin devam ettiği aktarıldı. Hazırlanan iddianamede Sefaköy durağı yakınlarında Beylikdüzü istikametine seyir halindeki 34 TR 6183 plakalı metrobüsü kullanan Düzgün Murat Çetin’in yol yapım çalışması nedeni ile geçici olarak trafik akışının sağlanması amacıyla E-5 Karayolu üzerinde dubalarla işaretli olarak verilen yol girişini kaçırdığı aktarıldı. Çetin’in metrobüs trafiğine kapalı yolda seyrine devam ederken park halinde bulunan ve sürücü koltuğunda İETT Metrobüs Daire Başkanlığı Metrobüs Filo Yönetim Merkezi saha amiri olan şüpheli Şafak Yıldız ve ön yolcu koltuğunda Zafer Ömür’ün bulunduğu 34 DFL 305 plakalı aracı gördüğü aktarıldı. Çetin’in aracı görmesi üzerine panikleyerek çarpmamak için manevra yaptığı sırada Söğütlüçeşme istikametine seyretmekte olan Emrah Yıldırım’ın idaresindeki 34 TN 2764 plakalı metrobüse çarptığı iddianamede belirtildi. İddianamede kaza sonucu Ferhat Uçar’ın vefat ettiği ve birçok vatandaşın yaralandığı aktarıldı. Olaya ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda asli kusurlu bulunan sürücü Düzgün Murat Çetin’in yola gereken dikkati ve özeni göstermediği, hızlı, dikkatsiz ve kontrolsüz seyrettiği, yolun sol şeridinde yapılan çalışmadan dolayı yapılan işaretleme ve kapatılan şeridi görmeyerek dubalarla yönlendirilen yolu son anda fark edip direksiyonunu ani olarak sağa manevra yaptığı ve Emrah Yıldırım yönetimindeki metrobüse çarparak ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesine sebep olduğu belirtildi. Sürücü Emrah Yıldırım’ın ise kendi yön ve şeridinde, kurallara uygun olarak seyri esnasında, karşı yönden gelen ve şeridine ani ve hatalı olarak manevra yaparak, aracının sağ yan kısımlarına çarpmasına karşı alabileceği herhangi bir tedbiri olmadığından kusurlu görülmediği açıklandı. Metrobüs yolu yapım çalışmasını yürüten inşaat firmasının şantiye şefi Muhammet Sertaç Kazıcı ve proje müdürü Niyazi Baştürk’ ün; İBB Başkanlığı’nın bakım ve sorumluluğu altındaki yolda çalışma yaparken gerekli ve yeterli tedbirler ile işaretlemeleri yapması, işaretleme ve işaretleme başlangıcına ışıklı ikaz cihazı koyması gerekirken bu hususlara yeterince uymadığı, gerekli ve yeterli trafik işaretlemelerini yapmadığı anlaşıldığından tali kusurlu oldukları belirtildi. Şafak Yıldız’ın İBB’de saha amiri olarak görevli olduğu esnada, kaza mahallindeki göreve başlamadan önce alınan tedbirleri ve işaretlemeleri kontrol edip eksik olan hususlar varsa gerekli güvenlik önlemleri alarak görevine başlaması gerekirken, bu hususlara yeterince uymadığı, kapalı olan şeride işaretleme ve bariyer ile gerekli güvenlik tedbirlerini almadan, tedbirsiz olarak, rakortman koluna, çok yakın mesafede durakladığı, güvenli mesafede durmadığı, sorumlu olduğu bölgede gerekli denetimleri yerine getirmede ihmalinin olduğu belirtilerek tali kusurlu olduğu ifade edildi. İBB’de denetim amiri olarak çalışan Hüseyin Pazarlı ise bilirkişi raporunda, bakım sorumluluğu altındaki yolda çalışma yaptırdığı şirketin çalışması esnasında trafik güvenliğiyle ilgili gerekli ve yeterli tedbirleri alıp almadığını kontrol etmesi, eksiklerin giderilmesini sağlaması gerekirken, bu hususlara uymada gereken dikkat ve özeni göstermediği, gerekli denetimlerini yerine getirmede ihmali olduğu anlaşıldığından tali kusurlu bulundu. İBB Avrupa Yakası Yol Bakım ve Onarım Müdürlüğü, Müdürü Murat Er, Müdür Yardımcısı Burak Alp ve Ahmet Yıldırım’ın, yüklenici firmanın yol yapımı sırasında trafik güvenliğiyle ilgili gerekli, yeterli tedbirleri alıp almadığını kontrol ve denetlemesinde ihmallerinin olması sebebiyle üst derece tali kusurlu oldukları belirtildi. İddianamede 3 şüphelinin memur olmaları nedeniyle haklarındaki ayrı bir soruşturmanın devam ettiği kaydedildi. İddianamede Ferhat Uçar’ın otopsi raporuna yer verildi. Raporda, maktulün iç organ yaralanmasından gelişen iç kanama sonucu hayatını kaybettiği anlatıldı. Metrobüs şoförü Düzgün Murat Çetin, İBB denetim amiri olarak görevli olan Hüseyin Pazarlı, İETT Metrobüs Daire Başkanlığı Metrobüs Filo Yönetim Merkezi saha amiri Şafak Yıldız, metrobüs yolunda çalışma yapan inşaat firmasının şantiye şefi Muhammet Sertaç Kazıcı ve proje müdürü Niyazi Baştürk’ün ayrı ayrı ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak’ suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.