YEREL HABERLER - 23 Mart 2017 Perşembe 13:54

Vali Demirtaş: “2017’de 2 milyon fidan dikmeyi hedefliyoruz”

A
A
A
Vali Demirtaş: “2017’de 2 milyon fidan dikmeyi hedefliyoruz”

Adana Valisi Mahmut Demirtaş, 2003-2016 yılları arasında 203 milyon fidanın toprakla buluşturulduğunu hatırlatarak, 2017 yılında da 2 milyon adet fidan dikiminin planlandığını söyledi.

Adana Valisi Mahmut Demirtaş, 2003-2016 yılları arasında 203 milyon fidanın toprakla buluşturulduğunu hatırlatarak, 2017 yılında da 2 milyon adet fidan dikiminin planlandığını söyledi.


Adana Orman Bölge Müdürlüğü ile Adana Valiliği’nin ortaklaşa düzenlediği 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Orman Haftası kapsamında etkinlikler düzenlendi.


Seyhan ilçesi Arif Nihat Asya Anadolu Lisesi’nde düzenlenen programa Vali Mahmut Demirtaş, Vali Yardımcısı Mustafa Aydın, Seyhan Kaymakamı Şenol Bozacıoğlu, Orman Bölge Müdürü İsmet Erol, kamu kuruluşu temsilcileri, öğretmenler, öğrenciler ile veliler katıldı.


Etkinlikte konuşan Bölge Müdürü İsmet Erol, ülkenin ormanlarının bugünkü durumu ile gelecek kuşaklar için sürdürülebilir yönetimi hakkında genel bilgiler verdi. Ormanların korunmasının, gençleştirilmesinin, bakımının ve yeni ağaçlandırmalarla orman varlığının arttırılmasının gelecek için önemini vurgulayan Erol, ”Bu yıl Dünya Ormancılık Günü’nü Ankara’da Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte kutladık. Dünyada orman varlığını artıran ender ülkelerden biriyiz. 70’li yıllara göre bugün daha fazla orman alanına sahibiz. Teknik ormancılık faaliyetlerimizin yanı sıra her yıl milyonlarca fidanı toprakla buluşturuyoruz. Son yıllarda özellikle gelir getirici türlere ağırlık vererek orman köylüsünün bütçesine destek olduk, bütün bunların yanında orman yangınlarıyla da adeta savaşırcasına mücadele ediyoruz, ormanlar çocuklarımıza bırakacağımız en değerli mirastır” dedi.



2017 yılında 2 milyon fidanın dikimi planlandı


Vali Mahmut Demirtaş ise konuşmasında, ormanların, hayvanların yuvası, yüzlerce çeşit bitkinin armonisi; sağladığı oksijenle insanoğlunun yaşam kaynağı olduğunu belirterek, “Bununla birlikte toprağı, en büyük düşmanı olan erozyondan koruyan, su varlığımızı zenginleştiren yeşil bir örtüdür. Adana Valiliği olarak, özellikle son yıllarda yaptığımız çalışmalarla, ormanlarımızın zenginleşmesi için çok ciddi çabalar sarf ediyoruz. Adana’nın yüzölçümünün yüzde 41’i ormanlık alandır. 2003-2016 yılları arasında 203 milyon fidan toprakla buluşturulmuştur. 2017 yılında ise 2 milyon adet fidan dikimi planlanmaktır. Ayrıca son 15 yılda okul bahçesi, ibadethane ve mezarlıklara 85 bin adet fidan, sosyal ağaçlandırma projesi kapsamında toprakla buluşturulmuştur” ifadelerini kullandı.



"Tabiat alanlarının korunmasında bilinçlilik artmalı"


Vali Demirtaş, ülkede son yıllarda başta ormanlar olmak üzere doğal varlıkların, tabiat alanlarının korunması adına, bilinç ve duyarlılığın artması son derece ümit verici olduğunu belirterek, “Doğa sevgisi ve bilinci, gönüllülük ister. Çocuklarımıza gelecekte yeşili bol, yaşanabilir bir vatan bırakmak için bizlere düşen görev, fert olarak yapılan bu faaliyetlere yürekten destek olmaktır. Bu minval üzere çalışmalarımızı katlayarak sürdürmeli, genç kuşaklarımızı bu duyarlılıkla yetiştirmeliyiz. Unutmayalım ki, "ormanlar bekçiyle değil, sevgiyle korunur." Bu vesile ile etkinlikte emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bütün misafirlerimizin ve öğrencilerimizin Orman Haftasını tekrar kutluyor, yeşilin her tonunu görmeye devam edeceğimiz güzel günlerin sizlerle olmasını diliyorum. Sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum” diye konuştu.



Vali Demirtaş fidan dağıttı


Konuşmaların ardından, öğrenciler şiirler okuyup, halk oyunu gösterileri sundu. Daha sonra Vali Demirtaş, protokol üyeleri ve öğrenciler Mavi Servi, Defne, Fıstıkçamı, Süs Eriği, Grabilla, Keçi Sakalı, Erguvan, Abelya, Zakkum, Keçiboynuzu, Palmiye ve Biberiye türlerindeki 300 adet fidanı toprakla buluşturdu.


Vali Mahmut Demirtaş, etkinliğe katılan öğrenciler ile velilere fidan dağıttı. Programa katılanlara toplamda 500 ceviz, 500 defne, 500 dut ve 500 incir fidanı da ücretsiz dağıtıldı.


Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 7. Bölge Müdürlüğü ve Orman Bölge Müdürlüğü tarafından açılan stantlar protokol üyeleri tarafından gezilirken Vali Mahmut Demirtaş, okul içerisinde yeni düzenlenen bir kütüphanenin de açılışını gerçekleştirdi.



Dünya “Su” ve “Meteoroloji" günü kutlamaları


Aynı hafta içinde yer almaları nedeniyle geçen yıl da birlikte kutlanan, 22 Mart Dünya Su Günü ve 23 Mart Dünya Meteoroloji Günü de Vali Mahmut Demirtaş’ın katılımıyla bir arada kutlandı.


Devlet Su İşleri Seyhan Sami Kayahan Eğitim Tesislerinde gerçekleştirilen kutlama etkinliğine Vali Mahmut Demirtaş, Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, Vali Yardımcısı Mustafa Aydın, DSİ 6. Bölge Müdürü Mevlüt Aydın, Meteoroloji 6. Bölge Müdürü Dr. Osman Şimşek, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, davetliler, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından kısa film gösterimiyle başlayan kutlama etkinliğinde DSİ 6. Bölge Müdürü Mevlüt Aydın ve Meteoroloji 6. Bölge Müdürü Dr. Osman Şimşek birer konuşma yaparak, su ve meteoroloji konularının, insan yaşamındaki önemi ve vazgeçilmezliği vurgulanırken, bu seneki kutlama programının ana teması olan “Su ve Atıksu” konusuna atıfta bulundu. Ayrıca konuşmalarda, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için, suyun bilinçli kullanılması ve atık suların değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekildi.



Vali Demirtaş: “Su Hayattır”


Etkinlikte konuşan Vali Mahmut Demirtaş ise, “22 Mart Dünya Su ve Meteoroloji Günü’ vesilesiyle düzenlenen programa katılan tüm konukları sevgi ve saygıyla selamladığını söyledi.


Vali Demirtaş, “Nevruz, yedi iklimde toprağın, suyun, havanın ısınmasına işarettir. Nevruzla yeniden canlanan doğa, hazan mevsimine kadar, tüm canlılara sevinç kaynağı olmaya devam edecektir. Bu vesile ile Nevruz Bayramı’nızı tekrar tebrik ediyorum. Nevruz’un, kardeşliğimize, birliğimize ve beraberliğimize vesile olmasına Mevla’dan niyaz ediyorum. Bugün ormancılık, su ve meteoroloji ile ilgili programlara hep beraber iştirak ediyoruz. Suyun insanoğlu için ne denli önem taşıdığını görmek için uzağa gitmemize gerek yok. İnsan, kendi bedenine baktığında yüzde 70’inin sudan oluşan bir yapıyı görecek, konunun ehemmiyetini, "Su, Hayattır" cümlesi ile özetleyecektir. Kadim medeniyetimizin, bir "Su Medeniyeti" olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Temizliği imanın şartı kılan bir inancın mensuplarıyız. Temizliğin en önemli malzemesinin, su olduğu düşünüldüğünde, ecdadımızın şehirleri çeşmelerle, hamamlarla, hanlarla donatmasından daha doğal bir durum olamazdı. Su, medeniyetimizde azizdir. "Su gibi aziz ol" sözü sadece bir atasözü değil, aynı zamanda bir kültürün yansımasıdır. Bugüne geldiğimizde, modern dünyanın getirdiği sanayileşmenin tatlısu kaynaklarını bir bir ortadan kaldırdığını görmekteyiz. İnsanoğlunun ve onunla birlikte diğer canlıların felaketi maalesef kirlenen sular olacaktır. Bu sebeple 2017 yılında Dünya Su Günü’nün teması olarak belirlenen "Su ve Atıksu" temasının üzerinde ciddiyetle ve hassasiyetle durulması gerektiğini, bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bu vesile ile "22 Mart Dünya Su ve Meteoroloji Günü"nü tekrar kutluyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum” diye konuştu.


Konuşmaların ardından Adana Bilim ve Sanat Merkezi öğrencileri tarafından koro eşliğinde şarkılar söylenen etkinlikte, 2017 Yılı Dünya Su Günü kutlamaları çerçevesinde ortaokul 7. ve 8.sınıf öğrencileri arasında düzenlenen “Su ve Atıksu” konulu resim ve kompozisyon yarışmasında dereceye girenlere protokol üyeleri tarafından ödüller verildi. Kutlamalar, yarışmaya katılan öğrencilerin eserlerinden oluşan sergisinin gezilmesiyle son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Başkan ilk maaşını kendine değil öğrencilere ayırdı Bursa’nın Büyükorhan ilçesi Belediye Başkanı Kamil Turhan, ilk maaşını öğrencilere burs olarak bağışladı. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Bursa’da yüzde 57.77 oranında rekor oy alarak AK Parti’den Büyükorhan Belediye Başkanı seçilen Kamil Turhan, ilk maaşını öğrencilere burs olarak bağışlayacağının sözünü verdi. Büyükorhanlı 70 Üniversite öğrencisine burs veren Büyükorhan Gençlik Derneği’ne (BÜGED) ilk maaşını öğrencilere burs verilmek için bağışlayacağının sözünü veren Turhan’ın yaptığı örnek davranış Türkiye’deki tüm belediye başkanlarına örnek olacağına benziyor. 10 bin nüfuslu Büyükorhan ilçesinde yaptıkları sosyal sorumluluk projeleri ile herkesin takdirini kazanan Büyükorhan Gençlik Derneği, (BÜGED) ilçedeki kısıtlı imkanlarına rağmen büyük işlere imza atıyor. İlçede faaliyet gösteren ve görev yapan tüm iş adamları, esnaf ve mülki amirleri ziyaret eden (BÜGED) üyesi gençler yapacakları projeleri anlatıp işbirliğiyle güzel işlere imza atıyor. En son göreve yeni seçilen Büyükorhan Belediye Başkanı Kamil Turhan’ı ziyaret ederek yaptıkları ve yapacakları projeleri anlatarak destek istedi. Büyükorhanlı gençleri dinleyen Başkan Turhan, ilk alacağı maaşını öğrencileri burs için kullanılmak üzere bağışlayacağının sözünü verdi. “Bazı işler para için yapılmaz" Büyükorhan için canla başla çalışma sözü verdiklerini ifade eden Büyükorhan Belediye Başkanı Kamil Turhan, “Biz eğitimi çok önemsiyoruz, eğitim ile alakalı her projenin her etkinliğin içerisinde olacağız. Belediye Başkanlığında ilk maaşımı BÜGED aracılığıyla Büyükorhanlı üniversite öğrencilerine burs olarak bağışlayacağım. BÜGED’in yaptığı projeleri bu zamana kadar takdirle takip ettim. İlçemizden böyle gençler çıkması bizleri gururlandırıyor. Ben de ilk maaşımı eğitim için bağışlayıp tüm Türkiye’deki belediye başkanlarına örnek olmasını istiyorum. Geleceğimizin teminatı gençlerimize destek olmaya devam edeceğim ”dedi.
Hatay Yılda 45 gün uyanık kalan ipek böcekleri, dut yapraklarıyla özenle besleniyorlar Hatay’ın Defne ilçesinde kurulan eğitim merkezi, kadınlara istihdam sağlamak ve geleneksel ipek böcekciliği mesleğini canlandırmak amacıyla faaliyet gösteriyor. Yılın 45 gününde uyanık kalan ipek böcekleri tarafından üretilen ipekler, geleneksel el tezgahlarında kıyafete dönüşüyor. Hatay’ın Defne ilçesinde unutulmaya yüz tutmuş bir meslek olan ipek böceği yetiştiriciliğinin yeniden canlandırılması amacıyla Defne Belediyesi tarafından kurulan eğitim merkezinde, Fulya Kadıoğlu liderliğinde kadınlara istihdam sağlanıyor. Yılın büyük çoğunluğunu uyuyarak geçiren ipek böcekleri, Nisan ayında başlayan uyanma sürecinde 45 gün uyanık kalıyorlar. Yaklaşık 30 günlük beslenme ve 15 günlük üretim sürecinde ipek böcekleri, koza üretimi gerçekleştiriyorlar. İpek böceklerinin yaşam döngüsü ve bakımı hakkında bilgi veren Kadıoğlu, bu alandaki zorlukları ve işin inceliklerini anlattı. Geleneksel el tezgahlarından çıkan ürünler; şal ve fular olarak sergilenirken, her bütçeye uygun fiyatlarla satışa sunuluyor. "Unutulmaya yüz tutmuş ipek böcekciliğini canlandırmak için eğitim merkezi kurduk" Kadınlara istihdam sağlamak amacıyla eğitim merkezi kurduklarını söyleyen Fulya Kadıoğlu, "Biz burada ipek böceği yetiştiriciliği ve dokuma yapıyoruz. Burada kadınlara istihdam sağlamak amacıyla ve unutulmaya yüz tutmuş bu mesleği tekrar canlandırmak için bir eğitim merkezi kurduk. Eğitim merkezimizde yaklaşık 45 gün boyunca her senenin Nisan ayında İpek böceklerimizi yetiştiriyoruz. Nisan ayının başında ipek böceklerimiz uyanıyorlar. 45 günlük bir süreci var. 35 gün boyunca sadece dut yaprağıyla besleniyorlar. 4 defa uykuya giriyorlar ve uyudukları zaman ipek böceklerine yemek vermiyoruz. Böcekler uyuduğunda uykularını bozmamak için yemek vermeyerek uyumalarını sağlıyoruz. Uykularını bozarsak sağlıklı koza elde edemeyiz. İpek böcekleri uyandığında kabuklarını bırakırlar. Kabuklarını bıraktıkları zaman 13 cm büyüklüğe ulaşıyorlar. Ağzından iplik gelen ipek böcekleri çalıya tırmanıyorlar. Çalıya çıkıp orada kozalarını örmeye başlıyorlar. Toplamda tüm bunların olması 45 günlük bir süreç. Belirli ısı ve nem görmeyen ipek böceklerimiz uyanmazlar. Çok meşakatli bir iş, severek yapmadığınız müddetçe yapma şansınız yok. İlk çıkan ipliği ayırıyoruz, kalan iplikler çorap söküğü gibi geliyor. Yaklaşık 60 kozadan 1 tel iplik elde ediyoruz. Metrajı fazla 2 bin metre arasında bir ipliği var. Çok ince olduğu için biz onu 60 taneyi birleştirerek yapmamız gerekiyor. El tezgahlarından çıkan ürünlerimizi; şal, fular olarak burada sergiliyoruz. İsteyen müşterilerimiz bizden satın alabiliyorlar. Fiyatlar her bütçeye uygun değişiklik gösteriyor" dedi.
Hatay Yılda 45 gün uyanık kalan ipek böceklerinin ürettiği kozalar kadınların elinde özenle işleniyor Hatay’ın Defne ilçesinde kurulan eğitim merkezi, kadınlara istihdam sağlamak ve geleneksel ipek böcekçiliği mesleğini canlandırmak amacıyla faaliyet gösteriyor. Yılın 45 gününde uyanık kalan ipek böcekleri tarafından üretilen ipekler, geleneksel el tezgahlarında kıyafete dönüşüyor. Hatay’ın Defne ilçesinde unutulmaya yüz tutmuş bir meslek olan ipek böceği yetiştiriciliğinin yeniden canlandırılması amacıyla Defne Belediyesi tarafından kurulan eğitim merkezinde, Fulya Kadıoğlu liderliğinde kadınlara istihdam sağlanıyor. Yılın büyük çoğunluğunu uyuyarak geçiren ipek böcekleri, Nisan ayında başlayan uyanma sürecinde 45 gün uyanık kalıyorlar. Yaklaşık 30 günlük beslenme ve 15 günlük üretim sürecinde ipek böcekleri, koza üretimi gerçekleştiriyorlar. İpek böceklerinin yaşam döngüsü ve bakımı hakkında bilgi veren Kadıoğlu, bu alandaki zorlukları ve işin inceliklerini anlattı. Geleneksel el tezgahlarından çıkan ürünler; şal ve fular olarak sergilenirken, her bütçeye uygun fiyatlarla satışa sunuluyor. "Unutulmaya yüz tutmuş ipek böcekçiliğini canlandırmak için eğitim merkezi kurduk" Kadınlara istihdam sağlamak amacıyla eğitim merkezi kurduklarını söyleyen Fulya Kadıoğlu, "Biz burada ipek böceği yetiştiriciliği ve dokuma yapıyoruz. Burada kadınlara istihdam sağlamak amacıyla ve unutulmaya yüz tutmuş bu mesleği tekrar canlandırmak için bir eğitim merkezi kurduk. Eğitim merkezimizde yaklaşık 45 gün boyunca her senenin Nisan ayında İpek böceklerimizi yetiştiriyoruz. Nisan ayının başında ipek böceklerimiz uyanıyorlar. 45 günlük bir süreci var. 35 gün boyunca sadece dut yaprağıyla besleniyorlar. 4 defa uykuya giriyorlar ve uyudukları zaman ipek böceklerine yemek vermiyoruz. Böcekler uyuduğunda uykularını bozmamak için yemek vermeyerek uyumalarını sağlıyoruz. Uykularını bozarsak sağlıklı koza elde edemeyiz. İpek böcekleri uyandığında kabuklarını bırakırlar. Kabuklarını bıraktıkları zaman 13 cm büyüklüğe ulaşıyorlar. Ağzından iplik gelen ipek böcekleri çalıya tırmanıyorlar. Çalıya çıkıp orada kozalarını örmeye başlıyorlar. Toplamda tüm bunların olması 45 günlük bir süreç. Belirli ısı ve nem görmeyen ipek böceklerimiz uyanmazlar. Çok meşakatli bir iş, severek yapmadığınız müddetçe yapma şansınız yok. İlk çıkan ipliği ayırıyoruz, kalan iplikler çorap söküğü gibi geliyor. Yaklaşık 60 kozadan 1 tel iplik elde ediyoruz. Metrajı fazla 2 bin metre arasında bir ipliği var. Çok ince olduğu için biz onu 60 taneyi birleştirerek yapmamız gerekiyor. El tezgahlarından çıkan ürünlerimizi; şal, fular olarak burada sergiliyoruz. İsteyen müşterilerimiz bizden satın alabiliyorlar. Fiyatlar her bütçeye uygun değişiklik gösteriyor" dedi. (AGT-VK-
Kahramanmaraş Genç çiftçiden gençlere nasihatler Kahramanmaraş’ta tarlada traktör sürüp çalışan genç çiftçi, liseyi açıktan bitirip ziraat fakültesine gitmek istediğini, gençlerin hem çalışarak hem de okuyarak hayatını sürdürebileceğini ifade etti. Kahramanmaraş’ta yaşayan 25 yaşındaki genç çiftçi Ökkeş Arıkan, tarlada traktör ile yonca balyaları hazırlayıp, öğütüldükten sonra kendisine ait hayvanlara vereceğini söyleyerek, "Malum depremin üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti. Birinci derecede yakınlarımızı kaybettik. Hayat devam ediyor, tutunmaya çalışıyoruz. Biz burada yonca üretiyoruz ve bu ürünü hayvanlara veriyoruz” dedi. Ülkenin kalkınması adına tarım ve hayvancılık yaptığını ifade eden Arıkan, devletin okumuş insana da, çalışan insana da ihtiyacı olduğunu söyledi. Arıkan, "Bizler genç çiftçiler devletten hayvansal, yakıt ve yem anlamında destek bekliyoruz. Her şey okumak ile bitmez, bu devletin hamala da ihtiyacı var, okumuş adama da ihtiyacı var. Okuyarak benim gibi çiftçiliğe yönelenler var. Liseyi açıktan bitiriyorum. Aynı zamanda ziraat fakültesini bitirmeyi düşünüyorum. Hem okuyup hem çalışmak, kendimi geliştirmek. Farklı ne yapabilirim, okul dışında yaz mevsiminde 90 gün boyunca öğrenci tatil farklı işler yapabilir. Köyde bir genç ise illaki iş vardır ama şehirde yaşıyorsa bir şeyler üretmesi ve çalışması gerekir. Benim hedefim bu işi ilerletmek, bir işe bağlı kalmıyorum. Mesleğim kepçe operatörü ve hayvanlarım da var. Hem hayvanlara bakıp hem ziraat işimi yapıp hem de mesleğimi ilerlettim; bu şekilde hayatımı sürdürüyorum" diye konuştu.
Adana Ağlatan doğum günü sürprizi Adana’da hayatı boyunca doğum günü kutlamayan down sendromlu 23 yaşındaki Ramazan için yapılan doğum günü sürprizinde annesi gözyaşlarını tutamadı. Ramazan’ın mutluluğu ise gözlerinden okundu. Merkez Yüreğir ilçesine bağlı Koza Mahallesi’nde yaşayan Feride (42) ve Zeki Elçiçek’in (43) 8 çocuğundan en büyüğü olan Ramazan (23), down sendromlu olarak dünyaya geldi. Doğduğundan bu yana sağlık sorunlarıyla boğuşan Ramazan’ın ailesi de maddi imkansızlıklar nedeniyle evladının doğum gününü hiç kutlayamadı. Geçtiğimiz ay Adana’da faaliyet gösteren Ogün Abi Derneği’ne ulaşan anne Feride Elçiçek, evladının 23. yaş doğum gününü kutlamak istediğini söyledi. Pasta alındı, sürpriz yapıldı Ogün Abi Derneği ise bu isteğe kayıtsız kalmadı ve down sendromlu Ramazan için özel pasta yaptırılıp sürpriz doğum günü partisi yapıldı. Ramazan’ın mutluluğu gözlerinden okunurken anne Feride Elçiçek ise evladının ilk kez kutlanan doğum gününde gözyaşlarını tutamadı. Pastayı kesti, ilk dilimi kendisi yedi Mumları üfledikten sonra Ogün Abi Derneği başkanı Ogün Sever Okur ile birlikte pastayı kesen Ramazan, kestiği pastadan ilk dilimi yedi. “Hiç doğum gününü kutlayamadık” İhlas Haber Ajansı’na konuşan anne Feride Elçiçek, çok mutlu olduğunu söyledi. Elçiçek, “Çok duygulandım. Çünkü Ramazan benim en kıymetlim. Kendisi 2 aylık olduğunda down sendromlu olduğunu öğrendik. Kalbinde 3 tane delik vardı ve ameliyat oldu. Sürekli hastanelerde kaldık. Bu yaşa geldi ama hep hastaneye gidiyoruz. Hiç doğum gününü kutlayamadık. Bugün çok mutlu oldu. İlk defa oğlumun doğum gününü kutladık. Ben onun doğum gününü kutlamayı hep istiyordum ama bir türlü kısmet olmadı. En azından bugün oğlumun yüzü güldü” ifadelerini kullandı. “İlk kez kendi pastasını yedi” Ogün Sever Okur ise Ramazan’ın mutluluğu nedeniyle çok duygulandığını anlatarak, “Ramazan’ı uzun zamandır tanıyorum ve ailesinden onun bugün doğum günü olduğunu öğrendim. Bizlerde ona böyle sürpriz yapalım istedik. Bu tarz organizasyonları sürekli yapıyoruz. Başkasının doğum günü olsa bile pastasını dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocuklara gönderenler oluyordu. Ramazan her pasta geldiğinde koşarak yanımıza geliyordu. Bu seferde kendi doğum gününü kutladı. İlk kez kendi pastasını yedi. Annesi ve biz çok duygulandık” dedi. Öte yandan Ogün Sever Okur dezavantajlı bölgelerde yaşayan çocukların doğum günlerini kutlamaya devam edeceklerini söyledi.