SAĞLIK - 29 Ocak 2019 Salı 11:21

Kim korkar kolonoskopiden

A
A
A
Kim korkar kolonoskopiden

Acıbadem Adana Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr.

Acıbadem Adana Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Türker Egesel, ürkütücü bir işlem gibi görünse de kolonoskopinin artık çok daha konforlu şartlarla yapıldığını ve bu incelemeyle bağırsaklardaki rahatsızlıkların kesin teşhisi açısından hayati önem taşıdığını söyledi.


Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Türker Egesel, özellikle sindirim sistemi rahatsızlıklarının genellikle 50 yaş civarında daha belirgin hale geldiğini ifade ederek, “Uzun süren şişkinlik, kabızlık, ishal, kilo kaybı gibi durumların yaşa bakılmaksızın kolonoskopi gerekir. Nasıl ki 40 yaşını geçen kadınların mutlaka mamografi yaptırması gerekiyorsa 50 yaşını geçen herkesin, hiçbir şikayeti olmasa dahi muhakkak kolonoskopi yaptırması gerekiyor” dedi.



Daha konforlu işlem, daha detaylı görüntüleme


Egesel, ilk duyulduğunda ürkütücü bir işlem gibi gelse de kolonoskopinin artık çok daha konforlu şartlarla yapılan incelemeyle bağırsaklardaki rahatsızlıkların kesin teşhisi açısından hayati önem taşıdığını kaydetti.


Ucunda ışık bulunan, esnek bir alet aracılığı ile yapılan kolonoskopi işleminin son teknolojik gelişmeler sayesinde kısa süreli anesteziyle, patolojik ön tanıya bile imkan tanıyan oldukça detaylı görüntüler sağladığının altını Çizen Dr. Egesel, “Hastanın yaşına ve rahatsızlığına bağlı olarak erişkin gastroenteroloğu, pediatrik gastroenterolog, formal eğitim almış iç hastalıkları uzmanı veya genel cerrahi uzmanı tarafından yapılabilen ve ortalama 10 ila 20 dakika süren kolonoskopi işleminin başarıya ulaşması için öncelikle bağırsaklarda iyi bir temizlik süreci şart” diye konuştu.



İşleme hazırlık için özel diyet


Kolonoskopi işleminden 3-4 gün önce hekim tarafından verilen diyete sadık kalınmasının önemli olduğunu vurgulayan Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Türker Egesel, hastanın yaşına, başka bir rahatsızlığı ve kullandığı ilacı olup olmadığına bakılarak en uygun bağırsak temizleyici ile temizlik işleminin yapılması gerektiğinin altını çizdi.


İyi temizlenmiş bir bağırsakta hem kolonoskopi süresinin daha da kısalıyor hem de görüntülerin tanısal değeri daha yüksek olduğunu söyleyen Egesel, şunları kaydetti:


“Kolonoskopi sonrası ortalama 1 saat kadar hastanın dinlenmesi gerekiyor. İşlem sonrasında 4 saate kadar hafif bir gaz rahatsızlığı görülebiliyor ancak belirgin bir ağrı beklenmiyor. Verilen bağırsak temizleyicilerinin etkisiyle bazı hastalarda ağrı ve gaza duyarlılık artabileceğinden işlemden sonraki 3 gün boyunca ağır yemeklerden kaçınılması tavsiye ediliyor.”



50 yaşından sonra her 5 yılda bir tekrar


Kolonoskopi sonrası herhangi bir patoloji saptanmasa bile 50 yaş üstü hastalarda her 5 yılda bir işlemin tekrarlanması öneriliyor. 50 yaş altı bireyler için bu aralığın 7-10 yıl olabileceğini söyleyen Dr. Türker Egesel, ailesinde kolon kanseri öyküsü olanlarda kolonoskopi yapılma yaşının ise kanserin ortaya çıkış yaşına bağlı olarak hesaplandığını ifade etti.


Egesel, “Örneğin ailede 57 yaşında kolon kanseri gelişimi olan bir hasta varsa diğer aile üyelerinin kolonoskopik tarama yaşı 47 olmalıdır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya "İyilik Elçisi" Projesi gençlere yardımlaşma ve tarih bilinci aşılıyor Yeşilyurt Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında Beydağı Anadolu Lisesi öğrencilerine yönelik anlamlı ve farkındalık dolu bir program düzenlendi. Programda gençlere yardımlaşma, paylaşma ve toplumsal dayanışmanın önemi anlatılırken, sosyal sorumluluk bilincinin küçük yaşlarda kazanılmasının gerekliliğine vurgu yapıldı. Yeşilyurt Belediyesi, "iyiliğin izinde, bilinçle büyüyen gençler" yetiştirmek amacıyla sosyal, kültürel ve eğitici projelerini kararlılıkla sürdürmeye devam ediyor. ‘İyilik Elçisi’ Projesi kapsamında gerçekleşen gezi ve inceleme ziyaretine katılan Beydağı Anadolu Lisesi öğrencileri, Yeşilyurt Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Hayır Çarşısını ziyaret etti. Burada yürütülen yardım faaliyetleri hakkında detaylı bilgiler alan öğrenciler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan desteklerin nasıl organize edildiğini yerinde görme fırsatı buldu. Emanet Çarşı’nın, dayanışma kültürünü güçlendiren ve iyiliği çoğaltan bir sosyal hizmet modeli olduğuna dikkat çekildi. Programın devamında öğrenciler için Savaş Müzesi, Tekstil Müzesi ve Cezaevi Müzesi gezileri düzenlendi. Gerçekleştirilen müze ziyaretleriyle gençler, Malatya’nın ve ülkemizin yakın tarihine, kültürel ve sosyal mirasına yakından tanıklık etti. Savaş Müzesi’nde milli mücadele ruhu ve fedakârlık duygusu ön plana çıkarken, Tekstil Müzesi’nde kentin üretim kültürü ve emeğin değeri anlatıldı. Cezaevi Müzesi gezisinde ise geçmişten günümüze toplumsal hafıza ve insan hikâyeleri üzerinden önemli mesajlar paylaşıldı. ‘İyilik Elçisi’ Projesi ile öğrencilerin hem sosyal sorumluluk bilinci kazanması hem de tarih ve kültürle bağ kurarak bilinçli bireyler olarak yetişmeleri hedefleniyor. Program sonunda öğrenciler, yardımlaşmanın ve paylaşmanın toplumsal birlikteliğin temel taşlarından biri olduğunu bir kez daha idrak ederken, tarih bilinciyle geleceğe daha güçlü adımlarla yürümenin önemini kavradı.
Diyarbakır DTSO Başkanı Kaya: "2026’da en büyük beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması" Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılının hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istedikleri düzeyde geçmediğini ifade ederek, 2026’ya yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu belirtti. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, 2025 yılını değerlendirdi. Kaya, "Doğrusu 2025 yılı, hem ticaret hem de imalat ve sanayi sektörü açısından istediğimiz düzeyde geçti diyemeyiz. Bu süreci olumsuz etkileyen en önemli faktörlerden biri, banka faiz oranlarının oldukça yüksek olmasıdır. Yüksek faiz oranları, işletmelerin büyümesini neredeyse imkansız hale getirmiştir. Burada iki durumu birlikte değerlendirmek gerekir. Birincisi, kredi kullanmış olan işletmeler, faiz oranlarının yüksekliği nedeniyle büyüme hedeflerinden vazgeçerek kredilerini kapatma yoluna gitmişlerdir. Bu durum, işletmelerin öz kaynaklarını nakde çevirmelerine ve dolayısıyla faaliyetlerini yavaşlatmalarına, hatta durma noktasına getirmelerine neden olmuştur. İkinci olarak ise büyümeyi hedefleyen işletmelerin, yalnızca öz kaynaklarıyla büyümelerinin mümkün olmaması ve krediye erişimde yaşanan zorluklar öne çıkmaktadır. Krediye ulaşabilen işletmeler ise yüksek faiz oranları ve düşük karlılık nedeniyle bu yoldan vazgeçmiş, bu da büyümeyi engellemiştir. Bu sürecin sonucu olarak özellikle istihdam kaybı yaşanmıştır. Diyarbakır için istihdam açısından büyük önem taşıyan, yoğun bir sektör olan hazır giyim ve tekstil sektöründe yaklaşık yüzde 30’a varan istihdam kaybı meydana gelmiştir. Bununla birlikte yalnızca istihdam değil, işletmelerin yaklaşık yüzde 30’unun faaliyetlerini durdurması gibi ciddi sonuçlar da ortaya çıkmıştır" dedi. 2026’da beklenti kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye kolay erişim 2026 yılına yönelik en büyük beklentilerinin kredi faiz oranlarının düşmesi ve krediye erişimin kolaylaşması olduğunu ifade eden Kaya, şu ifadeleri kullandı: "Kredi oranlarının düşmesi, bölgede sektörlerin hızlı bir şekilde gelişmesini sağlayacaktır. İlimizin sanayi altyapısı bu açıdan güçlüdür. Her türlü sanayi ürününü üretebilecek kapasitemiz, alanlarımız, altyapımız, beşeri sermayemiz ve genç nüfusumuz bulunmaktadır. Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliklerinden biri, komşularıyla yaptıkları ticaretin yüksekliğidir. Barış süreci de tam olarak bunu etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’nin güney komşularıyla yakalayacağı bir barış ortamı, en fazla sınır ve komşu illerin ticaretini ve ekonomisini olumlu yönde etkileyecektir. İhracat rakamlarına baktığımızda Irak’ın bu anlamda önemli bir örnek olduğunu görüyoruz. Irak, en çok ticaret yaptığımız ülkeler arasında hızla üst sıralara çıkmıştır. Aynı süreci Suriye için de yakalayabiliriz. Suriye’nin yeniden imarı ve kalkınmasında itici güç Türkiye, özellikle de bölge illeri olacaktır. Bu nedenle barış sürecinin en olumlu etkileyeceği alan ekonomidir. Bu süreç, hem Türkiye hem de güney komşularımız için önemli bir kalkınma modeli oluşturacaktır." 2026 yılı özellikle tüccarların, sanayicilerin ve imalatçıların arzu ettiği performansın yakalandığı bir yıl olmasını dileyen Kaya, "Barış sürecinin gelişmesi ve güney komşularımızla ilişkilerin güçlenmesi, hem ekonomimizin gelişmesine hem de yaşam kalitemizin artmasına katkı sağlayacaktır. Bu vesileyle hem üyelerimizin hem de halkımızın yeni yıla barış, huzur ve mutluluk içinde girmesini temenni ediyorum" diye konuştu.