POLİTİKA - 24 Temmuz 2025 Perşembe 13:04

Bakan Tunç: "Türkiye yüzyılında terörün her türlüsünün sona erdiği bir döneme giriyoruz"

A
A
A
Bakan Tunç: "Türkiye yüzyılında terörün her türlüsünün sona erdiği bir döneme giriyoruz"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Terör örgütünün feshi ve silahları yakmasıyla beraber önemli bir sürece girdik. Bu süreç inşallah kalıcı hale gelir. Devletimizin tüm kurumları bu noktada koordinasyon içerisinde adımları atmaya devam edecek. Türkiye Büyük Millet Meclisi ilgili komisyon çalışmalarına başladığında süreç titizlikle izlenecek ve milletimizin menfaatine yapılmaya devam edecek" dedi.

Bakan Tunç, merkez Yüreğir ilçesinde yapımı başlayan Adana Adli Tıp Grup Başkanlığı binasının temel atma törenine katıldı.

"Bu tesis, adaletin erken tecelli etmesine çok büyük hizmet sunacak"

Açılışta konuşan Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın öneminden bahsederek, "Bir devleti cesaret ve kahramanlıkla kurarsınız ancak onu devam ettirecek dağıttığı adalettir. Adalet çok önemli. Adaleti hızlandıracak, erken tecellisini sağlayacak bileşenlerden birisi Adli Tıp Kurumu. Bu tesis, adaletin erken tecelli etmesine çok büyük hizmet sunacak" ifadelerini kullandı.

"Yangınları engellemek için hepimize önemli görevler düşüyor"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Eskişehir’de şehit olan 10 orman işçisi için üzüntüsünü dile getirerek, "Adana’ya doğru yola çıktığımızda Ankara’da gece üzücü bir haber aldık. Şu anda DNA çalışmaları devam ediyor. 10 orman kahramanımızı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Eskişehir’de çıkan orman yangını Afyonkarahisar’a sirayet etmişti. Yangınlarda 10 işçimiz şehit oldu. Allah rahmet eylesin. Rabbim bir daha böyle acılar bizlere yaşatmasın. Onlar, yeşil vatanımızı korumak için canlarıyla mücadele ederken hayatlarını kaybettiler. Son zamanlarda orman yangınlarının artmış olması, ülkemizin değişik yerlerinde ormanların yanması hepimizi derinden üzüyor. Orman yangınlarının engellenmesi için hepimize önemli görevler düşüyor. Tedbirler almamız gerekiyor ve büyük bir gayrete teşkilatlarımız çalışmalarını yapıyorlar. Böyle üzücü hadiselerle de karşı karşıya kalıyoruz. Allah’tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun" diye konuştu.

"Adana için ne yapsak azdır"

Adana Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın bölgeye önemli hizmetler vereceğini anlatan Bakan Yılmaz Tunç, "Adana Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın temel atma törenini gerçekleştireceğiz. Bu birim, bölgemize hizmet edecek. Osmaniye ve Mersin’e de bu bina hizmet verecek. Kağıt üzerinde 500 gün ama müteahhit firmanın gayretleriyle zamanında tamamlayarak hizmete açmayı Rabbim nasip eylesin. Adana, Türkiye’nin en önemli şehirlerinden bir tanesi. Adana’mız kadim bir şehir, üretimi, tarımı ve sanayisiyle öne çıkan, önemli bir şehrimiz. Adana için ne yapsak azdır" dedi.

"Kapasiteleri arttıracağız"

Adli Tıp Grup Başkanlıklarının ülke için önemli olduğunu vurgulayan Bakan Tunç, "Adli Tıp Kurumu dediğimiz zaman bu kurum bir bilirkişilik kurumu. 200 yıllık bir geçmişi var. Adli Tıp Kurumu’muzun çeşitli ihtisas daireleri var ve dünyaya örnek olan bir kurum. Yargımızın en önemli başvurduğu kurum Adli Tıp Kurumu’dur. Adli Tıp Kurumu’nda gerçek ortaya çıkar. Kapasitesini gün geçtikçe arttırıyoruz. 2002 yılında sadece 25 ilimizde vardı, artık 81 ilde var. Adli Tıp Kurumu’nun kapasitesini daha çok arttırmak için Denizli, Bursa ve Samsun’da Adli Tıp Grup Başkanlığı binalarını hizmete açmış bulunuyoruz. Ankara’da da inşaat çalışmaları devam ediyor. Yarın da Gaziantep bölge başkanlığı temelini atacağız. Adli Tıp Kurumu’nun fiziki kapasitesini arttırarak vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden aldığı hizmetin kapasitesini daha çok arttırmış olacağız" ifadelerini kullandı.

"Gerekli tedbirleri aldık"

Deprem bölgelerindeki çalışmalardan da bahseden Bakan Tunç, "Deprem bölgelerine şu ana kadar 2,6 trilyon lira harcandı. Bu senenin bütçesinden 584 milyar lira deprem bölgesindeki illerimizin inşası için ayrıldı. Adana’da 7 binden fazla konut teslim edilmiş. Yıl sonuna kadar bu sayı 12 bin konuta çıkması bekleniyor. Depremle birlikte 7 gün 24 saat esasına göre bilirkişilik hizmetleri yapıldı. Hasar tespit çalışmaları yapıldı. Yargı hizmetlerinin aksamaması için 10 bine yakın adalet personeli dışarıdan bölgeye görevlendirildi. İdari yargıda şehirlerimizin inşası gecikmemesi için yargı değişikliğine gidildi. İdari yargılama usulü kanununa geçici madde ekledik. O kanun çerçevesinde hizmetler yürüdü. Bölgeye yeni mahkemeler açmamız gerekiyor. Giderek artan bir dava yüküyle karşı karşıyayız. Bölgeye 568 adli, 29 idari olmak üzere ilk derece mahkemesinin kurulmasını sağladık. Bunların büyük bir kısmı faaliyete geçti. İstinafta da 43 yeni istinaf dairesi kurarak mahkemelerin sayısını arttırdık. 246’dan 350’e yükselttik hakim sayısını. Adli yargı ilk derece ve istinafta da 2 bin 942 hakim savcı sayısını 3 bin 337’e yükseltmiş olduk. Gerekli tedbirleri almış olduk" şeklinde konuştu.

"112 bin 336 dava açıldı, 78 bin 174 dosyada karar verildi"

Deprem bölgesinde 112 bin 336 dava açıldığını anlatan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bugüne kadar deprem bölgesinde 112 bin 336 dava açıldı. 78 bin 174 dosyada karar verildi. Eğer bu tedbirler alınmasıydı, hakim savcı sayısını arttırmasaydık 112 bin dosyanın 78 bininin bu sürede karara bağlanması mümkün olmazdı. Ağır hasar tespiti için vatandaşlarımız davalar açtılar. Bir kısmı benim binam yıkılmasın veya yıkılsın diye hepsi yargıya başvurdu. Bu konuda 42 bin 449 dava açıldı, 38 bin 255’i yani yüzde 90’ı karara bağlanmış durumda. Bu yıkım kararları gecikseydi inşa süreçleri gecikmiş olacaktı" dedi.

"Geciken adalet, adalet değildir diyoruz"

Adaletin gecikmeksizin tecelli etmesi gerektiğine de vurgu yapan Bakan Tunç, şunları söyledi:

"Adalet, mülkün temelidir. Adalet devletin temelidir. Toplumsal barış ve huzurun teminatı adalettir. Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz, kaos olur. Herkes kendi hakkını kendisi almaya çalışırsa orada düzen olmaz. Adalet, herkese hakkını verebilmek için ulvi bir makamdır. Adaletin tecellisi gecikmeksizin önemlidir. Geciken adalet, adalet değildir diyoruz. Adalet herkese hakkını vermektir, insan hukukunu korumaktır. Adaletin hakkıyla tecelli edebilmesi için ihtiyaç duyulan 3 temel unsur var. Fiziki mekanlar, ihtiyaca cevap veren mevzuatın olması ve insan unsuru. Hepsi bir arada olursa yargı hizmetleri vatandaşın memnuniyetini sağlayacak şekilde olur. Adaleti tecelli edebilmek içinde yasama, yürütme ve yargısıyla hukuk devletinin düzen ve intizam içerisinde çalışması gerekir."

"Türkiye’nin demokratikleşme yolunda önemli adımlardı"

Son 23 yılda temel kanunlarda yapılan reformlardan bahseden Bakan Tunç, "Son 23 yıla baktığınız zaman ülkemiz genelinde 78 müstakil adalet binası varken şu anda bu sayı 382’e yükselmiş durumda. Bu mekanlarda teknolojinin tüm imkanlarını kullanıyoruz. 23 yılda temel kanunlarımızın tamamını yeniledik. Ceza kanunlarımızdan, borçlar kanununa varıncaya kadar reform gerçekleştirdik. Türkiye Büyük Millet Meclisi yoğun bir reform sürecini yargı teşkilatımıza yaşatmış oldu. Anayasada yapılan değişikliklerle hak arama yolları arttırıldı. Yargı birliğinin sağlanması, askeri yargının kaldırılması, devlet güvenlik mahkemelerinin kaldırılması, anayasa mahkemesi ve hakimler savcılar kurulunun demokratik hukuk devleti ilkesine daha uygun hale getirilmesi ve özellikle ülkemizi yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşturmak için yapılan reformlar, yüksek askeri şuranın yapısının, milli güvenlik kurulunun yapısının değiştirilmesi, anayasamızdaki sıkı yönetim maddesinin kaldırılması, darbecilerin yargılanabileceğine ilişkin hükümlerin getirilmesi ve darbecilerin yıllar sonra millet huzurunda yargılanabilmesi tüm bunlar Türkiye’nin demokratikleşme yolunda önemli adımlardı. Bugünkü Türkiye, eski Türkiye’den çok farklı" dedi.

"Bu süreç inşallah kalıcı hale gelir"

PKK’nın silah bırakma süreci hakkında da açıklamalarda bulunan Bakan Tunç, "Terörsüz bir Türkiye diyoruz. Şiddetin olmadığı, etnik kökeni ne olursa olsun herkesin kardeşçe yaşadığı, birlik ve beraberliğimizi daha da güçlendirerek ve Türkiye yüzyılında ülkemizde terörün her türlüsünün sona erdiği bir döneme inşallah giriyoruz. Terör örgütünün feshi ve silahları yakmasıyla beraber önemli bir sürece girdik. Bu süreç inşallah kalıcı hale gelir. Devletimizin tüm kurumları bu noktada koordinasyon içerisinde adımları atmaya devam edecek. Türkiye Büyük Millet Meclisi ilgili komisyon çalışmalarına başladığında süreç titizlikle izlenecek ve milletimizin menfaatine yapılmaya devam edecek. Türkiye, birlik ve beraberliğini güçlendirmiş dünyanın en güçlü ülkesi olma yolunda, Türkiye yüzyılı yolunda emin adımlarla yoluna devam edecek" diye konuştu.

"Adana’da artık huzur var"

Televizyonlara çıkan eski Adana Adliye’sinden de bahseden Bakan Tunç, "Adana’nın eski adliye binasını bilmeyen yoktur. Her akşam televizyondan izlerdik ama çok şükür artık o görüntüler geçmişte kaldı. Adana’da artık huzur var. Huzur ve güvenliğin tam anlamıyla tesis edildiği güzel bir şehirde yaşamaktan mutluyuz" ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından binanın temeli atıldı.

Modern ve yüksek standartlarda hizmet sunacak şekilde projelendirilen Adana Adli Tıp Grup Başkanlığı, 15 bin 869 metrekare kapalı kullanım alanına sahip olacak. Binada 2 savcı odası, 26 uzman odası, 396 metrekare büyüklüğünde cenaze servis avlusu, morg ihtisas dairesi, biyoloji ve biyoloji ihtisas dairesi, 44 araçlık kapalı otopark ile 83 araçlık açık otopark bulunacak.

Umutcan İşledici - Serkan Çetinkaya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Edirne Keşan’da trafik kazasında hayatını kaybedenler için yapılan anıt açıldı Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Karacaali köyünde 1998 yılında meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden 7 öğrenci ve 1 servis şoförü için kazanın meydana geldiği noktada yenilenen anıt törenle açıldı. Törende konuşan Karacaali Köyü Muhtarı Mustafa Kocaalili, "Paşayiğit İlköğretim Okulu’na taşımalı eğitim kapsamında giden öğrencilerimizi taşıyan servis aracının geçirdiği kaza sonucunda, henüz yolun başındaki 7 evladımız ve görevini yapan 1 şoförümüzü kaybettik. Bu acı olay, yalnız aileleri değil tüm Karacaali’yi ve bölgemizi derinden sarmıştır. Bugün açılışını yaptığımız bu anıt, kaybettiğimiz evlatlarımız ve şoförümüzün aziz hatırlarını yaşatmak, benzer acıların bir daha yaşanmaması için toplumsal hafızamızı ve farkındalığı diri tutmak amacıyla inşa edilmiştir" diye konuştu. Edirne İl Genel Meclisi Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, kazada hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dilerken, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan da kazanın meydana geldiği günü anlattı. Keşan Kaymakamı Aziz Mercan ise yaşanan kazanın büyük bir acı olduğunu dile getirerek, "Buradan hepimiz gerekli dersi alıyoruz. Bu olayların yaşanmaması için elimizden ne geliyorsa gerekli gayreti göstereceğiz" dedi. Paşayiğit İlkokulu ve Ortaokulu öğrencilerinin, anıta çiçek bıraktığı tören, dua yapılmasıyla sona erdi. Törene, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin temsilcileri, kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.
Düzce Otobüs şoförlerinin duyarlılığı araç içi kamerasına yansıdı Düzce Belediyesi özel halk otobüsü şoförleri, rahatsızlanan yolcular için güzergahlarından çıkarak yolcuları hastaneye yetiştirdi. O anlar araç içi kamerasına yansıdı. Düzce Belediyesine bağlı Düzce Ulaşım A.Ş.’ye ait iki ayrı hatta görev yapan halk otobüsü şoförleri bir hafta arayla rahatsızlanan iki yolcuyu harekat merkezine haber verip güzergah dışına çıkarak Acil Servis’e ulaştırdı. İlk olay 7 Aralık’ta yaşandı. Düşmeye bağlı olarak yürüme güçlüğü çeken ve hastaneye gitmek isteyen genç kadını fark eden şoför İzzet Aydın, hastaneye yakın durakta indirmek yerine acil servisin kapısına kadar götürdü. "Harekat merkezine bildirip, güzergah değiştirdim" Olay günü yaşananları aktaran araç şoförü İzzet Aydın, "2013 yılından bu yana şoförlük yapıyorum. 7 numaralı hatta çalışıyordum. Krempark’ın oradan 3 kişi araca bindi. Bir tanesi ayağının üzerine basamıyordu. Geçmiş olsun dedim. Hastaneye gideceğiz dedi. Harekat merkezine bildirerek güzergah dışına çıkacağımı söyleyerek, hastayı hastaneye götürdüm. Araçta başka kimse de yoktu. Acilin önüne kadar götürüp, güzergahıma devam ettim" dedi. Bir diğer olay ise 12 Aralık Cuma günü gerçekleşti. Araca bindiğinde fenalaşan yolcuyu fark eden otobüs şoförü Suat Atmaca, Hastane Caddesi’ndeki duraktan "U" dönüşü yaparak güzergah dışına çıktı. Vakit kaybetmeden rotayı Atatürk Devlet Hastanesi Acil Servisine çeviren Atmaca kısa süre içerisinde Acil Servis önüne ulaştı. Otobüsten indirilip sedyeye alınan kadın yolcu, sağlık ekiplerine ulaştırıldı. "Vatandaşın sağlığı her şeyden önemlidir" diyen şoför Suat Atmaca, "Olay günü 18 nolu hatta çalışıyordum. Durağa yanaştığımda iki genç benden kolanya istedi. Ne olduğunu sorduğumda arkadaşlarının rahatsızlandığını söylediler. Harekat merkezini arayarak rotamdan çıkıp U dönüşü yaptım. Hastanede acil servise geldiğimizde servise bindirdik ve hastamızı sağlık ekiplerine teslim ettik. Bize periyodik eğitimler veriliyor, bu eğitimlerde bu sağlık konusunda da hassas davranmamız konusunda bilgilendirme yapılıyor. Bizimde çocuğumuz var, biz burada insanlık görevimizi yaptık" dedi. Yaşanan bu örnek davranışlar, Düzce Ulaşım A.Ş. bünyesinde görev yapan şoförlerin, yolcuların sağlığı ve güvenliği konusunda da sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini gösterdi. Şoförlerin duyarlılığı diğer yolcular tarafından da tebrik edildi.
Ankara Sanatçı Metin Şentürk TBMM’de engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplanan Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu’na katılan sanatçı Metin Şentürk, engelli bireylerin sorunlarını ve hayat hikayesini anlattı. Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu başkanlığında toplandı. Komisyona sanatçı ve Dünya Engelliler Birliği Kurucu Başkanı Metin Şentürk katıldı. Komisyonun açılışında konuşan Kasapoğlu, "Tüm Komisyon üyelerimizin ortak inancı, engelli bireylerimizin toplumun tam merkezinde yer alması; sanatta, sporda, siyasette, akademide, medyada, üretimde, istihdamda her bir noktada en merkezde yer alması, onların merkezde yer almasıyla birlikte toplumun bu anlamdaki algısı, bakışı çok güçlü şekilde değişiyor. Kullanılan dilden, ön yargıların kırılmasına kadar pek çok değişimi gözlemliyoruz. İşte, Metin Bey’in bu anlamdaki yolculuğu da hem sanat alanında hem de sivil toplumdaki mücadelesi bu açıdan çok kıymetli ve çok ama çok öğretici" diye konuştu. "9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu" Konuşmasına kendi hayat hikayesini anlatarak başlayan Metin Şentürk, "7 çocuklu bir ailede doğdum. Yalnız hayatın anneme acımasız şakaları enteresan bir şekilde devam etti. Baba tarafından genetik körlük vardı. 2 kız kardeşim, 2 erkek kardeşim, babam ve ben, hepimiz sağlam doğmamıza rağmen, 9 kişilik bir ailede 6 kişi zaman içinde yaşanan küçük problemlerden körlükle karşıya kaldı. 9 kişilik ailenin 6 kişisi kör oldu. Bugüne kadar hayatımı kolaylaştıran yegâne unsurun bakış açısı olduğuna çok inandım. Bakış açınızı değiştirdiğinizde acınızı değiştirebiliyorsunuz" dedi. "Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım" Engelliliğin, engelliden ziyade aileleri için daha zor olduğuna inandığını dile getiren Şentürk, "Engelli hayatına bir şekilde alışıyor ama aileler için her uyanılan sabah aynı tabloyla karşılaşmak biraz daha farklı. Evlatlarının önündeki engelleri aileler, sonra yasalar, sonra da vicdanlar kaldırırsa bazı şeylerin çok daha iyi olacağına inanıyorum. Sahadaki çalışmalarınız içinse ben 7/24 hazırım. Emeğimle, bedenimle, ruhumla ve gönlümle yanınızda olmaya hazırım. Şayet bu işe yarayacaksa, dediğim gibi, 7/24 ülkenin her tarafında emek veririm. Çünkü sonuç itibarıyla, benim bu ülkede bu kadar emek verme çabamın tek bir nedeni var. Askerlik yapamadığım bir ülkede askerliğimi bu şekilde tamamlıyorum, bu da benim hayata bakış açımın bir tarafı" ifadelerini kullandı.