GÜNDEM - 10 Kasım 2025 Pazartesi 09:25

Eşi boğazını kesti engelli kaldı: 2 çocuk annesi dehşet anlarını ilk kez anlattı

A
A
A
Eşi boğazını kesti engelli kaldı: 2 çocuk annesi dehşet anlarını ilk kez anlattı

Adana’da ayrıldığı eşinin boğazından bıçakladığı 2 çocuk annesi 29 yaşındaki kadın, 4,5 aylık tedavi sürecinin ardından yeniden hayata tutundu. Engelli kalan 2 evladı devlet korumasına alınan genç kadının, tek isteğinin fizik tedaviye gidip yeniden ayağa kalkmak ve çocuklarına bakmak olduğunu söyledi.


Ev hanımı Nazmiye Çalışkan (29), 2020 yılında terzilik yapan İ.D.Ö. (30) ile dini nikahla evlendi. Çiftin S. (4) ve A.A. (3) isminde biri engelli 2 evlatları dünyaya geldi. Nazmiye Çalışkan, geçtiğimiz ocak ayında eşinin kendisine sürekli şiddet uyguladığını öne sürerek ayrılıp ailesinin evine gitti. 10 Nisan 2025’te İ.D.Ö., iddiaya göre, çocuklarından S.’yi yanında götürdü. 12 Nisan 2025 günü ise ayrıldığı eşini arayıp ‘Çocuk durmuyor, gel’ diyerek babasının evine çağırdı. Buraya giden anne Çalışkan, evine geri döneceği sırada iddiaya göre, ayrıldığı eşi İ.D.Ö, tarafından evladının gözü önünde boynundan ve boğazından bıçaklanıp darp edildi. Çocukların feryatları ve evdeki bağırışımalar üzerine çevredekiler durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri evden kaçan şüpheli eski eşi kısa sürede yakalayarak gözaltına aldı. Saldırgan, çıkartıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.



Yüzde 96 engelli kaldı


Sağlık ekipleri tarafından ambulansla hastaneye kaldırılan Nazmiye Çalışkan ise 4,5 ay boyunca yoğun bakımda tedavi gördü. Yüzde 96 engelli kalan ve yürüme kabiliyetini yitiren genç kadın, taburcu olduktan sonra bir şok daha yaşadı. İddiaya göre, evindeki bütün eşyaların eski kayınbabası tarafından satıldığını gören genç kadın, önce ailesinin yanına sığındı ardından da arkadaşlarıyla birlikte yaşamaya başladı. 2 çocuğuyla bir başına kalan Çalışkan, geçtiğimiz haftalarda ise üst üste hastaneye gitmesi gerektiği için evlatlarını dedesinin evine bıraktı. Bu sırada ise mahallede yardım dağıtan bir dernek çocuğun o hallerini görüp sosyal medyada paylaştı ve çocuğun dedesi de ‘Anneleri çocukları terk etti’ diyerek beyan verdi. Bunun üzerine çocuklar anında devlet korumasına alındı. Hastaneden döndükten sonra evlatlarını göremeyen anne, bir kez daha yıkıldı.



"Ambulans geldiğinde benim üzerimde çekyat vardı"


Yaşadığı bütün dramı İhlas Haber Ajansı’na anlatan Nazmiye Çalışkan, şimdi tek istediğinin fizik tedavi görüp evlatlarına bakacak kadar ayağa kalkmak olduğunu söyledi. Çalışkan, "Olay günü ben eski kayınbabamın evine gittim ve eski eşimin kız kardeşiyle kahve içtik. Eve geri dönecekken oğlum ‘Cips paketini aç’ dedi. Cips paketini açarken şah damarımdan 2 bıçak darbesi yedim. Orada yere düştüm sonra boynumdan bıçakladı. Ben yerde yatarken İ.’nin ağabeyi kanlı tişörtünü değiştiriyor, oda evden kaçıyor. Daha sonra tekrar geliyor ve ‘Ölmedin mi lan sen’ dedi. Ölme numarası yaptım ve İ. gitti. Ambulans geldiğinde benim üzerimde çekyat vardı. Hemşire çekyatı kaldırdı" ifadelerini kullandı.



"Yüzde 96 engelli kaldım"


Bütün ailenin olaya şahit olduğunu anlatan Çalışkan, "İ.’nin babası evdeki kanlı bıçağı çöpe atmaya kalkarken olay yeri inceleme polisleri fark edip hemen müdahale etmiş. Bütün aile bu olaylara şahit oldu. Hepsi mahkemede konuşuldu. İ. şuanda cezaevinde ancak diğerleri dışarıda. Mahkeme devam ediyor, ben adalete sığınıyorum, benim engelli çocuğum var ve benim gibi hiçbir anne bu şekilde yatmayı hak etmiyor. Yüzde 96 engelli kaldım. Olay gününden bu yana böyle yatıyorum" diye konuştu.



"Ayağa kalkıp, çocuklarıma sahip çıkmak istiyorum"


Çocuklarının devlet korumasında olduğunu, bir an önce iyileşip evlatlarına yeniden kendisinin bakmak istediğini belirten Çalışkan, daha sonra şunları söyledi:


"Ben çocuğumu hastaneye gitmek zorunda kaldığım, kimsemde olmadığı için mecburen dedesine bıraktım. Ancak dedesi yanlış beyan verdi ve ortaya çıkan bazı videolar sonucu benim çocuklarımı devlet koruma altına aldı. Benim evim, eşyalarım, kurulu düzenim vardı. Eşyalarım hep satıldı. Ev kullanılmayacak hale geldi. Çocuğumu o halde sosyal medyada görünce yıkıldım. Ben çocuğumu mecburen dedesine bıraktım. Karton topluyorum diyerek beyan veren kişi belediyede çalışıyor ve 52 bin TL maaş alıyor. Çocuklarım devlet korumasında, ben sadece ayağa kalkmak, çocuklarıma sahip çıkmak istiyorum. Tek isteğim fizik tedaviye gitmek ve bunun için bana yardım edilmesi. Ayağa kalkıp çocuklarımı almak ve onlara sahip çıkmak istiyorum."



Eşi boğazını kesti engelli kaldı: 2 çocuk annesi dehşet anlarını ilk kez anlattı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Ankaralı Coşkun’dan İzmirli çifte açılan davaya ilişkin açıklama İzmirli çiftin düğünlerinde seslendirdikleri ’Ne Bilsin Eller’ şarkısı sosyal medyada viral olunca, eserin sahibi Ankaralı Coşkun uzlaşma için 300 bin lira talep ederek dava açtı. Eserin sahibi Coşkun Direk, davanın düğünde şarkının söylenmesinden değil, çiftin bu şarkıyı izinsiz kullanarak çektikleri klipte yer vermelerinden dolayı açıldığını belirtti. İzmir’de yaşayan konservatuar mezunu Hasan Başkaya ve amatör olarak şarkı söyleyen memur Öznur Başkaya, 2023’ün Haziran ayında dünya evine girdiler. Müzik tutkunu Başkaya çifti, düğünlerinde Ankaralı Coşkun’a ait ’Ne Bilsin Eller’ şarkısını söyleyerek çıktı. Çift, hem bu günlerini ölümsüzleştirdi hem de düğüne katılanlardan büyük alkış aldı. Şarkı söyledikleri video, sosyal medyada; özellikle de düğün sayfalarında paylaşıldı ve eserin sahibi Ankaralı Coşkun da videolardan birinin altına yorum yazarak çifti tebrik etti. Başkaya çifti, büyük ilgi gören görüntülerin ardından beklemedikleri bir süreçle karşılaştı. Eserin sahibi Ankaralı Coşkun olarak bilinen Coşkun Direk’in, videonun yayılması üzerine çift hakkında şikayetçi olduğu ve uzlaşma için 300 bin lira talep ettiği ortaya çıktı. "Şarkıya izinsiz klip çektiler" Çıkan haberlerin ardından Çoşkun Direk, kendisine ait eserin izinsiz kullanılıp klip çekildiğini belirterek sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "Bugün magazinsel bir konuyla karşılaştım. Sözde bir olay üzerinden, bir hanımefendi ve beyefendinin düğünlerinde benim "Ne Bilsin Eller" isimli eserimi çıkış şarkısı olarak okumaları nedeniyle güya ben onları mahkemeye vermişim. Evet, bir mahkeme süreci var; ancak bu işlemi ben başlatmadım. Eserlerim tamamen koruma altında olduğu için hukuki takip avukatlarım ve şirketim tarafından yürütülmüş. Fakat önemle belirtmeliyim ki, bu dava düğünde benim eserimi okumalarıyla ilgili değildir. Bahsettiğim hanımefendi ve beyefendi tamamen başka bir sebeple hukuki sürece dahil edilmişler. Buna rağmen, şahsımı karalamak ve bir linç kampanyası oluşturmak amacıyla olayı medyaya çarpıtarak servis etmişler ve sanki sorun eserimi okumalarıymış gibi bir algı oluşturmaya çalışmışlardır. Oysa bunun konuyla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Benim eserlerimi herkes okuyabilir; zaten insanlar okusun diye paylaşıyorum. Bu manipülasyon nedeniyle avukatıma manevi tazminat davası açılması talimatını da verdim; hukuki süreç manevi yönden de başlatılmıştır. Haklıyı ve haksızı o zaman siz daha iyi ayırt edersiniz." ifadelerini kullandı.