YEREL HABERLER - 24 Mart 2014 Pazartesi 16:07

‘demokrasileşme Süreci Ve Türkiye Gündemi’

A
A
A
‘demokrasileşme Süreci Ve Türkiye Gündemi’

Eğitim Bir-Sen Adıyaman Şubesi tarafından ‘Demokrasileşme Süreci ve Türkiye Gündemi’ konulu panel düzenlendi.
Belediye Konferans Salonu’nda düzenlenen panele; AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, AK Parti Adıyaman Milletvekili Salih Fırat, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talha Gönüllü AK Parti Adıyaman İl Başkanı Av. Halil Fırat, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Mazhar Bağlı, Gazeteci- Yazar Yıldıray Oğur, Milli Eğitim Müdürü Seyfi Özkan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Adıyaman Müdürü Adil Alan, Eğitim Bir- Sen Adıyaman Şube Başkanı Gaffari İzci ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Düzenlenen panele; AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Mazhar Bağlı ve Gazeteci-Yazar Yıldıray Oğur, panelist olarak katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Eğitim Bir- Sen Adıyaman Şube Başkanı Gaffari İzci, şunları söyledi:
“Türkiye, milleti ve devletiyle insanî değerlere, kardeşliğe, ahlaka, hakikate çağıran kadim bir medeniyete asırlardır mesken olmuş önemli bir coğrafyanın lider ülkesidir. Medeniyetimiz; halka hizmeti, Hakk’a hizmet saymayı; insanı yaşatmanın, devleti yaşatmanın ön şartı olarak görmeyi ve kurda yem olan kuzunun hesabını vermeyi bir sorumluluk olarak bizlere yüklemiştir. Ülkemiz 2010 yılında yapılan referandum ile demokratikleşme sürecinde önemli bir kavşaktan geçti. Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engelin darbe ürünü Anayasa olduğunu, sivil bir anayasanın gerekliliğini her fırsatta ve platformda haykırmıştır. Memur-Sen olarak, demokrasiye yönelik saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde ortak akıl mitingleriyle vesayetin şifrelerini kırdık, 12 Eylül referandumunda yoğun kampanyalar ile vesayetin tamamen kaldırılması için öncülük yaparak yetmez ama evet dedik. Yine 12 Eylül darbe ürünü kılık-kıyafet yönetmeliğini yok sayarak bir buçuk yıl devam eden Türkiye’nin en uzun süreli ve en geniş katılımlı sivil itaatsizlik eylemini gerçekleştirdik. 12 milyon 300 bin imza toplayarak başörtüsü yasağının kaldırılmasına öncülük ettik. Adıyaman’da toplumun değişik renklerinden oluşan 116 STK ile çözüm sürecine destek verdik. 77 STK ile milli iradeye evet vesayete hayır diyerek tarafımızı ve tavrımızı ortaya koyduk. Demokratikleşme sürecinin finali, devlet eksenli değil, millet eksenli, demokratik, özgürlükçü ve sivil bir anayasa olmalıdır. Türkiye’nin önemli fay hatlarını onaracak ve güçlendirecek, geleceğe daha umutla bakmamızı sağlayacak yeni anayasa sürecini ağırdan almak ülkeye verilebilecek en büyük ihanet ve zarardır. Millete daha fazla fatura çıkarmadan, yeni anayasa çalışması tamamlanarak milletin önüne getirilmelidir. Bugün önemli ve tarihî günlerden geçiyoruz. Silahların sustuğu bir çözüm süreci yaşıyoruz. Silahların değil, siyasetin konuşma zemininin oluştuğu bu dönemde, çözüm süreciyle ilgili demokratik adımlar ivedilikle atılarak yeni anayasa başta olmak üzere toplumun daha fazla demokrasi, daha fazla hukuk ve daha fazla özgürlük talepleri dikkate alınmalıdır. Aksi takdirde Türkiye’nin sorunlarını çözmesinden ve bölgesel lider olmasından rahatsız olan Batının emperyalist güçleri, İslam coğrafyasının birçok ülkesinde yaptıkları gibi kendi elleriyle ürettikleri egoist, hegomonist ve sahte demokrasi putunu hiçe sayarak, içerde ve dışarıda bu süreci sabote etmek için her türlü komplo girişimlerine başvuracaklardır. Mısır’da seçimle işbaşına gelmiş Mursi’ye darbe yapanlar, Suriye’de zalim ve katil Esed’i koruyanlar, Bangladeş’te Abdulkadir Molla’yı idam edenler, bugün Türkiye’de çözüm süreci başta olmak üzere ülkenin tüm kazanımlarını boşa çıkarmak ve sömürebilecekleri bir ülke haline getirmek için her türlü melanete başvurmaktadırlar.
Nitekim Gezi Parkı olayları ve son olarak 17 Aralık süreci Türkiye’nin ekonomik ve demokratik yükselişinin ve istikrarının nasıl manipüle edilebileceğini bizlere gösterdi.
Asırlardır 17 Aralık tarihini Şeb-i Arus olarak yani Mevlana’nın Rabbi’ne kavuştuğu düğün gecesi olarak yâd ederken, bugün 17 Aralık, küresel aktörlerin yerli işbirlikçileriyle beraber millet iradesine karşı yaptıkları bir operasyon günü olarak hatırlanacaktır. İstihbarat savaşları, savcı iddianameleri, polis fezlekeleri, şantaj kasetleri, gayri meşru fişleme iddiaları, Ergenekoncuların tahliye edilmeleri, milyonlarca kişinin yasal olmayan yollarla dinlenmesi ve gazete manşetleriyle gündemin bulandırılmak istendiğine hep beraber şahit olmaktayız.
Elbette ki yolsuzluk yapanların da, yolsuzluk operasyonu üzerinden ülkenin her alandaki kazanımlarına küresel operasyon düzenleyenlerin de ortaya çıkarılması bütün toplumun ortak beklentisidir. Darbelerle millet iradesine kast edenlerin cezalandırılmasını istediğimiz gibi, yetim hakkına kast edip milletin kasasını gasp edenlerin de cezalandırılmasını istiyor ve bu konunun takipçisi olacağımızı da buradan belirtmek istiyoruz. Bu beklentiler mutlaka karşılanmalıdır. Eğer bu beklentilerimiz karşılanırsa 17 Aralık yolsuzluk ve küresel operasyonların tarihi değil; demokrasi ve hukuk standartlarının yükseltildiği yeni Türkiye’nin kadim medeniyetiyle buluştuğu şeb-i arus olacaktır. Hiçbir güç ve oluşumun milli iradeyi baskılamasına ve zayıflatmasına müsaade edilemez. Ne silahlı güçlerin, ne de yargı dâhil silahsız bürokrasinin sandık ve seçmen iradesi dışında siyasi iradeyi şekillendirme teşebbüsü kabul edilemez. Büyük Memur-Sen ailesi olarak, millet merkezli, insanı ve onurunu esas alan, ırkçılık söylemlerinden arındırılmış, ifade ve inanç özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırıldığı, bireysel hak ve hürriyetlerin teminat altına alındığı yeni bir anayasanın yürürlüğe konması için baskı grubu olmaya, karar alıcı mekanizmaları etkilemeye, gerektiğinde demokratik tepki süreçlerini hayata geçirmeye devam edeceğiz. Demokratik kazanımların kalıcı hale getirilmesi, medeniyetimizin yeniden inşası için eğitim politikalarının demokratik değerlere ve insan haklarına saygılı, milli ve manevi değerleri merkeze alan, eğitim mevzuatı içindeki vesayet şifrelerini deşifre eden öneri ve tekliflerimizi sürdüreceğiz. Memur-Sen’in bin yıllık desende bir ve beraberiz şeklinde özetlediği kardeşlik hukuku bu topraklarda en köklü değerdir. Bu değer, bugün de farklı etnik grupların birlikte ve asırlardır devam ettiği gibi kardeşçe yaşamasının en önemli sigortasıdır. Bunun için Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen olarak, hesaplaşma kültürünün değil helalleşmenin, ayrıştırmanın değil kaynaştırmanın, yasakların değil özgürlüklerin, çatışma ve kutuplaşmanın değil kucaklaşmanın, şiddetin değil sevginin temsilcisi ve öncüsü olmaya devam edeceğiz. Yeni ve güçlü Türkiye’nin geleceğinin bu anlayıştan geçtiğine inanıyoruz. Bu anlayışımızı kamu görevlilerinin, milletimizin ve insanlığın mutluluğu için hayata geçirmede kararlı olacağız, bu yolda katkı sunmaya ve kim olumlu bir katkı yaparsa destek vermeye devam edeceğiz.”
Eğitim Bir- Sen Adıyaman Şube Başkanı Gaffari İzci’nin yaptığı konuşmanın ardından panele geçildi. Düzenlenen panelde, demokrasileşme süreci ve Türkiye gündemi konuşuldu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu Dağı Tüneli 300 ton çelik kullanılarak 67 metre uzatılacak Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Bolu Dağı Tüneli’nin heyelanlara karşı güçlendirilmesine yönelik 2. etap çalışmalarının temmuz ayında başlayacağını açıkladı. Bakan Uraloğlu, tünel portalının İstanbul yönü tünel çıkışının çelik konstrüksiyon her biri 7 milimetre kalınlığında olan çift plakalı körüğe çelik yapı olarak ve 300 ton çelik kullanılarak 67 metre uzatılacağını aktardı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Anadolu Otoyolu Bolu Dağı Tüneli’nin İstanbul-Ankara istikametinde 2 Nisan 2022 tarihinde meydana gelen heyelanın ardından yaşanabilecek benzer durumların önlenmesi amacıyla tünel giriş yapısının betonarme temel üzerine çelik konstrüksiyon imalatı ile uzatılmasının projelendirildiğini belirtti. Uraloğlu, "Bu doğrultuda yapılan çalışma kapsamında Bolu Dağı Tüneli’nin her iki tüpünde portal uzatma çalışması yapılması planlandı. Projede bir tüpün 90 metre, diğer tüpün ise 67 metre uzatılması ile viyadüklerde 9 adet çelik genleşme derzi değişimi yer almaktadır" dedi. "Tünelin toplam uzunluğunu 3 bin 115 metreye çıkardık" Çalışmaların 1. etabı kapsamında tünel portalının Ankara yönünün tünel girişinin çelik konstrüksiyon, her biri 7 mm kalınlığında olan çift plakalı körüğe çelik yapı olarak ve 370 ton çelik kullanılarak 90 metre uzatıldığını hatırlatan Bakan Uraloğlu, "Böylelikle tünelin toplam uzunluğunu 3 bin 25 metreden 3 bin 115 metreye çıkardık. Yapılan bu çalışmayla söz konusu kesimde meydana gelebilecek bir heyelanın trafik güvenliği açısından tehlike oluşturmamasını hedefledik" diye konuştu. "5 çelik genleşme derzi değişimi yapıldı" 3 viyadükte depreme karşı özel tasarlanmış sigorta kutulu 5 çelik genleşme derzi değişimi yapıldığını da söyleyen Uraloğlu, trafiğe kapatılan kesimde ağır yük şeridindeki tekerlek izi oturmalarının giderilmesi amacıyla 3.2 kilometre üstyapı onarım çalışması, 3 kilometrelik kesimde de refüjdeki beton bariyerlerin yenilenerek 7 Kasım 2023 tarihinde otoyolun trafiğe açıldığını ifade etti. "2. etap çalışmaları temmuzda başlıyor" Bakan Uraloğlu, çalışmaların 2. etabı kapsamında Bolu Dağı geçişinin Kaynaşlı-Abant kavşakları arasında kalan ve Bolu Dağı Tüneli’ni de kapsayan 23 kilometrelik kesiminin İstanbul istikametinin temmuz ayında trafiğe kapatılarak çalışmalara başlanacağını söyledi. D-100 üzerindeki heyelan çalışmalarına bağlı olarak tarihin değişkenlik gösterebileceğini belirten Uraloğlu, söz konusu istikamette trafiğin Abant Kavşağı’ndan D-100 Devlet Yolu’na aktarılacağını ifade etti. Uraloğlu, sürücülerin otoyola Kaynaşlı Kavşağı’ndan tekrar katılabileceklerini bildirdi. 300 ton çelik kullanılacak Tünel portalının İstanbul yönü tünel çıkışının çelik konstrüksiyon her biri 7 milimetre kalınlığında olan çift plakalı körüğe çelik yapı olarak ve 300 ton çelik kullanılarak 67 metre uzatılacağını da aktaran Bakan Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her iki tüp üzerine mühendislik dolgusu yapılarak çalışmalar tamamlanacaktır. Yapılacak bu çalışmayla söz konusu kesimde meydana gelebilecek bir heyelanın trafik güvenliği açısından tehlike oluşturmamasını hedefledik. Viyadük-1 ve Viyadük-4’de depreme karşı özel tasarlanmış sigorta kutulu 4 adet çelik genleşme derzi değişimi yapacağız. Ayrıca, trafiğe kapatılan kesimde orta refüjdeki beton bariyerler yenilenecek. Ankara ve İstanbul arasında ulaşımı sağlayan bu önemli güzergahı bakanlık olarak ihtiyaçlar ve talepler doğrultusunda güçlendiriyor ve yeniliyoruz. Söz konusu çalışmaların yaklaşık 50 gün sürmesi planlanmakta olup otoyol trafiğe açıldıktan sonra mühendislik dolgusu ve gabion yapısının tamamlanması için şerit daraltmaları olabilecektir."