GENEL - 09 Ocak 2019 Çarşamba 10:15

(Özel) Yavru sıpa ’Dide’, ’Ferdinand’ın yanına gönderildi

A
A
A
(Özel) Yavru sıpa ’Dide’, ’Ferdinand’ın yanına gönderildi

Afyonkarahisar’da henüz 4 günlükken arka ayakları felç diye sokağa bırakılan sıpaya AHBAP sahip çıktı.

Afyonkarahisar’da henüz 4 günlükken arka ayakları felç diye sokağa bırakılan sıpaya AHBAP sahip çıktı. Göz bebeği anlamına gelen ’Dide’ ismi verilen sıpa, Rize’de Kurban Bayramı’nda hayvan pazarından kaçan ve Trabzon’un Sürmene ilçesinde yüzerken bulunan ’Ferdinand’ isimdi boğanın da bulunduğu İzmir’deki Kurtarılmış Çiftlik Hayvanları Barınağı’na götürüldü.


Haluk Levent’n kurucusu olduğu AHBAP, yardıma muhtaç insanların yanı sıra soğuk havalarda hayvanların da yanında olmaya devam ediyor. Sosyal medyada, ayakları felçli olan bir sıpanın barınma ve beslenmeye ihtiyacı olduğunun duyurulması üzerine AHBAP Afyonkarahisar üyeleri hemen harekete geçti. Sıpanın bulunduğu yere gidip ilk olarak felçli hayvanı besleyen üyeler, veterinere götürerek tedavi ettirdi. Ardından sıpanın geleceği ile ilgili çalışma yapan AHBAP üyeleri, çareyi İzmir’de buldu. Göz bebeği anlamına gelen ’Dide’ ismi verilen sıpa, Rize’de Kurban Bayramı’nda hayvan pazarından kaçan ve Trabzon’un Sürmene ilçesinde yüzerken bulunan ’Ferdinand’ isimdi boğanın da bulunduğu İzmir’deki Kurtarılmış Çiftlik Hayvanları Barınağı’na götürüldü. Arka ayakları felçli sıpa, yeni yaşamına hemen uyum sağlarken tedavi altına alındı.



"Yaklaşık 7 saatlik yolculuk sonrası çiftliğe ulaştık"


Yaklaşık 3 ay önce kurulduklarını belirten ve yardıma muhtaç herkese el uzatmaya çalıştıklarını aktaran AHBAP Afyonkarahisar Şehir Başkanı Mustafa Aytar, "Birlik ve beraberlik çatısı altında birbirlerimizin duygu ve düşüncelerini en içten şekilde paylaşarak büyüyoruz. Hiçbir ayrıştırma yapmadan teknolojik olanakları en iyi şekilde kullanarak insanlığa, doğaya ve tüm canlı dostlarımızın duygularını ve sorunlarını paylaşmaya çalışıyoruz. Bu vesile ile bize ulaşan bir hanımefendi Şuhut ilçesinin bir köyünde 4 günlük ve arka ayakları felçli olduğu için yürüyemeyen bir sıpa için yardım etmemizi rica etti. Merkezimiz gerekli şartları sağladığı vakit 6 kişilik bir ekip ile yavru sıpaya yardım için yola çıktık. Yaklaşık 7 saat süren yolculuk sonu çiftliğimize ulaştık, sıpamızı barınağa teslim ettik. Sevgi ve gerçeğin peşinde çıktığımız bu yolda her geçen gün daha da büyüyor ve sevgi gerçeğin peşinde durmadan ilerliyoruz" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Akdeniz anemisi anne ve babada taşıyıcılık varsa çocukta 4’te 1 ihtimalle oluyor Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hematoloji branşında Uzman Doktor Özlem Beyler, “Talasemi, diğer adıyla Akdeniz anemisi kalıtımsal geçen genetik bir kansızlık hastalığıdır. Anne ve babada eğer taşıyıcılık varsa çocukta 4’te 1 ihtimalle hastalık olur. Ülkemizde yüzde 2 oranında görüyoruz” dedi. Uzman Doktor Özlem Beyler, Akdeniz anemisinin kalıtımsal bir hastalık olduğunu söyledi. Anne ve babada eğer taşıyıcılık varsa çocukta 4’te 1 ihtimalle olduğunu belirten Dr. Beyler, hastalığın Türkiye’de yüzde 2 oranında görüldüğünü ifade etti. “Bu taşıyıcılık neden önemli? Evlilik öncesi genetik danışmanlık gerekebilir” diyen Dr. Beyler, “Hastalar, evlilik öncesi yapılan tarama testleriyle bize yönlendiriliyor. Biz de hemoglobin elektroforeze bakarak bilgilendirme yapıyoruz. Taşıyıcılık bir hastalık değildir, tedavi gerektirmez. Taşıyıcıların evlenmesinde ya da çocuk sahibi olmasında herhangi bir sakınca yoktur. Ancak çocuklarına aktarılabildiği bir hastalık olduğu için çocukta ciddi kansızlık olabilir. Bu nedenle takipte olmaları önemlidir” dedi. Bu hastaların kansızlığı olduğu için gereksiz demir tedavisi verilme durumu olabildiğine dikkat çeken Dr. Beyler, şöyle konuştu: “O açıdan mutlaka bir hematoloji uzmanına muayene olmalarını öneririm. Daha sonrasında bazı ağır talasemi hastalarına aylık kan nakli yapmak gerebiliyor. Buna bağlı olarak demir yükleri olabiliyor. Başka organların etkilenme riski olabiliyor. Yine bu hastaların aylık takipte kalmaları lazım. Beslenme durumuna gelecek olursak özel bir beslenme şekli yok. Herkes gibi yiyip içebilirler, beslenebilirler. Bazen biz folik asit desteği verebiliyoruz. Yine bu kontrollerdeki kan değerlerine bakarak karar verebileceğimiz bir durum. Tam kan sayımı, periferik yayma, hemoglobin elektroforezi ve demir testlerine bakarak tanı koyuyoruz. Bu şekilde diğer kansızlık nedenlerinden ayırt etmemiz gerekiyor bu hastaları. Çünkü gereksiz yere vitamin takviyesi alıp kan seviyelerini yükseltme durumlarına girmelerini engellemek istiyoruz.” "Türkiye, Akdeniz Bölgesin’e komşuluğu açısından bu hastalığı sık gördüğümüz bir bölge" Ailenin eğer bir hastada halsizlik, aşırı yorgunluk, çarpıntı, nefes darlığı gibi kansızlığın oluşturduğu durumlar varsa bir doktora gidip kontrol ettirebileceğini aktaran Dr. Beyler, “Bunun haricinde de evlilik öncesi rutin tarama testi yapılıyor. Bu şekilde ülkemizdeki yüksek taşıyıcılık oranlarından kaynaklanabilecek çocuklara aktarımın önüne geçilmiş oluyor. Bizim bu civar için oran yüzde 6 diyebiliriz. Aslında bunlar hep yüksek oranlar. Türkiye için yüzde 2, bölgemiz için yüzde 6’lara çıkıyor. Ama Antalya, Hatay civarına gittiğimizde yüzde 13’lere çıkıyor. Talasemi, aslında sık gördüğümüz bir kansızlık. Akdeniz Bölgesi derken Güneydoğu Asya’ya kadar uzanan, tüm dünyada sıklıkla görülen bir genetik kansızlık nedeni. Türkiye, Akdeniz Bölgesi’ne komşuluğu açısından bu hastalığı sık gördüğümüz bir bölge” şeklinde konuştu.
Mersin Mersin Şehir Hastanesi yöneticileri, engelli personelle bir araya geldi Mersin Şehir Hastanesi yöneticileri, Engelliler Haftası kapsamında hastanede çalışan engelli personelle bir araya geldi. Hastane yönetimi ve sosyal sorumluluk ekibi tarafından organize edilen etkinlikte, yöneticilerle bir araya gelen engelli personeller hem keyifli vakit geçirdi hem de istek ve önerilerini paylaşma imkanı buldu. Programda engelli personellere hastane yönetimi tarafından hazırlanan teşekkür belgeleri de takdim edildi. Başhekim Doç. Dr. Bahar Aydınlı, engelli çalışanların her zaman yanında olduklarını ifade etti. Bu kapsamda engelli personelin çalışma hayatlarını kolaylaştırmak için gerekli çalışmaları başlatmaya kararlı olduklarını vurgulayan Aydınlı, alınan istek ve öneriler doğrultusunda, engelli personellerin ihtiyaçlarını karşılayacak düzenlemeleri hayata geçireceklerini kaydetti. Engelliler Haftası’nın, engelli bireylerin topluma katılımlarının önemini hatırlatmak ve engelli haklarının farkındalığını artırmak için önemli bir fırsat olduğunu vurgulayan Aydınlı, "Biz de Mersin Şehir Hastanesi olarak bu hafta vesilesiyle engelli personelimizin değerini bir kez daha vurgulamak ve onların başarılarıyla gurur duyduğumuzu ifade etmek isteriz. Engelli personelimiz, azimleri ve başarılarıyla tüm topluma örnek olmaktadır. Hikayeleri, bize her şeye rağmen başarmayı öğretmektedir. Mersin Şehir Hastanesi olarak, engelli personelimizi her zaman desteklemeye ve önlerini açmaya devam edeceğiz" dedi.