GENEL - 25 Nisan 2017 Salı 10:44

’İçimizdeki Kahramanlar’ Ağrı’da 15 Temmuz’u anlattı

A
A
A
’İçimizdeki Kahramanlar’ Ağrı’da 15 Temmuz’u anlattı

Ağrı’da Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Fetullahçı terör örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini anlatan ’Tecrübe Konuşuyor, İçimizdeki Kahramanlar 15 Temmuz Gecesini Anlatıyor’ programı düzenlendi.

Ağrı’da Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Fetullahçı terör örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini anlatan ’Tecrübe Konuşuyor, İçimizdeki Kahramanlar 15 Temmuz Gecesini Anlatıyor’ programı düzenlendi.


Ağrı Kültür ve Kongre Merkezinde düzenlenen programa Ağrı Valisi Musa Işın, İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdulhalik Karabulut, AK Parti Ağrı İl Başkanı Kemal Atmaca, Milli Eğitim Müdürü Hatem Dursun, kamu kurum müdürleri ve 15 Temmuz gazileri Adliye Gül İsmailoğlu, Recep Erkovan, Aykut Dumankaya ve çok sayıda vatandaş katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başlayan programda konuşan Musa Işın, yeryüzünde sömürgeleşmemiş tek ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. Işın’ın konuşmasından sonra darbe girişimini anlatan videolar izlendi.


15 Temmuz gazisi 14 yaşındaki Adliye Gül İsmailoğlu, 15 Temmuz’un ihanet barındıran, başının karanlık başlayıp, sonu aydınlık biten bir gece olduğunu belirtti. İsmailoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde ve Allah’ın da izniyle bir milletin birlik beraberlik içinde yeniden dirilişinin gecesiydi. Biz de öğrenir öğrenmez ailemle birlikte dışarı çıkmak istedik. Ve Sayın Cumhurbaşkanımızda halkı meydanlara davet ettiğinde abdestlerimizi aldık, birbirimizle helalleşip dışarı çıktık. Dışarı çıkarken kendi askerimizle karşı karşıya olacağımızı bekliyorduk. Ama yine de her şeye hazırlıklı bir şekilde çıktık. Hatta anneme sormuştum, orada bize bir şey olursa ‘biz ölürsek eğer şehit olur muyuz?’, ‘ Annem de dedi ki, biz oraya vatanımızı savunmaya gidiyoruz. Allah’ın izniyle eğer ölürsek şehit, kalırsak gazi’ oluruz dedi. Biz bu bilinçle dışarıya çıktık. O gece onlarla karşı karşıya kalmayı çok istedim. Ama olmadı, kelimelerimi mahkemede yüzlerine söylemek için sakladım. Onlara diyeceğim ki, sizler 14 yaşındaki bir kız çocuğuyla baş edemediniz. Bu ülkeyi nasıl ele geçirecektiniz" dedi.


15 Temmuz gazisi Recep Erkovan ise o gecenin anlatılamayacağını ifade etti. O gecenin Allah’ın bir lütfu olduğunu vurgulayan Erkovan, "Mermi bizim, silah bizim, ama kurşunu yiyen yine bizler olduk. Bunun hesabının sorulması lazım. Biz bunu Cumhurbaşkanımıza da Başbakanımıza da ifade ettik. Kesinlikle bunların idam edilmesi lazım" ifadelerini kullandı.


15 Temmuz’un sabah başladığını kaydeden gazi Aykut Dumankaya, "Periscope’den Cumhurbaşkanımızı gördüm ve halkı sokağa davet ediyor. Cumhurbaşkanını Periscope’den bulamazsınız, bu olağan bir şey değil. Çocukların elinden kumandayı aldım ve haberleri açtım. Baktım köprü ve havaalanı tutulmuş. Darbe diyorlar, ben anlamakta güçlük çekiyorum. Ne diyor bunlar acaba, kafam yerine oturmuyor. Seyrediyorum, anlamaya çalışıyorum, yok. Eşime dedim sen otur ben geliyorum. Dışarı çıkıp arkadaşlara havaalanına gidelim dedik. Arkadaşlarım bana dediler -Taksim’e gidelim orada toplanalım, orada bayrak sallayalım- dediler. Ben de ’ne yapacağız orada’ dedim. 17-25 Aralık’ta da Cumhurbaşkanımızı havaalanında biz karşılamıştık" şeklinde konuştu.


Program esnasında salonda bulunan bazı vatandaşların duygu dolu anlar yaşadığı gözlendi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kaza süsü verilen cinayette sanıklar hakim karşısına çıktı AK Parti Develi İlçe Başkan Yardımcısı Eyüp Aslantürk’ü kaza süsü vererek öldüren sanıkların yargılanmasına başladı. Sanık B.E., "Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi" dedi. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G. ile tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada savunma veren tutuklu sanık B.E. annesi hakkında asılsız ve çirkin sözler sarf ettiğini öne sürdüğü maktulü, kardeşi K.S.Y, bacanağı F.P. ve arkadaşı B.G. ile evinden alıp, korkutup bırakmayı amaçladığını söyledi. Olay günü, K.S.Y, F.P. ve B.G. ile maktulün evinin bulunduğu yere bırakıp iş yerine döndüğünü ifade eden B.E, diğer 3 sanığın evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiğini, tanınmamak için kar maskesi takarak eve gittikleri ve maktulü aldıklarını ifade etti. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanık ile yolda karşılaştıkları iddia eden B.E, "Maktulü bağ evine götürdük. Bende kar maskesi yoktu. Maktul beni tanıdığı için aracımdan inmedim, yüzümü görmesini istemedim. B.G. veya F.P. maktulün nefes almadığını söyledi. Baktım, nabzı atmıyordu. Daha önceden hastanede çalışmamdan dolayı bildiğim için, maktulü sert bir yere yatırarak kalp masajına başladım ve suni teneffüs yaptım. Kardeşim de ara ara bana yardım etti. Kaburgasındaki kırık kalp masajı esnasında oldu. Kendisini darp ettiğimiz iddiası doğru değildir. Panik yaptığımız için 112’yi aramak aklımıza gelmedi. Bulunduğumuz yer Erciyes yoluna yakın olduğu için aracıyla oraya bırakalım dedim. Farlarını açık bırakalım, trafik yoğun olduğu için yoldan geçenler görür yardım eder diye düşündük. Maktulü aracın şoför koltuğuna taşıdık. F.P. maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y’nin oturdu. Ben de kendi aracımla takip ettim. Aracın vitesi boşta kaldığı için bir süre gidip su kanalına devrildi. Biz şehir merkezine döndük" dedi. Sanık K.S.Y. ise maktulün annesi hakkında ağza alınmayacak laflar sarf ettiğini öne sürerek, maktulü korkutmak amaçlı bu eyleme giriştiğini, ancak olay bu noktaya geldiği için de pişman olduğunu belirtti. Sanıklar F.P. ve B.G. de maktulü kendilerinin öldürmediğini ve kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğini öne sürerek, beraatini ve tahliyesini talep etti. Tutuksuz sanıklar M.T. ile kocası A.T. de herhangi bir dahilleri olmadıkları olayı daha sonra öğrendiklerini iddia ederek beraatlarını talep etti. Maktul Eyüp Aslantürk’ün eşi A. Aslantürk ise karşı tarafın aile dostu olduğunu ve aralarında bir husumet bulunmadığını söyledi. Eşinin son zamanlarda karşı tarafın bir yakınıyla gönül ilişkisi olduğunu kaydeden A. Arslantürk, "Eşimin kalp rahatsızlığı vardı. Daha öne kalp krizi geçirmişti. Son zamanlarda tavırları da değişmişti. Karşı tarafın bir yakınıyla görüşüyordu. Hayatında başka kadınlar da vardı. Telefonunda uygunsuz resimler gördüm. Bunu daha sonra çocuklarıma da anlatım. Netleştirip ona göre yoluma bakacaktım. İlk kez burada anlatıyorum. Şikayetçiyim" diye konuştu. Müşteki iki kardeş de sanıklardan şikayetçi olduklarını belirterek, adaletin yerini bulmasını istedi. Mahkeme başkanı tarafından yeniden söz verilen sanıklar ise maktulün kalp rahatsızlığı ve gönül ilişkisine ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını anlattı. Duruşma eksiklerin giderilmesi için ileri bir tarihe ertelendi. Olay Hacılar ilçesi Erenler Caddesi’nde 50 SF 514 plakalı otomobille geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybettiği zannedilen Eyüp Aslantürk’ün (57) ölümüyle ilgili şüphe üzerine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. 5 ay süren detaylı soruşturma sonucu 4’ü tutuklu 6 şüpheli hakkında iddianame düzenlendi. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tutuklu sanıklar B.E, K.S.Y, F.P. ve B.G’nin ’tasarlayarak öldürme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya azmettirme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye azmettirme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye azmettirme’ suçlarından cezalandırılmaları talep edildi. Tutuksuz sanıklar M.T. ve A.T. için de ’tasarlayarak öldürmeye yardım etme’, ’cebir kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya yardım etme’, ’kamu hizmetine tahsis edilmiş eşyaya zarar vermeye yardım etme’ ve ’gece vakti konut dokunulmazlığını ihlal etmeye yardım etme’ suçlarından ceza talep edilen iddianame, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanık, müşteki ve tanık beyanlarına yer verilen iddianamede, Eyüp Aslantürk’ün ölümüyle ilgili detaylı bilgiler yer aldı. Hazırlanan iddianamede sanık M.T’nin maktulün ailesini misafir ettiği olay gününde sanıklar B.E., K.S.Y., F.P. ve B.G.’nin eylemi gerçekleştirmek üzere harekete geçtikleri belirtildi. İddianame şu bilgilere yer verildi: "4 sanığın B.E’nin kullandığı araçla güvenlik kameralarına yakalanmamak için arka yollardan maktulün evinin bulunduğu yere gittiği, plan doğrultusunda sanıklardan K.S.Y.’nin evin elektriğinin bağlı olduğu trafonun kablosunu kestiği tespit edilmiştir. 3 sanığı evin arka kapı tarafına bırakan B.E.’nin aracıyla iş yerine geri döndüğü, evin kapısını açan maktulü darbeden kar maskeli 3 sanığın maktulün ağzını bez ve koli bandıyla, ellerini de plastik kelepçeyle bağladığı belirlenmiştir. Daha sonra maktulü kendi aracına bindiren 3 sanığın B.E.’nin nişanlısının üzerine kayıtlı parselde bulunan bağ evine gitmek üzere yola çıktığı, yolda sanıklardan B.E.’nin de aracıyla kendilerine katıldığı, sanıkların maktulü bağ evinin kömürlük olarak kullanılan deposuna götürdüğü tespit edilmiştir. Sanıkların sandalyeye oturttukları maktulü ağzı bağlı olarak darp ettikleri, göğsünde kaburga kırıkları oluşacak şekilde darp edilen maktulün olay yerinde hayatını kaybettiği belirlenmiştir. Sanıkların olaya trafik kazası süsü vermek amacıyla maktulü öldürdükten sonra aracının şoför koltuğuna taşıdığı, F.P.’nin maktulün kucağına, yan koltuğa da K.S.Y.’nin oturduğu, B.E.’nin aracıyla takip ettiği, F.P.’nin vitesi boşa alarak araçtan indiği ve aracı iterek su kanalına doğru yönlendirdiği tespit edilmiştir. Aracın çok fazla ilerlemeden durduğu, sanıkların diğer araç ile olay yerinden ayrıldığı belirlenmiştir."