EKONOMİ - 11 Şubat 2018 Pazar 12:15

(Özel Haber) Aksaraylı üreticiler mera hayvanlarının masraflarından şikayetçi

A
A
A
(Özel Haber) Aksaraylı üreticiler mera hayvanlarının masraflarından şikayetçi

Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da bir grup üretici, meralara kapatılan hayvanların girdilerinin arttığını, girdiler artınca et fiyatlarının da tırmandığını savundu.

Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da bir grup üretici, meralara kapatılan hayvanların girdilerinin arttığını, girdiler artınca et fiyatlarının da tırmandığını savundu.


Aksaray Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mahmut Aktürk, "Eğer biz bu hayvanlarımızı meralarda otlatamazsak, mandıraları kapatırsak, yemlerle beslersek et fiyatları daha da artacaktır. Bu da Türkiye ekonomisine, milli ekonomiye ciddi anlamda sıkıntı getirecektir. Aslında hayvancılığın her alanında olduğu gibi yem girdileri çok pahalı. Gerçekten bir torba yemin 60-65 lira olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Bu hayvanların bakım, besleme şartlarını iyileştirip hayvanlara yem vermezseniz o da size kuzu vermiyor, et vermiyor, süt vermiyor. O yüzden kaliteli yemlerle, kaliteli yoncayla, kaliteli fiğ ile, kaliteli otlarla ve arpa, buğday, mısır, yulaf gibi yemlerle, özellikle kuzu yetiştiriciliğinde kuzu başlangıç yemi, kuzu büyütme yemi dediğimiz yemlerle beslemek zorundayız. Bu hayvanlara eğer yem yedirmezseniz onların gelişmesi zayıf oluyor, kilo almıyor, anneleri et vermiyor, süt vermiyor. O yüzden yem giderleri de yüksek, ilaç fiyatları da çok yüksek. Bu da maliyeti yükseltiyor" dedi.



“Hayvanların ilaçları yüzde 40 zamlandı”


Özellikle son 1-2 ayda hayvanlara uygulanan ilaç fiyatlarının da yüzde 30, yüzde 40 civarında yükseldiğini iddia eden Başkan Aktürk, “Türkiye’de hayvan ilaçları artık insan ilaçlarından daha pahalı. Türkiye’de bir kutu antibiyotik 10 TL, onu da devlet karşılıyor ama hayvan ilaçlarında bir kutu antibiyotik 50-60 lira gibi fiyatlara geldiğini gördük. Bu da üreticiyi çok ciddi anlamda sıkıntıya sokuyor. Hastalıklara karşı şap, veba, brusella, koyun keçi çiçeği gibi hastalıklara karşı aşılar var. Bu aşıların da maliyetleri çok yüksek. Tabii çoban giderleri falan da var. Aylık 3-4 bin liraya çoban bulmakta zorluk çekiyoruz. Tüm bu giderler üreticilerin belini büküyor. Dışarıdan bakıldığı zaman ‘hayvan fiyatları yüksek, et fiyatları yüksek’ gibi gözüküyor ama gerçekten üreticiler de çok fazla para kazanmıyor. Ciddi bir gelir elde edemiyor. Eğer bu işten çok ciddi gelir elde edebilirlerse hayvan sayısı, verimlilik, karkas ağırlığı da artar ve üreticiye iyi para kazandırması lazım. Bu giderlerin düşürülmesi lazım” şeklinde konuştu.


Hayvan üreticisi Ahmet Erkek ise, “Hayvancılıktaki yetiştirme giderlerimiz artıyor. Yem fiyatları, ilaç fiyatları gibi her şeyin fiyatı artıyor. Artınca tabii ki et fiyatları da yükseliyor. Bizim de bir şekilde yapmamız, kurtarmamız, devam etmemiz gerekiyor. Girdiler düşmezse fiyatlar mecburen yükselmesi gerekiyor” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Adana’da buğday hasadı başladı, verim yüzleri güldürdü Stratejik öneme sahip birçok ürünün hammaddesi olan buğdayın, Adana’da hasadı başladı. Türkiye’nin en önemli hububat üretim merkezlerinden Adana’da buğdayda hasat başladı. Birçok ürünün hammaddesi olan ve savaşlar nedeniyle stratejik öneme sahip buğday için biçerdöverler Çukurova’daki tarlalarda çalışmaya başladı. Türkiye’nin ilk buğday hasadının yapıldığı ve ihtiyacın yaklaşık yüzde 4’ünü karşılayan Adana’da kıyı şeridi dışındaki bölgelerde üretim yapan çiftçiler ise ürünlerinin olgunlaşmasını bekliyor. Bu yıl kent genelinde 1 milyon 330 bin dekar buğday ekildi. Dönüm başına ortalama 500 ile 600 kilogram arasında verim alınan buğdayda toplamda ise 1 milyon tona yakın rekolte bekleniyor. “Verimi iyi bekliyoruz” Hasat sırasında İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Adana’da ilk turfanda buğday hasadı başladı. 50 dönüm alanda bugün buğday alanı yapılıyor. Kurak bir alanda olmamıza rağmen dönüme 600-650 kilogram verim bekliyoruz. Bundan sonra burada ki hasat ovaya doğru ilerleyecek. Adana’nın tamamında verimi iyi bekliyoruz” dedi. “Çiftçiler buğdayını ucuza satmasın” Çiftçilere buğdayların Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) satılması gerektiğini anlatan Doğan, “Lisanslı depolar bütün çiftçilerin buğdayını alacak. Çiftçiler buğdayını ucuza satmasın. Önümüzdeki günlerde buğday fiyatları açıklanınca lisanslı depolara çiftçi buğdayını döksün. Oradan alacağı elektronik ürün senediyle satışı TMO’ya gerçekleştirebilir. Bizler fiyatları bu sene ton başına 15 bin lira bekliyoruz. Prim desteğinin de ovada 1, kıraç bölgelerde 2 lira olmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. Öte yandan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, fiyatların çiftçiyi sevindirmesiyle gelecek sene ekim alanlarının daha da artacağını sözlerine ekledi.
Kocaeli Küresel Çevre Fonu’ndan Kocaeli’ye pilot şehir görevi Kocaeli, Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından finanse edilen, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın desteğiyle Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yürütülmesi planlanan "Kirliliğe Karşı Sıfır Atığa Geçiş Girişimi Projesi"nde pilot bölge seçildi. Sıfır atıkta uzun vadeli bir vizyona doğru şehir düzeyinde entegre planlama ve programlamayı teşvik etmeyi amaçlayan proje kapsamında Kocaeli ile birlikte Sierra Leone’da Freetown, Tunus, Çin’den Tianjin ve Uruguay’dan Montevideo pilot şehir olarak yer aldı. Proje, gelişmekte olan ekonomiler ve en az gelişmiş ülkelerden (LDCs) pilot şehirleri kirlilik ve kaynak israfına karşı sürdürülebilir üretim ve tüketim için yeşil ve döngüsel ekonomi ve atık hiyerarşisi ilkesi doğrultusunda sıfır atık vizyonuna doğru desteklemeyi amaçlıyor. Ülkemizde projenin faydalanıcı kuruluşu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olurken, paydaşları ise Kocaeli Valiliği, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İlçe Belediyeleri, Kocaeli Sanayi Odası ve Sivil Toplum Kuruluşları oldu. Sıfır atık ve sıfır kirlilik konusunda uzun vadeli bir vizyona doğru şehir düzeyinde entegre planlama ve programlamayı teşvik etme hedefini taşıyan projede; sıfır atık kentine geçişin finansal zorluklarını ele almak üzere sürdürülebilir yatırımı ve maliyet geri kazanımını teşvik etme, zararlı kimyasalları ortadan kaldırma, bilgi ve birikimi toplumun bütünü yaklaşımıyla erişilebilir hale getirme gibi alt hedefler bulunuyor. 5 ana bileşen Projenin ana bileşenleri 5 başlık altında toplanıyor. Buna göre, Entegre Planlama ve Programlama Bileşeni; sıfır atık şehirlerine yönelik kentsel atık yönetiminin entegre planlamasını teşvik etmek için gerekli koşulların sağlanmasını hedefliyor. Finansman Araçları Bileşeni; Sıfır atık kentine geçişin finansal zorluklarını ele almak için farklı yasal ve finansal yönlendirme araçlarının araştırılmasını hedefliyor. Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim Bileşeni; Sürdürülebilir üretimi ve tüketimi artırmak için zararlı kimyasalları ortadan kaldırmayı, eko-tasarımı teşvik etmeyi ve malzemelerin döngüselliği için ekosistem inşa etmeyi hedefliyor. Eğitim, Öğretim, Savunuculuk ve Resmileştirme Bileşeni; Kilit paydaşlar için bilgi ve birikimi toplumun bütünü yaklaşımıyla erişilebilir hale getirmeyi ve sıfır atığa yönelik farkındalığı artırmayı amaçlıyor. Projenin Küresel Bileşeni ise SWAP girişiminin koordinasyon, iletişim, öğrenme ve bilgi yönetimi işlevini yerine getirecek, sıfır atık takas evini, sıfır atık finansal platformunu ve ortaklığını destekleyecek. Proje hazırlık aşamasında 2025 yılında başlayacak projenin 5 yıl sürmesi ön görülüyor. Hazırlık aşamasında olan proje içeriğinde, Kocaeli’de yapılması planlanan faaliyetler ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile koordineli olarak belirlenerek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bildirildi. Proje kapsamında 14-17 Nisan tarihlerinde Belçika’nın başkenti Brüksel’de düzenlenen Çalıştay ve Döngüsel Ekonomi Forumuna Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve UNDP yetkilileri ile birlikte katılım sağlandı. Küresel ortaklık ağının kurulumuna yönelik başlatılan bu çalışmada finans uzmanları ve kurumları, hükümet temsilcileri, uluslararası kuruluşlar, yerel yönetimler ve Birleşmiş Milletler temsilcileri yer aldı. Çalıştayda ve döngüsel ekonomi forumunda sıfır atık şehirleri inşa etmek konusundaki deneyimler ve iyi uygulamalar paylaşıldı. Ayrıca "Kirliliğe Karşı Sıfır Atığa Geçiş Girişimi"nin" hem küresel hem de şehir özelinde bileşenleri incelenerek, bu yönde iyileştirme yapılması gerekenler belirlendi.