ASAYİŞ - 27 Ekim 2025 Pazartesi 08:31

Yasal sınırın 8 kat üzerinde alkollü halde kaza yaptı, kahveye oturup çay içti

A
A
A
Yasal sınırın 8 kat üzerinde alkollü halde kaza yaptı, kahveye oturup çay içti

Aksaray’da yasal sınırın 8 katı üzerinde alkol aldıktan sonra direksiyon başına geçen sürücü, defalarca kez kazadan kıl payı kurtulduktan sonra 2 kilometre ileride park halindeki bir araca çarptı. O anlar kask kamerasına yansırken, alkollü sürücü hiçbir şey olmamış gibi araçtan inip kaza yaptığı yolun kenarında bulunan kahvede çay içip muhabbet etti.


Olay, Hacılar Harmanı Mahallesi Selçuk Bulvarı’nda yaşandı. Yasal sınırın 8 kat üzeri alkol aldıktan sonra 68 ABZ 854 plakalı Fiat Kartal marka otomobilinin direksiyonuna geçen Ali A. (47), merkeze bağlı Yeşilova beldesine gitmek üzere yola çıktı. Bulvardan E-90 karayoluna çıkan, ardından Konya yolu kavşağından Yeşilova beldesi yoluna dönen sürücü defalarca kez kazadan kıl payı kurtuldu. Sürücünün zikzak çizerek seyretmesi ve kazaya ramak kalan anları anbean bir kask kamerasına yansırken, görüntüler yürekleri ağza getirdi. Yeşilova beldesi yoluna döndükten yaklaşık 500 metre sonra park halindeki 68 ADU 724 plakalı otomobile çarpan sürücü, kazayı yara almadan atlattı. Kaza anı ve sürücünün araç içindeki konuşmaları da kask kamerasına yansırken, vatandaşlar kazayı 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis sevk edildi.


"Pavyondan çıktım, içki içtim" deyip alkolmetreye üflemedi


Kazadan hemen sonra vatandaşların "Alkollü müsün?" sorusuna alkollü olmadığı cevabını veren Ali A., araçtan inerek kaza yaptığı yolun hemen kenarında bulunan kahveye oturarak çay içip muhabbet etti. Kısa süre sonra kaza mahalline gelen polis ekipleri, sürücüyü çay içerken görünce şaşırdı. Olay yerine gelen İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Şubesi ekiplerinin ehliyetini istediği sürücü, onlarca kişinin şahit olduğu kazada aracı kendisinin kullanmadığını söyledi. Kaza anı ve araç içindeki görüntülerinin izletilmesine rağmen aracı kullanmadığını ve arkadaşına verdiğini iddia ederek polisten kurtulmaya çalışan Ali A., polis memurlarına adeta ecel teri döktürdü. Kendisine uzatılan alkolmetreye üflemeyeceğini söyleyen Ali A., alkol aldığını da itiraf ederek, "Pavyondan çıktım, içki içiyorum" dedi. Polis memurlarına "Komutanım" diye hitap eden Ali A., "Aracım başka arkadaştaydı, atmış gitmiş. Şahitliğinizi tutun, ben çay içiyorum. Arkadaş vurmuş kaçmış. Ben aracı kullanmıyorum" dedi. Dakikalarca araç kullandığını inkar eden sürücü, üst araması yapıldıktan sonra polis aracına bindirilerek sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürüldü.


38 bin 179 lira ceza kesilerek, ehliyetine 4 yıl el konuldu


Hastanede yapılan kandan alkol ölçümünde sürücü 3.96 promil alkollü çıktı. Sürücünün yapılan sorgulamada 2022 yılında da alkollü araç kullanmaktan ehliyetine 6 ay süreliğine el konulduğu belirlendi. İkinci kez alkollü araç kullanırken yakalanan sürücüye alkolmetreye üflememekten 26 bin 557 lira, alkollü araç kullanmaktan ise 11 bin 622 lira olmak üzere toplam 38 bin 179 lira ceza kesilirken, 2 sene alkolmetreye üflememek, 2 senede ikinci kez alkollü araç kullanmaktan olmak üzere toplam da 4 yıl boyunca ehliyetine el konuldu. Hastanede sağlık kontrolünden geçirildikten sonra polis merkezine götürülen Ali A.’nın ifadesi alındı. Sürücü hakkında Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığınca tahkikat başlatıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Akbank, CDP’de üç alanda ‘A’ notuyla dünyadaki sürdürülebilirlik liderleri arasında Akbank, dünyanın en saygın çevresel raporlama platformlarından CDP (Carbon Disclosure Project) tarafından ‘İklim Değişikliği’, ‘Su Güvenliği’ ve ‘Orman’ alanlarında en yüksek seviye olan ‘A’ notunu alarak dünyada bu başarıya erişen sayılı kurumdan biri oldu. Akbank, CDP’de üç alanda ‘A’ notuyla dünyadaki sürdürülebilirlik liderleri arasında yerini aldı. Konuya ilişkin değerlendirmesinde Akbank Genel Müdürü Kaan Gür, "Bankamızda sürdürülebilirliği, tüm ekosistemimizi kapsayan stratejik bir dönüşüm alanı olarak ele alıyor; strateji, risk yönetimi, hedefler ve performansı bütüncül bir yaklaşımla yönetiyoruz. Tüm segmentlerde sunduğumuz geniş sürdürülebilirlik çözümleriyle, müşterilerimizin hedeflerine ölçülebilir ve kalıcı etki oluşturarak ulaşmalarını sağlıyoruz. CDP’nin İklim Değişikliği, Su Güvenliği ve Orman alanlarında verdiği en yüksek seviye olan ‘A’ notunu alarak dünyada bu başarıya ulaşan sayılı kurumlardan biri olmamız, bu alanda sergilediğimiz yüksek performansın uluslararası ölçekte teyit edildiğini gösteriyor. Küresel standartlara uyumlu yaklaşımımızı güçlendirerek çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz" dedi. Sürdürülebilir finansman yeşil dönüşümü hızlandıran stratejik bir kaldıraç Yapılan açıklamaya göre banka, sürdürülebilir finansmanı Türkiye’nin yeşil dönüşümünü hızlandıran stratejik bir kaldıraç olarak konumlandırırken; iklim değişikliği, su yönetimi ve doğa başlıklarını kapsayan entegre yaklaşımıyla somut bir etki oluşturmayı hedefliyor. Banka, 2021-2025 üçüncü çeyrek dönemi itibarıyla sağladığı 594 milyar TL sürdürülebilir finansmanla, 2030 yılı için açıkladığı 800 milyar TL hedefine güçlü adımlarla ilerliyor. Yenilikçi sürdürülebilir finansman ürün ve hizmetleriyle yeşil dönüşümü destekleyen banka, finansman modellerini pozitif etkinin ölçülmesini ve izlenmesini mümkün kılan dijital çözümlerle entegre ediyor. Böylece banka, tüm paydaşlarıyla birlikte şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri doğrultusunda süreçlerini sürekli geliştiriyor. Küresel standartlarda şeffaflık CDP, dünya genelinde kurumların iklim değişikliği, su yönetimi ve ormansızlaşma risklerine yönelik performanslarını yatırımcılar ve paydaşlar için şeffaf ve karşılaştırılabilir şekilde değerlendiren en önemli küresel platformlar arasında yer alıyor. Üç alanda birden ‘A’ notu almak, kurumların politika ve taahhütlerini, yönetişim yapılarını, risk yönetimi yaklaşımlarını ve somut uygulamalarını en üst seviyede hayata geçirdiğini ortaya koyuyor.
Elazığ Çocukluk hayali pilotluktu, 60 yıldır 300’e yakın uçak maketi topladı Elazığ’da dönem kaybı nedeniyle pilot olma hayalini gerçekleştiremeyen Atilla Demirbaş, bu tutkusunu uçak maketi koleksiyonu ile sürdürüyor. Elazığ’da yaşayan 75 yaşındaki Atilla Demirbaş, çocukluk yıllarında kurduğu pilotluk hayalini, 1965 yılından bu yana biriktirdiği uçak maketleriyle yaşatıyor. 1950 doğumlu Demirbaş, uçaklara olan ilgisinin henüz 5 yaşındayken başladığını, pilot olma isteğinin ise hayatı boyunca hiç değişmediğini belirtti. Askeri okulda dört yıl eğitim almasına rağmen yaşadığı dönem kaybı nedeniyle pilot olma hayalini gerçekleştiremeyen Demirbaş, bu tutkusunu koleksiyonla sürdürdü. Baba mesleği olan baharatçılık işiyle uğraşan ve ilk uçak maketini 1966 yılında edinen Demirbaş, yıllar içinde koleksiyonunu genişletti. Bugün 300’e yakın uçak maketine sahip olan Demirbaş, koleksiyonun yaklaşık 49 parçasını iş yerinde sergiliyor, diğer maketleri ise evinde muhafaza ediyor. En büyük hayalinin ise uçmak olduğunu ifade eden Demirbaş, yaşadığı müddetçe koleksiyonunu büyüteceğini kaydetti. "Askeri okula gittim ve dört yıl eğitim aldım ancak dönem kaybı nedeniyle mesleğe devam edemedim" Baba mesleği olan baharatçılık işini 50 yılı aşkındır sürdürdüğünü belirten Demirbaş, "1975 yılından bu yana rahmetli babamdan devraldığım mesleği sürdürüyorum. Önceleri kapalı çarşıdaydık, 1985 yılında Yüce Pasajı’na, şu anda bulunduğumuz iş yerine taşındık. 1950 doğumluyum. Annemin anlattığına göre, 5 yaşındayken bana sık sık ‘Atilla, ne olacaksın’ diye sorarlarmış, ben de her defasında ‘Pilot olacağım’ dermişim. O dönemlerde Elazığ’ın meşhur türkülerini söylerken bile pilot olma hayalimi dile getirdiğim söylenir. Rahmetli hocam Fuat Eroğlu’nun verdiği mandolin kursuyla müziğe başladım, ardından bağlamaya yöneldim. Daha sonra askeri okula gittim ve dört yıl eğitim aldım ancak dönem kaybı nedeniyle mesleğe devam edemedim" dedi. "En büyük arzum bir gün uçabilmektir, bu bana nasip olmadı" Uçak koleksiyonu hakkında bilgi veren Demirbaş, "Okuldan döndükten sonra baba mesleğini sürdürdüm. 1973 yılından bu yana, yaklaşık 50 yıldır saz çalmaya devam ediyorum. Uçak sevgisi ise doğduğum günden beri içimde olan ve hiç bitmeyen bir tutkudur ve benim için bir ukde olarak kaldı. Uçak koleksiyonuma 1965 ya da 1966 yılında, ilk F-5 uçak maketiyle başladım. Zamanla bu koleksiyon büyüdü ve bugün sayısı 300’e yaklaştı. Şu anda iş yerimde yaklaşık 49 maket bulunuyor, evdeki maketleri ise henüz saymış değilim. En büyük arzum bir gün uçabilmektir, bu bana nasip olmadı, ancak uçaklara olan sevgim hayatım boyunca devam edecek" şeklinde konuştu.
Niğde 690 yıllık Sungurbey Camii aslına uygun olarak restore ediliyor Niğde’nin en önemli tarihi yapılarından biri olan ve 1316-1335 yılları arasında inşa edildiği düşünülen Sungurbey Camii; Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından aslına uygun şekilde restore ediliyor. Taş işçiliği ve ahşap bezemeleriyle Niğde’nin en dikkat çeken tarihi eserlerinden biri olan camide, Mart 2023’de başlayan restorasyon çalışmalarında özgün mimariye uygun olarak yeni düzenlemeler yapılıyor. Yangın ve uzun yıllar süren ihmal nedeniyle ciddi hasarlar aldığı belirlenen yapıda restorasyon sürecinde hem yapısal güçlendirme hem de özgünlüğün korunmasına özen gösterildi. Döneminin taş işçiliğini gözler önüne seren Sungurbey Camii’nde, yapılan arşiv taramaları ve bilimsel incelemeler sonucunda yapının özgün mimarisine kavuşması için Mart 2023’te başlayan restorasyon çalışmalarında sona yaklaşıldı. Yaklaşık 690 yıllık geçmişiyle kentin simge eserleri arasında yer alan camide yürütülen restorasyon çalışmaları hakkında bilgi veren Şantiye Şefi ve Mimar Gökay Yıldız, Mart 2023’ten bu yana Sungurbey Camii’nde yoğun bir çalışma yürüttüklerini belirtti. Yıldız, 18. yüzyılda yaşanan bir yangın sonrası caminin özgünlüğünü büyük ölçüde kaybettiğini ve tavanın ayakta kalabilmesi için geçici desteklerle günümüze ulaştığını ifade etti. Açıklığın fazla olması nedeniyle çelik bir çatı sistemi uyguladıklarını belirten Yıldız, bu çatının titanyum kaplama ile uzun ömürlü hale getirildiğini söyledi. Cami içerisine altı adet çelik sütun ayağı yerleştirildiğini ve bu ayakların taş kaplama ile özgün görünüme uygun şekilde tamamlandığını aktaran Yıldız, restorasyon sürecinde yaklaşık 50 kişilik bir ekibin görev aldığını vurguladı. Restoratörlerin duvar güçlendirmeleri ve onarım çalışmalarını sürdürdüğünü, taş ustalarının ise kemer ve taş işçiliği üzerinde çalıştığını dile getirdi. Yıldız; restorasyona başlamadan önce yaklaşık bir yıl süren proje ve araştırma süreci yürütüldüğünü, bilim kurulu ile birlikte en özgün ve doğru uygulamaların belirlendiğini ifade etti. Projenin onaylanmasının ardından uygulama aşamasına geçildiğini belirten Yıldız, çalışmaların birkaç ay içerisinde tamamlanmasının planlandığını söyledi. Sungurbey Camii’nin restorasyonunun tamamlanmasıyla birlikte, tarihi yapının 2026 yılının Ramazan ayında yeniden ibadete ve ziyarete açılması planlanıyor.