EKONOMİ - 01 Mayıs 2024 Çarşamba 11:03

Asırlık son değirmen devletin desteğiyle ayakta

A
A
A
Asırlık son değirmen devletin desteğiyle ayakta

Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesinde bulunan 100 yıllık su değirmeni, devletin desteğiyle yapılan restorasyon çalışmasıyla ayakta kalarak yeni yüzyıla tutundu. 60 yaşındaki Yaşar Dokgöz’ün emeğiyle tahılları öğüten asırlık değirmen, bu geleneğin yöredeki son örneği olarak zamana direniyor.



Kadim geleneğin bölgede ayakta duran tek temsilcisi


İlçe merkezine 2 kilometre mesafedeki Sekü köyünde Yedi Değirmenler mevkiinde bulunan asırlık su değirmeni, bu kadim geleneğin bölgede ayakta duran tek temsilcisi olarak kayıtlara geçti. Dereden sağlanan suyun gücüyle çevirdiği taşa dökülen tahılları öğüten değirmen Gümüşhacıköy Kaymakamlığı’nın 2017 yılında yaptırdığı restorasyon çalışmasıyla elden geçirilerek hizmet vermeyi sürdürdü.


Çocukluğundan bu yana aile yadigarı değirmende çalıştığını belirten değirmenci Yaşar Dokgöz, “Mesleği babamdan öğrendim. Buğday, arpa, mısır gibi tahılları burada öğütüyoruz. Faaliyetleri durmuştu. Onarıma ihtiyacı vardı. Gümüşhacıköy Kaymakamlığı ve Amasya İl Özel İdaresi’nin desteğiyle restore edildi. 7 yıldır tıkır tıkır çalışıyor” dedi.



Komşu illerden de müşteri geliyor


Çevre köyler, ilçeler ve komşu illerden bile müşterilerinin bulunduğunu anlatan evli, 3 çocuk ve 7 torun sahibi Dokgöz, “Duyanlar geliyor. Kimi un alıyor. Kimisi öğütmek için buğday getiriyor. Öğütüp gönderiyoruz. Müşterilerimize, dostlarımıza kapımız her zaman açık” diye konuştu.


Yörede yetiştirilen Üveyik buğdayından üretilen unu müşterilerine tavsiye eden Dokgöz’ün tek yardımcısı ise 40 yıllık hayat arkadaşı eşi Nuran Dokgöz. Dokgöz çiftçi, geçimlerini sağladıkları asırlık değirmende yaşamlarını sürdürüyor.




Asırlık son değirmen devletin desteğiyle ayakta

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Başkan Altay: "Tüm Türkiye’yi Konya’nın tarihi ve kültürel mirasını keşfetmeye davet ediyorum" Konya Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren müzeler, yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgi odağı haline geldi. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, “Konya Modeli Belediyecilik” anlayışıyla göreve geldikleri ilk günden itibaren şehrin zengin tarihini ve kültürel değerlerini hem yaşatmak hem de tanıtmak amacıyla çaba sarf ettiklerini söyledi. Selçuklu darülmülkü olan ve tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapan Konya’nın başta Mevlana Müzesi olmak üzere birçok değeriyle her yıl milyonlarca misafiri ağırladığını kaydeden Başkan Altay, “Konya’mızın zengin kültürel mirası ve tarihi dokusu her geçen gün daha fazla ziyaretçiyi cezbediyor. Biz de şehrimizin bu cazibesini ve turizm pastasından aldığı payı artırmak için önemli birçok projeyi hayata geçirdik. Bu kapsamda Konya Büyükşehir Belediyemiz bünyesinde hizmet veren Çatalhöyük Tanıtım ve Karşılama Merkezi, Darülkmülk Sergi Sarayı, Taş Bina Dijital Tanıtım Merkezi, Konya Panorama Müzesi, Depo No:4, İrfan Medeniyeti Araştırma ve Kültür Merkezi, Beyşehir Turizm Tanıtım Merkezi, İstiklal Harbi Şehitler Abidesi ve Koyunoğlu Müzesi gibi tesislerimiz şehrimizin ruhunu ve tarihini gözler önüne seriyor. Şehrimize bir de bisiklet müzesi kazandırmak için Kılıçarslan Şehir Meydanı’ndaki çalışmalarımız son aşamaya geldi. Konya’mızı ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken bu müze ve tesislerimiz, şehrimizin turizm potansiyelini artırıyor. Yine şehrimizde Mevlana Müzesi ve belediyemizin yaptığı tesislerin dışında Kültür ve Turizm Bakanlığımıza ait Arkeoloji Müzesi, Etnografya Müzesi, İnce Minare Taş Eserler Müzesi, Karatay Medresesi Çini Eserler Müzesi, Atatürk Müzesi gibi merkezde ve bazı ilçelerde müzeler, ören yerleri bulunuyor. Konya’mız, şehir merkezi ve 31 ilçesinde; tarih, kültür, sanat, bilim, gastronomi, doğa ve spor alanında birçok tesis ve değer barındırıyor. Müzeler Haftası vesilesiyle, tüm Türkiye’yi ve yurt dışından misafirlerimizi hem bu değerli müzeleri ziyaret etmeye ve hem de Konya’mızın binlerce yıllık birikimiyle ortaya çıkan tarihi ve kültürel mirasını keşfetmeye davet ediyorum” dedi. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin şehre kazandırdığı müzeleri ziyaret ederek farklı bir deneyim yaşayan vatandaşlar da Konya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Çatalhöyük Tanıtım ve Karşılama Merkezi UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Çatalhöyük’ün canlanması ve ziyaretçilerini etkili bir şekilde karşılayabilmesi amacıyla Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Çatalhöyük Tanıtım ve Karşılama Merkezi, misafirleri ağırlama, bilgi sunma ve kültürel deneyimlerini zenginleştirme hedefiyle tasarlandı. Merkez, Türkiye’nin en büyük ahşap konstrüksiyonlu kamu binası olma özelliğini de taşıyor. Darülkmülk Sergi Sarayı Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Kılıçarslan Meydanı’nda hayata geçirilen Darülmülk Sergi Sarayı, Türkiye’nin zengin kültürel mirasını ziyaretçilere sunan eşsiz bir sergi alanı. Bu sergi sarayında, “Türkiye Selçuklu Hanedan Sergisi” ve “Türkiye Selçuklu Sikkeleri Sergisi” başlıkları altında iki önemli koleksiyon bulunuyor. Taş Bina Dijital Tanıtım Merkezi 1922 yılında tamamlanan ve uzun bir süre Kız Öğretmen Okulu olarak kullanılan daha sonra da yıllarca rektörlük binası olarak kullanılan yapı, Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından devralınarak restore edildi. Taş Bina adıyla hizmete sunulan binada, Konya’nın tanıtıldığı dijital bir merkez, kültür-sanat alanları, konferans salonu bulunuyor. Depo No:4 Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Türkiye’nin en büyük ihya projesi Darülmülk Projesi kapsamında başarılı bir restorasyon sürecinden geçen Eski Tekel Binası - Depo No: 4, şehrin kültürel ve sosyal hayatına önemli katkıda bulunuyor. Dârülmülk İhya Projesi’nin şehrin kalbinde hayat bulan bir istasyonu olan Depo No:4; sanat galerisi, kafe ve atölye birimleriyle hizmet veriyor. Konya Panorama Müzesi Mevlana Müzesi karşısında, Aslanlı Kışla Caddesi üzerinde bulunan Konya Büyükşehir Belediyesi Konya Panorama Müzesi’nin içinde Hazreti Mevlana’nın hayatı, yaşadığı bazı sembol anlar ile 1200’lü yılların Konya’sının canlandırıldığı müze alanı, sergi alanı ve dünyadaki 25 mevlevihanenin maketinin yer aldığı iç avlu bulunuyor. İrfan Medeniyeti Araştırma ve Kültür Merkezi Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen İrfan Medeniyeti Araştırma Merkezi, Geleneksel Türk İslam sanatına uygun şekilde bir külliye olarak inşa edilirken, merkez içerisinde Konya Panorama Müzesi, semahane, konferans salonu, atölye ve sınıflar yer alıyor. İstiklal Harbi Şehitleri Abidesi Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından İstiklal Harbi’nde şehit olan ecdadımızın aziz hatırası için yaptırılan İstiklal Harbi Şehitleri Abidesi’nde; başta İstiklal Harbi olmak üzere 1. Dünya Savaşı, Kore Savaşı, Kıbrıs Barış Harekatı ve iç güvenlik sırasında vatan uğruna canını feda eden şehitlerin isimlerinin yer aldığı iç avlu, Konya’nın o dönemindeki sosyal yapısını anlatan müze, tarihteki 16 Türk devletinin bayraklarının yer aldığı havuzlu yol ve Gaziler Lokali bulunuyor. Beyşehir Turizm Tanıtım Merkezi UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Eşrefoğlu Camisi’nin hemen yanında bulunan merkezde, Beyşehir’in tarihi, kültürel ve coğrafi zenginlikleri tanıtılıyor. Merkezde, ziyaretçilerin Beyşehir, çevresindeki ilçeler ve Konya il merkezinde mutlaka ziyaret etmeleri gereken yerler, tatmaları önerilen lezzetler ve yol güzergâhları hakkında bilgi aktarılıyor. Koyunoğlu Müzesi Müzede arkeolojik eserler ile etnografik eserler sergileniyor. Müze bahçesinde bulunan İzzet Koyunoğlu’na ait ev restore edilerek tipik Konya evi örneği olarak ziyarete açıldı. Binada eski ve yeni sivil mimari tarzı bir arada bulunuyor. Müze, yazma ve basma eserler bakımından çok zengindir.
İstanbul Dursun Özbek: “İyi bir Galatasaraylı olmanın hayallerini bugünlerden kurun” Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, yılın spor yöneticisi ödülünü aldığı Topkapı Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, “İyi bir Galatasaraylı olmanın hayallerini bugünlerden kurun” dedi. Topkapı Üniversitesi tarafından yılın spor yöneticisi ödülüne layık görülen Galatasaray kulübü Başkanı Dursun Özbek, ödülünü üniversitenin Kazlıçeşme’de bulunan kampüsünde Mütevelli Heyeti Başkanı Nihat Kırmızı’dan aldı. Ödül törenine Başkan Dursun Özbek’in yanı sıra Galatasaray Yönetim Kurulu Üyeleri, Topkapı Üniversitesi dekan ve yöneticileri de katıldı. Toplantıda konuşan Başkan Özbek, “Bu ödül çok kıymetli bir ödül. Şahsıma layık gördüğünüz için çok teşekkür ederim. Bu ödülün arkasında bir de çalışma arkadaşlarım var. Ben bu ödülü yönetim kurulum adına, camiam ve her zaman arkamızda olan taraftarlarımız için alıyorum. Bana gösterdiğiniz teveccüh için sizlere teşekkür ediyorum. Biz, dünyada tanınan en büyük Türk takımıyız. Galatasaray sadece bir spor kulübü değildir. Türkiye’nin en büyük Sivil Toplum Kuruluşudur. Bu söylediğimin örnekleri çok. 550 yılı aşkın bir eğitim kültüründen gelen kulübüz. Belki de herkesi kıskandıran yönlerimizden bir tanesi de bu. Kimsenin böyle bir tarihi yok. Bu geçmişimizin özelliklerini, değerini bilerek Türk futboluna hizmet etmeye çalışıyoruz. Sadece ben değil, bugüne kadarki tüm yöneticilerimiz bu şekilde davranmıştır. Biz bir spor kulübüyüz. 1905 yılında Ali Sami Yen ve arkadaşları bu kulübü Galatasaray Lisesi’nde kurduklarında kurumun manifestosunu yazmışlar. Bunun en dikkat çeken maddelerinden bir tanesi Avrupalı takımları yenmektir. Biz Avrupa’dan bir kupa getirdik. Üzerinden 24 yıl geçti. Ben ve arkadaşlarım bir kupa daha getirmek için çabalıyoruz” diye konuştu. “İyi bir Galatasaraylı olmanın hayallerini bugünlerden kurun” Bugün Galatasaray Kulübü, olimpik sporları Türkiye’ye getiren kulüptür. Galatasaray, misyonu karşılığında 17 amatör branşta 2 bine yakın sporcuya sahip bir camiadır. Biz yetiştirici bir kulübüz. Her dalda olimpiyatlara hazırlanan sporcularımız var. Önümüzdeki Paris 2024 Olimpiyatları’nda sahne alacak sporcularımıza başarılar diliyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim” sözü çok büyük bir mesajdır. Galatasaray a başkan olmak güzel bir duygu. Ama bunun altında fırsat eşitliği yatıyor. Her Galatasaraylının kalbinde Galatasaray’da başkan olmak yatar. Bu çok onurlu bir görevdir. Bu camiaya başkan olmak ve hizmet etmek istiyorsanız; hayal kurun. Ben de o sıralardan geçtim. Ben bugünün hayalini kurdum. Sizlerden ricam siz de bu hayalleri kurun. Ben lise yıllarımda yatakhanede bu hayalleri kurdum. Hayal etmezseniz zor olur. İyi bir insan olmayı iyi bir Galatasaraylı olmanın hayallerini bugünlerden itibaren kurun” şeklinde konuştu. “Galatasaray, deprem bölgesinde olmaya devam edecek” Geçtiğimiz yıl yaşanan 6 Şubat depremlerinin yaşandığı bölge hakkında da konuşan Özbek, “Galatasaray büyük bir Sivil Toplum Kuruluşudur. Bunun örneğini geçtiğimiz yıl yaşanan 6 Şubat depreminde yaptığımız icraatlar ile göstermeye çalıştık. Ben bu konu bağlamında Topkapı Üniversitesi ve yönetimine de teşekkür ediyorum. Orada çok şey yaptık. Konteyner kentler, kalıcı konutlar ve birçok şey yaptık. En önemlisi de geçtiğimiz 23 Nisan’da çocuklarla beraber olmak oldu. Oradaki bize duyulan ilginin ve memnuniyetin tarifini yapmak imkânsız. Maraş’ta da Hatay’da da aynı şeyi yaptık. Onlarla sıkıca kucaklaşmak, öpmek paha biçilemezdi. Orada şu anda hayat devam ediyor. Fakat istenildiği gibi devam etmiyor. Galatasaray orada sahadadır. Sahada olmaya da devam edecektir” açıklamalarında bulundu. “Şampiyonluk yarışını bize yakışır şekilde devam ettireceğiz” Çekişmeli bir sezon yaşadıklarını ifade eden Başkan Dursun Özbek, “Şu anda bir şampiyonluk mücadelesi içerisindeyiz. Bu yarışı Galatasaraylılığa yakışır şekilde devam ettirmeye devam edeceğiz. İnşallah Bu hafta sonu son maçımızı oynayacağız. Tüm Galatasaraylıları sevince boğmak için ben ve arkadaşlarım elimizden geleni yapıyoruz. Galatasaray bu hedefe ulaşacaktır. İnşallah sizleri mutluluğa boğacağız” dedi.
Bursa ’Türk Mutfağı Haftası’ İnegöl’den başladı Bursa Valili koordinasyonunda 1 hafta boyunca Bursa merkez ve ilçelerde yapılacak etkinliklerle kutlanacak Türk Mutfağı Haftası, İnegöl Belediyesi ev sahipliğinde Gastro İnegöl’de gerçekleştirilen Şerbet Tadım Etkinliği ile başladı. 10 farklı Osmanlı şerbeti ile İnegöl’e özgü lezzetler burada hem tanıtıldı hem tadıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ilan edilen ve her yıl 21-27 Mayıs tarihlerinde kutlanan Türk Mutfağı Haftası bu yıl 3’üncü kez kutlanıyor. Bursa’da Valilik koordinasyonuyla; İl Kültür Turizm Müdürlüğü, Uludağ Üniversitesi, Kaymakamlıklar, Belediyeler ve Bursa Ticaret Sanayi Odası iş birliğinde Bursa merkez ve ilçelerde düzenlenen Türk Mutfağı Haftası etkinliklerinin açılışı, bugün İnegöl’de gerçekleştirildi. İnegöl Belediyesi ev sahipliğinde Gastro İnegöl restoranında yapılan Osmanlı Şerbetleri Tadımı ve İnegöl’ün coğrafi işaretli ürünlerinin tanıtım etkinliğe; Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, İnegöl Kaymakamı Eren Arslan, İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, siyasi parti temsilcileri kurum ve kuruluşların temsilcileri, şefler, Nene Hatun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi gastronomi bölümü öğrencileri ile davetliler katıldı. Gastro İnegöl restoranı yanında bulunan alanda protokol konuşmalarıyla başlayan Türk Mutfağı Haftası etkinliklerinde, İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban kürsüye çıkarak konuklara hitaben bir konuşma yaptı. Taban, “Bugün Türk Mutfağı Haftası münasebetiyle Bursa’mızda düzenlenen ve ilk ayağı İnegöl’ümüzde yapılan organizasyon için bir aradayız. Kültür Turizm Bakanlığımız tarafından ilan edilen Türk Mutfağı Haftasının 3’üncü yılını kutluyoruz. Burada Valiliğimizin koordinasyonunda İl Kültür Turizm Müdürlüğümüz, Uludağ Üniversitemiz, Kaymakamlıklarımız, Belediyelerimiz ve Bursa Ticaret Sanayi Odamızla beraber düzenlediğimiz organizasyonun açılış etkinliğine İnegöl olarak ev sahipliği yapmış oluyoruz. Geçtiğimiz yıl da Bizimkisi Bir Aş Hikayesi isimli sergiyle Türk Mutfağı Haftası etkinliklerimizi İnegöl’den başlatmıştık. Bu yıl da Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde ‘Cana safa, ruha gıda verir şerbetim, canım’ diyerek değerini ortaya koyduğu Türk kültürünün eşsiz lezzeti şerbet temasıyla İnegöl özelinde bir aradayız. Bizim aynı zamanda coğrafi işaretli ürünlerimiz var, burada onların da tanıtımlarını gerçekleştiriyor olacağız” dedi. Gastronominin dünyada önemi giderek artan, değer kazanan bir alan olduğuna da vurgu yapan Başkan Taban, “İçerisinde de parlayan bir yıldız olan Türk mutfağımızı biz dünyaya duyurmak istiyoruz. Özellikle İnegöl’ümüzde, Bursa’mızda, ülkemizde son dönemlerde yapılan gastronomi alanındaki çalışmalarla varlığımızı arttırarak sürdürmek istiyoruz. Tabi bu noktada yapılan çalışmaların da bir hikayesi var. Tadına baktığımız lezzetler, tarifler, asırlık lezzetlerden oluşan menüler bir günde derlenip toparlanmıyor. Bizler pandemi sürecinde bunu bir fırsat bilerek 95 kırsal mahallemizin taramasını gerçekleştirip buralardaki değerlerimizi ortaya çıkardık. Örf ve adetlerimiz, gelenek göreneklerimiz, mutfak zenginliklerimiz her ne varsa bunları çıkardık. Şehrimizde bir mutfak zenginliği olduğunun da farkına vardık. İnegöl göçlerle oluşmuş bir şehir, bu mutfak zenginliğini de beraberinde getiriyor. İnegöl Köftesinin de aslında bunu işaret ettiğini gördük. İnegöl Köftesi de Bulgaristan Pazarcık Filibe bölgesinden gelen vatandaşlarımızın şehrimize kazandırdığı bir değer. Tabi bizler de yaptığımız çalışmalarla toplamda 14 marka ve 11 coğrafi işaret başvurusu yaptık. Şu an 12 marka tescilimiz var, 3 ürünümüzün de coğrafi işaret başvurusu kabul edildi. Bunlar; İnegöl Cerrah Kuru Fasulyesi, İnegöl Çıbrıka Bitkisi ve İnegöl Sütlü Kadayıfı. Daha önce İnegöl Köftesi coğrafi işaret almıştı zaten. Şu anda şehrimizin 4 tane coğrafi işaretli ürünü var. Bu alanda çalışmalar ve yatırımlar yapmaya devam edeceğiz. Ben gücümüzün geçmişimizde saklı olduğuna inanıyorum. Geçmişte de büyüklerimiz çok güzel işler yapmışlar, izler bırakmışlar. Biz de inşallah bunların üzerine ilaveler yaparak daha iyi noktalara getirmek istiyoruz” diye konuştu. Türk Mutfağı Haftası kapsamında yapılan etkinlikten de söz eden Alper Taban, “Bugün burada 10 farklı Osmanlı Şerbetinin sunumu ve bilgilendirmesi yapılacak. 5 bin kişilik de şerbet ikramlarımız burada devam edecek. Türk Mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinin başında gelir şerbetler. Şifa kaynağıdır, susuzluğu ve harareti giderir. Bugün ikram edilecek şerbetlerimiz de Sirkencebin Şerbeti, Demirhindi Şerbeti, Gül Şerbeti, Hatmi Çiçeği Şerbeti, Reyhan Şerbeti, Misk-İ Amber Şerbeti, Somada (Badem Şerbeti), Neslişah Sultan’ın Saray Limonatası, Şerbet-İ Viladet ve Zaferan Şerbeti (Safran Şerbeti). İçenlere şifa olsun inşallah” ifadelerinde bulundu. Başkan Alper Taban’ın ardından Bursa Valisi Mahmut Demirtaş kürsüye gelerek günün anlam ve önemine ilişkin bir konuşma yaptı. Vali Demirtaş, şöyle konuştu: “Türk Mutfağı Haftası kapsamında Cumhurbaşkanımız himayelerinde, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın destekleriyle Bursa’mızın dünden bugüne, bugünden geleceğe uzanan mutfağını yakından tanıma fırsatı bulacağız. Hafta boyunca farklı ilçelerimizde Bursa Mutfağının nadide lezzetleriyle buluşacak, tadı damağımızda kalacak eşsiz bir lezzet yolculuğuna çıkacağız. Bu bir haftalık yolculuğun ilk durağına İnegöl ilçemiz ev sahipliği yapıyor. Gastro İnegöl kent gastronomisinin kalbinin attığı, marka değeri her geçen gün yükselen bir mekan olarak karşımızda duruyor. Kent gastronomimizin coğrafi işaretli markası İnegöl Köfte başta olmak üzere; 10 çeşit Osmanlı Şerbeti, Cerrah Kuru Fasulyesi, İnegöl Sütlü Kadayıfı ve İnegöl Çıbrıkası gibi pek çok tat bugün burada ziyaretçilerle buluşacak. Bursa gastronomisine ve turizmine büyük katkı sağlayan bu anlamlı mekanın ilimize ve İnegöl ilçemize bir kez daha hayırlı olmasını diliyorum. Bugün bizlere düşen görev bu ve benzeri etkinliklerle meşhur lezzetlerimizi tanıtırken, saklı kalmış Bursa lezzetlerini de ortaya çıkarmak ve kent gastronomisine kazandırmaktır. Bursa gastronomimizin sadece lezzetli yemeklerden ibaret olmadığını, bir kültür, bir yaşam tarzı ve bir kimlik olduğunu ulusal ve uluslararası ölçekte göstermektir. Bu kimliği korumanın ve gelecek nesillere aktarmanın bu kente sevdalı her bir hemşerimizin asli vazifesi olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca yüzlerce işletmemizde yaklaşık 30 bin yatak kapasitesiyle kentimize gelen ziyaretçilerimize konaklama hizmeti sunuyoruz. Bu konaklama kapasitesiyle yerli ve yabancı tüm konuklarımızı eşsiz mutfağımızla da buluşturmaya hazırlanıyoruz. Türk Mutfağı Haftası vesilesiyle herkesi Bursa’nın tarih, kültür ve medeniyet otağında harmanlanan mutfağını keşfetmeye davet ediyorum.” Konuşmaların ardından protokol üyeleri ve misafirler Gastro İnegöl önünde kurulan stantlarda hazırlanmış 10 farklı Osmanlı Şerbetinin tadına baktı. Alanda Osmanlı Şerbetçisi kıyafetiyle görevliler vatandaşlara ve konuklara şerbet ikramı yaparken, aynı zamanda İnegöl’ün gastronomi değerleri ve coğrafi işaretli ürünleri de hazırlanan özel masada konuklara tanıtıldı.
Bursa Taksiciyi bıçaklayıp gasp ettikten sonra kaçmak için yine aynı duraktan taksi çağırmış Bursa’da 35 yaşındaki taksi şoförünü 20 yerinden bıçaklayıp ormana bırakarak ticari taksiyi alıp kaçan 19 yaşındaki şühpeliyi yakalama çalışmaları devam ediyor. Sürücüsünü ağır yaraladığı taksi ile bir meyhaneye gittiği tespit edilen şüpheli şahsın gasp ettiği taksiyi Mudanya merkezinde bırakıp kaçmak için yine aynı duraktan bir başka taksi çağırdığı ortaya çıktı. Kanlar içerisinde ormanlık alana bırakılan genç taksiciyi ise pikniğe giden 2 polis memuru tesadüf eseri görüp hayatını kurtardı. Edinilen bilgiye göre, olay geçtiğimiz gün Mudanya’ya bağlı Çepni Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre 16 T 4225 plakalı ticari taksi sürücüsü Yunus Emre Yüksel Mudanya ilçe merkezinden aldığı 19 - 20 yaşlarındaki bir erkek müşteri ile Eskişehir’e gitti. Yüksel, Bursa dönüşü müşterinin isteği üzerine Çepni Mahallesi’ne geldi. Aracı durdurduğu sırada yan koltukta oturan müşterinin bıçaklı saldırısına uğrayan 35 yaşındaki sürücü 20 yerinden bıçaklanarak ağır şekilde yaralandı. Yunus Emre Yüksel’i araçtan aşağıya indiren şüpheli şahıs kanlar içerisinde kırsal alanda bırakıp taksiyi alarak kaçtı. Aynı taksi ile Mudanya ilçe merkezine gelen şüpheli taksiyi park edip daha sonra bir restorana giderek alkol aldı. Aynı duraktan taksi çağırıp şehir merkezine geldi Bademli Mahallesi’ndeki bir restoranda alkol aldıktan sonra Yunus Emre Yüksel’in çalıştığı taksi durağından bir başka taksi çağıran şüpheli şahıs bu taksiyle Kent Meydanı’na gelerek izini kaybettirdi. Bindiği takside müziğin sesini açmasını istediği sürücünün ’"Acımız var bir arkadaşımızı bıçakladılar" demesi üzerine "Yaa öylemi olmuş, çok üzüldüm" diyerek geçmiş olsun dileklerinde bulunduğu ortaya çıktı. Taksi uzun süre hareketsiz halde kalınca diğer şoförler harekete geçti Gaspçı tarafından 20 yerinden bıçaklanıp ormanda bırakılan bir çocuk babası Yunus Emre Yüksel’in kullandığı ticari taksinin uzun süre Mudanya ilçe merkezinde hareketsiz kalmasından şüphelenen mesai arkadaşları cep telefonu ile kendisini arayıp ulaşamayınca taksinin yanına gitti. Park halindeki taksinin içerisinin yoğun miktarda kan olduğunu gören diğer sürücüler jandarmaya haber verdi. Taksinin jandarma ekipleri tarafından inceleme altına alındı. Pikniğe giden polis memurları tesadüfen gördü Kanlar içerisinde ormanlık alanda bırakılan Yunus Emre Yüksel’i o sırada o bölgede piknik yapmaya gelen 2 polis memuru farkedince hemen yardımına koşup 112 sağlık ekiplerine haber verdi. Sivil olan polis memurları tarafından ambulansa bindirilen taksi şoförü ağır yaralı halde Bursa Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Yoğun bakıma alınan genç taksicinin 20 gün önce baba olduğu öğrenilirken hayati tehlikeyi de atlattığı bildirildi. Savcılık açıklama yaptı Savcılıktan yapılan açıklamada İl Jandarma Komutanlığı JASAT ekiplerince şüpheliyi yakalama çalışmalarının devam ettiği, yağmalanan ticari taksinin ise içerisindeki suç aletiyle birlikte Bursa İl Jandarma Komutanlığı JASAT ekiplerince bulunduğu bildirildi. Üzüntülü olduklarını dile getiren Taksi Durağı Başkanı Mustafa Su, "Akşam 17.30 18.00 civarıydı. Taksi park halinde bulunmuş. Taksinin içinde kanlar vardı. Bizde GPS kayıtlarına bakarak polise haber verdik. Biz ormanda arama yaparken o sırada o bölgede piknik yapan polis arkadaşlar bulmuş. Şüpheli arkadaşımızı bıçaklamış ve orada bırakmış. Taksiyi ilçe merkezine park ederek yine aynı durağımızın başka bir taksiye binerek Bademli’de alkollü bir işletmeye gitmiş. Köftesini yemiş, rakısını içmiş. Sonra Bursa şehir merkezine devam etmiş. Yolda müzik açtırmak istemiş. Bizim arkadaşımızda, ’Zaten başka bir arkadaşımız yaralandı kontak kapatacağız’ demiş. Saldırgan da "Öyle mi olmuş, geçmiş olsun" diye yanıt vermiş. Bu yaşanan olaydan dolayı hepimiz üzüntülüyüz" diye konuştu. Saldırganı yakalama çalışmaları sürüyor.
Afyon Geleceğin sporcularını belirleme çalışmaları sürüyor 2022-2023 sezonunda Türkiye Sportif Yetenek Taraması ve Spora Yönlendirme programı kapsamında Afyonkarahisar’da yapılan taramalarda başarılı olan yaklaşık 350 sporcu, ara ölçümlere alınıyor. Prof. Dr. Veysel Eroğlu Spor Salonunda bulunan 3 farklı salonda gerçekleştirilen ölçümler 4 gün sürecek. Yapılacak ölçümlerde sporcuların genel tarama, denge, reaksiyon, koordinasyon ve mekik koşusu gibi çeşitli becerileri değerlendiriliyor. Afyonkarahisar Gençlik ve Spor İl Müdürü İsmail Hakkı Kasapoğlu da ara ölçümleri yerinde takip ederek sporculara ve antrenörlerine destek verdi. Kasapoğlu, yaptığı açıklamada yetenekli sporcuların keşfedilmesi ve spora yönlendirilmesinin önemini vurguladı. Bu sayede Afyonkarahisar’ın spor alanında daha da ilerleyeceğini ve ulusal ve uluslararası alanda daha fazla başarı elde edeceğine inandığını söyledi. Ara ölçümler, sporcuların gelişmelerini takip etmek ve hangi branşa daha uygun olduklarını belirlemek için yapılıyor. Başarılı olan sporcular ilgili branşlarda daha ileri eğitimler alacak ve milli takımlara yükselme şansı yakalayacak. 11 bin 500 öğrenci taranacak Öte yandan 2023-2024 sezonunda genel tarama ölçümleri devam ediyor. Afyonkarahisar’da tüm il ve ilçelerde 3.’ncü sınıf öğrencilerinin taramalarını yapan yetenek taraması ekibi hastalık veya herhangi bir nedenden dolayı ölçümleri yapılamayan öğrencilere ulaşmaya devam ediyor. Afyonkarahisar’da bütün 3’ncü sınıf öğrencilerinin taranmasına önem verdiklerini belirten İl Müdürü Kasapoğlu, şuana kadar yaklaşık 10 bin öğrencinin ölçümlerinin yapıldığını belirterek dönem sonuna kadar 11 bin 500 öğrencinin ölçümlerinin tamamlanacağını ifade etti.