POLİTİKA - 11 Mayıs 2015 Pazartesi 12:53

TSE 54. Olağan Genel Kurulu

A
A
A
TSE 54. Olağan Genel Kurulu

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) faaliyetlerinin teknoloji transferlerine, bilim ve teknolojiye katkısının yadsınamayacağını belirterek, "TSE’nin yapacağı her bir hizmet doğrudan ekonomimizin niteliğine, rekabet gücüne, kalite artışına, markalaşma ve uluslararası pazarlardan tutunmasına katkı sağlayacaktır" dedi.
TSE 54. Olağan Genel Kurulu, TSE Konferans Salonu’nda yapıldı. Genel kurula Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye Odalar Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve TSE Başkanvekili Doç. Dr. Mehmet Fahrettin Önder ve birçok davetli katıldı. Genel kurulun açılış konuşmasını yapan Bakan Işık, "Standartlar konusunu ekonomimizden, ülkemizden ve hedeflerimizden ayrı düşünemeyiz. Bu manada TSE’nin yapacağı her bir hizmet doğrudan ekonomimizin niteliğine, rekabet gücüne, kalite artışına, markalaşma ve uluslararası pazarlardan tutunmasına katkı sağlayacaktır. TSE’nin faaliyetleri teknoloji transferlerine, bilim ve teknolojiye katkısı yadsınamaz. Artık günümüz dünyasında gelişmiş ülkelerin kendi kalitelerini dünyaya standart olarak dayattıkları bir dönemi yaşadığımızı da unutmamalıyız. Artık gelişmiş ülkeler öyle standartlar belirliyorlar ki o standartları sadece yüksek teknoloji ürün üreten ülkeler sağlayabiliyor. O açıdan Türkiye’nin yeni vizyonunda artık teknolojiyi üreten ülke olarak standartlarını da teknoloji üreten ülke standardı olarak belirleme hedefi var. Standartlara uyan değil, standartları belirleyen kuruluş olma sloganıyla hareket eden TSE’nin etkinliği hem bu kurumun hem de ülkemizin gücüne güç katacak, uluslararası pazarlara daha kolay girmemizi sağlayacaktır" diye konuştu.
Son dört yılda TSE’nin alt yapı yatırımlarına 70 milyon TL harcama yapıldığını belirten Bakan Işık, "Sanayicilerimizin ürettiği ürünlerin test ve laboratuvar ihtiyaçlarına yönelik toplam 400 milyon TL tutarında 10 laboratuvar yapımının da çalışmaları devam etmekte" dedi.
Türkiye’nin dünyanın en büyük ilk 20 ekonomisinden biri olduğuna dikkat çeken TSE Başkanvekili Doç. Dr. Önder ise, “Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümü olan 2023’te en büyük ilk 10 ekonomi arasına girmeyi hedeflemektedir. Bu misyon sadece Türkiye Cumhuriyeti hükümetimizin başaracağı bir misyon değildir. Bu görev bütün siyasi, idari, ticari, kültürel kurumlarımızın birlikte çalışmasıyla olacaktır. Bu ekonomik kurumların bir tanesi de TSE’dir" diye konuştu.
54. Genel Kurulu bir yılın muhasebesi olarak değerlendirdiklerini kaydeden Önder, “Hem geçmişimizin muhasebesini yapan hem de geleceğe bu çerçeven rota çizmek anlamında bir yılımızı yoğun bir çaba ile geçirdik. Bazı birimlerimizi birleştirdik, bazı birimlerimizi yeniden yapılandırdık. Ülkemizin test ve belgelendirme hizmetleri anlamında dışa bağımlılığı mümkün olan en alt seviyeye indirerek hem döviz çıkışını azaltmak hem iş dünyamızın maliyetlerini düşürmek için gösterilen çabalar sonucu birçok alanda belgelendirme hizmetleri verildi” ifadelerini kullandı.
Laboratuvar yatırımlarını hızlı bir şekilde yenileyerek, yeni alanlarda laboratuvar kurduklarını kaydeden Önder, “Sanayicilerimiz milyon dolarlar ödeyerek yurt dışında yaptırmak zorunda kaldıkları testleri artık Türkiye’de yaptırabilecek, böylece hem milli kaynakların yabancı belgelendirme kuruluşlarına transferinin önüne geçilecek, hem de yerli üreticilerimiz zaman ve kaynak tasarrufu sağlayacak” dedi.
Önder, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizde bugüne kadar üzerinde yeterince durulmayan, önemi anlaşılmayan ancak ülke ekonomileri için çok büyük önem taşıyan bir konu var: Standardizasyon. TSE, uluslararası ticaretin anahtarı konumunda olan standartların ülke gündemine taşınması, standardizasyon kuruluşlarında Enstitü’nün, dolayısıyla Türk sanayicisinin daha etkin olması amacıyla çok önemli çalışmalar yapmaktadır. Uluslararası ve bölgesel standardizasyon kuruluşlarının çalışmalarına katılım amacıyla kurulan Ayna Komitelerin sayısının yıldan yıla artmış, TSE’nin bu kuruluşlarda üstlendiği yeni görevler önümüzdeki yıllar için bize umut vermektedir.”
“Enstitümüzün özellikle son dört yılda attığı adımlar sayesinde kaydettiği ilerlemelere bakarak 2023 hedeflerimize bir adım daha yaklaştığımızı söylemek yanlış olmayacaktır” diyen Önder, “TSE bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüketiciler için standartlara uygun, kaliteli mal ve hizmetin güvenilir markası olmaya devam edecek. Burada bir kısmını özetlemeye çalıştığım ve birazdan genel kurul faaliyet raporunu sunarken sizlere ayrıntılarıyla aktaracağım yeni adımlarıyla da iş dünyamızın ihtiyaç duyduğu tüm standardizasyon, sertifikasyon ve test hizmetleri ile gözetim hizmetlerini, onlara en uygun maliyetlerle sunacak yapıya kavuşacaktır. Türk Standardları Enstitüsü olarak yeni çalışma alanları oluşturulması, akreditasyon kapasitemizin geliştirilmesi, deney kalibrasyon, test ve muayene teknik altyapımızın güçlendirilmesi çalışmalarımız bütün hızıyla devam edecektir. Yurt dışı açılımlarımızın ülkemiz ekonomisine etkisinin bilincinde olarak, küresel ağımızı yeni ofislerimizin yanı sıra, yapacağımız işbirliği anlaşmaları ile daha da geliştireceğiz. Uluslararası standardizasyon faaliyetlerine katılımın nitelik ve nicelik yönünden artırılması da öncelikli hedeflerimiz arasındadır.”
Dünya ekonomisinin çalkantılı bir dönemden geçtiğine dikkat çeken TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu da, “Küresel ticaret hacmi eskisi kadar canlı değil. Buna karşılık özellikle gelişmiş ülkelerdeki korumacılık önlemlerinde artış var. Öte yandan artık öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, sınırlar yok, dünya düz ama kurallar ortak. Eskiden üretim azdı. Ne üretsen satılırdı. Şimdi öyle değil. Üstelik tüketici de araştırıyor, görüyor. Bu kadar çok üretim arasında tüketici belli standarda sahip olanı arıyor. Sadece vatandaşlar değil, sanayiciler de belli standartta ara malı arıyor. Demek ki ticaret yapacaksan, standardın olacak. Kural bu” şeklinde konuştu.
“Güçlü ülke, standardı olan, standartları da belirleyen ülkedir. Standardı belirleyen, ticaretin kuralını da yazar” diyen Hisarcıklıoğlu, “İşte TSE bu noktada çok önemli bir vazife üstlenmek durumunda. Dünyada standartları belirleyen kurumlar arasında TSE’yi de görmek istiyoruz. Güçlü bir ekonomi, güçlü bir sanayi için güçlü bir TSE olmasını bekliyoruz. Bugün herkesin zihninde yer eden TSE ambleminin hem yurt içinde hem de yurt dışında çok daha bilinen ve önemli bir marka değeri haline geleceğine inanıyoruz. Zira küresel ticarette uluslararası geçerliliğe sahip belgeler, sanayi ürünleri için adeta bir yeşil pasaport işlevi görüyor. Gümrük kapılarında harcanan zaman ve maddi kayıpların önüne geçilmiş olunuyor. Yine yurtiçinde bir ürünü alırken, benim devletim bu ürünle ilgili gerekli incelemeyi yapmıştır ve bana doğru bilgileri sunmuştur diye güvenerek alıyoruz. Yani hem iç piyasa daha canlı oluyor, hem de toplumda güvenilir bir devlet algısı oluşması sağlanıyor. Dolayısıyla ülkemizin sanayicileri olarak TSE’nin kurumsal kapasitesinin artırılmasını ve özel sektör odaklı olarak çalışmasını her zaman destekledik ve destekliyoruz. Bu konuda bugün burada da aramızda bulunan Sanayi Bakanımızın bizler için önemli bir şans olduğuna inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Genel kurulda TSE’nin 2014 yılı faaliyetleri ve Kesin Hesabı ile Denetleme Kurulu Raporu’nun takdimi yapıldı. Ayrıca 2015 yılı bütçesi hakkında bilgi verildi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”