POLİTİKA - 05 Ekim 2015 Pazartesi 15:22

Başbakan Davutoğlu:

A
A
A
Başbakan Davutoğlu:

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Bugün Genelkurmay Başkanımıza ve Dışişleri Bakanımıza gerekli askeri ve diplomatik talimatları verdim. Akşamleyin Güvenlik toplantısı yapacağım” dedi.
Başbakan Davutoğlu Habertürk televizyon kanalında gündemi değerlendirdi.
Başbakan Davutoğlu, hava sahası ihlali ile ilgili “Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları, hava sahası, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin denetiminde, kontrolünde ve kudretindedir. Her kim olursa olsun, nereden olursa olsun, hava sahamızı ihlal ettiğinde angajman kurallarımız bellidir” değerlendirmesini yaptı.
SURİYE’DE HİÇ BİR ÜLKENİN ÇIKARI TÜRKİYE’NİN ÇIKARINDAN BÜYÜK DEĞİL
Türkiye’nin etrafında büyük krizler yaşandığına dikkat çeken Davutoğlu, “Suriye, Irak, Ukrayna’da fiili savaşlar yaşanıyor. Dolayısıyla bu ortamda Türkiye’nin her an tedbir halinde, her an her ihtimale hazır olması gerekiyor. Bu gelişmeleri yakından takip ediyordum. Beyanname öncesi, sonrası ilgili güvenlik birimleriyle görüştüm. Biraz evvel Genelkurmay Başkanıyla tekrardan görüştüm. Dışişleri Bakanımız, Cumhurbaşkanımız’la birlikte, ona gerekli talimatları ilettik. Süratle bir diplomatik temas başladı. Bu kritik süreçlerde her şeyden önce Türkiye’deki iç siyasi gündem sebebiyle dikkatimizin dağılmaması ve sorumluluklarımızı gereğini yapmak çok önemli. Tavrımız çok açık, Kim sınırlarımızı ihlal eder, hava sahamızı ihlal ederse, önce uyarırız. Bu hangi ülke olursa olsun, Rusya bizim komşumuz, dostumuzdur. O anlamda şimdiye kadar Türkiye ile Rusya arasında bir gerginlik yaşanmamıştır. Suriye meselesi Türkiye-Rus meselesi değildir, Suriye çok acılar çeken bir iç savaşın içinde ve bir acımasız diktatörle bazı terör örgütlerinin arasında sıkışmış bir ülke. Türkiye için Suriye, her an iç güvenliğimizi etkileyebilecek biçimde, 910 kilometre sınıra sahip olduğumuz bir ülke, halkı dost ve kardeş, sınırlar korumak zor, düz ve şehirlerin bölündüğü sınırlar. Dolayısıyla Suriye’de hiçbir ülkenin çıkarı Türkiye’nin çıkarından büyük değil” ifadelerini kullandı.
UÇAN KUŞ BİLE OLSA KİM TÜRKİYE’NİN SINIRLARINI İHLAL EDERSE, GEREKEN MÜDAHALEDE BULUNULUR
Başbakan Davutoğlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki hafta önce Rusya’yı kendisinin de New York’ta Rusya Federasyonu Devlet başkanı Putin ile görüştüğünü hatırlatan Davutoğlu, Suriye’de siyasi çözüm için neler yapabileceklerini konuştuklarını aktardı. Davuoğlu, “O esnada Rusya’nın Suriye’ye fiili müdahalesi oldu. Şimdiye kadar ‘hep yabancı müdahalesi olmasın’ diyip, Birleşmiş milletler kararlarını bloke eden Rusya’nın devreye girmesi çelişki ve gerçekten krizin arttıran bir durum ortaya çıkardı. Rusya’ya gerekli diplomatik girişimlerde bulunduk. Dışişleri Bakanımızı Rus Dışişleri bakanını arayarak, ‘Bir daha böyle bir şey tekerrür etmemesini söyledi. Aynı şekilde Ankara ve Moskova’da girişimlerde bulunarak, Türk sınırlarına böyle müdahalelerin bulunulmaması gerektiğini, ihlallerde bulunulmaması gerektiği söylendi. Bu sabah, Rusya’dan bize ‘Bunun sehven olduğu, Türkiye’nin sınırlarına saygılı oldukları ve tekerrür etmeyeceğini ifade ettiler. Türkiye’nin angajman kurları, ister Rusya, ister Suriye ister başka ülke uçakları için olsun geçerlidir. Türk Silahlı Kuvvetleri talimatlandırılmıştır. Uçan kuş bile olsa kim Türkiye sınırlarına ihlal ederse, gereken müdahalede bulunulur” şeklinde konuştu.
Davutoğlu şunları kaydetti:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları aynı zamanda NATO sınırları. Dolayısıyla hem bu konuşu ikil olarak görüştük hem de bugün saat dörtte Brüksel saatiyle Rusya’nın sınır ihlali olsun, Suriye krizinin muhtemel sonuçları ele alınacak bütün ülkelerden destek görüyoruz. Suriye’de sınır ihlali dışında Rusya uçaklarını Suriye içinde masum halkı toplanodığı yerleri ılımlı muhalifleri bombaladığı dair güçlü iddialar var, bunlar ispat edilmiş durumda. Şimdi herkesin bu gerilimi daha fazla tırmandırmaması için gerekeni yapması gerekiyor. Suriye Rusya’nın komşusu değil, Türkiye’nin komşusu. Suriye’de bir kriz Rusya’yı etkileyecek değil, Türkiye’yi etkileyecek. Dolayısıyla Türkiye’nin çıkarlarını göz ardı eden politikayı hiçbir dost ülkeye tavsiye etmeyiz. Türkiye’nin sınırlarını ihlal eden bir yaklaşımı ise dost düşman kimseye tavsiye etmeyiz. Dolayısıyla ümit ederim ki, Türkiye ile dost olan ticari, ekonomik, kültürel ilişkileri bu politikalarında Türkiye’yi rahatsız edecek tutumlardan geri durmaya gayret eder. Bize bildirdikleri budur. Bugün itibariyle Rusya’nın Ortadoğu’da sonra gelişmeler bağlamında özellikle halkına zulm eden bir diktatörün yanında durmaktansa teröre karşı da bu tür yanlış politikalara karşı da birlikte siyasi geçişi sağlayacak formüller üzerinde çalışmamız daha doğru olur. Biz her türlü siyasi çözüm bağlamında yapılacak istişareye bütün ülkelerle açığız, hazırız. Rusya ile de bu konuda çok yoğun görüşmeler yaptık.”
Rusya tarafından oluşturulan durumu nasıl okuduğuna dair soruya Davutoğlu, dört yıldır Birleşmiş milletler Güvenlik Konseyi’ni harekete geçirmeye çalıştıklarını belirtti. Davutoğlu, “Önce rejime dost ülkelere ‘gelin, rejimi bu tür politikalardan uzak tutalım, doğru tavsiyelerde bulunalım’ diye tavsiyelerde bulunduk. O zaman bu ülkeler rejim durumu kontrol altına alır diye harekete geçmediler. Sonra diğer ülkelere, müttefik ülkelere, rejimin karşısında oluşabilecek kaosu engellemek için çekirdek grup oluşturduk” diye konuştu.
P5 ülkeleri hiçbir girişimde bulunmadığını söyleyen Davutoğlu, Cenevre 1 ve Cenevre 2’yi düzenlediklerini ve istenilen sonucun elde edilemediğini kaydetti.
Başbakan Davutoğlu, “Rusya’nın doğrudan müdahil olması, ve rejim yanında müdahil olması, Esad’ın ‘Ben savaşacak kimse bulamıyorum’ diyerek neredeyse yalvarırcasına bir tavır içine girdiği dönemde, halkının desteğini kaybettiği dönemde, ılımlı muhalefete ve halka karşı Rusya’nın devreye girmesi gerçekten büyük bir yanlıştır. IŞID7e karşı bir mücadeleyse hep birlikte verelim. Irak’ta verelim, Suriye’de verelim. IŞD terör örgütü bütün bölgeye tehdit bir örgüt. Ama halka karşı rejimin yanında durmak, olumlu muhalefeti ki ihlal yapılan yerler, Yayla dağı ve Reyhanlı, Türkmenler, Araplar var. Bu konuda Rusya’yla kanallarımız açık” ifadelerini kullandı.
Hükümet kurma sürecinde CHP ve MHP milletvekillerine mektup yazdığını hatırlatan Başbakan Davutoğlu, CHP ve MHP’nin milletvekillerine baskı yaptığını ifade ederek şunları kaydetti:
“Bu iki partinin bu sorumluğu üstlenmemesinin izah edilir tarafı var mı? Bizim sorumluluk bilincimiz, kim ne derse desin, bu hükümetin oluşması ve etkili şekilde çalışması yönünde tecelli etti. Sayın Türkeş dışında bu mahalle baskısına direnen milletvekili çıkmadı. CHP ve MHP bu sorumluğu almadılar. Kendilerine 13 yıldan beri ilke defa hükümette yer alma imkanı verilmişken, bu sorumluluğu paylaşma daveti yapılmışken bu sorumluluğu almaktan kaçındılar. Gece boyu bu krizi takip ettim. Bugün Genelkurmay Başkanımıza ve Dışişleri Bakanımıza gerekli askeri ve diplomatik talimatları verdim. Akşamleyin Güvenlik toplantısı yapacağım. Arada Samsun mitingine gideceğim.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."
İstanbul Üniversite ve lise öğrencileri sürdürülebilirlik öğrenci kongresinde buluşuyor Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları tarafından düzenlenen I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi için geri sayım başladı. Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek olan kongrede; Sağlık, Teknoloji, Çevre ve Eğitim başlıklarına yer verilecek. 10-11 Mayıs tarihlerinde Fenerbahçe Üniversitesinde düzenlenecek olan I. Ulusal Sürdürülebilirlik Kongresinde Medicana Grup üst düzey yöneticileri, Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Karataş ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Muhammet Saymaz üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelerek daha iyi bir dünyaya değerli paylaşımlarıyla ilham olacak. Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise hazırlık, 9, 10, 11, 12. sınıf öğrencileri gerçekleştirilecek kongrede sunum, poster sunumu ya da dinleyici olarak yer alarak bilgi paylaşımlarında bulunabilecek. I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi ile öğrenciler için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde farkındalık oluşturacak olan Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları, gençlerin geleceğin liderleri olarak sürdürülebilirlik alanında bilinçlenmesi, küresel sorunları anlamak ve sürdürülebilir çözümler üretmesi için yenilikçi bir öğrenme platformu oluşturmayı hedefliyor.
İstanbul “Yaza formda girmek için haftada 150 dakika yürüyün” Yaz mevsimine formda girmek adına şimdiden dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Su içmeyi ihmal etmeyin, günde ortalama 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Tükettiğiniz meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın” dedi. Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlığın temeli olduğunu ancak bunun nasıl sağlandığı konusunda bilgi kirliliği olduğunu ifade eden VM Medical Park Pendik Hastanesi’nden Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Beslenme açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri yemek içmek değildir. Besin öğeleri vücudun ihtiyaç duyduğu düzeyde alınamadığında yetersiz beslenme oluşur. Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır” şeklinde konuştu. “İnsan 50’ye yakın besin öğesine gereksinim duyar” İnsanın yaşamı için 50’ye yakın besin öğesine gereksinimi olduğunun altını çizen Diyetisyen Kara, “İnsanın sağlıklı büyüme ve gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için bu öğelerin her birinden günlük ne kadar alınması gerektiği belirlenmiştir. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında ya da gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişme engellenir, sağlık bozulur. Gereğinden fazla besin tüketilirse, çok alınan bazı öğeler vücutta yağ olarak depolandığından sağlık için zararlı olur. Bu duruma dengesiz beslenme denir. Dengesiz beslenmenin önlenmesinde beslenme eğitimi ile sağlıklı beslenme bilincinin kazandırılması büyük bir önem taşır” ifadelerini kullandı. “Dengeli beslenen kişiler sık hastalanmaz” Yeterli ve dengeli beslenen kişilerin belli özellikleri olduğunu dile getiren Diyetisyen Kara, bunları şöyle sıraladı: “Dengeli beslenen kişi sağlam ve sağlıklı bir görünüştedir. Hareketli ve esnek bir bedene, muntazam bir cilde, canlı ve parlak saçlara ve gözlere, kuvvetli, gelişimi normal kaslara sahiptir. Ayrıca çalışmaya istekli kişiliğe, boy uzunluğuna uygun vücut ağırlığına, normal zihinsel gelişme, sık sık hasta olmayan bir yapıya da sahiptir.” “Sürekli baş ağrısı dengesiz beslenme işareti” Yetersiz ve dengesiz beslenenlerin hareketlerinin de ağır ve isteksiz olduğunu işaret eden Diyetisyen Kara, “Dengesiz beslenenler sağlıksız genel görünüşte (aşırı zayıf veya şişman), pürüzlü, kuru, sağlıksız cilt yapısına, şişman veya çok zayıf vücut yapısına, sık sık baş ağrısından şikâyet eden, iştahsız, yorgun, isteksiz bir yapıya sahiptir” dedi. “Yaza formda girmek için beslenme önerileri” Yaz mevsimine formda girmek adına beslenme önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı: “Su içmeyi ihmal etmeyin ve günlük 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Her zaman hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Mutlaka bir diyetisyen gözetiminde ideal kilonuza ulaşın. Medyatik ve bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Yazın tüketilen meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Kronik hastalığınız yoksa taze meyve -sebze suları tüketin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın. Kendinize mutlaka hobi ve aktivite edinin.” “Yeşil egzersiz kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa iyi gelir” Günümüzün dijitalleşen dünyasında günlük işlerimiz fiziksel olarak hareket etmeksizin kolay bir şekilde gerçekleştirilebilse de, fiziksel aktiviteden yoksun bir yaşam tarzının birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini işaret eden Diyetisyen Kara, şu önerilerde bulundu: “Fiziksel aktivitenin vücudun bütün sistemleriyle ilişkili olduğu ve birçok hastalığın tedavisinde destekleyici rolü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Son zamanlarda ‘yeşil egzersiz’ olarak adlandırılan ve insan sağlığına daha çok olumlu katkıda bulunan, doğal ortamda gerçekleştirilen fiziksel aktivite yeşil egzersiz olarak adlandırılmaktadır. Yeşil egzersizin kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa olumlu etkileri vardır. Kolay erişilebilen, biyoçeşitliliği fazla olan doğal ve hoş ortamlarda vakit geçirmenin fizyolojik, psikolojik ve sosyal refahı sağladığı, yaşam kalitesinin artmasında etkili olduğu görülmektedir. Yeşil egzersiz ayrıca insanların çevreye karşı olumlu tutumlarının da gelişmesine katkı sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda yeşil egzersizin psikolojik, hormonal ve nöroimmünolojik çok boyutlu yararlar sağladığı, biyopsikososyal yaklaşımla uyumlu bir yöntem olduğu açıkça görülmektedir. Sonuç olarak, sürdürülebilir sağlığa ve çevreye katkısı olan bu egzersiz yaklaşımının yeşil egzersiz reçeteleri, doğal ortamların korunması, kanıta dayalı araştırmalar ve teşviklerle daha çok desteklenmesi gerektiği ortaya konmuştur.” “Bahar aylarında tüketilebilecek sebze ve meyve önerileri” Bahar aylarında tüketebileceğimiz sağlıklı sebze ve meyve önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, “Hücrelerin yenilenmesi, dokuların onarımı, hastalıklara karşı direnç sağlaması gibi sayısız faydası ile sebze ve meyveler her daim beslenmemizde öncelik kazanıyor. İlkbaharda tüketebileceğimiz bazı önemli sebze ve meyveler havuç, enginar, turp, bezelye, kuşkonmaz, maydanoz, marul, roka, taze yeşillikler, bakla, taze soğan, taze sarımsak, kiraz, çilek, erik, elma, yenidünya ve çağladır” dedi. Diyetisyen Kara, yaza formda girmek isteyenlerin tercih edebileceği metabolizma hızlandıran çay ve çorba tarifini ise şu şekilde paylaştı: “Zencefilli metabolizma çayı” “Malzemeler: 1 litre su, 1 nohut tanesi büyüklüğünde zencefil, 4-5 dilim elma, 1 top karabiber, 1 adet karanfil, limon dilimleri Hazırlanışı: Tüm malzemeleri doğrayıp suda 10 dakika dinlendirip, yemeklerden 20 dakika sonra gece ara öğününde tüketin.” “Metabolizma hızlandıran kabak çorbası” Malzemeler: 2 orta boy kabak, 1 adet soğan, 1 diş sarımsak, 1 orta boy domates, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, tuz, karabiber. Hazırlanışı: Küçük doğranmış soğan, sarımsak, kabak 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile pişirin. Malzemeler yumuşayınca üzerine rendelenmiş domates ekleyin. Domates pişince üzerine 5 bardak su koyun. Su kaynayınca en son üzerine küçük doğranmış dereotu ve maydanoz ilave edin. Sıcak servis yapıp tuz ve karabiber ekleyip afiyetle tüketebilirsiniz.”
Bartın Kruvaziyer ile Amasra’ya gelen Rus turist sayısı 20 ayda 4.9 kat arttı Kruvaziyer ile 2022 yılının Ağustos ayında ilk kez tanışan Bartın’ın Amasra ilçesine gelen turist sayısı 44 bin 319 kişiye ulaştı. 2022 yılında 9 bin 23 olan turist sayısı, 20 ayda 4.9 kat arttı. Bartın’ın Amasra ilçesine 2022 yılı Ağustos ayında seferlerine başlayan Astoria Grande gemisi, 20 ayda yaptığı 39 seferde 17 bin 43’ü personel, 27 bin 276’sı yolcu olmak üzere toplam 44 bin 319 kişiyi ilçeye getirdi. 193 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindeki 11 katlı Astoria Grande’nin Amasra’ya getirdiği yolcu sayısı katlanarak arttı. 2022 yılı Ağustos ayında başlayan ve yıl sonuna kadar gerçekleşen 9 seferde 3 bin 933 personel, 5 bin 90 yolcu olmak üzere toplam 9 bin 23 kişi getiren geminin 2023 yılında sefer sayısı 24’e çıkarken, yıl boyunca ilçeye getirdiği yolcu ve personel sayısı toplamda 27 bin 248’e ulaştı. Geçtiğimiz yıl taşıdığı yolcu ve personel sayısı bir önceki yıla göre 3 kat artan geminin toplamdaki yolcu sayısı ise ilk sefere başladığı 2022 yılına göre ise 4.9 kat arttı. Bu yılın ilk 4 ayında gerçekleşen 6 seferde 8 bin 48 turisti Amasra ilçesine getiren gemi, bu seferlerden 3’nü ocak ayında, 2’sini nisan ayında, birini de mayıs ayında gerçekleştirdi. Yolcu taşımacılığında 2023-2024 sezonunun son seferinde 17 Ocak’ta gerçekleştiren gemi, yaklaşık 75 günlük bakım ve onarımın ardından 4 Nisan’da 2024-2025 sezonun ilk seferini gerçekleştirdi. 60 bin yolcu hedefi Gemide yapılan anketlerde en çok beğenilen durak ve turizm şirketlerinin sunduğu gezi paketlerinde en çok talep edilen yerler arasında yer alan Amasra’da bir önceki yılda kırılan turist sayısı rekorlarının 2024 yılında da kırılması hedefleniyor. Astoria Grande gemisi ile yıl boyunca yapılması planlanan toplam 26 seferde 40 bin turistin Amasra’ya getirilmesi planlanırken, ilçeye gelen gemi sayısının da arttırılması için çalışmalar yürütülüyor. Bölgeye yabancı turistleri getiren gemi sayısının iki ve daha üstüne çıkartılması ile yolcu sayısının 60 bine çıkarılması planlanıyor. Yolcu sayısı her yıl katlanarak arttı Bartın Belediye Başkanı Recai Çakır, kruvaziyer turizminde Amasra’nın ağırladığı turist sayısının artarak devam ettiğini kaydetti. 2024 yılında bölgeye yapılan sefer sayısını ve bölgeye gelen gemi sayısını arttırmak için çalışmalar yürüttüklerini hatırlatan Çakır, “Başladığı günlerde oldukça az olan yolcu sayısı giderek artıyor. Bugün 878 yolcu, 437 personelle Amasra’mızdalar. Bu sene için 26 sefer ve Karadeniz’de yine birinci olma hedefi ile liman işletme faaliyetimize devam ediyoruz. Sefer sayısının yanı sıra gemi sayısının artması için de tüm paydaşlarımızla çalışmaya devam ediyoruz” diye konuştu. 39. seferde 878 yolcu getirdi 39. seferini 1 Mayıs’ta gerçekleştiren gemi, son seferinde 878 yolcu ve 437 mürettebat ile Amasra Limanı’na yanaştı. Rusya’nın Soçi kentinden yola çıkan ve Karadeniz turu yapan geminin sabah saatlerinde geldiği Amasra ilçesinde yaklaşık 10 saat yolculuğa ara veren turistler, gün boyu Bartın ve Amasra ilçesinin doğal, tarihi ve turistik yerlerini gezme fırsatı buldu. Rus turistler sakin ve otantik buluyor Denizin ve doğanın keyfini çıkaran Rus turistler, ilk kez geldikleri Amasra’yı çok beğendiklerini ifade ettiler. Rus turistler, Amasra’nın doğası ve denizini muhteşem olarak değerlendirirken, ilçeyi sessiz, sakin ve otantik bulduklarını ifade ettiler. Rus turistler, ilçenin meşhur balığının yanı sıra bölge insanlarını da çok sevdiklerini kaydederek, tekrar gelmeyi düşündüklerini söylediler.