POLİTİKA - 26 Mayıs 2016 Perşembe 16:24

HDP'den Yüksek Mahkemeye Dokunulmazlık Başvurusu

A
A
A
HDP'den Yüksek Mahkemeye Dokunulmazlık Başvurusu

HDP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, “Dokunulmazlıkları kaldırmak Türkiye demokrasisine hiçbir katkı yapmadığı gibi demokrasiyi darbeliyor” dedi.
HDP’li milletvekilleri, dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru sonrasında HDP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ve Basın Sözcüsü Ayhan Bilgen basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Geçmiş dönemlerde de parti kapatılarak, dokunulmazlıkların kaldırıldığına dikkat çeken Tuğluk, “Bugün TBMM’de yasal bir düzenleme ile Anayasa’ya geçici bir madde eklenerek dokunulmazlıkların kaldırılması yönündeki karara karşı Anayasa Mahkemesi nezdinde bir hukuki denetimin yapılmasını ve iptal edilmesi içeriği ile başvurumuzu yaptık. Maalesef dönüp dolaşıp hep aynı noktaya geliyoruz. Ben parti kapatma ve dokunulmazlıkların kaldırılmasının canlı tanıklarından birisiyim. Geçmiş dönemlerde de parti kapatıldı, dokunulmazlıklar kaldırıldı. Bu uygulama Türkiye demokrasisine ne kazandırdı? Bu uygulama Kürt sorununun çözümüne ne etki yarattı? Bu açık bir şekilde gösteriyor ki parti kapatmalar, dokunulmazlıkları kaldırmak Türkiye demokrasisine hiçbir katkı yapmadığı gibi demokrasiyi darbeliyor. En önemlisi de halkın iradesinin Meclis zemininde yok sayılması gibi antidemokratik sorunlar yaratıyor. Türkiye’de yeniden bir tekrarı yaşıyor olmaktan üzgünüz” diye konuştu.
“Dokunulmazlıkların kaldırılması ile beraber HDP’ye oy veren milyonlarca insanın iradesinin dokunulmazlığı kaldırılmıştır” diyen Tuğluk, şunları kaydetti:
“Bugün burada oluşumuz, HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasını bu mantığın bir sonucu olarak görmek gerekiyor. HDP’ye oy veren milyonlarca insanın iradesinin dokunulmazlığı kaldırılmıştır. HDP etrafında bir araya gelen çoklu topluluğun siyaset dışına itilmesi gibi bir sonuç doğuruyor. İktidar HDP’yi terörize edecek bir süreç başlatacak. Bu süreç sonucunda da maalesef toplumsal ayrışmaya doğru bir sürecin önü açılacak. Bu saatten sonra kimse Türkiye’de demokratik parlamenter rejimin olduğunu iddia edemez. Artık her şey tek bir başkan etrafında şekilleniyor. Bizler bu tür tehditlere, bu tür hukuk dışı, Anayasa dışı, uluslararası evrensel ilkeler dışı zihniyeti kabul etmeyeceğiz. Buna karşı siyasi mücadeleyi yürüteceğiz. Bizim kültürümüzde biat etme diye bir şey yoktur. Bu tür demokrasi dışı uygulamalara karşı bizde demokratik mücadelemizi, demokratik direnişimizi her zeminde yürüteceğiz. Meclis zemininde kalmaya devam edeceğiz, bunu zorlayacağız. Siyaset yapmaya her koşulda devam edeceğiz.”
“EĞER 110 İMZAYI BULABİLİRSEK DİĞER BAŞVURUYU DA YAPACAĞIZ”
58 başvuru yaptıklarını belirten HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar ise, Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvurulara ilişkin şu bilgileri verdi:
“Bugün yaptığımız başvuru Anayasa’nın 85. maddesi çerçevesindeki başvurudur. Bu anayasa değişikliği altında yapılan düzenlemenin hukuka karşı hile olduğunu iddia ediyoruz. Bununla ilgili gerekçeleri de dilekçelerimize yazdık. Bir hile yapılmıştır. Burada bir darbe planı olduğunu baştan beri söylüyoruz. HDP’yi Meclis dışına atma planı var. Hukuk alanındaki bütün imkanları kullanmaya devam edeceğiz. Bu yaptığımız ilk başvurudur. Eğer 110 imzayı bulabilirsek diğer başvuruyu da yapacağız. Bu başvurudan bir sonuç çıkıp çıkmayacağı konusunda ise biz mücadelemizi yapıyoruz. Anayasa Mahkemesi 15 gün içerisinde karar vermek zorunda.”
Basın mensuplarının “HDP’li vekilier Anayasa Mahkemesi’ne başvururken son 24 saatte en az 9 tane şehidimiz oldu. Vicdani bir boyut yaşadınız mı?” sorusuna ise Sancar, “Bu soruyu hemen reddediyoruz. Başvuru ile bu konu arasında bağlantı kurmak algı operasyonudur. Soruların kendisi ve bu yaklaşımın kendisi siyasal alanı terörize etmektir” şeklinde cevap verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa ANASİAD’tan işbirliği ve dayanışma çağrısı Türkiye’de iş hayatında emeğe saygı duyulan, gelir adaletine dayanan ve sosyal hakları güvence altına alan çağdaş bir çalışma hayatının tesis edilmesi gerektiğini belirten Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANASİAD) Genel Başkanı Hakan Birkan, Türkiye’de refah düzeyi artan ve refahın tüm toplum kesimleriyle adil bölüşümünü sağlayan bir ülke olmak için işbirliğine ve dayanışmaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Türkiye’de iş hayatının daha iyi standartlara kavuşturmak üzere kayıt dışılıkla mücadele eden, insana yakışır işi ve iş sağlığı-güvenliğini önceleyen bir anlayışın hâkim olması gerektiğini ifade eden ANASİAD Genel Başkanı Hakan Birkan, Türkiye’de işi ve istihdamı birlikte koruyan ve arttıran bütüncül politikaları hızla hayata geçirmek gerektiğini belirtti. Tüm dünyada çalışma hayatının dinamiklerinin dijital teknolojilerle beraber değiştiği bir süreç yaşandığını ifade eden Hakan Birkan, bu sürecin insan odaklı ve toplumsal refahı öncelikleştirerek yürütmek gerektiğini belirtti. Bu çerçevede, eğitim ile istihdam arasındaki bağın güçlendirilmesi, başta kadınlar ve gençlerin istihdama katılımının artırılması gerektiğini ifade eden Genel Başkan Birkan şunları da söyledi; "Kadın-erkek tüm bireylerin eşit fırsatlarla insana yakışır işlere ulaşması, katma değeri yüksek nitelikli işlerin çoğaltılması önemli. Bunun yanı sıra tüm çalışanların yetkinlik ve becerilerini geliştirmek üzere kaynak ayrılması kritik önem taşıyor. Türkiye’de refah düzeyi artan ve refahın tüm toplum kesimleriyle adil bölüşümünü sağlayan bir ülke olmak için işbirliğini ve dayanışmayı temel almalıyız. Çalışma barışının gereği olarak işçi-işveren-devlet arasında yapıcı sosyal diyalog mekanizmasının sürekliliğini sağlamalıyız. Tüm çalışanların ve emeğiyle değer katan herkesin ’1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlu olsun."
Kütahya İsrail’in Gazze’ye saldırılarını oturma eylemiyle protesto ettiler Kütahya’da İsrail’in Gazze’ye saldırılarını protesto etmek amacıyla, Sivil Toplum Kuruluşları Dayanışma Platformu (KÜSİDAP) tarafından oturma eylemi düzenlendi. Zafer Meydanı’ndaki stantta bir araya gelen platform üyeleri, Filistin’deki katliamın derhal durdurulmasını istediler. KÜSİDAP adını basın açıklamasını Kütahya Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Sebahattin Ceyhun, yaptı. Gazze’de yaşananları bilinçlendirmek amacıyla Zafer Meydanı’nda stant oluşturduklarını ifade eden Ceyhun, "Malumunuz olduğu üzere, 7 Ekim’den beri, 7 aydır Gazze’de bir katliam yaşanıyor. Bu katliama ilişkin KÜSİDAP olarak, sivil toplum kuruluşları olarak 7 aydır hemen hemen her gün bir eylem yapmaya çalışıyoruz. En azından bilinçlendirme, halkımızda farkındalık oluşturma anlamında faaliyetlerimize devam ediyoruz. Bu manada yürüyüşler yaptık, burada stantlar kurduk, imza kampanyaları düzenleyip Cumhurbaşkanlığımıza kadar imzaları ilettik. Destek veren herkese çok teşekkür ediyoruz. Şu andan itibaren neler yapabiliriz diye düşündük. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nden itibaren burada stant kurduk. Stantta bir Gazze görüntüsü vermeye çalıştık. Hem boykotu insanlara anlatmayı istedik hem de oradaki enkaz görüntüsüyle bu duyguyu biraz olsun insanlara hissettirmek istedik. Ramazan ayı boyunca standımız burada durdu. Yine faaliyetlerimize devam ettik. Sağ olsun insanlar desteklerini verdiler. Şu anda da biliyorsunuz, Refah’ta saldırılar başladı. Tekrardan bu saldırılar ne kadar devam edecek, kimse bilmiyor. Bu manada biz oradaki kardeşlerimize maddi, manevi destek vermek anlamında hem buradaki kardeşlerimizin de boykot anlamında Gazze’de yaşananlar manasında bilinçlendirmek niyetiyle standımıza burada devam ediyoruz" diye konuştu. "Halkımız buraya gelsin, otursun, tepkisini göstersin" Oturma eylemine vatandaşların da destek vermesini isteyen Ceyhun, "KÜSİDAP’la yaptığımız toplantı sonrasında, burada her gün bir oturma eylemi planladık. Bu eylemde her gün başka bir Sivil toplum kuruluşu burada gördüğünüz üzere, bu taburelerde oturma eylemi düzenleyeceğiz. Biz tüm halkımızı bu eyleme destek vermeye çağırıyoruz. Sonuçta ‘ne yapılıyor ?’ diye düşünmesin kimse. Buradaki faaliyet gündem oluyor. Gerçekten şu anda Amerika’da, Kolombiya Üniversitesi’nde ve diğer üniversitede yaşanan faaliyetleri biliyorsunuz, planlı faaliyetler değil. Birkaç öğrenciyle başladı fakat şu anda tüm Amerika’yı Avrupa’yı sarmış durumda ve İsrail bundan son derece rahatsız. Sosyal medyayı takip ediyoruz. Öyle tepki gösteriyorlar ki, oranın hükümetlerine kızıyorlar, neden bu eylemler durdurulmuyor diye. Biz bu manada en azından Kütahya’mızda bir faaliyet olsun, burada insanlar bilinçlendirilsin diye şehrin göbeğinde böyle bir oturma eylemi planladık. Herkesi bu oturma eylemine desteğe çağırıyoruz. İnşallah tüm halkımız gelsinler, burada otursunlar, en azından oradaki kardeşlerimizin duygularını hissetsinler ve destek vermiş olsunlar. Bu manada buraya çağırıyoruz. Tabi daha farklı eylemlerimizle bu işgal devam ettiği sürece, katliam devam ettiği sürece sivil toplum kuruluşları olarak bunu gündeme taşımaya devam edeceğiz. Hemen hemen her güne başka eylemler planlıyoruz. Bunları da yeri geldiğinde İnşallah eyleme geçireceğiz ve bu konuyla ilgili sizleri bilgilendireceğiz. Ben eyleme destek verenlere çok teşekkür ediyorum. Bundan sonrası için, Gazze için desteğe devam etmelerini ve hiç olmazsa duaya devam etmelerini Ben buradan rica ediyorum. Rabbim inşallah en kısa zamanda Filistin’deki katliamı durdursun, oradaki kardeşlerimize Filistinli kardeşlerimize zafer ihsan etsin" ifadelerini kullandı.