POLİTİKA - 21 Kasım 2017 Salı 16:11

Türkiye, 1 yılda devreye giren üretim santralleri bakımından yeni bir rekora imza attı

A
A
A
Türkiye, 1 yılda devreye giren üretim santralleri bakımından yeni bir rekora imza attı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Eğer mesele gerçekten çevreyse bu ülkenin orman varlığını 21 milyon hektardan 22,5 milyon hektara çıkartan bir iktidar partisinin lideri olarak kusura bakmasınlar çevreci sıfatını ben bunlara bırakmam” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Eğer mesele gerçekten çevreyse bu ülkenin orman varlığını 21 milyon hektardan 22,5 milyon hektara çıkartan bir iktidar partisinin lideri olarak kusura bakmasınlar çevreci sıfatını ben bunlara bırakmam” dedi.


Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezinde yapılan Elektrik Santralleri Toplu Açılış Törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji yatırımlarını sabote etmeye çalışan marjinal grupları eleştirdi. Gezi olayları sırasında insanların canına kast eden, esnafın dükkanını yağmalayan, polise kurşun sıkan vandalların üç beş ağaç için mücadele eden “çevreci gençler” diye pazarlanmaya çalışıldığının da altını çizen Erdoğan, “Bu gruplar tarihimizin önemli bir bölümünde Türkiye’nin büyümesini sabote etmenin, ülkemizi kaos ve çatışma ortamına sürüklemenin en kullanışlı amaçları olmuştur. ‘Kahrolsun’ dedikleri tüm güçlerin, Türkiye karşıtı tüm çevrelerin bilerek ya da bilmeyerek taşeronluğunu yapmışlardır. Dün darbecilere, vesayetçilere gönüllü yardım edenler, bugün de Türkiye’nin enerji yatırımlarını baltalamak isteyenlere piyonluk yapıyor” diye konuştu.


“Sadece 2017 yılı içinde toplam 2 bin 774 adet ve 8 bin 222 megavatlık tesis ülkemize kazandırılmış olacak”


2017 senesinde kamu ve özel sektörün inşa ettiği tesislerin toplu açılış töreninin gerçekleştirildiğini belirten Erdoğan, bu tören ile yıl bitmeden 6 bin 90 megavat gücünde bin 583 tesisin Türkiye’ye kazandırıldığını belirtti. Erdoğan, “Bu tesislerin kurulu güç bakımından yaklaşık yüzde 78’i kısmi lisanslı ve yüzde 22’lik kısmı ise kendi tüketimini karşılamaya yönelik olarak hayata geçirilen lisanssız elektrik santrallerinden oluşuyor. İnşallah yılsonuna kadar yaklaşık bin 191 adet, toplam 2 bin 132 megavatlık elektrik üretim tesisini daha devreye alacağız. Bu santrallerin de hizmete girmesiyle sadece 2017 yılı içinde toplam 2 bin 774 adet ve 8 bin 222 megavatlık tesis ülkemize kazandırılmış olacak. Böylece 1 yılda devreye giren üretim santralleri açısından yeni bir rekora imza atıyoruz. Özellikle elektrik enerjisi alanındaki yatırımlarımıza inşallah bundan sonra da hız kesmeden devam edeceğiz” diye konuştu.


“Halbuki Türk solunun tarlası sözüm ona karşı oldukları emperyalistler tarafından sürülmüştür”


Ülkelerin büyüme oranları ile enerji tüketimleri arasında, refah düzeyleri ile enerji tüketimleri arasında doğrudan bir ilişki olduğunun altını çizen Erdoğan, “Elektrik enerjisi tüketimi ne kadar fazlaysa o ülkenin refah düzeyi de o kadar yüksektir. Türkiye son 15 senedir yılda ortalama yüzde 5,7 oranında bir büyüme kaydediyor. Bu da ülkemizin enerji talebini artırmıştır. 2002 yılında 132,3 milyar kilovatsaat olan elektrik enerjisi tüketimimiz, 2016 yılında 278,3 milyar kilovatsaate ulaştı. Sadece elektrik enerjisinde tüketim miktarımız 2 kattan fazla yükseldi. Bu talebi karşılamak için son 15 yılda birçok yatırımı hayata geçirdik. Bir taraftan enerji alt yapımızı yenilerken, diğer taraftan da yeni yatırımlarla toplam kurulu gücümüzü 32 bin megavattan 83 bin megavata çıkarttık. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde yüzde 31’lik bir artış sağladık. Yerli kömürün elektrik üretimindeki payını yüzde 16’ya yükselttik. Elektrik üretiminde 10 bin 550 megavat olan yerli kömürün kurulu gücüne yakında 5 bin megavat daha ilave kapasite ekleyeceğiz. Sadece ülkemizde değil, bütün dünyada elektrik üretiminde kömür kullanımı yaygınlaşıyor. Birileri bize çok farklı şekilde akıllar veriyor. İçeriden akıl veren var, dışarıdan akıl veren var. Son yılların yükselen ekonomileri olan Çin ve Hindistan bu başarılarını önemli oranda elektrik üretiminde kömür kullanmaya, yani kendi kaynaklarını değerlendirmeye borçludurlar. Polonya yüzde 84, Almanya yüzde 42, İngiltere yüzde 39, Danimarka yüzde 34 oranında elektrik ihtiyacını kömürden karşılıyor. Avrupa’da hali hazırda işletmede olan 682 kömür santraline ilaveten 30 yeni kömür santrali daha inşa ediliyor. Durum bu kadar açık ortadayken ülkemizde sayıları az fakat sesleri çok çıkan belli kesimlerin enerji hamlelerimizi baltalamak için özel çaba harcadıklarını görüyoruz. Boşuna çaba harcamayın, bu kervan gidiyor, gidecek. Bunların bu ülkede dikili taşları, dikili ağaçları yok. Bunlar sadece gelsinler bu tür gösteriydi vesaire yapıp kendilerine göre kendilerini tatmin etsinler. Biz bu ülkede karanlık bir köy görmek istemiyoruz. Tüm tesislerimizin makinelerini takır takır çalıştığı bir Türkiye’yi yaşamak istiyoruz. Bütün kömür rezervlerimizi kullanmak durumundayız ve bunu da başaracağız. Enerji Bakanımıza, diğer bakanlarımıza da söyledim, ithal kömür kullananlar kusura bakmasınlar, dedim ki arkadaşlar kusura bakmayın, bizim cari açığımız fazla, bu cari açığı indirmek istiyorsak kendi yerli kömür rezervimizi hayata geçirmek durumundayız. Bunu yaptığımızda cari açığımızı ciddi miktarda azaltırız. Büyük oranda mesafe aldık. Bir takım marjinal örgütler Türkiye’nin farklı yerlerinde bu sabotaj girişimlerinin sancaktarlığını yapıyor, milletimizin kafasında istifamlar oluşturmaya çalışıyor. Bir dönem HES’lerin enerji ihtiyaçlarımızın karşılanması için değil, bölücü terör örgütü ile mücadele için inşa edildiği yalanını ortaya attılar. Eğer hidroelektrik santraller bölücü örgütlerin saldırılarında iyi bir engel teşkil ediyorsa demek ki biz doğru yoldayız. Çünkü hidroelektrik enerjide, özellikle o barajlar bize çok farklı kazanımlar sağlıyor. İçme suyundan tut kullanıma, o barajların yapıldığı yerlerdeki çevre güzelliğine kadar ciddi katkılar var. Sulamada sağladığımız imkanlar, bunlar inkar edilemez gerçekler. Biz geldiğimiz zaman doğru dürüst hidroelektrik santral yoktu, yoğun bir şekilde hidroelektrik santraller artmaya başladı, göletler artmaya başladı, cumhuriyet tarihinin rekorlarıdır. Termik santrallerde yoğun bir hareketlenme başladı. Öbür taraftan güneş enerjisinde, rüzgar enerjisinde önemli adımlar atılmaya başlandı. Biz şuanda enerji dendiği zaman onun alt yapısını oluşturan ne varsa Türkiye artık bunları kullanır hale geldi. Şimdi nükleere giriyoruz, nükleer de birilerini rahatsız ediyor. Rahatsız olsanız da olmasanız da biz nükleer enerjiyi yapacağız. Derdimiz paçalda biz bu enerjiyi kilovatsaatte ne kadar daha ucuza halkımıza ulaştırırız, bunun derdi içindeyiz. Bunların böyle bir derdi ve anlayışı yok. Bu safsatalarının tutmadığını görünce dümeni çevreciliğe kırdılar, ömürlerinde bir ağaç dikmemiş, bir fidana su vermemiş kişiler birden başımıza ekoloji uzmanı kesildiler. Gezi olayları sırasında insanımızın canına kast eden, esnafın dükkanını yağmalayan, polisimize kurşun sıkan Vandalları üç beş ağaç için mücadele eden ‘çevreci gençler’ diye pazarlamaya kalktılar. Baktılar bu etiket yurt dışındaki Türkiye düşmanı çevrelerde onlara prim kazandırıyor, işi terör örgütünün broşürüne çevirdikleri gazetelerinde eli kanlı teröristleri ekolojik kahramanlar olarak sunmaya kadar vardırdılar. Çukur eylemlerinde de bu kesimlerin benzer tavırlarına şahit olduk. Öyle ki, kim samimi çevreci, kim bu işleri başka amaçlar için kullanan istismarcı inanın ayırt edemez hale geldik. Eğer mesele gerçekten çevreyse bu ülkenin orman varlığını 21 milyon hektardan 22,5 milyon hektara çıkartan bir iktidar partisinin lideri olarak kusura bakmasınlar çevreci sıfatını ben bunlara bırakmam. Bu hassasiyetle gerçek manada çevreci olmayanları ifşa etmeyi vazife biliyorum. Ülkemizde bu tür istismarları yapanlar genellikle kendilerini sol ve sosyalist gibi sıfatlarla tanımlıyorlar. Kimileri liberal gibi görünseler de hepsinin de yıldızını kazıyınca altından bunlar çıkar. Halbuki Türk solunun tarlası sözüm ona karşı oldukları emperyalistler tarafından sürülmüştür. Bu gruplar tarihimizin önemli bir bölümünde Türkiye’nin büyümesini sabote etmenin, ülkemizi kaos ve çatışma ortamına sürüklemenin en kullanışlı amaçları olmuştur. ‘Kahrolsun’ dedikleri tüm güçlerin, Türkiye karşıtı tüm çevrelerin bilerek ya da bilmeyerek taşeronluğunu yapmışlardır. Dün darbecilere, vesayetçilere gönüllü yardım edenler, bugün de Türkiye’nin enerji yatırımlarını baltalamak isteyenlere piyonluk yapıyor. Kimse aksini iddia etmesin, herkes kullanırken bu ülkede kömüre karşı çıkmak demek ‘Türkiye kendi kaynaklarını değerlendirmesin’ demek değil midir, nükleer güç santrallerine karşı çıkmak ‘Türkiye enerjide dışa bağımlı olsun’ demek değil midir, barajlara karşı çıkmak her yıl milyarlarca dolarımızın dışarıya akıtılmasına aracılık etmek demek değil midir? Ben bu hafta sonu Doğu Karadeniz’de Artvin’deki tüm barajları tek tek gezdim. Bütün o barajlar yapılırken, bu barajlarla beraber yüzlerce, binlerce kilometre yollar yapılıyor. O dağların nasıl tünellerle aşıldığını, nasıl yol haline getirildiğini, işte aramızda müteahhit arkadaşlar var, onlar bizzat yaşıyorlar. Onu yaşamayanlar o derdi bilmez. Bütün bunlarla beraber dağların arasında şimdi barajlarımız var. Bütün bu barajlar ülkemin susuzluğunu gidermeye yarıyor. Ülkemizin ekonomik bağımsızlığını savunan, böyle bir hassasiyeti olan hiç kimsenin enerji yatırımlarına karşı çıkması mümkün değildir. Enerji politikalarımızda ve uygulamalarımızda eksik varsa, hata varsa, yanlış varsa bunları tartışmak başka bir şeydir, yapılan işlere külliyen karşı çıkıp, engellemeye çalışmak başka bir şeydir. Biz burada meselenin çevre olmadığını, ağaç, ekolojik hassasiyet olmadığını çok iyi biliyoruz. Bunların derdi gerçekten çevre olsa, mesela AB’nin 2024 ve sonrası için belirlediği emisyon kriterlerinin de altında bir teknoloji ile üretim yapacak olan Çayırhan Termik Santrali ihalesine karşı çıkmazlar. Ama böyle bir dertleri yok. Ecdadımız, ‘göz nereye bakarsa gönül oraya akar, gönül nereye akarsa ayak oraya koşar’ diyor. Olay bu. Bunların da gözleri husumete baktığı için gönülleri de kin ve nefrete akıyor. Biz sadece enerjide değil, bugüne kadar ülkemiz ve milletimiz için hayata geçirdiğimiz tüm kritik projelerde hırsları akıllarının önüne geçmiş bu çevrelerin saldırılarına hep muhatap olduk. Çünkü meyve veren ağaç taşlanır, başarının çekemeyeni çok olur. Milletimiz de bunların karakterini artık çok iyi bildikleri için yaptıklarına itibar etmiyor” şeklinde konuştu.


“Türkiye bu alanda teknoloji ihraç eden bir ülke konumuna gelme yolunda ilerliyor”


Sürdürülebilir büyümeyi temin için enerjide dışa bağımlılığın en aza indirilmesi, bunun için de yerli kaynakları daha fazla kullanmak gerektiğinin açık olduğunu ifade eden Erdoğan, “Allah’ın bize bir emaneti olan tabiata saygı duymadan sürdürülebilir büyümeden zaten söz edemeyiz. Biz bu ikisini birlikte yapacak anlayışa ve imkana sahip olduğumuza inanıyoruz. Yerli kaynakları harekete geçirme kararı aldığımızda açıkçası bu derece başarılı bir ivme yakalayacağımızı ummuyorduk. Ama hamdolsun çok iyi gidiyoruz. Daha önce güneş enerjisindeki rakam 19 doların üzerindeydi. Son ihalede güneşte kilovatsaat başına 6,99 dolar fiyat verildi. Aynı şekilde rüzgarda verilen 3,48 dolarlık teklifte yine bir rekordur. Türkiye bugün yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde yüzde 32’lik pay ile Fransa, Almanya, Belçika, Avustralya, Güney Kore, Hindistan, Çin, Rusya ve Japonya gibi ülkelerin önüne geçti. Yerli kaynakları harekete geçirme modeli ile sadece enerji maliyetlerini düşürmekle kalmıyor, enerji teknolojilerinin yerelleşmesi anlamında da ciddi bir devrime imza atıyoruz. Türkiye bu alanda teknoloji ihraç eden bir ülke konumuna gelme yolunda ilerliyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde 10 bin megavat güneş ve 10 bin megavat güneş enerjisini devreye almayı düşünüyoruz. Buna hazır olan girişimcilerimizin aramızda olduğunu görüyorum. Bakanlığımızın yerli kömüre daha fazla teşvik sağlanması konusunda çalıştığını biliyorum. Önümüzdeki yılın ilk aylarında bir müjde açıklanacak. Milli enerji ve maden politikası Türkiye’nin gelecek yıllardaki hedeflerine ulaşmasında önemli bir itici güç olacaktır. Bizim temel meselemiz siyasi, mali, ekonomik, diplomatik, adli, askeri, kültürel, her alanda milli ve yerli bir alt yapıya sahip olmaktır. İnşallah bunu gerçekleştireceğimize inanıyorum. Yatırımcılarımızdan yeni projelerin haberlerini bekliyorum” ifadelerini kullandı.


Erdoğan; Adana, Kırıkkale ve Muğla’ya telekonferans sistemi ile bağlanarak yapılan yatırımları açılışlarını yaptı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Bodrum’u heyecanlandıran yarış sona erdi Muğla’nın Bodrum ilçesinde 3 gün boyunca süren otomobil yarışında Ali Türkkan-Oytun Albayrak Genel klasman 1’incisi oldu. Karya Otomobil Spor Kulübü (KAROSK) tarafından düzenlenen Petrol Ofisi Maxima 2024 Türkiye Ralli Şampiyonası üçüncü ayağı Rally Bodrum nefes kesen bir mücadeleye sahne oldu. 7’den 70’e insanların akın ettiği yarışlar ödül töreniyle sona erdi. Jandarma 185. yılına özel etabında en iyi zamanı yapan Türkkan-Albayrak, jandarma özel ödülünü de kazanırken, ekip aynı zamanda sınıf 3 birinciliğinin de sahibi oldu. Cuma günü Bodrum’da başlayan ve 3 gün boyunca süren Rally Bodrum için mücadele eden otomobiller görsel şölen oluşturdu. Bodrum’un bir ucundan diğer ucuna kadar yarışan pilotlar zaman zaman nefes kesti. Özellikle köy yollarından ve köylerden geçen otomobilleri köy halkı ise pür dikkat izledi. Çizilen rotada Bodrum İlçe Jandarma ekipleri ve Bodrum İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler üst düzey güvenlik önlemi alarak güvenliği sağladı. Kıyasıya geçen mücadelenin ardından Castrol Ford Team Türkiye takımından Ali Türkkan-Oytun Albayrak ekibi Genel klasmanda 1’inci oldu. Genel klasman 2’ncisi ise GP Garage My Team’den Ümit Can Özdemir-Kutay Ertuğrul ekibi oldu. Mücadelede 3’üncülüğü Parkur Racing takımından Kerem Kazaz-Corenitn Slyverstre ekibi oldu. Kazaz-Slyverstre, gençler birinciliğinin yanı sıra organizasyon TECNO özel ödülünü de kazandı. Bodrum ve Milas’ın doğal güzelliklerini gözler önüne seren asfalt zeminli etaplara 2 gün süren 476 kilometre uzunluğundaki rallinin Markalar birincisi Castrol Ford Team Türkiye olurken, Takımlar birinciliğini de GP Garage My Team elde etti. Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum Kaymakamlığı, Milas Kaymakamlığı, Bodrum Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü ve Bodrum Belediyesi tarafından desteklenen sponsorların ve Bodrum Gazeteciler Cemiyeti katkıları ile gerçekleştirilen organizasyon finiş seremonisi ile sona erdi. Törende dereceye giren sporcular Muğla İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ali Gemalmaz, Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit, Bodrum İlçe Jandarma Komutanı Gökhan Kurgan, Bodrum Belediye Meclis Üyeleri Abdullah Engin Başol ve Seha Ergene ile sponsor firma yetkililerinden aldılar. Yarışın Sınıf 4 ve İki Çeker birinciliğini Atış Motorspor’dan Refik Bozkurt-Soner Tamer elde ederken, Sınıf 5 birincisi Hypco Neo Motorspor’dan Kübra Denizci Keskin-Onur Vatansever, Master pilotlar birincisi GP Garage My Team’den Uğur Soylu, kadın pilotlar birincisi Burcu Çetinkaya kadın co-pilotlar birincisi İtalyan Fabrizia Pons oldular. 35 yaş üzeri klasik ralli otomobillerine açık historic klasmanında Parkur Racing’den Kemal Gamgam-Orkun Demir bir zafere daha imza atarken, ikinciliğin sahibi Fiat 131 S ile Ahmet Tınkır-Rafet Yılmaz ekibi oldu. Bu yıl Celal Gülerhan anısına düzenlenen TOSFED Ralli Kupası klasmanında ise Ankaralı genç ekip Berkay Erdoğan-Muhammed Mataracı birinciliğe uzanırken ekip aynı zamanda Kategori 4’te ilk sırada yer aldı. Taner Oruç-Onur Sırımoğlu ikinci ve Kategori 2 birincisi, Sencan Kırıkkaya-Tezcan Başar da üçüncü oldular. Kategori 3’te en hızlı ekip Alp Atak-Alperen Tetik olurken, kadın pilotlar birinciliğini kızı Zeynep Tümerkan ile yarışan Çiğdem Tümerkan, kadın co-pilotlar birinciliğini de Faruk Sayın ile yarışan Cansu Açar kazandı.
İstanbul Yurtta hava durumu Yapılan son değerlendirmelere göre, yurt genelinin parçalı yer yer çok bulutlu, Marmara’nın kuzey ve doğusu, İç Ege, Doğu Akdeniz’in Toroslar mevkii, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz ile Osmaniye, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Gaziantep ve Kilis çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; öğleden sonra Kastamonu, Çankırı, Kırıkkale, Yozgat, Kırşehir ve Çorum çevreleri ile Ankara’nın doğu kesimlerinde kuvvetli olması bekleniyor. Güney ve iç kesimlerde toz taşınımı beklenmektedir. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, hava sıcaklıkları güney ve doğu bölgelerde mevsim normalleri üzerinde, diğer bölgelerde mevsim normalleri civarında seyredecek. Rüzgarın genellikle kuzeyli yönlerden, güney ve doğu kesimlerde güneyli yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette, Marmara’nın batısı ile Kuzey Ege kıyılarında kuzey ve kuzeydoğu yönlerden kuvvetli olarak (40 -60 km/saat) esmesi bekleniyor. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların; öğleden sonra doğu kesimlerinde yerel kuvvetli olması bekleniyor.) 24 İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak yağışlı 16 İzmir: Parçalı bulutlu 26 Adana: Parçalı yer yer çok bulutlu, öğleden sonra kuzey çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 33 Antalya: Parçalı bulutlu 28 Samsun: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 21 Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu 17 Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 25 Diyarbakır: Parçalı bulutlu 32
İstanbul İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü çökertildi. Operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul’da düzenlenen “Mahzen-34” operasyonunda elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütünün çökertildiğini belirterek operasyonda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 9 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz milletimizin bilmesini isterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya şunları kaydetti: "Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu elebaşılığını Sezai Gülmez’in yaptığı organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye teşebbüs, iş yerlerine yönelik çok sayıda molotofkokteyli ve silahlı saldırı, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 sayılı kanuna muhalefet, tehdit ve mala zarar verme suçlarını işledikleri tespit edildi. Operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda şarjör ve fişeğe el konuldu. Operasyonları gerçekleştiren kahraman polislerimizi tebrik ediyorum. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."