EKONOMİ - 13 Aralık 2017 Çarşamba 11:43

Palandöken: "Türk halkının genlerinde dayanışma var"

A
A
A
Palandöken: "Türk halkının genlerinde dayanışma var"

Türkiye’nin yüzde 14,3’ünün yoksulluk sınırının altında olduğunu belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Yoksulluğun önüne geçmek ve gelir dağılımındaki dengesizlikleri azaltmak için genetik kodlarımızdan gelen dayanışma kültürünü artırmalıyız.

Türkiye’nin yüzde 14,3’ünün yoksulluk sınırının altında olduğunu belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Yoksulluğun önüne geçmek ve gelir dağılımındaki dengesizlikleri azaltmak için genetik kodlarımızdan gelen dayanışma kültürünü artırmalıyız. Zengin fakir ayırt etmeden herkese veresiye ürün satıp deftere yazan esnafımızın, toplumsal dayanışmadaki rolü çok büyük. Esnaf ve sanatkar camiası olarak yoksullukla mücadelede üzerimize düşen dayanışma görevini en iyi şekilde yerine getirmeye devam edeceğiz" dedi.


Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, 12-18 Aralık Yoksullarla Dayanışma Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, "TÜİK’in 2016’da yaptığı ‘Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın sonuçlarına göre ülkemizin yüzde 14,3’ü yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Türk halkının dayanışma ve yardımlaşma ruhu ile yoksulluğun önüne geçilebilir. Neticede dayanışma, atalarımızdan bize kalan, Türk halkının genlerinde olan bir özellik. Mübarek günlerde, bayramlarda, düğünlerde, cenazelerde Türk halkı eşi görülmez bir dayanışma örneği sergiliyor. Bizim tüm gelenek ve göreneklerimiz, adetlerimiz dayanışma kültürü üzerine kurulu. Bugün Suriye’deki savaştan kaçan mültecilere kucak açarak onları misafir eden de yine Türk halkının hoşgörü, misafirperverlik ve dayanışma örneğidir. Eminim ki bu dayanışma sayesinde ülkemizdeki yoksulluk rakamları da gerileyecektir" ifadelerini kullandı.



"Esnaf, komşusunun siftahını bekler"


Ahilik kültüründen gelen esnaf ve sanatkarların yoksullarla dayanışmada önemli bir yere sahip olduğunu belirten Palandöken, "900 yıllık Ahilik geleneğini benimseyen esnaf ve sanatkarlar, iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin ve dayanışmanın en güzel örneğini sergilemektedirler. ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’ felsefesiyle hareket eden esnaf ve sanatkarımızdan kimin dükkanına gitseniz, ‘Ben siftah yaptım, yan komşum siftah yapmadı, ondan al’ sözünü duyarsınız. Zaten Ahiliğin gayesi de budur. Hangi esnafımıza baksanız hepsinin veresiye defteri günümüzde halen önemli yer tutmaktadır. Alım gücü olmayan vatandaşlarımızın yardımına her zaman mahallenin bakkalı, manavı, kasabı koşmuştur. Çünkü Ahilik felsefesini benimseyenlerin eli, sofrası, kapısı her zaman açıktır. Esnaf ve sanatkar camiası olarak yoksullarla dayanışmada üzerimize düşen görevi daima sürdüreceğiz" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Amasya Asırlık son değirmen devletin desteğiyle ayakta Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesinde bulunan 100 yıllık su değirmeni, devletin desteğiyle yapılan restorasyon çalışmasıyla ayakta kalarak yeni yüzyıla tutundu. 60 yaşındaki Yaşar Dokgöz’ün emeğiyle tahılları öğüten asırlık değirmen, bu geleneğin yöredeki son örneği olarak zamana direniyor. Kadim geleneğin bölgede ayakta duran tek temsilcisi İlçe merkezine 2 kilometre mesafedeki Sekü köyünde Yedi Değirmenler mevkiinde bulunan asırlık su değirmeni, bu kadim geleneğin bölgede ayakta duran tek temsilcisi olarak kayıtlara geçti. Dereden sağlanan suyun gücüyle çevirdiği taşa dökülen tahılları öğüten değirmen Gümüşhacıköy Kaymakamlığı’nın 2017 yılında yaptırdığı restorasyon çalışmasıyla elden geçirilerek hizmet vermeyi sürdürdü. Çocukluğundan bu yana aile yadigarı değirmende çalıştığını belirten değirmenci Yaşar Dokgöz, “Mesleği babamdan öğrendim. Buğday, arpa, mısır gibi tahılları burada öğütüyoruz. Faaliyetleri durmuştu. Onarıma ihtiyacı vardı. Gümüşhacıköy Kaymakamlığı ve Amasya İl Özel İdaresi’nin desteğiyle restore edildi. 7 yıldır tıkır tıkır çalışıyor” dedi. Komşu illerden de müşteri geliyor Çevre köyler, ilçeler ve komşu illerden bile müşterilerinin bulunduğunu anlatan evli, 3 çocuk ve 7 torun sahibi Dokgöz, “Duyanlar geliyor. Kimi un alıyor. Kimisi öğütmek için buğday getiriyor. Öğütüp gönderiyoruz. Müşterilerimize, dostlarımıza kapımız her zaman açık” diye konuştu. Yörede yetiştirilen Üveyik buğdayından üretilen unu müşterilerine tavsiye eden Dokgöz’ün tek yardımcısı ise 40 yıllık hayat arkadaşı eşi Nuran Dokgöz. Dokgöz çiftçi, geçimlerini sağladıkları asırlık değirmende yaşamlarını sürdürüyor.