GENEL - 18 Ocak 2018 Perşembe 13:42

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Küçük yaşta çocukların evliliğini önlemeye çalışıyoruz"

A
A
A
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Küçük yaşta çocukların evliliğini önlemeye çalışıyoruz"

Diyanet İşleri Başkanı Prof.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızla yapmış olduğumuz protokoller çerçevesinde İlahiyat Fakültesi dışında aile rehberliği eğitimi almış 350 personelimizle biz küçük yaşta çocukların evliliğini önlemeye çalışıyoruz. Ama biz böyle yaparken, bu kadar açıklamamıza rağmen hala sanki biz böyle bir fetva vermişiz gibi ısrar etmek kasıtlıdır. Bu durum ülkemizi zor duruma da düşürüyor" dedi.


Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, katıldığı bir televizyon programında Diyanet’in önemi, FETÖ ve DEAŞ ile mücadele, medyada yer alan haberler, Kudüs ve Mescid-i Aksa konularında açıklamalarda bulundu. Erbaş, İslam’ın ilk yıllarından itibaren din hizmetinin kurumsallaşarak yürütüldüğünü hatırlatarak, milletin medeniyetimizin her döneminde Diyanet İşleri Başkanlığına benzer bir kurum kurduğunu söyledi. Din eğitimi ve din hizmeti konusunda Diyanetin yürüttüğü çalışmaların önemine dikkat çeken Erbaş, Diyanetin doğumundan ölümüne varıncaya kadar hayatın birçok alanında vatandaşın yanında olduğunu belirtti. Diyanet İşleri Başkanlığının ibadetle, inançla, ahlakla ve siyerle ilgili bütün bilgileri topluma ulaştırma gayreti içerisinde olduğunun altını çizen Erbaş, “Diyanet İşleri Başkanlığı din hizmetini mezralara kadar götüren bir kurumdur. Diyanet İşleri Başkanlığının önemi burada öne çıkıyor” dedi.


Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığının üç önemli görevinin İslam dininin inanç, ibadet, ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütmek, toplumu din konusunda aydınlatmak ve ibadethaneleri yönetmek olduğunu vurguladı. Diyanet İşleri Başkanlığının başlangıçtan bugüne din, millet ve devlet konusunda hiç taviz vermediğini anlatan Erbaş, “Diyanet, İslam’ın akaidine muhalif hiçbir fetva vermemiştir. Din eğitimi ile ilgili konularda imkanları ölçüsünde elinden geleni yapmaya çalışmıştır” ifadelerini kullandı.


Türkiye’de bazı dönemlerde din eğitiminde yaşanan kısıtlamaların bir takım merdiven altı yapıların oluşmasına zemin hazırladığını ifade eden Erbaş, bu yapıların yanlış din algısını oluşturduğunu, bu durumun da din hizmeti, din eğitimi adı altında milletimizi aldatan ve milletimize ihanet eden FETÖ’yü doğurduğunu söyledi. Erbaş, bugün gelinen noktada vatandaşın talebinin din eğitiminin devlet eliyle olması yönünde olduğunu söyleyerek, “Devlet din eğitimi noktasında vatandaşın yanında olmalı. Müfredatıyla, programıyla, sağlıklı din eğitimini bütün vatandaşlarına ulaştırmalı. Şu anda böyle bir gayret var” açıklamasında bulundu.



“28 Şubat din eğitimine büyük darbe vurdu”


28 Şubat sürecinde yapılan yanlış uygulamaların din eğitimine büyük darbe vurduğunu anlatan Erbaş, şunları kaydetti:


“28 Şubat sürecinde en büyük sıkıntıyı din eğitimi yaşadı. Bugün imam hatipler normale döndüğünde bakıyorsunuz, vatandaş istiyor, insanımız istiyor. Diyor ki; benim çocuğum devlet eliyle din eğitimi alsın. Şu anda imam hatiplerde okuyan öğrenci sayısı 1,5 milyonu geçti. Biliyor musunuz 28 Şubat sürecinde daha önce 600 binlere çıkmış olan öğrenci sayısı 60 bine düşürüldü.”



FETÖ ve DEAŞ gibi dini görünümlü örgütlerle mücadele


Diyanet İşleri Başkanlığının FETÖ ve DEAŞ ile mücadelesi ile ilgili sorular üzerine Erbaş, “Din İşleri Yüksek Kurulumuz önce DEAŞ raporunu hazırladı. Bu rapor bütün kurumlara gönderildi. Çünkü DEAŞ da şu anda İslam dünyasını kasıp kavuran en tehlikeli dini görünümlü terör örgütlerinden birisidir. DEAŞ raporu farklı dillere çevrilip farklı ülkelere gönderiliyor. Bizim yurt dışında 57 ülkede 106 noktada ataşeliğimiz, müşavirliğimiz ya da koordinatörlüğümüz var. Şu anda yurt dışında 2 bin kadar görevlimiz var. Onlar aracılığıyla özellikle DEAŞ’ın yapmış olduğu katliamların İslam’la alakasının olmadığını, arkasında büyük güçlerin olduğunu, bunun büyük güçlerin kaos planlarının bir parçası olduğunu, bütün dünyayı kaosa sürükleyerek silah tüccarlarının daha fazla silah satma niyetinin olduğunu anlatıyoruz. FETÖ ile ilgili de aynı çalışmaları yapıyoruz. Din İşleri Yüksek Kurulumuz FETÖ ile ilgili bir rapor hazırladı ve yayınladı. Yurt içinde ve yurt dışında bütün personelimizle biz bu dini görünümlü zararlı örgütlerle mücadeleyi hızlandırdık, bunların tehlikelerini anlatıyoruz. Bunun da sonuçlarını alıyoruz” dedi.



“Yalan, hakaret ve iftira içermeyen eleştirilere açığız”


Kurum olarak eleştirilere her zaman açık olduklarını kaydeden Erbaş, şöyle konuştu:


“Biz eleştiriye her zaman sıcak bakıyoruz ve bizim inancımızda da var olan bir şeydir tenkit. Diyanet İşleri Başkanlığında yaptığım bütün konuşmalarımda, sempozyumlarda, müzakerelerde derim ki; arkadaşlar, şu 3T metodunu her zaman devrede tutalım. Nedir 3T metodu? Takdir, tenkit, teklif. Her kurumun yaptığı güzel işler olabilir, biz de Diyanet İşleri Başkanlığı olarak güzel işler yapma niyetindeyiz ve bütün mücadelemiz bunun için. Kur’an ve sünnet ilkelerine uygun sağlıklı, doğru bilgiyi vatandaşımıza, insanımıza, hatta bütün insanlara ayrım yapmadan nasıl götürebiliriz bunun mücadelesi içerisindeyiz. Eğer bu konuda güzel işler yapıyorsak takdir tabii ki bekleriz. Ama milletimizindir takdir, eder etmez o önemli değil. Tenkidini değerlendiririz. Yalnız hakaret içermeyen, iftira ve yalan taşımayan tenkitlere her zaman kapımız açık. Bu bizim eksiklerimizi tamamlamamıza vesile olacaktır. Aslında bir nimet olarak da bunu kullanmalıyız, herkes birbirini ikaz etmeli. Aslında bu peygamberi bir metottur. Üçüncü T dediğimiz, tekliftir. Yapıcı eleştiriden sonra ‘teklifiniz nedir, madem eleştiriyorsunuz, bu işin doğrusu nedir, teklifiniz nedir.’ Biz her zaman böyle bir eleştiriye açığız.”


9 yaşındaki kız çocuklarının evlendirilebileceğine dair yapılan asılsız haberlerle ilgili açıklamalarda bulunan Erbaş, “Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanımız Dr. Ekrem Keleş Bey çıktı konuştu. Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Huriye Martı Hanımefendi çıktı konuştu. Türkiye’nin 90 bin camisinde 90 bin imamımıza hutbe okuttuk. Hutbe ki şunu buradan açıkça ifade etmek isterim; bizim din hizmetimiz de ve din eğitimimizde en hızlı toplumumuza ulaşabildiğimiz ve toplumumuzu en hızlı bilgilendirdiğimiz bir vasıtadır. 25 milyon insan bizim hutbemizi dinliyor. Milyonlarca insan bizim hutbemizi internetten okuyor. Sonra canlı yayınla televizyon veriyor. Ben hutbeyi Ahmet Hamdi Akseki Camii’nden okudum ve televizyonumuz aracılığıyla canlı yayınla bütün dünyaya ulaştırdık. Ama bu eleştirileri yapan sanki duymamış gibi hareket etti. Bundan da ben şunu anlıyorum, maksatlı bir husustu” ifadelerini kullandı.



“Diyanetin çocukların evlendirilebileceğine dair bir fetva verdiğini söylemek iftiradır”


“Diyanet İşleri Başkanlığının çocukların evlendirilebileceğine dair bir fetva verdiğini söylemek, yalandan öte iftiradır” diyen Erbaş, “Böyle bir fetvayı Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu tarihinin hiçbir döneminde vermemiştir. Peki, bu nereden ortaya çıktı. İyi niyetli olmayan ve böyle cımbızla nerede ne buluruz da Diyanet İşleri Başkanlığını olumsuz olarak gündeme getirebiliriz gayreti içerisinde olan birileri var. 15 sene önce Diyanet yayınları arasından çıkmış bir sözlükteki buluğ ve nikah kelimesinin tanımından hareketle o iki tanımdaki iki cümleyi bir araya getirip Diyanet İşleri Başkanlığı fetva verdi diye yayınlıyor. Bu tamamen iftiradır, böyle bir şey yok. 9 yaşında, 12 yaşında, 13 yaşında, 14 yaşında bir çocuk evlendirilir mi? 1917’de Osmanlı döneminde kızlar için 17 yaş, erkekler için 17-18 yaşından sonra evlenilebilir gibi bir açıklama yapılmış. Bugün bizim Medeni Kanunumuzda 18 yaş sınırı vardır. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak insanımıza evlilik için 17 ve 18 yaşından sonrasını tavsiye ediyoruz” şeklinde konuştu.



“Biz küçük yaşta çocukların evliliğini önlemeye çalışıyoruz”


Erbaş, şunları kaydetti:


“Şu anda 81 ilimizde ve büyük ilçelerimizin 300’e yakın noktasında bizim Aile İrşat Bürolarımız var. Bu bürolarımızda 350 vaizemiz, bunların hepsi ilahiyat mezunu, yüksek lisans yapmış, içlerinde doktora yapanlar var. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızla yapmış olduğumuz protokoller çerçevesinde İlahiyat Fakültesi dışında aile rehberliği eğitimi almış 350 personelimizle biz küçük yaşta çocukların evliliğini önlemeye çalışıyoruz. Ama biz böyle yaparken, bu kadar açıklamamıza rağmen hala sanki biz böyle bir fetva vermişiz gibi ısrar etmek kasıtlıdır. Bu durum ülkemizi zor duruma da düşürüyor. Hollanda’da ırkçı bir siyasetçi bizim ülkemizde yapılan bu iftiralardan hareketle ’Türkiye’nin Diyanet İşleri Başkanlığı böyle bir açıklama yapmış, böyle bir fetva vermiş, bu inanılmaz bir yanlıştır. Onun için ülkemizdeki Türkiye’nin din görevlilerini sınır dışı edelim’ diye bir açıklama yaptı. Bu tartışmadan beslenerek bunu söyledi.”



“Diyanet kapatılırsa her cami kendi başına bir diyanet olur”


Diyanet İşleri Başkanlığı olarak toplumu din konusunda aydınlatma görevini eğer kanun kendilerine vermişse en güzel bir şekilde yapmaları gerektiğine dikkat çeken Erbaş, “Biz insanlarımızı sağlıklı bilgi noktasında ne kadar çok eğitirsek ve eğitilen insanların sayısı ne kadar çok artarsa dini görünümlü örgütlere gençlerimizin kayması mümkün olmayacaktır” dedi.


Erbaş, son zamanlarda Diyanete yönelik kampanyaların hatırlatılması üzerine Başkanlığın kapatılması durumunda her caminin kendi başına bir Diyanet İşleri Başkanlığı olacağını kaydetti.



“Din adına insanları sömürenleri tasvip etmiyoruz”


Aynı konu üzerinde din adamlarının farklı görüş beyan etmeleri ile ilgili soru üzerine ise Erbaş, din adamlarının farklı görüş beyan etmesinin normal bir durum olduğunu belirterek, dar kapsamlı ilmi halkalarda konuşulması gereken konuların televizyon ekranlarında konuşulmasının doğru olmadığını ifade etti. Televizyonlarda program yapan hocaları ikiye ayırdığını dile getiren Erbaş, şöyle konuştu:


“Televizyonda gerçekten adabıyla, güzel nasihatiyle Kur’an ve sünnet ölçülerine riayet ederek eğer halkı bilgilendiriyorsa biz onları tasvip ediyoruz ve yaptığı işlerden dolayı takdir ediyoruz. Ama bunun dışında yanlış bir din algısıyla ya da insanları istismar ederek, insanların dini duygularını sömürerek işi ticarete çeviriyorsa ki, hoca demeyeceğim ben onlara, dolayısıyla onları da tasvip etmiyoruz.”


Programda seyircilerden gelen soruları da cevaplayan Erbaş, hac kuralarıyla ilgili bir soru üzerine, "Şu anda 2 milyon 200 bine ulaştı hacca gitmek için müracaat eden vatandaşlarımızın sayısı. Zannediyorum 10 yıla yaklaştı kura çekim usulü. Bunu en adil, hakkaniyet ölçülerine en uygun bir metot olarak belirledik" değerlendirmesinde bulundu.



"6 bin personel daha alacağız"


Diyanet İşleri Başkanlığında İŞKUR aracılığıyla sözleşmeli çalışan imamların bulunduğunun hatırlatılması üzerine Erbaş, 6 bin imam kadrosu için 18 bin kişiyi sınava çağıracaklarını, bu sınavlara İŞKUR üzerinden gelen sözleşmeli imamların da başvurabileceğini bildirdi. Erbaş, sözleşmeli Kur’an kursu öğreticisi, imam-hatip ve müezzin-kayyım alımı sınavı başvurularının dün itibarıyla bittiğini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:


"6 bin imam kadrosu için 18 bin kişiyi sınava çağıracağız. İŞKUR üzerinden görevlendirilen kardeşlerimiz buraya müracaat etmişlerdir inşallah. Eğer müracaat etmişlerse, kazanırlarsa onlar sözleşmeli imam olarak göreve başlayacaklar. Bu geçici değil, sözleşmeli diyoruz ama daimi sözleşmeli. Dolayısıyla böyle bir imkanı devletimiz bize sağladı. Ben buradan şükranlarımı arz ediyorum. Hatta şunu da söyleyeyim, 2018 yılının sonuna doğru 6 bin kişi daha inşallah alacağız. Eksiğimiz kalmayacak, kadrolarımızı dolduracağız."



"’Vahyin Kutsadığı Şehir Kudüs’ programını organize edeceğiz"


Erbaş, Kudüs konusunda Diyanetin hangi çalışmaları yapacağı sorusu üzerine Kudüs’ün İsrail tarafından 70 yıldır savaş yurduna dönüştürüldüğünü belirtti. ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesi kararını hatırlatan Erbaş, "Kudüs İsrail’in başkenti olamaz. Kudüs Filistin’in başkentidir. Biz bunu yıllar önce, asırlar önce böyle kabul etmişiz. Böyle devam edecek inşallah. Mescid-i Aksa inşallah özgürlüğüne kavuşacak" dedi.


Erbaş, ayrıca vatandaşlara Kudüs bağlantılı olarak umre yapmaları tavsiyesinde bulundu. Diyanet olarak Kudüs konusunda bu ayın sonunda uluslararası bir toplantı gerçekleştireceklerini bildiren Erbaş, "29-30 Ocak’ta Diyanet İşleri Başkanlığı olarak İstanbul’da Osmanlı Arşivi’nin içerisindeki salonda, 20 ülkeden 70’e yakın ilim adamının, dini liderlerin katılacağı ’Vahyin Kutsadığı Şehir Kudüs’ programını organize edeceğiz" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Avcılar’da inşaat çalışması sırasında vinç devrildi, facianın eşiğinden dönüldü Avcılar’da inşaat çalışması sırasında toprağın çökmesi sonucu vinç, park halindeki otomobilin üstüne devrildi. Aracın yanındaki 2 kişi kıl payı kurtulurken, vincin devrilme anı güvenlik kamerasına anbean yansıdı. Olay, saat 17.00 sıralarında Avcılar Merkez Mahallesi Fırın Sokak’ta meydana geldi. İddiaya göre, inşaat çalışması sırasında vincin tekerlerinden birinin altındaki toprakta çökme yaşandı. Bunun üzerine vinç yana doğru devrilirken, vincin bir kısmı park halindeki 34 VVT 58 plakalı otomobilin üstüne düştü. Olay sırasında otomobilin yanında bulunan bir kız ve adam kıl payı kurtuldu. Otomobil ağır hasar alırken, ihbar üzerine sokağa polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Kazada çökme sebebiyle yere düşerek yaralanan bir inşaat çalışanı ambulansla hastaneye kaldırıldı. Alan güvenlik şeridi ile kapatılırken, polis ekipleri konu ile ilgili çalışma yaptı. Vinç başka bir vinçle düzeltilerek kaldırılırken, aracın üstüne düştüğü o anlar ise sokaktaki bir binanın güvenlik kamerasına saniye saniye yansıdı. “Bir facia olabilirdi” Olayla ilgili konuşan esnaf Ramazan Özkan, “Yanımızda inşaat yapılıyor. Toprağın altı kazıdan dolayı biraz çökmüş. Vincin ağırlığına dayanmadı ve lastikler batınca vinç yan devrildi. Dükkanımın önünde arkadaşımızın arabası vardı. Araba park halindeydi. Ona zarar verdi. Bir kız çocuğu ve bir adam saniye ile kendilerini kurtardılar. Daha sonra polis ve sağlık ekipleri geldi. Olay yeri inceleme geldi ve tutanak tuttular. Tabii mahallede herkes şok yaşadı. Deprem oldu zannettiler. Vinci kaldırdılar. Ucuz atlatıldı, bir facia olabilirdi” dedi.
Eskişehir TFF 3. Lig: Anadolu Üniversitesi: 1 - Efeler 09 Spor Futbol Kulübü: 2 TFF 3. Lig Play-off 2. Tur maçında Anadolu Üniversitesi, Efeler 09 Spor Futbol Kulübü’ne karşı 2-1 yenildi. Hakemler: Burak Olcar, Oğuz Terzi, Emre Doğu, Emre Kaan Çalışkan Anadolu Üniversitesi: Şener Özcan, Deniz Karadeniz, Furkan Mehmet Tuncer (Emirhan Emir dk. 68), Rıdvan Coşkun, Umut Akpınar, Halil İbrahim Yazğılı (Tezcan Erdoğan dk. 77), Emirhan Subaş, Okan Sarı (İbrahim Zeytin dk. 46), Abdullah Şahin (Metin Emre Karaal dk. 46), Ali Fırat Kasap, Hüseyin Tokmak Yedekler: Emirhan Emir, Metin Emre Karaal, Tezcan Erdoğan, Ulaş Yılmaz, İbrahim Zeytin, Özkan Geldi, Enes Bağdemir, Hamit Kargın, Ahmet Barış Kartalcı, Furkan Birdal Teknik Direktör: Engin Çalışır Efeler 09 Spor Futbol Kulübü: Kemal Mert Özyiğit, Berkan Ünal, Furkan Tuşik (Enver Abdullah Filiz dk. 77), Furkan Külekçi, Alpay Eroğlu, Sabutay Alper Bayülken, Enis Çelik, Burak Özbakır (Murat Sevimler dk. 89), Tugay Adamcıl (Enescan Özdemir dk. 67), Uğur Çetinkaya (Hakan Can Durdu dk. 67), Tayyip Mevlüt Kaya (Atakan Akbulut dk. 77) Yedekler: Melih Enes Uygun, Enver Abdullah Filiz, Enescan Özdemir, Furkan Çarkçı, Mustafa Kara, Murat Sevimler, Polat Ertek, Eren Akdemir, Atakan Akbulut, Hakan Can Durdu Teknik Direktör: Veyis Kanber Goller: Tezcan Erdoğan (dk. 80) (Anadolu Üniversitesi Spor Kulübü) Uğur Çetinkaya (dk. 12 ve dk. 56) (Efeler 09 Spor Futbol Kulübü) Sarı kartlar: Tezcan Erdoğan (dk. 81) Umut Akpınar (dk. 90+5) (Anadolu Üniversitesi) Furkan Külekçi (dk. 30) Berkan Ünal (dk. 38) Tugay Adamcıl (dk. 55) (Efeler 09 Spor)