POLİTİKA - 17 Temmuz 2018 Salı 14:33

Hulusi Akar’dan silah arkadaşlarına veda mesajı

A
A
A
Hulusi Akar’dan silah arkadaşlarına veda mesajı

Milli Savunma Bakanı olduktan sonra Genelkurmay Başkanlığı görevini devreden Hulusi Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik yayımladığı veda mesajında, “Türk Silahlı Kuvvetlerine ve onun kahraman mensuplarına emir-komuta etmenin gururuyla sizlere arzıveda ederken her birinizin gözlerinden öpüyorum.

Milli Savunma Bakanı olduktan sonra Genelkurmay Başkanlığı görevini devreden Hulusi Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik yayımladığı veda mesajında, “Türk Silahlı Kuvvetlerine ve onun kahraman mensuplarına emir-komuta etmenin gururuyla sizlere arzıveda ederken her birinizin gözlerinden öpüyorum. Yolunuz, bahtınız açık olsun” dedi.


Milli Savunma Bakanı olan ve Genelkurmay Başkanlığı görevini devreden Hulusi Akar, uzun yıllar görev yaptığı silah arkadaşlarına veda etti. Hulusi Akar, veda mesajında şu ifadelere yer verdi:


“Türk Silahlı Kuvvetlerinin değerli mensupları, kahraman silah arkadaşlarım, 1972 yılında teğmen olarak başladığım askerlik hayatıma Genelkurmay Başkanlığı gibi onurlu bir görevi devrederek veda ediyorum. Askerlik mesleğinin gerektirdiği vazifeleri yerine getirmiş olmanın huzur ve mutluluğu ile şerefle taşıdığım üniformamdan ayrılmanın hüznünü birlikte yaşıyorum. Silahlı Kuvvetlerimizin çeşitli kademelerinde sadakatle ve onurla görev yaptım. Bu süre zarfında ‘en büyük takdir, güvenilmek; en büyük başarı, bu güvene layık olmaktır’ düsturunu meslek hayatım boyunca egemen kılmanın gayreti içinde oldum. Genelkurmay Başkanlığı görevini devraldığım tarihten bugüne kadar geçen üç yıllık süre içinde ülkemiz ve yakın çevremizde meydana gelen çok önemli gelişmelere tanık olduk. Bu gelişmeler, birçok bakımdan yönetilmesi zor bir dönem olarak tarihteki yerini almıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak bu zor dönemde asil milletimizin sevgi ve güveninden aldığımız güçle bayraklaşan vatan topraklarının bütünlüğü ve güvenliği ile milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı uğruna gece-gündüz, yaz-kış, dağ-bayır demeden başta terörle mücadele olmak üzere her türlü tehdit ve tehlikeye karşı ‘ölürsem şehit, kalırsam gazi’ anlayışı içerisinde azim ve kararlılıkla mücadele ettik. Bölgesel güvenlik ve istikrar durumundaki dalgalanmaların küresel etkilere neden olduğu, geleceğin güvenlik boyutunun ülkemiz çevresindeki coğrafyada şekillenmeye başladığı bu dönemde Türkiye’de çok boyutlu ve çeşitli terör olayları yaşanmıştır. Bu dönemde DEAŞ ve aslında birbirinden farkı olmayan PKK/KCK/PYD-YPG gibi terör örgütlerinin 2011 yılından itibaren Suriye ve Irak’ta yaşanan istikrarsızlık ve otorite boşluğundan da istifadeyle ülkemizde şiddeti giderek artan büyük terör eylemleri düzenlemesi nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 24 Temmuz 2015 tarihinden itibaren yurt içinde ve sınır ötesinde geniş çaplı operasyonlar düzenlenmiştir. Bu operasyonlarla Mehmetçik, ‘girilemez’ denilen yerlere girmiş, ‘ulaşılamaz’ denilen yerlere ulaşmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri bu operasyonları başarıyla sürdürürken PKK terör örgütü, Suriye ve Irak’taki istikrarsızlık ile sınır geçiş imkânlarından faydalanarak eylemlerini şehir merkezlerine taşımış, Güneydoğu il ve ilçelerimizde çukur eylemlerini başlatmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri, dünyada az sayıda ordunun gösterebileceği bir başarıyla masum insanlara zarar vermeden teröristleri kazdıkları çukurlara gömerek bu tehdidi bertaraf etmiştir. Yine bu dönemde PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ gibi örgütlere karşı mücadele sürdürülürken ülkemiz, 15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün hain darbe girişimine maruz kalmıştır. Ülkemizin tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerine de sızarak Türkiye Cumhuriyeti’ne, demokrasimize ve onun köklü değerleri ile saygın kurumlarına kasteden FETÖ’nün hain mensupları tarafından gerçekleştirilen bu ihanet karşısında birlik, beraberlik ve demokrasi idealleri uğruna yediden yetmişe bütün fertleriyle bir araya gelerek tek vücut olan asil milletimiz; Türk Silahlı Kuvvetleri, jandarma ve emniyet güçlerimizin vatansever evlatlarıyla birlikte omuz omuza mücadele vererek bu hain darbe girişimini akamete uğratmıştır. Bu hain darbe girişiminin yarattığı olumsuz etkileri en kısa sürede atlatan ve içine sızan hainlerden temizlendikçe daha da güçlenen Türk Silahlı Kuvvetleri; asil milletimizin huzur ve güvenliğine, egemenlik ve bağımsızlığına yönelen terör tehdidini ortadan kaldırmak için hain darbe girişiminden bir ay sonra Fırat Kalkanı Harekâtı’nı başlatabilmiştir. Bu harekât sırasında masum insanlara zarar vermemek için her türlü tedbir alınarak 3 bin civarında DEAŞ’lı terörist etkisiz hale getirilmiş ve DEAŞ’a Suriye’de büyük bir darbe vurulmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri, aynı azim ve kararlılıkla 20 Ocak 2018 tarihinde de Zeytin Dalı Harekâtı’nı başlatarak Afrin bölgesini teröristlerden temizlemiş, hem bölge halkının hem de sınırlarımızın güvenliğini sağlamıştır. Tüm bu operasyonların planlama ve icrasında sadece teröristler ve bunlara ait barınak, sığınak, mevzii, silah, araç ve gereçler hedef alınmış; şanlı tarihimiz ve kültürümüz gereği Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından dokunulmaz kabul edilen sivil/masum kişilerin, dini/kültürel yapıların, tarihi eserlerin ve çevrenin zarar görmemesi için diğer hiçbir ülkenin göstermediği dikkat ve hassasiyetle davranılmıştır. Özellikle ifade etmek isterim ki, Türk ordusunun kahraman mensupları burada sadece askeri değil aynı zamanda yüksek ahlaki değerlere dayalı asil davranışlarıyla tarihimize yaraşır insani bir başarıyı da kazanmıştır. Bu operasyonlar esnasında bölge halkının gönlünü fetheden kahraman silah arkadaşlarımın ortaya koymuş olduğu emsalsiz tavır ve hareketleri, her türlü övgünün üzerindedir. Bu dönemde, yurt içi ve sınır ötesinde başarıyla yürüttüğümüz terörle mücadele harekâtlarının yanı sıra NATO, BM, AB ve AGİT görevleri ile ikili ilişkiler kapsamında Afganistan’dan Kosova’ya, Bosna Hersek’ten Katar’a, Lübnan’dan Somali’ye ve Aden Körfezi’ne uzanan geniş bir coğrafyada görev ve sorumluluk üstlenerek tarihimize, kültürümüze ve atalarımıza yaraşır şekilde yedi iklim üç kıtada ülkemizin hak ve menfaatlerini koruma faaliyetlerimize de aralıksız devam edilmiştir. Yine ‘mavi vatan’ımız olan denizlerimizde ve hava sahasında mevcut sorunların uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde çözüme kavuşturulmasından yana olduğumuz, ancak hiçbir hak ihlaline de müsaade etmeyeceğimiz her fırsatta dile getirilmiş, ülkemizin ve milletimizin uluslararası hukuk ve anlaşmalardan kaynaklanan hak ve menfaatleri azim ve kararlılıkla korunmuştur. Özetle, terörle mücadele harekâtı ile kara, deniz ve hava hudutlarımızın güvenliği başta olmak üzere tüm görevlerin icrasında yasalarla tanınan her türlü inisiyatif, imkân ve yetki; muhakemeye dayalı cesaretle tereddütsüz kullanılmıştır. Faaliyetlerimizde sağlanan başarılar; başta aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz olmak üzere ciddiyet, samimiyet, diyalog ve koordinasyon içerisinde fedakârca çalışan, mesleklerinin her kademesinde ve faaliyetlerinin her aşamasında askeri atmosferi daima muhafaza eden siz kahraman silah arkadaşlarım sayesinde elde edilmiştir. Bu süreçte TSK’nın her bir personeli, gece-gündüz demeden karada, denizde ve havada olağanüstü gayretle çalışarak kendilerine verilen her türlü görevi yerine getirmiş; egemenlik, bağımsızlık ve güvenliğimizin en önemli teminatı olan Türk Silahlı Kuvvetlerinde en küçük bir zafiyet yaşanmaması için büyük fedakârlıklar göstermiştir. Silahlı Kuvvetlerimizin fedakâr ve kahraman mensupları olarak sadakatiniz, üstün ahlaki ve mesleki niteliklerinizle Genelkurmay Başkanlığı görevini devralan Orgeneral Yaşar Güler başta olmak üzere, yeni komuta heyetinin emir ve komutasında çok daha önemli başarılar kazanacağınıza inanıyorum. Özellikle 15 Temmuz’dan sonraki süreçte yaşanan personel eksikliğine rağmen, binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen köklü gelenekleri, milli ve manevi değerleri ile anayasada belirtilen çerçevede ve yasalar doğrultusunda milletinin emrinde ve daima görevinin başında olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin sizlerin sayesinde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendisine verilen görevleri, büyük bir azim ve kararlılıkla yerine getireceğinden asil Türk milletinin sevgi ve güvenine lâyık olmaya devam edeceğinden hiçbir şüphem yoktur. Bu duygu ve düşüncelerle ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, kutsal vatan toprakları için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını rahmet, minnet ve saygıyla yâd ediyor, hayatta olan kahraman gazilerimize, şehitlerimizin ve gazilerimizin değerli aile fertlerine şükranlarımı sunuyorum. ‘Ordu-millet’ dayanışmasının en güzel örneklerini sergileyerek desteğini hiçbir zaman esirgemeyen ve varlığıyla çalışmalarımızda bizlere güç veren asil milletimize, Türk Silahlı Kuvvetlerinin daima daha ileriye gitmesi için emek harcayan ve değerli katkılarda bulunan başta birlikte çalıştığım Kuvvet Komutanlarımıza, İkinci Başkanlarımıza, Jandarma Genel Komutanlarına, Sahil Güvenlik Komutanlarına, general, amiral, subay, astsubay, devlet memuru, işçi, uzman erbaş ve erlerimize, kahraman gazilerimize, terörle mücadelede Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarıyla birlikte omuz omuza çalışan jandarma personeli, emniyet güçleri ve güvenlik korucularımıza, emekli mensuplarımıza; görev sürem boyunca desteklerini her zaman yanımda hissettiğim tüm değerli silah ve mesai arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyor, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bugünkü seviyeye gelmesinde emeği geçen önceki Sayın Genelkurmay Başkanları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin değerli mensuplarını saygı ve şükranla anıyorum. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler başta olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetlerinin tüm mensuplarına başarılar diliyor, kıymetli aile fertlerinizle birlikte huzur ve esenlik dolu bir ömür geçirmeniz temennisiyle hepinizi en içten duygularla selamlıyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerine ve onun kahraman mensuplarına emir-komuta etmenin gururuyla sizlere arzıveda ederken her birinizin gözlerinden öpüyorum. Yolunuz, bahtınız açık olsun.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten ‘enflasyon’ değerlendirmesi İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz” dedi. Avdagiç, yaptığı açıklamada, iş dünyasının enflasyon ve döviz kuru beklentilerini değerlendirdi. Avdagiç, Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 36 olarak açıkladığını, tahmin aralıklarında bunun yüzde 40-42’lere çıkabileceğini ifade ettiğini hatırlatarak, “İstanbul iş dünyası olarak enflasyonda biz bu seneyi yüzde 43-44 bandında tamamlayacağımızı öngörüyoruz. Bununla birlikte ihracatın sıkıntıya girmemesi ve ithalatın cazip hale gelmemesi için kur ile enflasyon arasındaki korelasyonun kopmaması lazım. Kuru baskılayarak enflasyonu tutmanın kısa vadeli birtakım faydaları olabilir ama bu ithalatı artıran, ihracatı baskılayan unsur olacaktır. Bu da hep üzerinde çalıştığımız dış ticaret açığımızı olumsuz etkileyecektir" değerlendirmesinde bulundu. Döviz kurunun, enflasyonla korelasyonunun kopmamasının önemli olduğunu belirten Avdagiç, “İlk çeyrekte dolar kuru yüzde 9, enflasyon yüzde 14,3’ün üzerinde arttı. İlk 3 ayda 5,3 puanlık bir fark var” ifadesini kullandı. “Hazine ve Maliye Bakanlığı yapılması gerekenleri titizlikle yapıyor” Avdagiç, Türkiye’nin FATF Gri Listesi’nden çıkacağını öngördüklerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hem ulusal hem de uluslararası anlamda yapılması gerekenleri titizlikle yaptığını ifade etti. Avdagiç, Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) 300 puan seviyesine inmesinin ekonomi yönetiminin ve hükümetin çabalarının önemli bir sonucu olduğunu söyledi. Şekib Avdagiç, şöyle devam etti: “Ekonomi yönetiminin adımları pozitif sonuçlarını vermeye başladı. Bu memnuniyet verici. İş dünyası açısından CDS kadar daha önemli bir unsur da bankaların sendikasyon kredileri. İkisi arasında bir korelasyon var. En son bankaların sendikasyonlarına baktığımız zaman Euribor+yüzde 2,25 ile borçlandıklarını görüyoruz. Bankaların sendikasyon maliyetlerini takip etmek lazım.” Banka kredisi maliyetlerinin yüksek olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, kredi maliyetlerinin enflasyon üzerinde konumlanması piyasanın bir gerçeği. Ağırlıklı olarak günlük ticari faaliyetleri devam ettirmek için kredi kullanımı gündemde. Beklentimiz enflasyonun makul seviyeye inmesi, buna bağlı olarak da faizlerin ve kredi maliyetlerinin daha uygun bir noktaya gelmesidir. Kredi maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, enflasyonun aşağıya çekilmesiyle uyumlu bir halde olacaktır."
İstanbul Üniversite ve lise öğrencileri sürdürülebilirlik öğrenci kongresinde buluşuyor Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları tarafından düzenlenen I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi için geri sayım başladı. Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise öğrencilerinin katılımıyla gerçekleşecek olan kongrede; Sağlık, Teknoloji, Çevre ve Eğitim başlıklarına yer verilecek. 10-11 Mayıs tarihlerinde Fenerbahçe Üniversitesinde düzenlenecek olan I. Ulusal Sürdürülebilirlik Kongresinde Medicana Grup üst düzey yöneticileri, Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hakan Karataş ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Muhammet Saymaz üniversite ve lise öğrencileriyle bir araya gelerek daha iyi bir dünyaya değerli paylaşımlarıyla ilham olacak. Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları lise hazırlık, 9, 10, 11, 12. sınıf öğrencileri gerçekleştirilecek kongrede sunum, poster sunumu ya da dinleyici olarak yer alarak bilgi paylaşımlarında bulunabilecek. I. Ulusal Sürdürülebilirlik Öğrenci Kongresi ile öğrenciler için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde farkındalık oluşturacak olan Medicana Eğitim Grubu iştiraki Fenerbahçe Üniversitesi ve MBA Okulları, gençlerin geleceğin liderleri olarak sürdürülebilirlik alanında bilinçlenmesi, küresel sorunları anlamak ve sürdürülebilir çözümler üretmesi için yenilikçi bir öğrenme platformu oluşturmayı hedefliyor.
İstanbul “Yaza formda girmek için haftada 150 dakika yürüyün” Yaz mevsimine formda girmek adına şimdiden dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Su içmeyi ihmal etmeyin, günde ortalama 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Tükettiğiniz meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın” dedi. Yeterli ve dengeli beslenmenin sağlığın temeli olduğunu ancak bunun nasıl sağlandığı konusunda bilgi kirliliği olduğunu ifade eden VM Medical Park Pendik Hastanesi’nden Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Beslenme açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri yemek içmek değildir. Besin öğeleri vücudun ihtiyaç duyduğu düzeyde alınamadığında yetersiz beslenme oluşur. Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır” şeklinde konuştu. “İnsan 50’ye yakın besin öğesine gereksinim duyar” İnsanın yaşamı için 50’ye yakın besin öğesine gereksinimi olduğunun altını çizen Diyetisyen Kara, “İnsanın sağlıklı büyüme ve gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için bu öğelerin her birinden günlük ne kadar alınması gerektiği belirlenmiştir. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında ya da gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişme engellenir, sağlık bozulur. Gereğinden fazla besin tüketilirse, çok alınan bazı öğeler vücutta yağ olarak depolandığından sağlık için zararlı olur. Bu duruma dengesiz beslenme denir. Dengesiz beslenmenin önlenmesinde beslenme eğitimi ile sağlıklı beslenme bilincinin kazandırılması büyük bir önem taşır” ifadelerini kullandı. “Dengeli beslenen kişiler sık hastalanmaz” Yeterli ve dengeli beslenen kişilerin belli özellikleri olduğunu dile getiren Diyetisyen Kara, bunları şöyle sıraladı: “Dengeli beslenen kişi sağlam ve sağlıklı bir görünüştedir. Hareketli ve esnek bir bedene, muntazam bir cilde, canlı ve parlak saçlara ve gözlere, kuvvetli, gelişimi normal kaslara sahiptir. Ayrıca çalışmaya istekli kişiliğe, boy uzunluğuna uygun vücut ağırlığına, normal zihinsel gelişme, sık sık hasta olmayan bir yapıya da sahiptir.” “Sürekli baş ağrısı dengesiz beslenme işareti” Yetersiz ve dengesiz beslenenlerin hareketlerinin de ağır ve isteksiz olduğunu işaret eden Diyetisyen Kara, “Dengesiz beslenenler sağlıksız genel görünüşte (aşırı zayıf veya şişman), pürüzlü, kuru, sağlıksız cilt yapısına, şişman veya çok zayıf vücut yapısına, sık sık baş ağrısından şikâyet eden, iştahsız, yorgun, isteksiz bir yapıya sahiptir” dedi. “Yaza formda girmek için beslenme önerileri” Yaz mevsimine formda girmek adına beslenme önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı: “Su içmeyi ihmal etmeyin ve günlük 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Her zaman hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Mutlaka bir diyetisyen gözetiminde ideal kilonuza ulaşın. Medyatik ve bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Yazın tüketilen meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Kronik hastalığınız yoksa taze meyve -sebze suları tüketin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın. Kendinize mutlaka hobi ve aktivite edinin.” “Yeşil egzersiz kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa iyi gelir” Günümüzün dijitalleşen dünyasında günlük işlerimiz fiziksel olarak hareket etmeksizin kolay bir şekilde gerçekleştirilebilse de, fiziksel aktiviteden yoksun bir yaşam tarzının birçok hastalığı da beraberinde getirdiğini işaret eden Diyetisyen Kara, şu önerilerde bulundu: “Fiziksel aktivitenin vücudun bütün sistemleriyle ilişkili olduğu ve birçok hastalığın tedavisinde destekleyici rolü bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Son zamanlarda ‘yeşil egzersiz’ olarak adlandırılan ve insan sağlığına daha çok olumlu katkıda bulunan, doğal ortamda gerçekleştirilen fiziksel aktivite yeşil egzersiz olarak adlandırılmaktadır. Yeşil egzersizin kronik ağrıya, fiziksel ve mental sağlığa olumlu etkileri vardır. Kolay erişilebilen, biyoçeşitliliği fazla olan doğal ve hoş ortamlarda vakit geçirmenin fizyolojik, psikolojik ve sosyal refahı sağladığı, yaşam kalitesinin artmasında etkili olduğu görülmektedir. Yeşil egzersiz ayrıca insanların çevreye karşı olumlu tutumlarının da gelişmesine katkı sağlamaktadır. Yapılan çalışmalarda yeşil egzersizin psikolojik, hormonal ve nöroimmünolojik çok boyutlu yararlar sağladığı, biyopsikososyal yaklaşımla uyumlu bir yöntem olduğu açıkça görülmektedir. Sonuç olarak, sürdürülebilir sağlığa ve çevreye katkısı olan bu egzersiz yaklaşımının yeşil egzersiz reçeteleri, doğal ortamların korunması, kanıta dayalı araştırmalar ve teşviklerle daha çok desteklenmesi gerektiği ortaya konmuştur.” “Bahar aylarında tüketilebilecek sebze ve meyve önerileri” Bahar aylarında tüketebileceğimiz sağlıklı sebze ve meyve önerilerinde bulunan Diyetisyen Kara, “Hücrelerin yenilenmesi, dokuların onarımı, hastalıklara karşı direnç sağlaması gibi sayısız faydası ile sebze ve meyveler her daim beslenmemizde öncelik kazanıyor. İlkbaharda tüketebileceğimiz bazı önemli sebze ve meyveler havuç, enginar, turp, bezelye, kuşkonmaz, maydanoz, marul, roka, taze yeşillikler, bakla, taze soğan, taze sarımsak, kiraz, çilek, erik, elma, yenidünya ve çağladır” dedi. Diyetisyen Kara, yaza formda girmek isteyenlerin tercih edebileceği metabolizma hızlandıran çay ve çorba tarifini ise şu şekilde paylaştı: “Zencefilli metabolizma çayı” “Malzemeler: 1 litre su, 1 nohut tanesi büyüklüğünde zencefil, 4-5 dilim elma, 1 top karabiber, 1 adet karanfil, limon dilimleri Hazırlanışı: Tüm malzemeleri doğrayıp suda 10 dakika dinlendirip, yemeklerden 20 dakika sonra gece ara öğününde tüketin.” “Metabolizma hızlandıran kabak çorbası” Malzemeler: 2 orta boy kabak, 1 adet soğan, 1 diş sarımsak, 1 orta boy domates, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, tuz, karabiber. Hazırlanışı: Küçük doğranmış soğan, sarımsak, kabak 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile pişirin. Malzemeler yumuşayınca üzerine rendelenmiş domates ekleyin. Domates pişince üzerine 5 bardak su koyun. Su kaynayınca en son üzerine küçük doğranmış dereotu ve maydanoz ilave edin. Sıcak servis yapıp tuz ve karabiber ekleyip afiyetle tüketebilirsiniz.”