POLİTİKA - 07 Aralık 2018 Cuma 13:40

’’Gönüllüler Dayanıklı Toplumlar İnşa Ediyor" etkinliği

A
A
A
’’Gönüllüler Dayanıklı Toplumlar İnşa Ediyor" etkinliği

Birleşmiş Milletler Gönüllüleri (UNV) tarafından 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü kapsamında Gençlik ve Spor Bakanlığında program düzenlendi.

Birleşmiş Milletler Gönüllüleri (UNV) tarafından 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü kapsamında Gençlik ve Spor Bakanlığında program düzenlendi. Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, ’’Projelerimizde gençlerimizin fikirlerini esas alarak hareket etmeyi, onların yollarını açan bir çözüm ortağı olarak hareket etmeyi istiyoruz’’ dedi.


Birleşmiş Milletler Gönüllüleri (UNV) tarafından 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü kapsamında program düzenlendi. ’’Gönüllüler Dayanıklı Toplumlar İnşa Ediyor" başlığı ile düzenlenen programa çok sayıda gönüllü öğrenci ve sivil toplum kuruluşu üyeleri katıldı. Programda konuşan Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, ’’Gönüllülük hepimizin önemsediği, farkındalık oluşturma gayesi güden çözüm ortaklarımızın olduğu çok önemli bir konu. BM raporuna göre dünyadaki gönüllü sayısı 1 milyar kişiden fazla. Bu durum dünyanın gönüllülük oluşumuna verdiği önemi gösteriyor" ifadelerini kulandı.


Gönüllülük faaliyetlerinin büyük bir kısmının gençler tarafından yapıldığına dikkat çeken Bakan Kasapoğlu konuşmasına şöyle devam etti:


’’Türkiye genç nüfusu ve potansiyeli anlamında gönüllülük açısından en önemli ülkelerden biri. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkeyiz. İnsani yardımlar konusunda özellikle son yıllarda Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve kararlılığı sayesinde en gelişmiş ülkelerin bile önünde bir rakama sahibiz. Ancak gönüllülük tanımı üzerinden yaklaştığımızda ülkemizdeki gönüllülük faaliyetleri noktasında ölçülebilir bir durum söz konusu olmadığı için bunu rakamlara dökemiyoruz. İyilik, nefes alıp vermek kadar doğal bizim anlayışımızda. Bizim bu çözüm ruhunu, iyilik ruhunu muhafaza etmeniz ve bunu dünyadaki organize gönüllülük faaliyetlerine katmanız gerekiyor. Bakanlık olarak gençlerimizi bu konuda motive etmek, geliştirmek açısından gayret sarf etmeyi önemli bir görev olarak algılıyoruz. Bakanlığımızın faaliyetlerinin temel odağında sosyal fayda üretmek, direkt ve dolaylı bir şekilde insanlığın ortak birikimine katkı sağlamak var. Projelerimizde gençlerimizin fikirlerini esas alarak hareket etmeyi, onların yollarını açan bir çözüm ortağı olarak hareket etmek istiyoruz. Bu anlayışla başlattığımız çalışmalardan güzel sonuçlar alıyoruz. Gönüllüleri bir araya getiren ve ortak faaliyetler yapmalarını sağlayan genç gönüllüler web sitesi bizim gurur duyduğumuz çalışmalardan biri. Bu faaliyetlerin giderek daha fazla ilgi görmesi, herkesin gücü yettiğince iyilik yapma çabası içine girmesi bunu bize gösteriyor. Her kesimden insanın gönüllülük faaliyetleri için bir araya gelmesi gönüllülüğün birleştirici ve kaynaştırıcı ruhunun da ortaya koyulması açısından çok önemli. Genç gönüllülük faaliyetlerinden alıkoyan engelleri ortadan kaldırılması için bakanlık bünyesinde bir web sayfası oluşturduk. Bu sitemiz tüm kuruluşlara açık. Birbirinden farklı alanlarda gönüllülük faaliyetleri düzenlemek isteyen gençlerimiz, bu site vasıtasıyla gönüllü arayan kurum ve kuruluşlarla tek bir noktada bir araya geliyorlar. Suriyeli bir çocuğa artık aynı toprağı paylaştığı akranlarıyla kucaklaşması için Türkçe öğretiyoruz. İnsana dokunan, hayatı iyilikle güzelleştiren bu gönüllülük faaliyetleri için bakanlığımız gençlere yol gösteriyor. Bu bizim açımızdan gurur verici, sevindirici bir olay.’’



’’Hep birlikte dünyayı daha yaşanabilir bir yer yapacağımıza inanıyoruz’’


Bakanlık olarak amaçlarının gençlerin hayallerine ortak olmak ve bu yolu onlarla birlikte yürümek olduğuna dikkat çeken Kasapoğlu, ’’Türkiye’nin hemen hemen her köşesine ulaştırmaya çalıştığımız şu an sayısı 300’e yaklaşan gençlik merkezlerimiz var. Bu gençlik merkezlerinde mutlaka gönüllülükle ilgili bir faaliyet var. Gençler bir ücret ödemeden merkezlerimizin kurslarına katılıyorlar, spor yapıp ders çalışıyorlar. Sosyal uyum ismini verdiğimiz başka bir çalışma var. Suriyeli kardeşlerimizin yoğun olduğu bölgelerdeki kaynaşma çabası için kültürel, sanatsal, spor anlamında pek çok faaliyetle sosyal uyum projesiyle gençlerimizin sayesinde katlı sağlıyoruz. Genç dönüşüm projesi, gençlerimize sosyal sorumluluk vermesi açısından önemli bir proje. Bu kapsamda israfı önleyecek, çevre bilincini oturtmak gibi bir takım faaliyetler gerçekleşiyor. Biz gençlerimizden gelecek her türlü öneriye, projeye açığız. 2019 yılını gönüllülük yılı ilan ediyoruz. Bu anlamda gençlik faaliyetlerimizi gönüllülük esasına bağlı olarak devam ettireceğiz. Gençliğimizin ve bakanlığımızın ortak hayallerine can katan genç kardeşlerimiz bu projenin, amacın hakemleridir. Bizim amacımız gençlerimizin hayallerine ortak olmak ve bu yolu onlarla birlikte yürümektir. Hep birlikte dünyayı daha yaşanabilir bir yer yapacağımıza inanıyoruz. Bunu birlikte başaracağız. Birbirimizi sevmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Yeni nesillerimizi değerlerimiz konusunda bilinçlendireceğiz. Bu buluşmaları sık sık tekrarlayacağız. Dünyada iyiliğin kötülüğe karşı galip gelmesine hep birlikte şahitlik edeceğiz’’ şeklinde konuştu.



’’Gönüllülük esaslı çalışmaları önemsiyor ve bunların artması için var gücümüzle çalışıyoruz’’


Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Ayşe Kardaş Ergezen de Türkiye’nin dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdur coğrafyalara yardım elini uzatan, onlara sahip çıkan ve yaralarını saran bir ülke konumunda olduğunu belirtti. Özellikle son 16 yıl içerisinde çıkar merkezli diplomasi yerine benimsenen insan, şefkat, merhamet merkezli diplomasi anlayışının Türkiye’yi milli gelire oranla dünyada en çok insani yardım yapan ülke konumuna getirdiğinin altını çizen Ergezen, ’’Türkiye son 3 yıldır dünyanın en cömert ülkesi oldu. Suriye krizi karşısında ülkemizin yaptıkları tüm dünyanın gözleri önünde. Türkiye savaş ortamında hayatlarını kurtarmak için kendisine sığınan Suriyeli kardeşleri ne kucak açarak sadece tarihi bir sorumluluğu yerine getirmekle kalmadı, aynı zamanda bütün insanlığa örmek oldu. Dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan her türlü haksızlığa, şiddete ve teröre karşı olduğumuzu her seferinde tekrar ediyoruz. Gönüllülük esaslı çalışmaları önemsiyor ve bunların artması için var gücümüzle çalışıyoruz. Hükümetimizin ve bakanlığımızın temel felsefesini bu anlayış oluşturuyor’’ açıklamalarında bulundu.


Kasapoğlu, programın ardından bakanlıkta bulunan ve kitap seslendirmesi yapılan kabine girerek kitap okudu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Hakim ve savcı adaylarına “İş Hayatında İletişim ve Diksiyon” ile “Etkili ve Hızlı Okuma” kursu Silifke Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde Silifke Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü tarafından Cumhuriyet Savcılarına, hâkimlere ve hâkim-savcı adaylarına yönelik düzenlenen ve "İş Hayatında İletişim ve Diksiyon" ile "Etkili ve Hızlı Okuma" kursları tamamlandı. Cumhuriyet Başsavcısı Selman Eskiler kursların kapanış konuşmasında, "Silifke Adliyesinde görevli Cumhuriyet Savcıları, hâkimlerimiz ve hâkim-savcı adaylarımızın gönüllülük esasına dayalı olarak mesleki ve kişisel gelişim alanlarında bilgi, beceri ve yetkinliklerini arttırmak gayesiyle çeşitli kurs planlamaları yaptık. Yargı camiasında görev yapan birçok meslektaşımız vermiş oldukları kararlar öncesi hem dijital hem de basılı materyaller ile uzun süreli ve yoğun bir şekilde okuma faaliyetinde bulunmaktadırlar. Bu nedenle okuma süreçlerinde okuma tekniklerini öğrenmeleri ve mesleki anlamda bir takım kolaylıklar edinmeleri adına planlamış olduğumuz ’Etkili ve hızlı okuma’ kursumuz ile iş hayatları boyunca protokol ilişkileri, söyleşi, konferans, ziyaret gibi sosyal ve kültürel etkinliklerine katkı sağlamasını umduğumuz ’İş hayatında iletişim ve diksiyon’ kursumuz tamamlanmıştır. Düzenlenen eğitimler sonucunda katılımcıların yeni bilgiler edinmesi ve bir takım becerilerinde belirgin bir şekilde artış gözlemlenmiş olması bizleri mutlu etmiştir. Bu vesileyle söz konusu eğitimleri veren eğitmenlerimize, eğitimleri başarıyla tamamlayan Cumhuriyet Savcısı, hâkim ve hâkim-savcı adaylarımıza, ayrıca eğitime katkıları sebebiyle Silifke Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü yetkililerine teşekkür ederim" dedi. Silifke Adalet Sarayında Esra Kara ve Serdar Türe tarafından pratik ve uygulamalı toplam 72 saat ders verildi.
Aydın Filmlere konu olan incir reçelinde kullanılan ilekler tezgahları süslüyor Filmlere konu olan incir reçelinin yapımında kullanılan ilekler, pazar tezgahlarını süslüyor. Tezgahlarda çok sık bulunmayan ilekleri gören bazı vatandaşlar da merakından tezgaha geliyor. Dünyanın en kaliteli incirlerinin yetiştiği Aydın’da, “deli ilek” olarak bilinen küçük ilekler de pazar tezgahlarını süslemeye başladı. Genellikle ilekler incir ağaçlarını sineklendirmek ve kaliteli incir elde etmek için satın alınırken, bazı vatandaşlar da ilek reçeli yapmak için tercih ediyor. İncir reçeli yapımında kullanılan deli ilekler tezgahlarda yerini alırken, vatandaşlar da yoğun ilgi gösteriyor. Gelen talepler doğrultusunda küçük ilekleri satmaya başladığını ifade eden üretici Raziye Ay; “Bu küçük ilekleri genelde reçel yapmak için alıyorlar. Biz normalde bu küçük ilekleri hep ayıklar sebzelerin içine dökerdik. Bir keresinde soran oldu getirdim. O günden sonra talep artmaya başladı. İlekleri kaynatıp, acı suyunu aldıktan sonra kabuğunu soyarak şerbet içerisinde bekletiyorlar ve reçele dönüştürüyorlar. Biz de talep olunca getirip satmaya başladık. Normalde büyük ilek satışları olur zaten pazarlarda. Çünkü bu ilekler incir ağaçlarına asılıyor ve sinek çıkarıyor. Tabi bunlar biraz daha küçük. Deli ilek olarak biliniyor. Şuan daha yeni fidanların ileklerini de getirip satıyoruz” dedi. Küçük ilekleri bilmeyen bazı vatandaşların da merak ederek tezgaha geldikleri ifade eden Ay, “Tezgahta zaten küçük ilekleri gören vatandaşlar merak edip soruyor, dikkat çekiyor. Alıp reçel yapıyorlar. Seveni de çok. Biz de talebi karşılıyoruz. Bugün sabah da pazara gelmeden isteyenler var diye topladım ve buraya getirdim. Kilosunu da piyasaya uygun şekilde 40 TL’den satıyoruz. Çok şükür işlerimiz güzel. Zaten tüm ürünlerimiz organik. Kendi bahçemizde yetiştirdiğimiz ürünleri satıyoruz” şeklinde konuştu.
Erzurum Erzurum’dan Avrupa’ya staj için gidiyorlar Oltu Mesleki Eğitim Merkezi’nde onlarca öğrenci, farklı meslek gruplarında Avrupa’nın değişik ülkelerine staj amaçlı gönderiliyor. Oltu Mesleki Eğitim Merkezi’nin hazırlayıp sunduğu ve Türkiye Ulusal Ajansınca akredite edilerek finanse edilen proje çerçevesinde; kuaförlük dalında Barselona’ya beş öğrenci bir öğretmen, motorlu araçlar teknolojisi dalında Almanya’ya yedi öğrenci bir öğretmen ve aşçılık dalında Portekiz’e beş öğrenci bir öğretmen gidecek. Adeta Avrupa’da üs kurdular Oltu Mesleki Eğitim Merkezi öğrencileri stajlarının önemli bir bölümünü Avrupa Birliği ülkelerinde yapıyorlar. Merkez Müdürü Önser Yeğin’in göreve gelmesinden sonra yaptığı AB projeleriyle gündeme gelen Oltu Mesleki Eğitim Merkezi, Türkiye’de kendi türünde akredite olan iki Mesleki Eğitim Merkezi’nden birisi olmayı başardı. Adeta bir şubesini Avrupa ülkelerinde açan merkez, şimdiye kadar onlarca öğrencisine 14 günden bir yıla kadar sürelerle yurt dışında mesleki eğitim alma imkanı sağladı. 2 Mayıs 2024 tarihinde 5 öğrenci 1 öğretmen ile İspanya Barselona’ya kadın kuaförü dalında öğrenciler 21 günlük staj eğitimine gidecek. Motorlu Araçlar Teknolojisi alanından da ise yedi öğrenci 21 gün ile 90 günlük staj için Almanya’nın sanayi kenti olan Hamburg’da olacak. Bangkok’ta staj yapacaklar Oltu Mesleki Eğitim Merkezi’nin Müdürü ve Proje Koordinatörü Önser Yeğin, “9 Mayıs 28 Mayıs 2024 tarihleri arasında da beş öğrenci bir öğretmenimiz ile beraber Portekiz’e staj eğitimi için gidecekler. Aynı şekilde Kuyumculuk Teknolojisi alanı değerli taş işleme ve faset kesim teknikleri için 25 Mayıs -9 Haziran 2024 tarihleri arasında ise Tayland’ın başkenti Bangkok’a 2 öğrenci 3 öğretmen ile giderek burada değerli taşların işlenmesi sanatı ile alakalı eğitim alacaklar. Bu alanda bir ay içinde bir okuldan bu kadar yurt dışı faaliyeti gerçekleştirmek rekordur. Bir ayda 25 öğrenci ve beş öğretmenin yurt dışı iş ve işlemlerini gerçekleştirerek. Bu organizasyonu başarmanın sevincini tüm personel ve öğrencilerimizle haklı gurunu yaşıyoruz. Görev sürem burada 12 Temmuz 2024’te bitecek ve bu okuldan ilçemizin başka bir okuluna tayin olacağım. Bu zamana kadar en güzel hizmetleri yapmaya devam edeceğiz” dedi. 95 öğrenci staj imkanı buldu İlçe Milli Eğitim Müdürü İlhami Şahin, “Oltu Mesleki Eğitim Merkezi özellikle Oltumuzla ismi anılan taş işlemeciliğini tüm dünyaya tanıtması ve mesleki eğitiminde bir farkındalığı oluşturması açısından Merkez Müdürü Önser Yeğin’nin olağanüstü gayretlerini takdir ediyoruz. Türkiye’de bu kadar Mesleki Eğitim Merkezi içerisinde sadece iki mesleki Eğitim Merkezi’nden birisi olarak Türkiye Ulusal Ajansınca akredite edilmesi başlı başına önemli bir başarıdır” şeklinde konuştu. Oltu Mesleki Eğitim Merkez’inden şimdiye kadar AB ülkelerinde 25 öğretmen, 95 öğrenci 14 gün, 21 gün, 90 gün , 180 gün ve 365 gün sürelerle mesleki alanlarında staj eğitimi yaptı. Bir öğrenci Londra’da istihdam imkanı bulurken, dört öğrenci de Hollanda’da iş buldu. AB Staj hareketliliğine katılan tüm öğrenciler alanlarında istihdam edilmişlerdir. 2027 yılına kadar akredite olan Oltu Mesleki Eğitim Merkezi, AB ülklerine staj eğitimi için öğrenci göndermeye önümüzdeki yıl da devam edecek.
İstanbul Diş teline avantajlı alternatif: Şeffaf plaklar Hizalanmış dişlere ve sağlıklı bir gülüşe sahip olmak isteyen fakat diş teli kullanmaktan çekinenlerin sıklıkla tercih ettiği şeffaf plaklara dair merak edilenleri anlatan Ortodontist Dr. Öğr. Üyesi Merve Kurt Bıyıklıoğlu şeffaf plakların çocukların kullanımına da uygun olduğunu vurguladı. İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Diş Hastanesi’nden Ortodontist Dr. Öğr. Üyesi Merve Kurt Bıyıklıoğlu şeffaf plak tedavisinin kişiye özel planlanarak üretilen, takılıp çıkartılabilen şeffaf hizalayıcılar kullanılarak dişlerin kademeli olarak düzeltilmesini amaçlayan bir işlem olduğunu belirtti. Günde ortalama 22 saat takılmalı Bıyıklıoğlu, şeffaf plakların neredeyse kimsenin fark etmeyeceği kadar ince bir yapıda olduğunun altını çizerek, “Diş yüzeyine eklenen ve ataçman adı verilen dolgu çıkıntıları üzerinden kuvvet uygulanarak dişleri düzeltir. Dişlerin hareket edebilmesi için uygulanan kuvvet devamlı olmalıdır. Bu sebeple ortodontik plakların beslenme zamanı ve diş fırçalarken çıkarılması haricinde günde ortalama 22 saat takılması gerekiyor. Şeffaf plaklar ilk takıldığında bir baskı hissedilebilir ancak kısa süre sonra alışmak mümkün” dedi. “Hem çocukların hem de yetişkinlerin kullanımına uygun” Bıyıklıoğlu, şeffaf plakların diş destek dokuları sağlıklı ise hem çocuklarda hem de yetişkinlerde kullanılabileceğini belirterek “Diş çapraşıklığı, dişler arası boşlukların kapatılması, gülümseme estetiği planlaması, protez öncesi hazırlıklar gibi tedavi hedefleri için uygulanıyor. Tedavi sonrasında dişlerin eski haline dönmesini engellemek için tel tedavisinden sonra yapıldığı gibi dişler arkadan ince bir telle sabitlenir, bu tel dışarıdan görünmez.” dedi. “Ortodontist yönlendirmesi çok önemli” Şeffaf plak tedavilerinde sürecin ortodontistin ağızdan ölçü alması ile başladığını anlatan Bıyıklıoğlu, “Bu aşamada geleneksel ölçü yöntemleri kullanılabildiği gibi ağız içi tarayıcılar da tercih ediliyor. Alınan ölçü bilgisayar ortamına aktarılıyor ve dişler bilgisayar simülasyonu ile hareket ettirilerek şeffaf plaklar hazırlanıyor. Dişlerin hareket etmesi istenen pozisyona göre seri şekilde üretim yapılıyor. Ölçüler alındıktan sonra plakların hastaya teslim edilmesi kullanılan sisteme göre 4 haftayı bulabilir. Şeffaf plak tedavisinde her bir plak ortalama 7-10 gün kadar takılır, tedavinin devam ettiği süreçte ortodontistin yönlendirmesiyle gerekli diğer plaklara geçilir.” ifadelerini kullandı. Ağız hijyeni için oldukça faydalı Hastaların, günlük diş temizliğinde olduğu gibi plaklarını çıkartarak dişlerini ve plaklarını temizleyebileceklerini dile getiren Bıyıklıoğlu, “Plaklar sert olmayacak şekilde fırçalanabilir. Bu nedenle hastanın ağız hijyenini sağlaması bakımından bir sorun teşkil etmez. Hastaların daha önce bir tedavi görmüş olması (ortodonti, dolgu, kanal tedavisi, kuron kaplama vs.) şeffaf plak tedavisi için bir engel oluşturmaz. Şeffaf plak tedavileri geleneksel tel tedavileriyle kıyaslandığında daha fazla hasta kooperasyonu gerektirir.” şeklinde konuştu. Şeffaf plakların avantajları saymakla bitmiyor: Tedavi sonucu önceden görülüyor, yeme içme kısıtlaması gerektirmiyor Dr. Öğr. Üyesi Merve Kurt Bıyıklıoğlu, hastaların sıkça merak ettiği şeffaf plak kullanımının avantajlarını şu şekilde sıraladı: -Dijital olarak oluşturulan tedavi simülasyonu sayesinde hasta, tedavi sonucunu henüz tedavi başlamadan önce üç boyutlu olarak görülebiliyor. -Yemek yerken çıkarılabilir olması sayesinde yeme-içme kısıtlaması gerektirmez. -Diş fırçalarken çıkarılabilir olması braket tedavisine kıyasla fırçalamada kolaylık sağlar. -Spor, yüzme gibi aktivitelerde plaklar engel teşkil etmez. -Plakların varlığına alışma süreci geçtikten sonra konuşmada sorun oluşturmaz. “Uzaktan tedavi takibi sağlanabiliyor” Şeffaf plakların kontrol sürecinde hastaların genellikle 4 - 6 haftada bir rutin kontrollere çağırıldığını ve tedavi sürecine göre bu aralığın daha uzun veya kısa tutulduğu zamanlar da olabildiğini belirten Bıyıklıoğlu sözlerini, “Kontroller sırasında şeffaf plakların ağıza uyumunun kontrolü, dişlerin konumunun önceden planlanan simülasyondaki konumlarla karşılaştırılması, genel gidişatla ilgili hasta bilgilendirmesi gibi işlemler olur. Ayrıca şehir dışı/ yurt dışı hastalar için uzaktan tedavi takibi sağlanabilir.” şeklinde sonlandırdı.