GENEL - 05 Nisan 2019 Cuma 18:27

HAK-İŞ Başkanı Arslan: “Türkiye’yi de susturmak için herkes el birliğiyle çalışıyor”

A
A
A
HAK-İŞ Başkanı Arslan: “Türkiye’yi de susturmak için herkes el birliğiyle çalışıyor”

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, “ABD tehditleriyle, İslam dünyası da susmuş durumda.

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, “ABD tehditleriyle, İslam dünyası da susmuş durumda. Susmayan bir tek Türkiye var. Türkiye’yi de susturmak için herkes el birliğiyle çalışıyor” dedi.


HAK-İŞ ile Moritanya Çalışanları Ulusal Konfederasyonu (CNTM), Moritanya Sendikalarıyla HAK-İŞ Konfederasyonu Arasında İşbirliğini Geliştirme Projesi kapsamında düzenlenen eğitim programında bir araya geldi. HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, Moritanya’nın Türkiye’ye çok büyük bir sevgi ve sempatisi olduğunu belirterek, Moritanya’nın Türkiye ile ilişkilerini sorunsuz şekilde sürdüren ülkelerden biri olduğunu kaydetti.


CNTM Uluslararası İlişkiler Yöneticisi Abdellahi Camara ile olan ilişkilerinin samimiyetine değinen Arslan, “Türkiye’yi çok yakından takip eden bir arkadaşımız, bizim bütün etkinliklerimize katılır. Bazı sendikalarımızla CNTM sendikaları arasında iş birliği anlaşmalarımız gerçekleştirildi. HAK- İŞ, dünya sendikalar hareketinin çok önemli bir aktarı olduğu için hem uluslararası sendikalar konfederasyonu İTUK bünyesinde hem de ikili iş birlikleriyle dünya sendikalar hareketini geliştirmeye çalışıyoruz. Moritanya gibi Afrika’daki 15 gibi ülkeden fazla ülkeyle HAK- İŞ’in ikili iş birlikleri devam etmektedir. Başta Sudan olmak üzere Moritanya, Kuzey Afrika ülkeleri, Cezayir, Fas, Tunus’tan başlayarak güneye doğru pek çok ülkede ikili iş birliklerini HAK-İŞ olarak güçlendirmekteyiz” diye konuştu.


Arslan, Afrika’nın kaynaklarının Afrika halkına ait olduğunu söyleyerek, “Türkiye olarak da Afrikalı halkların kendi özgür ve bağımsızlıklarını koruyarak ülke kaynaklarını, ülke imkanlarını en iyi şekilde değerlendirerek dünyanın gelişmiş ve çağdaş demokrasilerinin o ülkelerde yerleşmesini destekleyerek gelişmiş ülkeler ligine çıkmasını arzu ediyoruz. Afrika’nın bu makus talihinin yıkılması konusunda Türkiye de çok büyük bir çaba sarf etmekte. Afrika’ya daha çok yatırım daha çok destekler, bu destekler sadece ekonomik değil, tecrübenin paylaşılması o ülkeye yatırımların yapılması ve karşılıklı iş birliğinin arttırılması konusunda ciddi açılımlar var. Kendi düşüncelerimizi, kendi tecrübelerimizi kimseye empoze etmeden onlarla paylaşıp onların buradan nasıl yararlanabileceklerini konusunda tecrübelerimizi paylaşmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.



“ABD tehditleriyle, İslam dünyası da susmuş durumda, susmayan bir tek Türkiye var”


Filistin konusunda da açıklamalarda bulunan Arslan, sözlerine şöyle devam etti:


“Özellikle Filistin konusunda Moritanya halkının duyarlılığının altını çizmek istiyorum. Özellikle Gazze’ye yönelik saldırıları dolayısıyla siyonist İsrail’in, Filistin’e yönelik katliamlarına karşı büyük bir etki uyandırmış, İsrail Büyükelçiliği, Moritanya’da tahrip edilmiştir. İsrail Büyükelçiliği daha sonra kapatılmıştır. Bizim de dünyanın 50 ülkesiyle oluşturduğumuz Uluslararası Filistin ve Kudüs’e Destek Sendikalar Birliğinin kurucuları arasında yer almaları, mütevazı imkanlarına rağmen, zor şartlara rağmen bu birliğin oluşturulmasında çok değerli kardeşimiz Camara’nın büyük katkıları ve desteklerini biliyoruz. 30 Mart özellikle Gazze’de uygulanan ablukanın sona erdirilmesi konusunda yürütülen mücadelelerin önemli bir kilometre taşıydı. 30 Mart aynı zamanda Filistinlilerin topraklarının İsrailliler tarafından zorla ellerinden alınmasının yıl dönümüydü. 70 yıl önce kendi topraklarından zorla çıkarılan, toprakları işgal edilip kendileri mülteci durumuna düşürülen Filistinlilerin başlattığı büyük geri dönüş yürüyüşünün yıl dönümüydü. Filistinli kardeşlerimizin büyük geri dönüş yürüyüşlerini sembolik olarak kutladığı günlerde bile İsrail silahları ateşlendi ve ne yazık ki 200’e yakın kardeşimiz bu bir yıl içerisinde İsrail askerlerinin hedefi oldular, şehit oldular. ABD tehditleriyle, İslam dünyası da susmuş durumda. Susmayan bir tek Türkiye var. Türkiye’yi de susturmak için herkes el birliğiyle çalışıyor. Türkiye hem etrafındaki sorunlarla hem de içerideki sorunlarla mücadele etmek zorunda ve bunların yanında bütün mazlum ülkelerin yanında olarak onların sesi olmaya çalışıyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Türkiye’nin canlı ve minarel türleri bu müzede sergileniyor Türkiye’nin ilk doğa tarih müzesi olma özelliği taşıyan Erzincan’ın Kemaliye ilçesindeki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, başta Kemaliye olmak üzere Erzincan ve yurt genelinden canlı ve minarel türlerine ait yaklaşık 5 bin çeşit materyali sergiliyor. Erzincan Kemaliye’deki Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliyeli olan, Prof. Dr. Ali Demirsoy’un katkıları ile kuruldu. Müzeyle ilgili şu bilgilere yer verildi: “Prof. Dr. Ali Demirsoy Doğa Tarihi Müzesi, Kemaliye ilçesinde kurulan “Doğa Müzesinde Bilimsel Bir Gezinti” isimli proje kapsamında 2009 yılında kuruldu. Müzenin kuruluşuna Prof. Dr. Ali Demirsoy, Prof. Dr. Aydın Akbulut ve Öğ. Gör. Yusuf Durmuş öncelik etti. Bu müzede sergilenen örneklerin önemli bir kısmı 10 ayrı üniversiteden 48 bilim insanının görev aldığı “Kemaliye ve Çevresinin Biyoçeşitlilik Açısından İncelenmesi” projesi kapsamında bölgeden toplanan jeolojik ve biyolojik örneklerden oluşmakta. Kurulduğu tarihten bugüne bölge halkı, öğrenciler ve ekoturizm açısından önemli bir ilgi odağı oldu. Ülkemizin değişik bölgelerinden ve Kemaliye çevresinden alınan mineral, taş, toprak ve her türlü jeolojik materyal MTA’daki uzmanlara teşhis ettirilerek dolabların içindeki raflarda uygun kaplarda sergilenmekte. Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelmiş mineral, kristal, toprak, kayaç örnekleri sergilenmekte. Kemaliye ve çevresinin Gastropad, Bivalvia ve Echinodermata gruplarına ait fosil örnekleri teşhis edilerek, raflarda sergilenmekte. Bir hücreli bitki ve hayvanların mikroskop altında görüntülerinin sunulduğu bir bölüm bulunmakta. Karasal ekosistemin ilk canlı gruplarından olan likenler doğal ortamına uygun habitat ortamları hazırlanarak sergilenmekte. Yine Kemaliye’den toplanan ve teşhis edilen karayosunu örnekleri sergi panolarına yerleştirilerek sunulmakta. Omurgasızların önemli bir kısmı formol ve alkol içinde kavanozlarda etiketleriyle birlikte sunulmakta. Böceklerin büyük bir kısmı, bilimsel örnek hazırlama yöntemine göre içi boşaltılıp tahnit edilmiş, özel böcek iğnelerine geçirilerek panolarda (müze görsel materyali olarak) ya da parazitlere karşı özel korumalı, çekmeli müze dolaplarında saklanmakta. Müzenin en ağırlıklı kısmını böcekler ve herbaryum materyali oluşturmakta. Bölgenin ve ülkemizin tatlısularında ve denizlerinde yaşayan balık örnekleri çeşitli kimyasal işlemlerden geçirerek (formolalkol) görsel malzemeye dönüştürülerek sergileniyor. Aynı işlem amfibiler için de yapılmıştır. Farklı türlerden oluşan amfibi örnekleri alkollü kaplar içinde ve sergi dolaplarında teşhir edilmekte. Birçok zehirli yılın türünün bulunduğu sürüngen örnekleri de aynı yöntemle görsel malzemeye dönüştürülmüştür. Özellikleri, zehirleri ve korunma önlemleri konusunda bilgiler verilmiştir. Çeşitli fırsatlarla elde edilmiş kuş örnekleri tahnit edilerek sunulmaktadır. Kemaliye ve çevresinden 200 yakın kuş türünün (bir kısmı göçücü, transit) varlığı bilinmektedir. Bu kuş türlerine ilişkin tanıtıcı resimler ve tahnit malzemeleri önemli bir eğitim malzemesi niteliği taşımakta. Türkiye’deki yırtıcıların büyük bir kısmını barındıran yörede, memeliler önemli bir yer tutmaktadır. Soyu tehdit altında olan ayı, kurt, vaşak, sansar, dağ keçisi, porsuk, sincap, yedi uyur, fındık faresi, yer sincabı, çok sayıda küçük memeli ve kemirici türleri yörenin fauna elemanları olarak müzede halkın ve eğitim camiasının hizmetine sunulmuştur. Çeşitli şartlar altında elde edilmiş olan büyük ve küçük memeliler tahnit edilerek üç boyutlu sergilenmiştir. Ayrıca bu memelilerin postları ve bazılarının iskeletleri de sergilenmekte ve tanıtıcı bilgi verilemekte. Kemaliye ve çevresinden teşhis edilen 1000 kadar bitkinin en az yarısı, özellikle soğanlı bitkiler görsel olarak sunulmuştur. Bitkiler müze materyali olarak preslendikten sonra kartonlara yapıştırılmıştır. Bu örneklerin hepsi herbaryum örnekleri olarak özel dolaplarda bilim insanlarının kullanımına açıktır ve sergilenmekte”