GENEL - 12 Mayıs 2020 Salı 16:59

Berber esnafı pandemi süreci sonrası pazar günleri tatil yapmak istiyor

A
A
A
Berber esnafı pandemi süreci sonrası pazar günleri tatil yapmak istiyor

Ankara Berberler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Sezayi Kara, “Bizim amacımız ve gayemiz meslektaşlarımızın hepsinin pazar günleri ailelerine zaman ayırması.

Ankara Berberler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Sezayi Kara, “Bizim amacımız ve gayemiz meslektaşlarımızın hepsinin pazar günleri ailelerine zaman ayırması. Mesai saatleri uzun olan bir mesleğin çalışanlarıyız. Bu yüzden ailemize yeteri kadar vakit ayıramıyoruz. Berberlerin mutlaka haftada bir gün dinlenmesi gerekiyor. Bunun da pazar günü doğru olduğunu düşünüyoruz. Çünkü tüm ailenin birlikte evde olduğu gün pazar günü” dedi.


Covid-19 önlemleri kapsamında kapatılan kuaför ve berberler, 51 gün sonra 11 Mayıs Pazartesi günü açıldı. Müşterileri hijyen kurallarına uygun olarak karşılayan berber, kuaför ve güzellik salonu esnafı, randevulu olarak çalışma sistemine geçti. Ankara Berberler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Sezayi Kara, uzun süre sonra ilk kez dün kepenk açan berberlerin çok mutlu olduklarını ifade ederek, berber esnafının uzun süre sonra evlerine yüzleri gülerek gittiğinin altını çizdi. Covid-19 salgını dolayısıyla alınan tedbirler kapsamında Türkiye’de 15 ilde uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamasının berber ve kuaför esnafı için güzel bir fırsat olduğuna değinen Kara, pandemi süreci sonrasında da berberlerin pazar günleri kapalı kalmasını istediklerini aktardı. Pandemi sürecinde ailelerine vakit ayırdıklarını belirten Kara, “Biz berberler olarak Ankara’da yüzde 80’lik başarı oranıyla pazar günleri kapalı oluyoruz. Bizim amacımız ve gayemiz meslektaşlarımızın hepsinin pazar günleri ailelerine zaman ayırması. Mesai saatleri uzun olan bir mesleğin çalışanlarıyız. Bu yüzden ailemize yeteri kadar vakit ayıramıyoruz. Bu pandemi dönemi bize, bizim de bir ailemiz olduğunu öğretti. Bu süreçte çocuklarımızla kahvaltı yaptık, evde çocuklarımızla paylaşımda bulunduk. Covid-19 salgını döneminde çok sayıda üyemizden, ‘Başkanım, aslında Covid-19 salgını ile dükkanlarımızın kapanmasıyla birlikte ailemizin, çocuğumuzun farkına vardık. Onların uyandığını, uyuduğu vakti gördük. Bizler çalışırken sabah dükkana gitmek için sabah erken çıkıyorduk, çocuğumuz uyuyor oluyordu. Akşam eve geldiğimizde de saat geç olduğu için yine çocuğumuz uyuyor oluyordu’ diye telefonlar aldım. Berberlerin mutlaka haftada bir gün dinlenmesi gerekiyor. Bunun da pazar günü doğru olduğunu düşünüyoruz. Çünkü tüm ailenin birlikte evde olduğu gün pazar günü” diye konuştu.



“Pandemi dönemi sonrası da inşallah tüm berberler bir gün boyunca kapalı olur”


Pazar günleri tüm berberlerin kapalı olmasına dair taleplerini bugün itibarıyla ilgili bakanlıklara ileteceklerini vurgulayan Kara, “Çoğu meslektaşımız da dükkanlarında tek çalışıyor. Bizler makine değiliz. Bir gün istirahat etme hakkımız var. Bunda yasal bir sıkıntı yok; isteyen esnaf dükkanını kapatıyor, isteyen de açık tutuyor. Burada aslında başka bir sorun oluşuyor. ‘Başkanım, ben kapatıyorum. Çocuğuma vakit ayırmak istiyorum. Ama yan apartmandaki berber açık. Benim müşterim oraya gidiyor ya da müşterim bana, paraya doydun mu, diyor.’ Biz de böyle bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyoruz. Pandemi döneminde hafta sonları belirli kısıtlamalar var. Ne güzel oldu, herkes evde. İnşallah pandemi dönemini hızlı bir şekilde atlatırız ama pandemi bittikten sonra da berberlerimizin bir gün boyunca kapalı kalması çok güzel olur. Biz de cumartesi günü dükkanlarımızı dezenfekte edip, dinlenip pazartesi günü daha motive bir şekilde iş başı yapacağız. Türkiye’deki yüzde 99 berberin isteği de bu. Ankaramız da bunu istiyor. Biz Ankara’daki berberlerin temsilcisi olarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına, İçişleri Bakanlığına, Sağlık Bakanlığına talebimizi bugün itibarıyla göndereceğiz” ifadelerini kullandı.



“Bizlere verilen fırsatı iyi kullanmamız lazım”


Kuaför, berber ve güzellik salonlarının açılış ve kapanış saatlerinin İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgede net bir şekilde ifade edildiğine değinen Kara, bu saatlere tüm esnafın uyması gerektiğini söyledi. Kara, akşam saat 21.00 sonrası açık olan berber esnafının da ceza alabileceğini ifade ederek, “Açık ve net olarak İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan bir genelge var. Bu genelgede çalışma saatleri olarak sabah 09.00 ile akşam 21.00 arasında berberlerin faaliyet gösterebileceği söyleniyor. Berberlerin aslında saat 21.00 olmadan dükkanlarını kapatması lazım. Covid-19 tedbirlerine berberlerin uyması gerekiyor. Bizlere şu an bir fırsat verildi. Bu fırsatı iyi kullanmamız lazım. Saat 21.00’den sonra açık olan meslektaşlarım İçişleri Bakanlığının verdiği kararı yerine getirmiyor. Bu berberlerle ilgili şikayet olduğu zaman ya da polis ve zabıtanın gördüğü anda cezai işlem uygulanıyor. Bu da yetmiyor idari işlem de uygulanabiliyor. Böyle bir şeye imkan vermemek için Bakanlığımızın aldığı karara lütfen hepimiz uyalım. Zaten 12 saat çalışıyoruz” dedi.



“Yıl başında yapılan fiyat tarifesi üzerinden devam ediyoruz”


Hijyen kuralları doğrultusunda kullanılmaya başlayan tek kullanımlık ürünlerin tıraş ücretlerine yansımasının ihtimal dahi olmadığını belirten Kara, “Biz, Ankara Berberler Esnaf ve Sanatkarlar Odası olarak her yıl düzenli bir fiyat artışı yapıyoruz. Yönetim olarak alınan kararı üst birliğimiz olan Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliğine gönderiyoruz. Onlar da valiliğe gönderiyorlar, onay geldikten sonra yürürlüğe giriyor. Biz bu sene de yıl başında bir fiyat artışı yaptık. Bu fiyatlar üzerinden devam ediyoruz. 1 Ocak 2020 tarihi itibarıyla geçerli olmak üzere bir fiyat tarifesi aldık. Bizim bu tarifenin üzerine çıkma ihtimalimiz yok. Mesleğimizi ve sanatımızı iyi yapalım. Ayakta kalmak için, rahat yaşamak için bu tarifeye uymalıyız. Tarifenin üstünde farklı para alınıyorsa cezai işlem gerektiriyor. Cumhurbaşkanımızın berberleri açma kararından sonra malzemelerde bir yoğunluk ve fiyat artışı yaşandı. Ama biz bunu fiyatlarımıza yansıtmadık. Bizim saç tıraşlarımızda uyguladığımız fiyatlar; birinci, ikinci ve üçüncü sınıf olarak adlandırılıyor. Bu sınıflar ruhsatlandırmaya göre değişiyor. Belediyenin bir sınıflandırması var. Belediye ruhsat alan berberimize hangi ruhsatı verdiyse biz de tarifemizi ona göre veriyoruz. Üçüncü sınıf saç kesimimizin ücreti 30 TL. Tarife üzerine çıkanlar varsa müşterilerimiz odamıza müracaat edebilirler, biz de gerekeni yaparız” dedi.



“Emeğin pazarlığı olmaz”


1 Ocak 2020 tarihi itibarıyla geçerli olan fiyat tarifesine tüm berber esnafının uyması gerektiğini söyleyen Kara, salgın sürecinde berber, kuaför ve güzellik salonu esnafının değerinin daha iyi anlaşıldığını aktardı. Kara, “Emeğin pazarlığı olmaz. Aslında insanların tıraş olması bir mutluluk. İnsanlar en güzel kıyafetlerini giydiği anda saçları güzel değilse mutsuz olurlar. Ama saçları güzelse, düzenliyse en kötü kıyafetle bile mutlu olurlar. Bizler karşılıklı hizmetimizi yapacağız. Bayram öncesi berberin açılması insanlarımıza da moral oldu. ‘İyi ki siz varsınız’ diyorlar” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Balıklı Rum Hastanesi ihbarda bulunmuştu: "Sahte reçete" soruşturması tamamlandı İstanbul’da bulunan Balıklı Rum Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi bölümünde, usulsüz reçete düzenlenerek, muayene olmayan hastaların tedavi edilmiş gibi gösterip, SGK’nın ve hastanenin zarara uğratıldığı iddiasına ilişkin, yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, bir sanık hakkında, 46 yıla kadar, 4 sanık hakkında ise 26’şar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Balıklı Rum Hastanesi’nde, çocuk psikiyatri doktoru Prof. Dr. A.E. ve tıbbi sekreter N.D. ile bir eczanede kalfa olarak çalışan R.Ç. başta olmak üzere 16 şahsın, sahte reçete düzenleyerek Balıklı Rum Hastanesini zarara uğratıldığı, konun ise hastane tarafından yapılan iç denetimde ortaya çıktığı olaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Soruşturma kapsamında geçtiğimiz günlerde yapılan operasyon neticesinde, 6 şüpheli gözaltına alınmış, bu şüphelilerden 3’ü tutuklanmıştı. Konuya ilişkin, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan 157 sayfalık iddianamede; Balıklı Rum Hastanesi Vakfı ‘müşteki’, 18 kişi ‘mağdur’, 16 kişi ‘müşteki’, 5 şahıs ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. İddianamede, tıbbi sekreter N.D. ve eczacı kalfası R.Ç. diğer sanıkların da içinde olduğu sahte reçeteler düzenlenmek suretiyle resmi evraklarda sahtecilik yapıldığı, müşteki hastane başta olmak üzere bir çok kişi ve kuruma zarar verdiği, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’nın kendi kurum bünyesinde yapmış olduğu iç denetim sonucunda; hastanede "Çocuk Psikiyatristi" olarak görev yapan sanık Prof.Dr. A.E. ve tıbbi sekreter sanık N.D.’nin, dışarıdan eczacılar ile anlaşarak, kimlik kontrolü yapmadan hastayı muayene ettikleri, resmi evrak düzenledikleri, hastaneye gelen kişi adına SGK sisteminde sorun olmadığı halde "Sistemde Problem Var"mazeretiyle kayıt açmadan işlem yaptıkları ve yeşil ile kırmızı reçete düzenledikleri, bunun sonucunda da kamu kurumlarını zarara uğrattıkları belirtildi. "SİSTEM YOKTUR" kaşesi vurularak SGK zarara uğratıldı Protokol numaralarının çoğunda muayene olan hastanın değil, başkalarının kayıtlı olduğunun belirtildiği iddianamede, hastaların kayıtlı oldukları tarihte hastaneye hiç gelmedikleri, dolayısıyla hastaların hastanenin resmi sisteminde hiç bir kaydı olmadığı, dolayısıyla o kişi adına hastanede kaydı olan başka bir kişinin protokol numarasına yazılarak adına sahte reçete düzenlendiği, sisteme kaydedilmeyen hastalara usulsüz reçete verildiğinde; "Kişinin ne kadar ilaç alıp alamayacağı, sistemin buna izin verip vermediğinin görülmediği, "kırmızı ve yeşil reçeteli ilaçların fazla miktarda ve kayıtsız alındığının tespit edildiği, bazı hastaların belirli bir tarihten sonra hastane sistemine hiç kayıt olmadıkları, ancak bu hastalar adına yeşil ve kırmızı reçete düzenlenmeye devam edildiği aktarıldı. İddianamede, hastanenin maddi zarara uğradığı gibi hastaneye gelmeyen bu hastaların adına kendilerinden habersiz reçete düzenlenmesi sebebiyle bu kişilerin kimlik bilgilerinin izinsiz kullanıldığı, birçok hastaya hastanenin yoğun olduğu söylenerek, sanık Doktor A.E. tarafından, anlaşmalı olduğu bazı psikiyatristlere yönlendirilme yapılarak hastanenin maddi kayba uğradığı, hastane ve sağlık çalışanlarının normalde "dışarıda başka eczane, sağlık kurumu gibi yerler ile resmi ve uygun olmayan ilişki içine girmesi" yasak olduğu halde sanık Doktor A.E’nin sürekli olarak eczane kalfası R.Ç. tarafından reçete edilen ilaçlar getirildiği, bunun sonucunda da her ikisi arasında menfaat ilişkisi olduğu bilgisi yer aldı. Hazırlanan iddianamede, bazı hastalara "SİSTEM YOKTUR" kaşesi vurularak sisteme kayıt edilmeden çokça yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilaçların hastane adına reçete edildiği, SGK’nın maddi kayba uğramasına sebep olunduğu bilgisi yer aldı. İlaçları el altından farklı kişilere yüksek fiyatlardan satarak haksız kazanç elde ettikleri belirtildi Hazırlanan iddianamede, Doktor A.E.’nin, 2020 yılından beri hastanede çalıştığı, bir psikolojik danışmanlık merkezine yüzde 50 ortağı olduğu, bu merkezin 3 yöneticisinden de biri olduğu, ayrıca Doktor A.E.’nin eylemlerini hastane çalışanı N.D. ile birlikte hareket ederek gerçekleştirdikleri, sanıkların Balıklı Rum Hastanesine kayıt yaptırmayan ancak özel polikliniğe giden hastaların reçetesini hastane aracılığı ile SGK’ya fatura ettikleri, fatura edilen ve kırmızı ve yeşil reçetelere mahsus edilerek alınan ilaçları el altından farklı kişilere yüksek fiyatlardan satarak haksız kazanç elde ettikleri, yazılan usulsüz ilaçlardan dolayı temin edilen haksız kazancı diğer sanıkların aralarında paylaştıkları, bu ilaçları temin ederken Eczacı sanık A.H. ile ilaç mümessili sanık C.K.’nin iletişim kurarak ilaç temini yönünde birlikte hareket ettikleri, işlenen suç yönünden dosyadan bulunan tüm sanıkların iş birliği içerisinde hareket ettikleri aktarıldı. Sanıklar hakkında değişen oranlarda hapis talebi İddianamede, sanık A.H. hakkında, 5 suçtan 21 yıldan, 46 yıla kadar, sanık A.E. başta olmak üzere diğer sanıklar C.K., N.D. ve R.Ç. hakkında ise 11’er yıldan 26’şar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Hazırlanan iddianame Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
Muş Muş’ta dolandırıcılık operasyonu: 5 tutuklama Muş’ta yatırım vaadiyle dolandırıcılık yaptığı belirlenen şüphelilere yönelik Muş’ta düzenlenen siber operasyonda 5 kişi tutuklandı. Muş İl Emniyet Müdürlüğüne yapılan müracaat üzerine başlatılan soruşturmada, müştekinin kendisini arayan şahıslar tarafından yatırım vaadiyle dolandırıldığı belirlendi. Müştekinin, iki ayrı şirkete ait banka hesaplarına 26 işlemde toplam 2 milyon 352 bin 382 TL para gönderdiği tespit edildi. Soruşturma kapsamında yapılan incelemelerde, söz konusu paraların farklı şahıslara ait banka hesaplarına aktarıldığı, bu hesaplardan kripto para platformlarına yönlendirilerek kripto varlık alımı yapıldığı ve kripto cüzdanlara transfer edildiği belirlendi. Muş İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 25.12.2025 tarihinde gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda, çeşitli illerde toplam 10 şüpheli yakalandı. Şüphelilerden 7’si adli işlemlerinin tamamlanması amacıyla ile getirilirken, 3 şüpheli ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Bazı şüphelilerin adreslerinde bulunamadığı, bir kısmının ise yurt dışında olduğu tespit edildi. Şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramalarda 13 cep telefonu, 6 SIM kart, 2 hard disk ve 1 hafıza kartı ele geçirildi. İle getirilen 7 şüpheli, 26.12.2025 tarihinde mevcutlu olarak adli makamlara sevk edildi. Şüphelilerden 1’i savcılıktan serbest bırakılırken, 1 şüpheli yurt dışı yasağı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 5 şüpheli ise tutuklanarak cezaevine teslim edildi.
Bayburt Bayburt’ta ’Liseler Arası Münazara Yarışması’ devam ediyor Bayburt İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen Liseler Arası Münazara Yarışması kapsamında ikinci münazara Aydıntepe Çok Programlı Anadolu Lisesi ile Bayburt Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasında gerçekleştirildi. Öğrenciler, eğitimde teknoloji ve insan ilişkisinin önceliğini tartıştı. Yarışmada, Aydıntepe Çok Programlı Anadolu Lisesi öğrencileri ’Eğitimde teknolojik araçlar öncelikli olmalıdır’ tezini savunurken, Bayburt Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri ise ’Eğitimde öğretmen-öğrenci ilişkisi öncelikli olmalıdır’ tezi üzerinden görüşlerini dile getirdi. Belirlenen tezler doğrultusunda gerçekleşen münazarada öğrenciler; eleştirel düşünme, etkili ifade ve akademik tartışma becerilerini sergileyerek nitelikli bir tartışma ortaya koydu. Öte yandan, yarışmanın ilk münazarası ise Bayburt Lisesi ile Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasında Çoruh Kültür Merkezi’nde düzenlenmişti. İlk münazarada Bayburt Lisesi öğrencileri ’Eğitimin öncelikli amacı değerler eğitimidir’ tezini savunmuş, Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri ise ’Eğitimin öncelikli amacı bilgi aktarımıdır’ tezi üzerinden görüşlerini paylaşmıştı. Liseler Arası Münazara Yarışması ile öğrencilerin kendini ifade etmesine ve akademik gelişimlerine katkı sunulması amaçlanıyor.