GENEL - 06 Nisan 2021 Salı 10:12

Prof. Dr. Kılıçoğlu: “Bir avukat önüne gelen davayı reddedebiliyorsa iyi bir avukattır”

A
A
A
Prof. Dr. Kılıçoğlu: “Bir avukat önüne gelen davayı reddedebiliyorsa iyi bir avukattır”

Profesör Doktor Ahmet Kılıçoğlu, “Genç hukukçu meslektaşlarıma tavsiyem şudur; Çocuklar önünüze gelen bir uyuşmazlığı reddetmesini bilin.

Profesör Doktor Ahmet Kılıçoğlu, “Genç hukukçu meslektaşlarıma tavsiyem şudur; Çocuklar önünüze gelen bir uyuşmazlığı reddetmesini bilin. Bir avukat önüne gelen bir hadiseyi, kendisine getirilen bir davayı reddedebiliyorsa iyi bir avukattır. Her avukat her derde deva olan bir meslek mensubu değildir. Avukat, hukuktan adaletten yana olan dert sahibinin yanında yer almalıdır” açıklamalarında bulundu.


Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıçoğlu, İHA’nın sorularını yanıtladı. 5 Nisan Avukatlar Günü’nün ülkemize özgü olduğuna değinen Prof. Dr. Kılıçoğlu, “Uluslararası bir niteliği yoktur. Bugünün önemi bütün mesleklerde belirli günler önem taşır bu belirli günlerde mesleğin sorunları meslekte meslektaşların sıkıntıları ülkenin o meslekle ilgili sorunları dile getirilir. Her 5 Nisan tarihinde de bu kutlama nedeniyle Avukatlar Günü’nde avukatların ne gibi sorunlarla karşılaştığını ülkemizin hukuk bakımından geldiği noktanın ne olduğunu bir hesabını veririz, tartışırız. Avukatlık mesleğinin ülkemizde hangi boyutlarda olduğu, ne gibi sorunlarla karşılaştığını yad etmemiz gerekir” diye konuştu.


Prof. Dr. Kılıçoğlu, avukatlık mesleğine dair 3 önemli sorunun günümüzde yer aldığını belirterek bu sorunların hukuk fakültelerindeki eğitim düzeyi, yargının içinde bulunduğu sorunların avukatlara yansımaları ve pandemi olduğunu açıkladı.


Hukuk fakültelerinde yer alan sorunlara değinen Prof. Dr. Kılıçoğlu, “Bugün bakıyoruz ülkemizde son 25 yıldan bu yana hukuk fakültelerinin açılmasında çok iyi hesapların yapılmadığını, altyapı koşullarının çok iyi irdelenmediğini görüyoruz. Gelişigüzel açılan hukuk fakültelerinde maalesef öğrencilerimiz gereken iyi bir eğitimi alamıyorlar. Altyapı sorunları olan kütüphanesi bulunmayan öğrenciye asgari yaşam standartları barınma, beslenme, burs, kitap gibi sorunları halledilmeyen bir kısım fakültelerimizde sağlıklı bir eğitim yapamadığımızı üzülerek itiraf etmek zorundayım. Üniversiteler açılsın, fakülteler çoğalsın ama bu fakülteleri açarken elimizdeki kaynakları gözden geçirmeliyiz. Acaba hukuk fakültelerinde eğitim verebilecek ne kadar bir kadroya sahibiz? Ne kadar akademisyene sahibiz? Bunları gözden geçirmek zorundayız. Üzülerek itiraf etmeliyim bugün hukuk fakültelerinin büyük bir çoğunluğunda iyi hukukçuların yetişmesi mümkün görünmemektedir” diye konuştu. Ayrıca hukuk fakültelerinde eğitimin nasıl olması gerektiğine de değinen Prof. Dr. Kılıçoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:


“Öğrencilere verilmesi gereken serbest düşünme, serbestçe karar verebilme yorum yapabilme sanatının aşılanması gerekir. Öğrenciler sadece kitaplarda kalan soyut bilgilerle değil, somut olaylara ve pratiğe yönelik olarak da yetiştirilmelidir. Hukuk fakültelerinde eğitimin kalitesini yükseltmek zorundayız”


Yargıda iş yükünün arttığını vurgulayan Prof. Dr. Kılıçoğlu, “Ülkemizde yargının yaşadığı sancıları hepimizi yakından takip ediyoruz. Büyük savrulmalar oldu. Yargıdaki bu savrulmalar yargıdaki kadroları tahrip etti. Maalesef bugün her bir avukat dert küpü haline gelmiştir. Dertlerini anlatamaz duruma gelmiştir. Yargıda istedikleri gibi bir yargılamayı gerçekleştirmemektedirler” açıklamalarında bulundu.


Pandemi döneminde Türk eğitim sisteminin 2 yılı kaybettiğini söyleyen Prof. Dr. Kılıçoğlu şunları kaydetti:


“Yüz yüze yapılmayan eğitimin yerini hiç olmazsa kabilinden online eğitim yapılmaktadır. Ama size itiraf edeyim ben 1,5 yıldan beri hukuk öğrencilerine pandemi nedeniyle online eğitim veriyorum. Benim verdiğim bu eğitim içime sinmiyor. Çünkü yüz yüze eğitim sırasında öğrencilerle hukuksal konuları tartışmak suretiyle öğrencilere soru imkanları sağlamak suretiyle öğrencilerin daha iyi yetişmesi için gayret gösterebiliyorduk. Online’da bu imkana sahip değiliz. Son 2 yıldır sağlıklı bir eğitim veremediğimiz kanısındayım”


İyi bir avukatın nasıl olması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Kılıçoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“İyi bir hukukçu önce adaleti, hukuku düşünmek zorundadır. Kuşkusuz avukatlık mesleğini seçen kişilerin kaygıları vardır. Para kazanma istekleri vardır ama bu birinci planda olmamalıdır. Bir avukat önüne gelen hadisede önce hukukun ne olduğunu, adaletin bu olayda nasıl tecelli etmesi gerektiğini düşünmelidir. Bunu sağladıktan sonra arkasından tabii ki emeğinin karşılığını alacaktır. Bu nedenle benim genç hukukçu meslektaşlarıma tavsiyem şudur; Çocuklar önünüze gelen bir uyuşmazlığı reddetmesini bilin. Bir avukat önüne gelen bir hadiseyi, kendisine getirilen bir davayı reddedebiliyorsa iyi bir avukattır. Her avukat her derde deva olan bir meslek mensubu değildir. Avukat, hukuktan adaletten yana olan dert sahibinin yanında yer almalıdır. Öğrenci mezunu olduğunda geçim telaşı içerisinde her nasıl olursa olsun ister haklı ister haksız olsun bu girişim içerisinde bu tür bir talep içerisinde olmamalıdır. Bir davada 2 tarafın haklı olması mümkün değildir. Taraflardan biri haklı olabilir. Mesleğinin geleceğini düşünen bir avukatın önüne gelen hadisede haklıyı bulabilmesi, haklının yanında olabilmesi gerekir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Bakan Yardımcısı Eminoğlu, Muş’ta sporun geleceğini gençlerle konuştu Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Enes Eminoğlu, Muş Spor Lisesi’ndeki öğrencilerle bir araya geldi. Muş Spor Lisesi Öğrencileriyle Söyleşi programı kapsamında buluşan Eminoğlu, Sultan Alparslan’ın şehrinde olmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın birkaç ay öncesinde Muş’ta milli sporcularla bir araya geldiğini söyleyen Eminoğlu, "Özellikle spor lisemizde genç arkadaşlarımızla buluşmak istedik. Dereceye giren arkadaşlarımıza yürekten tebrik ediyorum. Biz bu buluşmalarda sizleri dinlemek istiyoruz. Sizlerden gelen geri dönüşleri, sizlerin önerileri, katma değerleri, eleştirileri varsa onları dinlemek istiyoruz. Gerçekten spor anlamında Türkiye son 20 yılda, çok büyük şansımız var, Sayın Cumhurbaşkanımız sporu seviyor, futbolu seviyor, bütün branşları seviyor. Medyadan takip ederseniz her ay başarılı olan dünya şampiyonlarımızı külliyede misafir ediyor. Dünyada sporu böyle yakından takip eden ve seven belki nadir cumhurbaşkanlarından biri. Muş’ta, Bitlis’te, Van’da, 81’in tamamında sporda sessiz bir devrim yaşandı. Bugün baktığımızda spor tesisleri, yüzme havuzları, gençlik merkezlerimiz var" dedi. "Son 20 yılda, 200 yıllık iş yapıldı" Eminoğlu, "2002’de yurt kapasite sayısı 100 bindi, şimdi 1 milyonu geçti. Gençlik Merkezi sayısı 9’du, 600’e yaklaştı. Son 20 yılda, 200 yıllık iş yapıldı. Burada Sayın Cumhurbaşkanımızın gençlere verdiği değerin en büyük karşılığıdır. Balkanlar, Avrupa, dünya ve olimpiyatlara katılacak arkadaşlarımız bu sıralardan çıkacak. Ülkemizi en güzel şekilde temsil edecekler ve bayrağımızı göndere çekeceksiniz. İstiklal Marşı’mızı bütün dünyaya okuyacaksınız. O yüzden yaptığınız iş çok önemli arkadaşlar. Diğer genç arkadaşlarımıza rol model oluyorsunuz. Bu büyük bir emek, büyük bir özveri. O yüzden her birinizi hayranlıkla tebrik ediyorum. İnşallah daha güzel başarılar da imza atacaksınız. Bu ülkede sporda sessiz bir devrim yaşandı. Hala da devam ediyor. Yatırımlar, tesisler her alana gittiğinizde Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın özellikle yatırımları görünüyor. Havuzlar, sentetik sahalar, basketbol salonları, atletizm pistleri, statlar vesaire baktığımızda doğusu, güneyi, batısı, kuzeyi tamamen tesislerle çevrilmiş vaziyette. Bu oranları da artırmamız lazım. Spor ile meşgul olan gençler, dijital, madde ve diğer bağımlılıkta önleyici faktör olarak bir rol oynuyorsunuz. Ben her birinizi tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı. "Spor lisesinde geçtiğimiz dönemde ilimizin gururu oldular" Muş Valisi Avni Çakır da, Muş’un genç ve dinamik nüfus yapısının sporu doğal olarak ön plana çıkardığını belirterek, ilde sporun hem eğitimle hem de sosyal hayatla bütünleştiğini ifade etti. Vali Çakır, "Hem ilimizdeki gençlerimizin beklentileri, hayalleri, hem Muş’un spordaki konumu, durumu, hem ihtiyaçları çok güzel bir söyleşi olmuştu. Muş bir öğrenci şehri. Türkiye’nin en genç nüfuslarından birine sahip bir ilimiz. Nüfusumuz yaklaşık 400 bin. Bunun 200 bini 22 yaş altı diye söyleyebiliriz. Genç yoğun nüfusuna sahip olunca da bu da spor demek. Hem eğitimde hem de sporda çok güzel adımlar atıldı. Spor lisesinde geçtiğimiz dönemde ilimizin gururu oldular. Diğer branşlarda sporcu kardeşlerimiz var. Çok tercih edilen okulumuz. Sporla bütünleşmiş bir şehir. Spor yatırımları anlamında da çok iyi bir imkanlara sahibiz. Özellikle spor alanının güzel yatırılar yaptığı için teşekkür ediyoruz. Amacımız gençleri yarınlara çok daha güçlü bir şekilde hazırlamak" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından sporcuların talep ve önerileri dinlendi. Söyleşiye, Muş Gençlik ve Spor Müdürü Yusuf Kılıç, İl Milli Eğitim Müdürü Abdulkadir Altay ve sporcular katıldı.