EKONOMİ - 11 Mayıs 2022 Çarşamba 15:37

Öz-Sağlık İş Sendikası ve TÜHİS arasındaki toplu iş sözleşmesi iki bakanın katılımıyla imzalandı

A
A
A
Öz-Sağlık İş Sendikası ve TÜHİS arasındaki toplu iş sözleşmesi iki bakanın katılımıyla imzalandı

Öz-Sağlık İş Sendikası ve Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) arasındaki toplu iş sözleşmesi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin’in katıldığı törenle imzalandı.

Öz-Sağlık İş Sendikası ve Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS) arasındaki toplu iş sözleşmesi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin’in katıldığı törenle imzalandı.


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının merkez ve taşra teşkilatı 17 sıra No’lu sağlık ve sosyal hizmetler işkolunda bulunan işyerlerinde toplu iş sözleşmesi imzalamak için Öz Sağlık-İş Sendikası’na 22 Eylül 2021 tarihli yetki belgesi verilmişti. Bu çerçevede Öz Sağlık-İş Sendikası ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının üyesi olduğu TÜHİS arasında 26 Ekim 2021 tarihinde toplu iş sözleşmesi görüşmelerine başlandı ve görüşmeler mutabakatla sonuçlandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatında istihdam edilen işçileri kapsayan 1 Kasım 2021-31 Ekim 2024 tarihleri arasında uygulanacak olan 5. dönem toplu iş sözleşmesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık ile HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Öz Sağlık-İş Sendikası yetkililerinin katılımı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında düzenlenen törenle imzalandı. Sözleşme Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatlarında çalışan yaklaşık 25 bin işçiyi kapsıyor.



“Hizmet ettiğimiz gruplar bize emanet edilen gruplar”


Bakanlık olarak bazı dezavantajlı gruplara da hizmet sunduklarını belirten Bakan Yanık, personelden bu gruplara karşı hassasiyetini devam ettirmesini beklediklerini söyleyerek, “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı şükürler olsun son 20 yılda dünya klasmanında birinci sınıf sosyal hizmetler üreten, sosyal hizmet faaliyeti veren bir hürriyete kavuştu. Bununla ne kadar övünsek azdır. Bu çalışmaları yürüten bu faaliyeti hayata geçiren arkadaşlarımız bizim mesai arkadaşlarımız. Biz Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak 85 milyonun tamamına hizmet üreten bir bakanlığız. Bu anlamda çok genel ve büyük bir çatı faaliyet ifa ediyoruz ve 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının en dezavantajlı gruplarına hizmet üretiyoruz. Dolayısıyla bu hizmeti götürürken çalışma arkadaşlarımızın hem o hizmetin niteliğine teknik olarak vakıf olması ama aynı zamanda insani duyarlılık noktasında da yapılan işin manevi boyutunun, insan boyutunun da en az teknik kısmı kadar farkında olması gerekiyor. Hizmet ettiğimiz gruplar bize emanet edilen gruplar. Hizmetlerimizin kalitesini arttırarak devam ettirmek. Kuşkusuz bu özveriyi beklerken arkadaşlarımızın özlük haklarını iyileştirmemiz gerektiğinin her zaman farkında olduk ve bunun için hem Bakanlık olarak hem hükümetiz olarak imkanları olabildiği kadar zorladık” ifadelerini kullandı.



“Özlük düzeylerini yükseltecek her türlü imkanı sağlamaya, desteği vermeye gayret ediyoruz”


AK Parti hükümetinin 20 yıldır adil ve eşit bir düzen için çalıştığını ve bu sözleşmede de bu şekilde bir sonuç için yoğun mesai harcadıklarını söyleyen Bakan Yanık, “Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çalışan, emekçi, hizmet alan, hizmet veren taraflar olarak hepimizin eşit, adil, refah düzeyinden faydalanan, payına düşeni alan vatandaşlar olması için uğraşıyoruz. Bizim çalışma arkadaşlarımıza hem idari anlamda hem mali anlamda onların çalışma performanslarını artıracak, onların yaşama seviyelerini, özlük düzeylerini yükseltecek, her türlü imkanı sağlamaya, desteği vermeye gayret ediyoruz ama bunun karşılığında da onlardan gayet tabii ki bugüne kadar olduğu gibi aynı özveriyi, aynı çabayı, aynı duyarlılığı bekliyoruz. Çünkü hizmet ettiğimiz gruplar bize emanet edilen engelli, yaşlı, çocuk gibi son derece özel ihtimam isteyen gruplar. Dolayısıyla onlara ürettiğimiz, onlara sunduğumuz hizmette bundan sonrasında da hizmetlerimizin kalitesini artırarak, geliştirerek ve milletin emanetlerini kendi emanetlerimiz bilerek hizmet üretmeye inşallah sunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.



“Toplu sözleşmeler bir ülkede demokrasinin göstergesidir”


Toplu iş sözleşmelerindeki sürecin demokrasinin bir belirtisi ve demokrasiyi güçlendiren bir süreç olduğunu ifade eden Bakan Bilgin, “Toplu sözleşmeler bir ülkede demokrasinin göstergesidir. Sendikal mücadele, grevler, sosyal taraflar arasındaki mücadeleler de demokrasinin göstergesidir. Bunların uzlaşmaya dönüşmesi, uzlaşma ile neticelenmesi aynı zamanda uzlaşma kültürünün de ifadesidir. Bu bakımdan Türkiye’nin demokrasinin işleyip işlemediğini görmek için yapılan seçimlere elbette bakmak lazım. Seçilen yöneticilerin seçimle gelip gitmesine elbette bakmak lazım ama daha detayda bu kurumların işleyip işlemediğine bakmak lazım. Türkiye çok şükür bütün düzeylerde bütün kurumlarda demokrasiyi işleten bir ülkedir. Türkiye’nin demokratikleşme süreci, emekçilerin sosyal mücadeleleri ile daha da güçlenmektedir. Bu bakımdan biz toplu sözleşmelerin her aşamasının demokrasiye yaptığı katkı açısından değerlendirmek zorundayız” dedi.


Yapılan sözleşmelerin personele önemli kazançlar sağladığını söyleyen Bakan Bilgin, bu sözleşmelerle günlük kazancın 130 TL civarından yaklaşık 300 TL civarına çıktığını belirtti. Ayrıca yapılan bu sözleşmelerin bütün kamuoyunu bağladığını ifade eden Bilgin, sözleşme şartlarına uymayanlara yaptırımların uygulanacağını ve bu konunun takipçisi olacaklarını söyledi. Bakan Bilgin, bu tür sözleşmelerin toplumsal barış açısından da önemli olduğuna dikkat çekti.



“Bu önemli başarının iki mimarını huzurlarınızda bir kez daha kutlamak ve teşekkür etmek istiyorum”


Süreci kolaylaştıran iki bakana teşekkür eden HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, “Ülkemizin ve dünyanın yaşadığı zorlu bir dönem içerisinde gerçekten hepimiz için zor olan bir süreci başarılı bir şekilde tamamlamış olmak, sosyal diyalog mekanizmalarının bütününü kullanarak çalışanların haklarını azami ölçüde koruyan, aynı zamanda hizmetlerinde kalitesini, verimliliğini sağlayacak bir modeli hayata geçirmiş olmak gerçekten çok önemli. Bu önemli başarının iki mimarını huzurlarınızda bir kez daha kutlamak ve teşekkür etmek istiyorum. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanının bu konudaki duruşu, emeğin emekçinin hakları konusundaki hassasiyetini, çalışanlarına gösterdiği yakın ilgi ve destek için gerçekten teşekkürü hak ediyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin zaten aramızdan birisi. Bir teknisyen bakan olarak da bizim işimizi kolaylaştıran bir süreci yaşadık” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Kadın Girişimciler Kurulu yoğun gündemle toplandı TOBB Erzurum KGK İcra Kurulu Aralık Ayı Toplantısı gerçekleştirildi. TOBB Erzurum Kadın Girişimciler Kurulu (KGK) İcra Kurulu’nun Aralık 2025 toplantısı, KGK Yönetim Kurulu Başkanı M. Kübra Alioğulları başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıda, kurulun son dönemde yürüttüğü çalışmalar değerlendirilirken, önümüzdeki döneme ilişkin projeler ele alındı. Toplantıya, Yakutiye İlçe Tarım ve Orman Müdürü Nevra Küzeci de katılım sağladı. Gündem başlıkları: "Tarımda Kadın Eli" Projesi tanıtım hazırlıkları ile Çiftçi Kadın Akademisi kapsamında gerçekleştirilecek eğitim programları ve takviminin istişare edilmesi, Türkiye’deki dijital dönüşüm süreci kapsamında; sürdürülebilirlik, yeşil dönüşüm, yapay zekâ ve nesnelerin interneti gibi alanlardaki gelişmelerin takip edilmesine yönelik TOBB Akıllı KOBİ Platformu hakkında bilgilendirme, KOBİ’lerin yenilikçilik ve uluslararasılaşma süreçlerine destek sağlayan Avrupa İşletmeler Ağı (EEN) işletme kayıt sistemi hakkında bilgilendirme ve Atatürk Üniversitesi İİBF Yönetim Bilişim Sistemleri 4. sınıf öğrencilerinin, KOBİ’lere yönelik Dijital Dönüşüm, Yazılım-Bilişim ve Yapay Zekâ alanlarında ters mentörlük yapabilmesine imkân sunulmasına ilişkin bilgilendirme şeklinde oldu. Kadın girişimciliğini güçlendiren, tarım ve teknolojiyi buluşturan çalışmalarımız kararlılıkla devam ediyor.
Ordu Topraktan gelen miras tasarımla buluştu: Mısır kabuğu kadınların elinde hayat buluyor Ordu’da hasat sonrası çoğu zaman atık olarak görülen mısır kabukları, yürütülen çalışmalarla özgün tasarım ürünlerine dönüştürülüyor. Bölgede yetiştirilen ve genellikle hayvan yemi olarak değerlendirilen mısır kabukları, Ordu Olgunlaşma Enstitüsü Bitkisel Örücülük Atölyesinde usta öğreticiler tarafından titizlikle işlenerek ev ve yaşam alanlarına yönelik fonksiyonel ürünlere dönüştürülüyor. Hasat sonrası üreticilerden temin edilen mısır kabukları, enstitü bünyesinde yürütülen uzun ve zahmetli bir hazırlık sürecinin ardından üretime alınıyor. Kurutma, ayıklama ve ıslatma işlemlerinden geçirilen mısır kabukları, ince şeritler halinde kesilerek ip formuna getiriliyor. Elde edilen doğal ipler; geleneksel örme teknikleri ve tasarım atölyelerinde işlenerek ev aksesuarları, sofra ve mutfak takımları, aydınlatma ürünleri ve zemin kullanımına yönelik özgün parçalar haline getiriliyor. Geleneksel bilgi, güncel tasarımla buluşuyor Enstitünün usta öğreticilerinden Mehtap Eren, yürütülen çalışmaların temel amacının geleneksel üretim bilgisini günümüz yaşamına uyarlamak olduğunu belirterek, mısır kabuğunun geçmişte Anadolu’da yaygın olarak kullanılan bir malzeme olduğuna dikkat çekti. Eren, "Atalarımız mısır kabuklarını gündelik yaşamın doğal bir parçası olarak kullanmış. Yer paspaslarından tarımsal kurutma alanlarına kadar pek çok işlevi olmuş. Ancak zamanla bu bilgi unutulmuş. Biz Ordu Olgunlaşma Enstitüsü olarak, bu kültürel mirası sadece sergilemekle yetinmiyor; yaşayan, kullanılan ve tasarıma dönüşen bir üretim modeliyle geleceğe taşıyoruz" dedi. "Ürettiğimiz her parça bir kültür aktarımı" Bitkisel Örücülük Atölyesi’nde usta öğretici Zeliha Bektaş da mısır kabuğunun doğal yapısına uygun tekniklerle işlendiğini belirterek, üretim sürecinde emeğin yoğun olduğuna vurgu yaptı. Bektaş, "Mısır kabukları üreticilerimizden geliyor. Kurumumuzda yeniden işlenebilir hale getiriyoruz. İp formuna dönüştürdüğümüz kabukları, tasarlanan ürünlere göre örüyoruz. Ortaya çıkan her parça sadece bir ev ürünü değil, geçmişten bugüne taşınan bir üretim kültürünün yansıması. Zor bir zanaat ama severek yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Isparta Eğirdir’de yılda 20 bin tıbbi sülük kontrollü ortamda üretiliyor Isparta’nın Eğirdir ilçesinde faaliyet gösteren Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü, Türkiye’nin ilk kamuya ait tıbbi sülük üretim merkezinde yürüttüğü çalışmalarla sağlık alanına yönelik faaliyetlerini sürdürüyor. Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Mehmet Pazar, merkezde yılda yaklaşık 20 bin adet tıbbi sülük yetiştirildiğini belirterek, "Merkezimizde tıbbi sülük popülasyonlarına yönelik araştırmalar yürütülmekte, aynı zamanda sektörün ihtiyaç duyduğu steril sülüklerin üretimi gerçekleştirilmektedir" dedi. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 1987 yılında Isparta’nın Eğirdir ilçesinde kurulan Eğirdir Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü (SAREM), balık, kerevit, tıbbi sülük ve su kirliliği alanlarında yürüttüğü çalışmalar kapsamında iç sularda 21 ilde teknik destek sağlıyor. Enstitü bünyesinde yaklaşık 15 yıldır Hirudo verbana türü tıbbi sülüklerin yetiştiriciliği yapılıyor. Üniversitelerin veterinerlik, kimya, tıp ve eczacılık fakülteleri ile özel sektörle yürütülen çalışmalar çerçevesinde, yılda yaklaşık 20 bin adet tıbbi sülük üretiliyor. Üretilen sülükler, kontrollü ve steril sistemlerde yetiştirilerek bilimsel araştırmalarda ve tıbbi uygulamalarda kullanılıyor. Tıbbi sülük üretimine yönelik araştırmalar sürdürülüyor SAREM bünyesinde faaliyet gösteren Tıbbi Sülük Araştırma ve Üretim Merkezi, 2000’li yılların başında başlatılan popülasyon çalışmaları sonucunda 2021 yılında kuruldu. Merkez, aynı yıl Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yetiştiricilik izni aldı. Tesiste biyoloji, ekoloji, genetik, popülasyon dinamikleri, mikrobiyota ve hastalıklar üzerine araştırmalar yürütülüyor. "Merkezde yılda yaklaşık 20 bin adet tıbbi sülük yetiştirilmektedir" Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Mehmet Pazar, "Enstitümüz yaklaşık 40 yılı aşkın süredir sorumluluk alanımızda yer alan Eğirdir iç sularına yönelik proje ve çalışmalar yürütmektedir. Bu kapsamda balıkçılık, su kirliliği, taşıma kapasitesi ve yetiştiriciliğe yönelik çalışmalar gerçekleştirilmektedir. Su ürünleri alanında yer alan tıbbi sülükler de çalışma alanlarımız arasında bulunmaktadır. Bu nedenle merkezimizde tıbbi sülüklere yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Yaklaşık 15 yıldır devam eden bu çalışmalar, 2000’li yılların başında popülasyon araştırmalarıyla başlamıştır. Daha sonra bir birim haline getirilen çalışmalar, 2021 yılında projelendirilerek Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yetiştiricilik belgesi alınmış ve Tıbbi Sülük Araştırma ve Üretim Merkezi kurulmuştur. Merkezde yılda yaklaşık 20 bin adet tıbbi sülük yetiştirilmektedir" şeklinde konuştu. Steril tıbbi sülük üretimi yapılıyor Burada tıbbi sülük popülasyonlarına yönelik araştırmalara katkı sağlanmakta, aynı zamanda sektörün ihtiyaç duyduğu steril sülüklerin üretildiğini belirten Pazar, "Üretilen sülüklerin bir kısmı perakende olarak satışa sunulmaktadır. Merkezimizin kuruluş amacı, tıbbi sülük popülasyonlarını izlemek, bu izlemeler sonucunda ortaya çıkan azalışları takip etmek ve nedenlerini araştırmaktır. Ayrıca yetiştiricilik sektörüne katkı sağlanarak tıbbi sülük popülasyonlarının korunması hedeflenmektedir. Üniversitelerin çeşitli bölümleriyle ortak AR-GE çalışmaları da yürütülmektedir. Bu kapsamda düzenlenen tıbbi sülük çalıştayına üniversitelerin farklı bölümlerinden akademisyenler katılım sağlamıştır" dedi. Uluslararası katılımlı çalıştay Isparta’da yapıldı SAREM tarafından 15–16 Nisan 2025 tarihlerinde Isparta’da Uluslararası Katılımlı Tıbbi Sülük Çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya Türkiye’den ve yurt dışından bilim insanları, sektör temsilcileri ve kamu kurumları katıldı. Çalıştayda sülük biyolojisi, yetiştiricilik teknikleri, ticaret ve yasal düzenlemeler ele alındı. Tıbbi sülüklerde türler ve mevzuat Dünya genelinde Hirudinea alt sınıfında yer alan 800’den fazla sülük türü bulunurken, bunlardan 15’inin tıbbi amaçlarla kullanıldığı belirtildi. Türkiye sularında Hirudo verbana ve Hirudo suliki türlerinin bulunduğu kaydedildi. 2014 yılında yayımlanan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği kapsamında sülük tedavisinin belirli kurallar çerçevesinde uygulanabildiği, bu uygulamaların yalnızca yetkili merkezlerde gerçekleştirildiği bildirildi. Resmî verilere göre, Türkiye’de tıbbi sülük avcılığına kota uygulandığı, yetiştiricilik faaliyetlerinin ise bakanlık onayıyla yürütüldüğü ifade edildi.
Ankara Keçiören’de ücretsiz buz pateni pisti yoğun ilgi görüyor Keçiören Belediyesi’ne ait ücretsiz buz pateni pisti vatandaşlar tarafından yoğun ilgi görüyor. Keçiören Belediyesi’ne ait Ahmet Çalık Buz Pateni Pisti, haftanın 6 günü ücretsiz hizmet veriyor. Tesis, yalnızca pazartesi günleri bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle kapalı bulunuyor. Tamamen ücretsiz olarak vatandaşların kullanımında olan buz pateni pistinden hafta içi günlerde hem çocuklar hem de yetişkinler yararlanabilirken; hafta sonları ise yalnızca 5-17 yaş aralığındaki çocuklar buz pateni keyfini ücretsiz olarak yaşayabiliyor. Buz pateni pisti her hafta bin kişiyi ağırlıyor Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Ahmet Çalık Buz Pateni Pisti, haftalık ortalama 800 ila bin kişi ağırlıyor. Tesiste düzen ve güvenliğin sağlanması amacıyla randevu sistemi uygulanıyor. Aynı anda en fazla 20 kişinin piste çıkabildiği tesiste, seanslar 30 dakika olarak planlanıyor ve her vatandaş günde yalnızca bir seans kullanabiliyor. Randevusuz girişlere ise izin verilmiyor. Öte yandan, grup halinde tesisten yararlanmak isteyen okul ve kreşlere de özel imkân sunuluyor. Dilekçe ile başvuran eğitim kurumları için uygun seans planlaması yapılarak öğrencilerin buz pateni deneyimi yaşaması sağlanıyor. Telefonla kolay randevu Ahmet Çalık Buz Pateni Pisti, pazartesi hariç haftanın diğer günlerinde 10.00-19.00 saatleri arasında hizmet veriyor. Randevu işlemleri ise 09.30-10.30 saatleri arasında gerçekleştiriliyor. Ovacık Mahallesi Yozgat Bulvarı üzerinde bulunan tesisle ilgili detaylı bilgi ve randevu almak isteyen vatandaşlar, 0501 710 04 49 numaralı telefondan yetkililere ulaşabiliyor.