POLİTİKA - 22 Mart 2012 Perşembe 12:36

TBMM BAŞKANI ÇİÇEK`İN AÇIKLAMALARI

A
A
A
TBMM BAŞKANI ÇİÇEK`İN AÇIKLAMALARI

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Siyasette çok ciddi bir soğukluk var. Sert bir ortamda siyaset yapılıyor. Böyle bir ortamda da tarafsızlığı korumanın ne kadar zor olduğunu biliyorum" dedi.
TBMM Başkanı Çiçek, Hilton Oteli`nde düzenlenen `Daha Eşit Bir Toplum İçin Ulusal Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Mekanizmasının Rolü Uluslararası Buluşması`na katıldı. Toplantının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Çiçek, Milli Eğitim Komisyonu`nda yaşanan tartışmalı 4+4+4 görüşmelerine ilişkin soru üzerine, "Meclis Başkanı olarak bir konuda gruplar arasında bir ihtilaf varsa evvela iç tüzüğümüzde bu işle ilgili açık hükümler var mıdır, ona bakıyoruz. İç tüzük çerçevesinde işlem yapıyoruz. Eğer iç
tüzükte hüküm varsa ve farklı algılanıyorsa ya da herhangi bir hüküm yoksa onunla ilgili geçmişte uygulama var mı, ona bakarak bu işlemleri tesis etmeye çalışıyoruz. Yine de gruplar arasında mevcut anlayış farkını ortadan kaldıramıyorsa o taktirde Genel Kurul`da konuyla ilgili müzakere açılıyor ve yasama faaliyeti o çerçevede sürdürülüyor" dedi.
TBMM Başkanı Çiçek, söz konusu teklifin eğitim hayatında önemli değişiklikler yapacağını belirterek, "Maalesef üzücü bir kısım gelişmeler yaşadık. İşin bu noktaya gelmemesi bakımından elimden gelen çabayı gösterdim bunu hiç kimse inkar edemez. Aranması gerekenleri arandım, konuşulması gereken taraflarla konuşmaya çalıştık ama bun rağmen bir kısım üzücü olaylar da yaşandı. Bunun Parlamentonun itibarı bakımından doğru olmadığı noktasında hepimiz müttefikiz. İnşallah son olur. Umarım bundan sonraki
çalışmalarda bu ve benzeri portreler ortaya çıkmaz" diye konuştu.
"Bu dönem siyaset maalesef çok sert geçiyor" diyen Çiçek, "Türkiye olarak çok soğuk bir kış geçirdik. Siyasette de çok ciddi bir soğukluk var. Sert bir ortamda siyaset yapılıyor. Böyle bir ortamda da tarafsızlığı korumanın ne kadar zor olduğunu biliyorum. Çünkü eninde sonunda bir karar alacaksınız, alıyorsunuz. Bu bir taraf bakımından kabule şayan, bir başka taraf bakımından ise eleştirilecek bir konu oluyor. Ama ben olabildiğince tarafsız kalmaya ve doğru olanı yapmaya çalışıyorum. Eleştirilecek yanlar
olabilir, bu da herkesin hakkıdır. Burada dikkat edilmesi gereken husus üsluptur. Üslubumuzu ne kadar doğru kullanırsak, eleştirilerimizin haklılığı da o nispette ortaya çıkmış olur. İlave bir açıklama yapmak gerekirse ileriki günlerde yaparım" ifadelerini kullandı.
YENİ ANAYASA YAPIM SÜRECİ
TBMM Başkanı Çiçek, "Sert geçen siyaset anayasa çalışmalarını olumsuz etkileyebilir mi?" şeklindeki soruya ise, "Etkilemesin diye biz elimizden geleni çabayı gösteriyoruz. Anayasa Uzlaşma Komisyonu`ndaki arkadaşlarımız büyük bir özveriyle, kendi omuzlarına yüklenen sorumluluğun farkında olarak bu süreci başarıyla götürmeye çalışıyoruz. Kimsenin gözardı etmemesi gereken husus şudur: Hakikaten çok sert bir iklimde siyaset yapılıyor. Bu sertliği herkes tarafından dile getirildiğinde görmezden gelemeyiz.
Türkiye`deki 4 siyasi partinin Meclis dışında birlikte görüldüğü tek yer Anayasa Platformu`dur. Türkiye`nin özlediği tablonun da bu olduğunu düşünüyorum. 4 siyasi partimiz birlikte 2`ye yakın bir çatı örgütünün organize ettiği toplantılarda, Türkiye`nin bir ucundan bir ucunda hem bir mesaj vermeye hem de bu mesajın arkasında doğru bir görüntü ortaya koymanın çabası içerisindedir. Bunun takdir edilmesi gerekiyor. Birlikte Edirne`ye de, Diyarbakır`a da gidiyoruz. Erzurum`a da gideceğiz. Böylesine pozitif
bir görüntüyü vermeye çalışıyoruz. Buna herkesin destek vermesi lazım. Türkiye için doğru siyasetin, doğru görüntünün, doğru fotoğrafın bu olduğunu düşünüyorum. Cumartesi-Pazar demeden yollara düşüp bu süreci tamamlamak istiyoruz" yanıtını verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa İnegöl’de Güvenli Park Sayısı 43’e Yükseldi İnegöl Belediyesi’nin şehrin dört bir yanında hayata geçirdiği güvenli park sayısı 43’e ulaştı. İnegöl Belediyesi’nin akıllı şehir uygulamasının önemli adımlarından birini olan Güvenli Parklara her geçen gün yenileri eklenmeye devam ediyor. İlk kez 2020 yılında hayata geçirilen uygulama ile İnegöl’de parklar daha güvenli hale gelirken, 24 saat güvenlik kamera sistemleriyle izlenen kamu alanlarında vandalizmin de önüne geçiliyor. Çocukların ve ailelerin daha güvenli ortamlarda vakit geçirebilmeleri, park ve yeşil alanların güvenliğini en üst seviyede tutmasını amaçlayan Güvenli Park uygulamaları kapsamında bugüne kadar toplamda 43 park kameralarla donatıldı. İlk kez hayata geçirildiği 2020 yılından itibaren her yıl düzenli olarak belirli sayıda parkta yapılan uygulamaya, son olarak Osmaniye Mahalle Muhtarlığı arkasında bulunan çocuk oyun alanı da dahil edildi. Belediye Başkanı Alper Taban’ın Haziran ayında gerçekleştirdiği mahalle buluşmasında vatandaşların talep ettiği çalışma sonucunda yapılan güvenli park uygulamasının tamamlanmasının ardından, Belediye Başkanı Alper Taban da parkı ziyaret etti. Burada yapılan inceleme sırasında güvenli park uygulamalarıyla ilgili açıklama yapan Başkan Alper Taban, "Osmaniye Mahallemizde muhtarlığımızın arkasındaki parkta güvenli park uygulaması gerçekleştirdik. Bugün de çalışmanın tamamlanmış halini bir bakmak istedik. Burada biz Haziran ayında bir mahalle buluşması yapmıştık. Mahalle sakinlerimizden de bize özellikle hemen muhtarlığımızın arkasındaki parkta kameralar kurulmasını, görüşü kapatan bitkilerin budanması gibi talepleri oldu. Arkadaşlarımız gerekli gözlemlerini yaptı. Bilgi İşlem Müdürlüğümüz de güvenli park çalışmasını tamamlamış oldu. Güvenli Park uygulaması kapsamında zaten yeni yaptığımız parklarda kamera altyapılarını hazırlayarak kameraları doğrudan devreye alıyoruz. Eski parklarda da zamanla gelen talepleri de dikkate alarak kamera kurulma gerekliliği varsa bu uygulamayı yapıyoruz. Akıllı yazılımlarla da bu görüntüleri İzleme ve Değerlendirme Merkezimize aktararak orada 24 esaslı olarak izliyoruz. Bu parkımızda da bu uygulamamız tamamlanmış oldu. İnegöl’ümüzde şu an güvenli park sayımız 43’e ulaştı. Bunları geçen dönemden bu yana uygulamaya devam ediyoruz ve her yıl 10 dolayında parkımızı sisteme dahil ediyoruz" dedi. Parkların çocuklar ve vatandaşlar için güvenli yerler olmasını istediklerinin altını çizen Başkan Taban, "Bizler buralarda oturan, bu parklardan istifade eden vatandaşlarımızın sosyal donatı alanlarını huzurlu ve güvenli bir şekilde kullanmasını istiyoruz. Burada bu ortamı bozan, zarar veren, rahatsızlık oluşturan birileri olduğunda hem vatandaşlarımızın görüp bizlere iletmesini istiyoruz hem de bizler de izleme ve değerlendirme merkezinden tespit ederek buraları anlık olarak takip ediyoruz. Tespit edilen olumsuzlukları yazılım sistemi doğrudan raporluyor ve zabıtamız olay yerine intikal ediyor. Ancak biz özellikle vatandaşlarımızın da gören göz olmasını istiyoruz. 153 ve WhatsApp hatlarımıza gelen bildirimlere anlık olarak müdahale ediyoruz" diye konuştu. Açıklamasında bu hafta 3 Aralık Dünya Engelliler Gününün kutlandığını da hatırlatan Başkan Taban, "Bununla ilgili de bir hatırlatma yapmak istiyorum. Bilgi İşlem Müdürlüğümüz bu noktada şehrimizde bulunan 4 adet engelli şarj istasyonlarının bakım ve modernizasyonunu gerçekleştirdi. Bunu da buradan duyurmuş olalım. Bu noktaların sayısını arttırmak adına da çalışmalarımız sürüyor" dedi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Okullarda, üniversitelerde yürütülen cadı avını nasıl unutabiliriz?" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan belediyelere yönelik yolsuzluk operasyonlarına atıfta bulunarak, "Hizmet etmek isteyeni desteklerken, milletin malının çarçur edilmesine de yasal sınırlar çerçevesinde müsaade etmiyoruz. Bundan sonra da aynı çizgide bu yola devam edeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan şehrine hizmet edenin yanında olacağız. Yine hiçbir ayrım yapmadan şehrini yağmalayanın karşısında olacağız" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı tarafından İstanbul’da düzenlenen "Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi" ne katıldı Programda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan kadının omuzlarındaki yükün her geçen gün arttığına dikkat çekerek, "Kadınlardan bir taraftan geleneksel sorumluklarını yerine getirmeleri, diğer taraftan çalışma hayatı içinde bizzat yer alarak aile bütçesine destek olmaları bekleniyor. Kadınlar eskiden olduğu gibi hem aileyi çekip çevirmeyi çalışırken hem de çalışma hayatının zorluklarını omuzlamak zorunda kalıyor. Savaşların, çatışmaların, ekonomik krizlerin yükünü herkesten fazla kadınlar çekiyor. İdeal ve adil bir toplumsal hayat ancak kadınların söz ve hak sahibi olmaları ile mümkündür. Şehir hayatı ve yerel yönetimlerde de kadınların etkin olmaları önemlidir. Her şehir aynı zamanda o insanların yuvasıdır. Kadının olduğu yerde barış olur, kadının olduğu yerde birlik olur, kadının olduğu yerde dirlik olur, kadın elinin değdiği yerde huzur ve düzen olur. Kadının güçlü olduğu yerde gelişme olur, ilerleme olur, inşa olur. Tıpkı medeniyetimiz gibi şehirlerimizin de anaç karakterde olması işte bu hakikatin tezahürüdür. Kadınların kurucu aklı o kadar kıymetli ki bunu gündelik hayatta eşlerden birinin vefat ettiği ailelerde çok net görebiliriz. Eşlerden evin erkeği rahmetli olmuşsa kadın dirayetiyle, şefkatiyle aileyi kanatları altına alarak tüm bireylere sahip çıkar. Eşi vefat ettikten sonra o ocak sönmüyorsa başında kadın olduğu içindir. O aile dağılmıyorsa kadının kurucu ve kuşatıcı fıtratı sayesindedir. Toplumun çekirdeği olan aile nasıl kadınların fedakarlıkları sayesinde ayakta duruyorsa, toplumsal hayatta da şehirler, ülkeler ve milletler kadınlar sayesinde ayakta durur. Kemal Tahir’in ifadesiyle ‘devletimizi devlet ana yapan kadınlardır’" şeklinde konuştu. "Ülkemizdeki kadınlar Avrupa’daki hemcinslerinden çok daha evvel seçme seçilme hakkına kavuşmuşlardır" Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı tanınmasının 91. Yıldönümüne vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün ülkemizde kadın hakları açısından önemli bir düzenlemenin 91. Yıldönümüdür. 1930 yılında önce belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı elde eden kadınlar 1934’te anayasa ve seçim kanununda yapılan değişikliklerle Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı kazanmıştır. Böylece ülkemizdeki kadınlar Avrupa’daki hemcinslerinden çok daha evvel seçme seçilme hakkına kavuşmuşlardır. 1935 yılında yapılan ilk genel seçimlerde 17 kadın milletvekili mecliste temsil hakkına sahip olmuşlardır. Temel hak ve özgürlüklerin kullanımında eşit muamelenin önünü açan bu önemli düzenlemenin 91. Yıldönümü kutlu olsun diyor, ülkemizin tüm kadınların 5 Aralık Kadın Hakları Gününü tebrik ediyorum" diye konuştu. "Kadınlara seçme ve seçilme hakkı Gazi’nin vefatından sonra gelenler tarafından sabote edilmiş, çeşitli kısıtlamalarda aşındırılmıştır" Kadınların tarihimizde de özel bir konumu olduğunu hatırlatan Erdoğan, "Uygur dönemine ait yazıtlara bakıldığında ‘ana’ sözcüğünün her zaman ‘baba/ sözcüğünden önve geldiği görülür. Tabiri caizse çift başlı kartalın biri kadın diğeri erkektir. Kartalın bir başı ‘Hakan’ ise diğer başı ‘Hatun’ dur. Tarihimizde Ertuğrul Gazi’nin annesi Halime ana gibi, Osmangazi’nin eşi Bala Hatun gibi, Orhangazi’nin eşi Nilüfer Hatun gibi nice öncü ve örnek kadın şahsiyetler vardır. O fedakar kadınları hep şükranla yad ediyoruz, bir kez daha rahmetle anıyoruz. Kadınlar istiklal harbimizde de son derece mühim roller üstlenmişlerdir. Şehir şehir dolaşarak milli mücadeleyi halka anlatan, bebeği kucağında olduğu halde cepheye mermi taşıyan, ‘ben cephe gerisinde değil cephede erkeklerle birlikte savaşacağım’ diyerek işgalcilere kök söktüren yiğit kadınlar, erkeklerle birlikte bu topraklar için can verdiler. Bize örgütçe yaşayacağımız bir vatan bıraktılar. Cumhuriyetimizin kuruluşu ve yükselişinde de kadınlar her zaman ön safta yer aldılar. İşte 1930 ve 34’te yapılan düzenlemelerle kadınların bu mücadelesi onurlandırılarak hakları teslim edilmiştir. Gazi Mustafa Kemal bu hakkın verilmesi ardından şöyle demiştir; ‘Medeni memleketlerin bir çoğunda kadından esirgenen bu hak bugün Türk kadınının elindedir ve onu salahiyet ve liyakatle kullanacaktır’ Bizzat kendi ifadesiyle kadınların liyakat ve salahiyet ile kullanmaları için verilen bu hak Gazi’nin vefatından sonra gelenler tarafından sabote edilmiş, çeşitli kısıtlamalarda aşındırılmıştır" ifadelerini kullandı. "Okullarda yürütülen cadı avını nasıl unutabiliriz" Kadınları seçme ve seçilme hakkını uzun yıllar özgürce kullanamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Görünün görünmez bir çok engelle karşılaştılar. Başörtüleri dolayısıyla seçilme hakkından mahrum bırakıldılar. Üniversiteyi kazandıklarında karşılarında ikna odalarını buldular. Mesela kimi zaman kılık kıyafetlerinden, kimi zaman mezun oldukları okullardan ötürü ayrımcılığa uğradılar. 28 Şubat baskıcı atmosferinde binlerce kadın, eğitim, çalışma, kamuda istihdam haklarından feragat etmek zorunda kaldı. Kadılar yıllarca inanç değerleriyle okulları, eğitimleri ve meslekleri arasında çok travmatik tercihler yapmak mecburiyetinde bırakıldı. Bunların hepsini beraber yaşadık. Şu an bu salonda bulunan arkadaşlarımızın da önemli bir kısmı bunu iliklerine kadar yaşadı. Soruyorum. Meclise başörtüsü ile girdi diye adeta linç edilen kadınları hangimiz nasıl unutabiliriz. Okullarda yürütülen cadı avını nasıl unutabiliriz. Unutmayın. ‘411 el kaosa kalktı’ manşetinin temsilcisi olduğu karanlığı nasıl unutabiliriz. Başörtüsü yasağının sürmesi için anayasa mahkemesinin kapısında nöbet tutan CHP’yi ve özgürlük düşmanı zihniyetini nasıl unutabiliriz. Bugün sesleri eskisi kadar çok çıkmasa da sosyal medyada, iş dünyasında, siyasette, bürokraside varlığını halen devam ettiren kadın hakları cellatlarını nasıl unutabiliriz. Bunları unutmadık, unutmuyoruz, hiçbir zaman unutmayacağız" dedi. "Mahkeme kapılarından ayrılmayan muhalefete, kadın hakları meselesini marjinal ideolojilerine paravan yapan çeşitli yapılara rağmen başardık" Türkiye’nin AK Parti döneminde kadın haklarına altın çağını yaşadığını söyleyen Erdoğan, konuşmasın şöyle sürdürdü: "Yıllarca bu meselenin edebiyatını yapanlar hiçbir adım atmazken biz hanım kardeşlerimizin sosyal hayatta, kamuda, ticarette, siyasette hak ettikleri yere gelmeleri için yoğun bir gayret içindeyiz. Bunu son 23 yılın rakamlarına göz attığınızda zaten görüyorsunuz. Göreve geldiğimizde kadıları iş gücüne katılım oranı yüzde 27,9 idi. 2025 Eylül ayı itibariyle yüzde 35,7’ye yükseldi. Kadın Milletvekili sayısı 24, kadın temsil oranı ise sadece yüzde 4,4 idi. 2023 Mayıs seçimleriyle meclisteki kadın Milletvekili sayısı 119’a, temsil oranı ise yüzde 19,83’e çıktı. Kadın muhtarların sayısı 117’den 2 bin 1’e yükseldi. Kadın kamu çalışanlarını oranı 2024 yılı itibariyle yüzde 43,46’a ulaştı. Kadın valililerimizin sayısını 4 katına, kadın kaymakamlarımızın sayısını ise 3,7 katına çıkardık. 2002’de kadın büyükelçilerimizin sayısı sadece 14 iken, bugün 80 kadın büyükelçimiz var. Kadın akademisyenlerin sayısında da ciddi artış oldu. Kadın profesörlerimizin oranı yüzde 24’ten yüzde 36’ya, kadın doçentlerin oranı yüzde 31’den yüzde 44’e, kadın öğretim görevlilerinin oranı yüzde 36’dan yüzde 53’e yükseldi. Sadece 23 yılda bütün bunları başardık. Mahkeme kapılarından ayrılmayan muhalefete, kadın hakları meselesini marjinal ideolojilerine paravan yapan çeşitli yapılara rağmen başardık. Bu mücadeleyi sonuna kadar sizlerle birlikte sürdüreceğiz. İnşallah daha güzel seviyelere yine birlikte geleceğiz" "Hiçbir ayrım yapmadan şehrine hizmet edenin yanında, şehrini yağmalayanın karşısında olacağız" 2019 yerel seçimleri sonrasında yerel yönetimlerde yaşana değişime dikkat çeken Erdoğan, "Belediyeler iyi çalıştığında merkezi idarenin vizyonunu tamamlayıcı bir işlev görmektedir. Tersi durumda ise vatandaş hak ettiği hizmete kavuşamamakta, iller ve ilçeler arasında halka sunular hizmetlerin kalitesinde fark oluşmaktadır. 2019 seçimleri sonrasında el değişen birçok belediyede bunu bizzat tecrübe ettik. Hizmet ve eser yerine reklamı önceleyen kifayetsiz kişilerin yönetiminde belediyelerimiz hızla irtifa kaybetti. Daha önce pürüzsüz işleyen hizmetlerde aksaklıklar yaşanmaya başladı. Trafik toplu taşıma temizlik hizmetleri, çevre düzenlemeleri gibi temel hizmet alanlarında bırakın iyiye gitmeyi sorunlar derinleşti, kronikleşti, daha da içinden çıkılmaz hale geldi. Tabii bu sorunlar özellikle yolsuzluk, rüşvet, irtikap, kamu malını talan etme ve bunun yanında ahlak ve hukuk dışı skandallar ne yazık ki Türkiye’yi bir tahribatla karşı karşıya bıraktı. Bütün bunları eklediğimizde ortaya çok daha vahim bir tablo çıkıyor. Biz 86 milyonun sorumluluğunu taşıdığımız için her türlü çabayı gösteriyoruz. Belediyelerin yetişemediği yerlere biz ulaşıyoruz. Kaynakların verimli kullanılması için üzerimize düşeni yapıyoruz. Hizmet etmek isteyeni desteklerken, milletin malının çarçur edilmesine de yasal sınırlar çerçevesinde müsaade etmiyoruz. Bundan sonra da aynı çizgide bu yola devam edeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan şehrine hizmet edenin yanında olacağız. Yine hiçbir ayrım yapmadan şehrini yağmalayanın karşısında olacağız" açıklamalarında bulundu. (ÖFA