GENEL - 03 Nisan 2012 Salı 11:13

MHP, 12 EYLÜL DAVASI`NA MÜDAHİL OLMAK İÇİN BAŞVURDU

A
A
A
MHP, 12 EYLÜL DAVASI`NA MÜDAHİL OLMAK İÇİN BAŞVURDU

4 Nisan tarihinde Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülmeye başlanacak olan 12 Eylül davasına MHP de müdahillik için başvurdu.
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman, 4 Nisan`da görülmeye başlanacak olan 12 Eylül davasına MHP`nin de müdahil olması için Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi`ne başvurdu. Adliye önünde bir basın açıklaması yapan Büyükataman, "Bundan yaklaşık 32 yıl önce, 12 Eylül 1980 tarihinde darbe yapıp, yönetime el koyanlar tarafından; Milliyetçi Hareket Partisi yöneticileri dahil yüzlerce ülküdaşımız, uydurulan senaryo, tertip, düzmece belge ve yalancı şahitlerle haksız yere suçlanarak, tutuklanmıştır" dedi.
"Siyasi tarihimize kara bir leke olarak geçen bu davada ülküdaşlarımız, sanık sandalyesine oturtularak yargılanmıştır" diyen Büyükataman, ülkücü kadroların cezaevlerinde işkence gördüğünü söyledi. Büyükataman, müdahillik başvurusu öncesi şunları kaydetti:
"Başta, Milliyetçi Hareket Partisi`nin Lideri Alparslan Türkeş olmak üzere yüzlerce ülkücü dava adamının,`146/1` , `149/1` gibi maddeler kapsamında yargılanmış ve idamla cezalandırılmaları talep edilmiş, 587 sanıklı `MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası` başlamıştır. Bu iddia ve talep, 12 Eylül Darbecileri tarafından, merhum Genel Başkanımız Alparslan Türkeş`le birlikte ülkücülere kurduğu tuzağın, öyle basit bir kurgu olmadığını ortaya koymuştur. Neticede 12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra, 29 Nisan 1981
tarihinde 945 sayfalık bir iddianame ile başlayan ve `TCK`nın 149. ve 146. maddelerinde yazılı cürümleri işlemek için silahlı cemiyet oluşturmak` suçlaması ile açılan davalarda, Alparslan Türkeş`in de içinde bulunduğu 220 kişinin idamı istenmiştir. 5 yıl 11 ay 8 gün süren yargılama, 7 Nisan 1987 tarihinde sonuçlanmıştır. Mahkeme sonucunda 11 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılan Başbuğumuz Merhum Alparslan Türkeş, 7 Nisan 1985 tarihinde tahliye edilmiştir.
Türk milliyetçiliğine düşman kişilerin öncülüğünde yapılan yargılama sonucunda, ülküdaşlarımızdan; `Ahmet Kerse, Ali Bülent Orkan, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakaş, Fikri Arıkan, Halil Esendağ, İsmet Şahin, Mustafa Pehlivanoğlu, Selçuk Duracık` idam edilmiş, nice dava arkadaşlarımız çeşitli cezalara çarptırılmış ve bazıları da, yargılanma sona ermeden ilahi rahmete kavuşmuşlardır. Bu nedenle partimiz Başkanlık Divanı 2 Nisan 2012 günü toplanarak, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan ve 12 Eylül 1980
ihtilalini yapan sanıkların yargılandığı kamu davasına; `12 Eylül 1980 İhtilal Yönetiminin gerçekleştirdiği fiiller nedeni ile, Milliyetçi Hareket Partisi`nin kapatılmış olması, siyasi faaliyetlerden yasaklanması, mallarına el konulmuş ve yöneticilerinin tamamına yakınının haksız olarak tutuklanması, yıllarca suçsuz olarak cezaevlerinde kötü muameleye tabi tutularak tutuklu kalmalarına neden olunmasından dolayı` katılmasına karar verilmiştir."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta kadınlar kâğıt rölyef kursuyla aile bütçesine katkı sağlıyor Muşlu kadınlar, kâğıt rölyef kursunda meslek öğrenip el emeği ürünlerle aile bütçesine katkı sağlıyor. Muş Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nce açılan kağıt rölyef kursuna katılan kadınlar, aldıkları eğitimlerle hem meslek öğreniyor hem de ürettikleri ürünlerle aile ekonomisine katkı sağlıyor. Eğitmenler eşliğinde kağıt rölyef tekniğini uygulamalı olarak öğrenen kursiyerler, çeşitli tablolar ve dekoratif ürünler ortaya çıkarıyor. Kursiyerlerin aldıkları ders saatlerini tamamlamalarının ardından belgeleriyle birlikte sınavlara girdiklerini kaydeden usta öğretici Ayşe Özçelik, "Üniversite mezunuyum, el sanatları bölümünden mezun oldum. Dört yıldır Muş’ta yaşıyorum ve Muş’u da çok sevdim. Eşimin görevi dolayısıyla burada ikamet ediyorum. Kağıt rölyef kursumuz var. Öğrencilerimiz genelde bayanlardan oluşuyor. Haftanın beş günü öğleden sonra burada kurs veriyoruz. Burada kâğıtları üst üste koyarak, yapıştırarak ve belli işlemlerden geçirerek tablolar yapıyoruz. Alanı çok geniş; isteyen çiçek, isteyen tablo, isteyen portre gibi bir sürü çalışma yapıyor. Tepsi de yapabiliyoruz. Buradan aldığımız ders saatine göre öğrenciler, belgeleriyle birlikte belli bir süreyi tamamladıktan sonra sınavlara giriyorlar. Üç-dört aşamalı sınavlardan geçiyorlar ve bu aşamaların ardından kendileri de usta öğretici olarak görev yapabiliyorlar" dedi. Ders saatlerini tamamladıktan sonra sertifika almayı hedeflediğini dile getiren kursiyer Yıldız Selek ise, "İlk defa Halk Eğitim kursuna katıldım. Arkadaşımın tavsiyesiyle geldim ve gerçekten çok memnun kaldım. Asıl amacım dikiş kursuna gitmekti ama buraya tesadüfen girdim. Şu an çok memnunum. Arkadaşlarla birlikte tablolar yapıyoruz. Saatimi tamamladıktan sonra sertifika almak istiyorum. Hem güzel bir arkadaş ortamı var hem de insana el becerisi kazandırıyor. Ayşe hocam gibi ben de ilerleyen zamanlarda böyle bir kurs açmayı düşünüyorum" ifadelerini kullandı. Rölyef kursunu daha önce sadece duyduğunu ancak hiç yakından görmediğini dile getiren Nursel Ayan da, üç boyutlu çalışmaların dikkatini çektiğini söyleyerek, "Bu kursa hobi amaçlı katıldım. Eşim burada görev yaptığı için canım sıkılıyordu ve değerlendirmek istedim. Aslında Türkçe öğretmeniyim. Rölyef kursu varmış, duymuştum ancak hiç gelip görmemiştim. Üç boyutlu çalışmalar yapılıyor. Resimleri üst üste koyarak, silikonlarla yapıştırarak oluşturduğumuz tablolar var. Öncelikle kendi evime hoş bir görüntü katması için uygun tablolar yapmak istiyorum. Ayrıca sevdiklerime de tablolar hazırlayacağım. Ticari amaçla düşünmüyorum. Hocamız çok yardımcı oluyor, bu konuda kendisine çok teşekkür ederiz. Ben yeni kayıt oldum ve bu kısa sürede bana birçok şey öğretti. Buradan kendisine tekrar teşekkür ederim" şeklinde konuştu.
Rize Rize’de ayı 30 Anzer balı peteğini telef etti, Anzer balı üreticisi yaşadığı soruna isyan etti Rize’nin dünyaca ünlü Anzer Yaylası’nda arılığa giren ayı, kovanları telef edince arılığın sahibi "Arıyı da ayı gibi koruma altına alın da bal yiyelim biraz" diyerek tepki gösterdi. İklim değişikliği nedeniyle kış uykusuna yatmakta geciken ayılar vatandaşların yaşam alanlarına girerek zarar vermeye devam ediyor. Rize’nin İkizdere ilçesine bağlı dünyaca ünlü Anzer Yaylası’nda yaşayan Muzaffer Turgut da ayıdan nasibini aldı. Turgutlar mahallesinde yaşayan Muzaffer Turgut’un arılığına giren ayı içeride bulunan arı kovanlarını telef etti. Bununla da yetinmeyen ayı arılığın hemen yanında bulunan seranın içerisinde bulunan tüm mahsule de da zarar vererek bölgeden öyle ayrıldı. Ayının 30 peteğini telef ettiğini dile getiren Turgut "Bu yıl mahallemize bir ayı dadandı. Değil demirden çelikten kafes hiç bir şey fayda etmiyor ayıya. Balkonun bir tarafında demirden korkuluk yaptık, ona da tırmandı yukarıya çıktı. 30 peteği telef etti. Bir tane ne arı kaldı, ne kovan kaldı, ne bal kaldı! Böyle bir şey olur mu, bizi evden alacak. Devlet buna bir çare bulsun. Vurması da yasak. Artık değil bal, dükkanımızı yiyecek. Gelsin jandarma bu vaziyetimizi bir görsün. Gelsin buna bir çare bulsunlar. Bu ayı arıcılığı Anzer’de mahvetti. 500 bin TL masraf ettim bir şey kalmadı. Servetimi buraya yatırdım yine fayda etmedi" dedi. Arının da ayı gibi koruma altına alınması gerektiğini savunan Turgut "Ufak bir sera etmiştim onu da yedi. İçerisinde yeter ki bir canlı olsun içerisinde hemen kırıyor. Beton döktük betonu kopardı. Tel örgü yaptık, spiralle ile kesemezsin, ayı dişiyle kesti. Arıyı da ayı gibi koruma altına alında bal yiyelim biraz" şeklinde konuştu.