EKONOMİ - 08 Eylül 2025 Pazartesi 15:02

(Düzeltme) Bakan Şimşek: "Türkiye ekonomisi şoklara dayanıklı"

A
A
A
(Düzeltme) Bakan Şimşek: "Türkiye ekonomisi şoklara dayanıklı"

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Program şoklara dayanıklı olduğunu son aylarda gösterdi. 2025 yılında küresel ticaret savaşları yine bölgemizde savaşlar devam etti, Türkiye’de iç gelişmeler oldu. Bütün bunlar aslında programı sınadı" dedi.


2026-2028 dönemi Orta Vadeli Program’a (OVP) ilişkin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz öncülüğünde ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hakkı Susmaz’ın katılımıyla basın toplantısı düzenlendi.


Toplantıda Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın OVP’nin içeriğine ilişkin yaptığı sunumun ardından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek basın mensuplarının sorularını yanıtladı.


Şimşek, Dezenflasyon ve fiyat istikrarının OVP için her zaman en büyük önceliklerden biri olduğuna dikkati çekti.


Enflasyonunun yüzde 65 civarlarından yüzde 30’un altına doğru giden bir trendde ilerlediğine ve gelecek sene için de yüzde 20’nin altında bir öngörü olduğuna işaret eden Şimşek, fiyat istikrarına doğru güçlü adımlar attıklarını, bütüncül ve tam bir koordinasyon içinde dezenflasyon sürecini yönettiklerini kaydetti.


Kamu maliyesi alanında atacakları adımları, dezenflasyonu gözetecek şekilde yöneteceklerini ifade eden Şimşek, gelir politikalarının benzer şekilde tutarlı olduğunu ve arz yönlü tedbirlere de öncelik verdiklerini söyledi.


"Tasarruf konusunda hem samimiyiz hem kararlıyız"


Şimşek, kamunun neredeyse bütün harcamalarının tasarruf tedbiri kapsamında olduğunu, bu konuda kararlı ilerlediklerine ve sonuç aldıklarının altını çizerek, "Bütün harcamaların bütçe içerisindeki payı, geçen sene önceki 10 yılın ortalaması olan yüzde 4,6’dan yüzde 3,1’e düştü. Yani tasarruf genelgesi sayesinde, kamunun yaptığı harcamaları yaklaşık yüzde 33 düşürdük. Tasarruf konusunda hem samimiyiz hem kararlıyız. Meclisimiz, bütçe kanununu kabul ettikten sonra bize harcama üst limiti veriyor. Tasarruf genelgesi öncesindeki 10 yılda harcamalar, bütçe kanunun öngördüğünün ortalama yüzde 9,1 üzerinde seyretmiş. 2024’te bütçe harcama limiti 100 liraysa 96,7 lira harcadık. Bırakın yüzde 9,1’lik yukarı yönlü sapmayı, yüzde 3,3 düzeyinde harcamaları aşağıda tuttuk. Bu bahsettiğim harcamalar, faiz dışı harcamalar. Bu sene de benzer bir durum olacak. Faiz dışı harcamalarda, bütçenin üst limitinin yüzde 1,2 altında olacağız. Hem makro açıdan hem de tasarruf genelgesi açısından bakarsanız, sonuç odaklı bir tasarruf uygulaması var" açıklamasında bulundu.


Tasarruf tedbirleri çerçevesinde ‘Tasarruf Tedbirleri Bilgi Sistemi’ni kurduklarını hatırlatan Şimşek, Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak 257 kamu idaresini yakından takip ettiklerini ve denetlediklerini aktardı. Şimşek, "Bin 987 harcama biriminde denetim yapıldı. Ve bu denetime ilişkin bütün raporlamaları ilgili bakanlıklara tabii ki Cumhurbaşkanlığı’na gönderiyoruz. Dolayısıyla tasarruf konusunda zerre bir tereddüt yok" dedi.


"Türkiye ekonomisi şoklara dayanıklı"


Programın şoklara karşı dayanıklılığına ilişkin de konuşan Şimşek, "Bu program şoklara dayanıklı olduğunu son aylarda gösterdi. Yani tabiri caizse rüştünü ispat etti. 2025 yılında küresel ticaret savaşları yine bölgemizde savaşlar devam etti, yeni savaşlar oldu. Tabii ki Türkiye’de bir takım iç gelişmeler oldu. Bütün bunlar aslında programı sınadı. Yani program büyük stres testinden geçti. Ve başarıyla geçti. Dolayısıyla bugün baktığınız zaman Türkiye ekonomisi şoklara dayanıklı çok boyutlu iç ve dış şokların yaşandığı bir dönemde büyüme sürdü. Rezerv yeterliliği devam ediyor. Bakın rezerv yeterliliğimiz ki bu IMF’nin bir tanımı şu anda 1,13. 1’in üzeri yeterli sayılıyor. Program başlamadan önce rezerv yeterliliği 0,71’di. Son 20-25 yılın ortalaması ise 0,9 civarıdır. Dolayısıyla Türkiye rezerv yeterliliğini sağladı. Bu önemli çünkü şoklara karşı dayanıklılık için tampon oluşturmanız gerekiyor" diye konuştu.


Programın en başında makro istikrarı tesis etmek üzere yola çıktıklarını belirten Şimşek, Türkiye’nin risk priminin (CDS) ciddi düşüş kaydettiğine ve 700 civarından 260 seviyelerine indiğine dikkati çekti.


Yüksek enflasyonist ortamlarda, faiz giderlerine nominal olarak bakmanın doğru olmayacağına vurgu yapan Şimşek, milli gelire, bütçeye veya vergi gelirlerine oranına bakmanın doğru olacağını kaydetti.


"OVP tekrar faiz dışı artışı ima eden bir patika sundu ve buna yönelik tedbirleri alacağız"


Program başlamadan önceki 2003-2022 döneminde, faiz giderlerinin milli gelire oranının yüzde 4,1 olduğunu hatırlatan Şimşek, "2025’te faiz giderlerinin milli gelire oranı, yüzde 3,3. Gelecek sene, 3,5’e çıkıyor. Daha sonraki 2 yılda, tekrar 3,4 ve 3,3’e iniyor. Peki bu geçici artış nereden kaynaklanıyor? Temel sebep şu, 2023 ve 2024’te önemli faiz dışı açık verdik. Faiz dışı açık verdiğiniz zaman, faiz giderleriniz artar. Türkiye çok büyük bir deprem felaketi yaşamıştı, programla beraber depremin yaraları sardı, faiz dışı açığı bundan verdik. Türkiye, 90 milyarı doları deprem yaralarını sarmak için harcıyor. Bunun önemli bir kısmını, borçlandık. Bunun faiz gideri olur ve faiz dışı açık verirsiniz. Bundan dolayı da geçici olarak faiz harcamalarında sınırlı bir artış var. Bunun sebebi kamunun sorumsuzluğu değil, deprem yaralarını sarmak için borçlandığımız ve bu nedenle ortaya çıkan faiz gideri. Bu, program sayesinde önemli bir risk teşkil etmiyor. Çünkü, OVP tekrar faiz dışı artışı ima eden bir patika sundu ve buna yönelik tedbirleri alacağız, alıyoruz. Önümüzdeki 3 yılda, faiz dışı fazlayı hedefleyerek, faiz harcamalarının bütçe içindeki veya milli gelire oranla artışını engelleyeceğiz, tekrar düşüş patikasına koyacağız. Böylece milletten topladığımız vergileri, hizmet için yatırım için harcamış olacağız" ifadelerini kullandı.


"Son 1 haftada piyasalarda olağan dışı hareketlilik söz konusu değil"


Bakan Şimşek, IMF’nin, bir çalışmasında 100’ün üzerinde enflasyon şokunun incelendiği belirterek, "Enflasyonun, şok öncesi seviyeye dönmesi ortalama 3,4 yıl almış. Dolayısıyla Türkiye’de dezenflasyon, iddia edildiği gibi başka ülkelere oranla daha uzun sürmüyor. Finansal şartlar 2026’da daha destekleyici olacak. Çünkü dezenflasyon devam ediyor. Küresel finansal şartlar da daha destekleyici olacak. Türkiye’nin kendi finansal şartları da daha destekleyici olacak" şeklinde konuştu.


"Genel anlamda iç ve dış şokların etkisi büyümeyi, risk primindeki ve faizlerdeki düşüşü bir miktar sınırlamış olabilir"


Toplam faktör verimliliğin büyümedeki payına da işaret eden Şimşek, bu oranın şu anda yüzde 50’nin üzerine çıktığı bilgisini verdi. Şimşek, son dönemde içeride yaşanan olayların, programa etkisine de değinerek, "İç ve dış konjonktürdeki gelişmeler, aynı zamanda olunca bu etkileri tamamen ayrıştırmak çok zordur. Nisan başında Trump’ın başlattığı ticaret savaşlarının etkisiyle, 19 Mart sonrası süreci birbirinden tamamen ayrıştırmak. Çünkü üst üste geldi. Daha sonra yine bölgemizde olan İsrail-İran savaşı. Bunları tamamen ayrıştırmak çok zor ama şunu net şekilde söyleyebilirim, son 1 haftada piyasalarda herhangi bir olağan dışı bir hareketlilik söz konusu değil. Dün gece de değildi, bugün de değil. Genel anlamda iç ve dış şokların etkisi büyümeyi, risk primindeki ve faizlerdeki düşüşü bir miktar sınırlamış olabilir. Biz doğru tepki verdik, kararlı şekilde dezenflasyon programını önceliklendirdik ve sonuç aldık. Bugün Türkiye’de rezervler, brüt olarak martta eriştiğimiz zirvenin daha üstünde. Risk primimiz o döneme yakın. Faizlerde yükseliş oldu, ciddi bir şekilde geri geldi. Bütün bunlara rağmen dayanıklılık nettir ve program güçlü bir şekilde uygulanıyor" açıklamasında bulundu.


Yatırım, ihracat, tarım gibi alanların, aylık kredi büyüme sınırlamalarının dışında olduğunun altını çizen Şimşek, bunların toplam kredilerin neredeyse yüzde 50’sinden fazlasına denk geldiğini aktardı.


Sınırlamaların devam edip etmeyeceği hakkında bilgi veren Şimşek, parasal aktarım mekanizmasının çok daha güçlü şekilde sonuç vermeye başlaması halinde, bu oranda ihtiyaç kalmayabileceğini, takdirin Merkez Bankasında olduğunu ifade etti.


Vergide adalet ve etkinlik konusunun çok değerli bir alan olduğunu ve bunun sözde kalmadığını vurgulayan Şimşek, bu kapsamda 2023’ten bu yana sürdürdükleri faaliyetleri ve finans sektörü, kamu özel iş birliği, yap-işlet devret kapsamındaki projelerde kurumlar vergisi oranını yüzde 30’a çıkardıklarını hatırlattı.


"Vergide adaleti daha da iyileştirecek adımları önceliklendireceğiz"


Şimşek, birçok alanda istisnaları ya azalttıklarını, ya da kaldırdıklarını hatırlatarak, "Yatırım fon ortaklıklarını ve gayrimenkul kazanç istisnasını, şarta bağladık. İştirak hissesi satış kazancı istisnasını, yüzde 75’ten yüzde 50’ye düşürdük. Bu alanlarda, çalışmalarımız devam ediyor. Program kapsamında, alacağımız bütün tedbirlerde bir kere öncelikle enflasyonu artırmayacak, vergide adaleti daha da iyileştirecek adımları önceliklendireceğiz. İstisnaları azaltmaya devam edeceğiz ve özellikle kayıt dışı olup da kazanan kesimlerden, zenginlerden bu anlamda, yani kayıt dışı zenginlerden daha fazla vergi almak için topyekun mücadelemizi devam ettireceğiz" şeklinde konuştu.


"Kayıt dışılıkla mücadelede artık eylem planı da yapmıyoruz, fiilen sahada denetimleri yapıyoruz"


Kayıt dışılıkta çoklu veri tabanını kullandıklarına işaret eden Şimşek, bu alanda yapay zeka destekli skorlama yöntemlerinden de yararlandıklarını anlattı. Saha denetimlerini artırdıklarına dikkati çeken Şimşek, sözlerine şu şekilde devam etti:


"Hasılat tespitinde, yanlış hatırlıyorsam sadece bu sene 200-250 bin denetim yaptık. Çok iyi sonuçlar alıyoruz. 2023 ve 2024’te beyanname sayılarında, rekor kırdık. Her iki senede de matrahtaki artış, yüzde 100’lerin üzerinde. Hesaplanan vergide, tahsil edilen vergide yine oranlar yüzde 100’ün üzerinde. Beyannameye dayalı vergilerden bahsediyoruz. Bu tesadüf değil. Çünkü, kayıt dışılıkla mücadelede artık eylem planları falan konuşmuyoruz, eylem planı da yapmıyoruz. Sadece fiilen sahada denetimleri yapıyoruz. Bu da vergide adalet için çok önemli. Çünkü, kayıt içinde çalışıp bütün sorumluluklarını yerine getirenle, kayıt dışı çalışan bu en büyük adaletsizlik. Adil rekabet sorunu. Bunu gideriyoruz. Onun için alacağımız bütün tedbirlerde tekrar söyleyeyim, vergide adalet ve etkinliği gözetmeye devam edeceğiz. Bu çerçevede kayıt dışılıkla mücadelemiz güçlü bir şekilde devam edecek."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Bir kişinin öldüğü kaçak define olayında 1 tutuklama Aydın’ın Efeler ilçesinde iddiaya göre define aramak için kaçak kazı yaparken girdiği tünelde mahsur kalan şahıs ekiplerin saatler süren arama çalışmasının ardından ölü olarak bulunurken, tünelin dışında bekleyen diğer şahıs ise jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, sabaha karşı Kalfaköy Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, define aramak için kaçak kazı yaptıkları iddia edilen şahıslardan biri açtıkları tünele girdi. Dışarıda kalan T.Y. (44) içerideki Sezer Ayhan (32) isimli arkadaşından uzun süre haber alamayınca durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye jandarma, AFAD, UMKE, Jandarma Arama Kurtarma Ekibi (JAK) yönlendirildi. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler tünel içerisindeki Ayhan’a ulaşmak için çalışma başlattı. Yaklaşık 20 metre uzunluğundaki tünelin uzun ve dar olması ekiplerin çalışmalarını güçleştirirken, saatler süren kurtarma çalışmalarının ardından Ayhan ölü olarak bulundu. İzmir İl Afet Müdürlüğü’nden getirilen temiz hava besleme sistemi ile mahsur kaldığı tünelden ölü olarak çıkarılan Ayhan’ın cansız bedeni hastane morguna kaldırılırken, kesin ölüm nedeni yapılacak olan otopsinin ardından belli olacak. Tutuklandı Tünel dışında kalan T.Y. isimli şahıs jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen T.Y. çıkartıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Emre Belözoğlu: "Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var" Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, minimum 7-8 transfer yapılması gerektiğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Kasımpaşa deplasmanda oynadığı Galatasaray’a 3-0’lık skorla yenildi. Mücadelenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, "Galatasaray’a karşı yapabileceğimiz net bir şekilde detaylandırdığımız yerler vardı. Oyunu tutmak adına bence elinden geldiğince uygulamaya çalışan bir oyuncu grubum var. Oyunu 1-0 tuttuk. Galatasaray geçiş yaparken, topu kaptırdığınızda geçişe geçişte güçlü bir takım. Set hücumda güçlü bir takım. İki tarafı da çok iyi oynayabilen bir takım. Bunun hazırlığını yapmıştık. 1-0 giderken 65-70’te hamle yaptık. Hamlenin karşılığında da biraz daha cüretkar oynamaya çalıştık. Böyle olunca da biraz daha onların daha rahat alan bulmasını vesile oldu. Hücum anlamında isteklerimizi yapamadık. Defans anlamında belli alanlarda Galatasaray’ı sıkıştırdık. Oyuncularımın isteğini, arzusunu görebiliyorum. Devre beraber değişmemiz gerekiyor. Kasımpaşa ilk defa sahasında maç kazanmadan devreyi bitirdi. O yüzden takımımızda değişim kaçınılmaz gibi duruyor. Hemen yarından itibaren 3 gün antrenman yapacağız. 2 Ocak’ta kampa gideceğiz. Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var. İnşallah bunu yaparız" diye konuştu. Gelmeden önce kadroyla ilgili ekibiyle değerlendirme yaptığını ifade eden Belözoğlu, "Buna rağmen en iyisini yapmak için buradayız. Elinde bir kadroyu güçlendireceğimizi düşündüğümüz bir devre arası var önünde. Bence Kasımpaşa’nın bunu yapması gerekiyor. Kerem (Demirbay) iyi bir oyuncu. İsmi geçen oyunculardan biri de o. Topu tutmadan, yönlendirmede o benim istediğim oyunu ortaya çıkabilecek bu tarz oyunculara ihtiyaç var gibi görünüyor. Ceyhun Bey’le görüştük, başkanlarımızla görüştük. Takımın güçlenmesi adına bir şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. 17 maçın minimum 8-9 galibiyet çıkarabilecek bir takım inşa edeceğiz. Şikayet edecek durumda değilim. Şikayet etmemeliyim bu kadroya geldiysem. Bugün planlarımızın bazıları tuttu, bazıları tutmadı. Karşımıza güçlü bir takım vardı" şeklinde konuştu. "Elimde peynir, domates varken, kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli" Elindeki kadroyla iyi işler çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Emre Belözoğlu, "Elindeki malzemeyle en iyi lezzeti çıkarabilecek oyunu yapmak durumundayım. Elimde peynir, domates varken, ben sadece peynirli domatesli en güzel pizzayı yapmalıyım. Kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli. Bu işin gerçeği budur. Teknik adamlar bir şeyleri konuşurken biraz daha gerçekçi yaklaşmalılar. Ben burada elimdeki mevcutla bile en iyi neyi yapabilirim, bunun derdindeyim Ofansif anlamda kesinlikle değişmemiz gereken, gelişmemiz gereken yerler var" ifadelerini kullandı. Her çalıştırdığı takımın kendisinde tecrübe olduğunu aktaran Belözoğlu, "Elimizdeki güce göre en lezzetlisini yapmak zorundasınız. Ankaragücü’yle yaşadığımız süreç tamamen bence hakemlerin organize ettiği bir süreçti. Antalyaspor, geçen sene bence yine ligin en sıkıntılı kadrolarından bir tanesiydi ama bence iyi iş çıkardık. Lige çok iyi başladık. 4 maçta 9 puan aldık. Camia mutsuz, 4 maçın 4’ünü de kazanmamız gerekiyor diyorlardı. Ben o yüzden bıraktım. Çünkü bazen ülkede gerçeklerle karşılaşmak istemeyen bir grupla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Gerçekçi bakacağız. Bunları tecrübe olarak görüyoruz. Teknik adamlık kariyerimde iyi de gitse kötü kötü de gitse hedeflerimden vazgeçmeden yoluna devam edeceğim. Bu bir tecrübe. Hep böyle bakarım" diyerek sözlerini tamamladı.
Eskişehir Aynı anda aynı caddede 4 kaza: Başka kaza olmasın diye çaba gösterdiler Eskişehir’de yağmurun etkisiyle aynı yolda aynı anda toplam 4 ayrı kaza meydana gelirken, çekici bekleyen sürücüler diğer araçların kaza yapmaması için yoğun çaba gösterdi. Bir otomobilin duvara çarptığı kazada 1 kişi yaralanırken, aracını pert eden oğluna kızan baba, "Gece vakti burada ne işin var?" diyerek tepki gösterdi. Odunpazarı ilçesi Yenikent Mahallesi Zümrüt Caddesi üzerinde aynı anda 4 ayrı kaza meydana geldi. Edinilen bilgilere göre ilk kazada, Mustafa S.K. (19) idaresindeki 06 BM 8846 plakalı otomobil, yağmurdan dolayı kayganlaşan yolda kontrolden çıktı. Virajı alamayan otomobil, yol kenarındaki duvara çarptı. Kullanılamaz hale gelen araçta bulunan 4 arkadaştan B.E. isimli şahıs kazada yaralanırken, sürücü haricindeki 2 kişi kaza mahallinden uzaklaştı. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. B.E. isimli yaralı, ilk müdahalesinin ardından Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Aracı pert eden oğluna kızdı Kazanın ardından şoka giren araç sürücüsü Mustafa S.K. (19) kullanılamaz hale gelen aracı üzülürken, olay yerine gelen yakınları arkadaşını, "Cana geleceğine mala gelsin" diyerek sakinleştirmeye çalıştırdı. Mustafa S.K.’nın olay yerine gelen babası Mustafa K. ise, "Gece vakti burada ne işin var?" diyerek oğluna tepki gösterirken, diğer aile ferleri bu kez de babayı sakinleştirmeye çalıştı. Aynı yolda kaza yapan sürücülerden diğer araçlara örnek hareket Öte yandan, aynı cadde üzerinde bahse konu kazaya sadece 300 metre uzaklıkta 3 ayrı kaza meydana geldi. 2 araç ve 1 motosiklet daha kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Bahse konu 3 kazada da yaralanan olmadı. Motosiklet sürücüsü kalkıp yoluna devam ederken, şarampole saplanan 39 FB 525 plakalı otomobil ve 65 HC 935 plakalı kamyonet sürücüleri çekici beklerken, diğer sürücüleri kaza yapmamaları için uyardı.