GENEL - 12 Eylül 2022 Pazartesi 16:24

Ahmet Özal, 12 Eylül sürecinde Turgut Özal’ın yaşadıklarını İHA’ya anlattı

A
A
A
Ahmet Özal, 12 Eylül sürecinde Turgut Özal’ın yaşadıklarını İHA’ya anlattı

Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu ve TEK Partisi Genel Başkanı Ahmet Özal, ilk kez anlattığı 12 Eylül 1980 darbesiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Babama Maliye Bakanlığı teklif ediyorlar, babam bu şekilde ekonomiyi yönetemeyeceğini söylüyor ve mecburen babamın şartlarını kabul ediyorlar ve bütün ekonomi birimlerini rahmetli babama bağlıyorlar” dedi.

Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu ve TEK Partisi Genel Başkanı Ahmet Özal, ilk kez anlattığı 12 Eylül 1980 darbesiyle ilgili yaptığı açıklamada, “Babama Maliye Bakanlığı teklif ediyorlar, babam bu şekilde ekonomiyi yönetemeyeceğini söylüyor ve mecburen babamın şartlarını kabul ediyorlar ve bütün ekonomi birimlerini rahmetli babama bağlıyorlar” dedi.


Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren başkanlığında gerçekleşen 12 Eylül darbesi ile Türkiye Cumhuriyeti, silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü müdahalesini yaşamıştı. Darbe sürecinde 650 bin kişi gözaltına alındı, açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı, 7 binden fazla kişi için de idam cezası istendi.


517 kişinin ölüm cezasına çarptırıldığı süreçte, 50 kişi idam edildi. 14 bin kişinin vatandaşlıktan çıkarıldığı bu dönemde, yaklaşık 100 bin kişi örgüt üyesi olma suçundan yargılandı, 30 bin kişi ise sakıncalı olduğu iddiasıyla işten çıkarıldı.


Hafızlara böyle kazınan 12 Eylül kanlı darbe sürecine bizzat şahitlik eden, dönemin Başbakanlık Müsteşarı olan Turgut Özal’ın oğlu Ahmet Özal, babasının yaşadıklarını ilk kez İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı.


Kanlı darbe döneminde Başbakanlık görevini Süleyman Demirel’in yürüttüğünü hatırlatan Ahmet Özal, “Rahmetli babam da Başbakanlık Müsteşarı. Hatta gazetelerde çıkan yazılarda ‘Gölge Başbakan’ olarak adı geçer. Ekonomiden tamamen sorumlu olan bir durumdaydı ve o zaman 24 Ocak Kararları alınmıştı. Türk ekonomisinde liberalleşme politikaları ve ekonomi düzelmeye başlamıştı” dedi.



“Beni alırlar diyor ve abdest alıp bekliyor”


12 Eylül 1980 sabahını anlatan Ahmet Özal, Turgut Özal’ın odasında askerleri beklediğini belirterek, “12 Eylül olduğu zaman rahmetli bunun haberini alıyor. Sabah kalkıyor. ‘Nasıl olsa beni alırlar’ diyor. Çünkü Başbakanlık Müsteşarı. En önemli adam orada. Sabah abdest alıyor, namazını kılıyor. Kahvaltısını ediyor, giyiniyor ve bekliyor. Saat 07.00 sıralarında askerler makineli tüfekle geliyor. Alıp götürüyorlar” diye konuştu.



“Paşam ben Maliye Bakanlığı ile Türkiye’nin ekonomisini idare edemem”


Turgut Özal’ı 12 Eylül sabahında nereye götürdüklerini kimsenin bilmediğini, kendisinin anlatmasıyla sonradan öğrendiğini söyleyen Ahmet Özal, şunları kaydetti:


“İlk götürdükleri yer Cumhurbaşkanlığı Köşkü. Babam ‘İçeri girdim. Baktım Evren Paşa ve dört tane kuvvet komutanı, bir de rahmetli Turan Feyzioğlu oturuyormuş orada’ diyor. Evren Paşa, ‘Sayın Özal, ekonomi düzelmeye başladı. Yeni hükümetimizde Başbakan Turan Feyzioğlu olacak, sizi de Maliye Bakanı olarak istiyoruz’ diyor. Babam da ‘Paşam ben Maliye Bakanlığı ile Türkiye’nin ekonomisini idare edemem. Bana Merkez Bankası, Hazine, Bankalar, Devlet Planlama Teşkilatı, hepsi bağlı olursa koordinasyonu sağlayabilirim, aksi takdirde sadece Maliye Bakanlığı ile ekonomiyi idare edemem’ diyor. Bu arada Feyzioğlu ayağa kalkıyor, ‘Efendim bu Anayasa’ya aykırı, böyle bir şey olamaz’ diyor. Rahmetli babam gülümsüyor ve diyor ki ‘Sayın Feyzioğlu, bu sabah darbe oldu. Size söylemediler mi, Anayasa burada oturuyor.”



“Babamın şartlarını kabul ediyorlar ve bütün ekonomi birimlerini bağlıyorlar”


Turgut Özal’ın devletin ekonomisinin başına geçiş sürecinden bahseden Ahmet Özal, “Babamın şartlarını kabul etmedikleri için babam ‘Ben yardımcı olamayacağım çünkü ben sırf bir koltuk için oraya oturmam. Ülkeme hizmet edebiliyorsam ederim, edemezsem de orada oturmam’ diyor ve kapıdan çıkıyor. Koridorda yürürken öbür kapıdan Evren Paşa babamın önünü kesiyor. ‘Sayın Özal, kabul etmek zorundasınız’ diyor. Babam memnuniyetle ülkeye hizmet etmek istediğini, ama bir tek Maliye Bakanlığı ile bunu halledemeyeceğini söylüyor. Başarılı olamayacaklarını söylüyor. Sonunda mecburen babamın şartlarını kabul ediyorlar ve bütün ekonomi birimlerini rahmetli babama bağlıyorlar” ifadelerini kullandı.



“Turgut Bey, görevi kabul et”


Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 12 Eylül kanlı darbesi sürecinde ekonomiden sorumlu olma görevi için dönemin Başbakanı Demirel’den icazet aldığını anlatan Ahmet Özal, “Orada bir şey daha söylüyor, bir şartım var diyor. ‘Bu sabah darbe olana kadar başbakan Süleyman Demirel, ben de onun müsteşarıydım. Onun da icazetini almam lazım’. Mecburen 15.30’da Zincirbozan’dan Demirel ile konuşturdular. Süleyman Bey’in cevabı da ilginçtir, ‘Turgut Bey, görevi kabul et. Çünkü senin görevi kabul etmen bizim başlattığımız ekonomi programının doğruluğunun ispatıdır’ diyor. Sonra babam görevi kabul ediyor” diye konuştu.



“Bülent Ulusu’nun adı geçiyor, Ulusu da başbakan oluyor"


Bülent Ulusu’nun Başbakan oluşuyla alakalı da konuşan Ahmet Özal, “Bu arada Feyzioğlu da milletvekiliydi. Babam şöyle bir şey söylüyor, ‘Paşam 450 milletvekilinin 449 tanesini hapse attınız. İçinden bir tanesini başbakan yapmanız biraz garip olmaz mı. Madem darbe yaptınız emekli paşayı yapmanız lazım’ diyor, bunun üzerinde Bülent Ulusu’nun adı geçiyor. Bülent Ulusu da başbakan oluyor” ifadelerini kullandı.


Turgut Özal’ın Devlet Bakanlığı görevini 1982 yılına kadar sürdürdüğünü dile getiren Ahmet Özal, Turgut Özal’ın 12 Eylül sürecinde hukuki süreç yaşayan kişileri serbest bıraktığını belirterek, “Rahmetli iktidar olduktan sonra idamların hiçbirini onaylatmadı. Hepsini serbest bıraktı. İdamları yaptırtmadı. Sağdan veya soldan hapiste işkence görenlerin hepsini bıraktı” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Geçmiş ve gelecek ehramda buluşuyor Erzurum ve çevresinde kadınların örtü olarak kullandığı ehram, büyük ölçüde terkedilmesine rağmen moda dünyasına farklı tasarımlarla girmesi için özel çalışmalar yapılıyor. Erzurum’daki bir çok atölyede koyun yününden elde edilen ipliklerin dokunmasıyla elde edilen ehram kumaşıyla giyimden süs eşyalarına, tablolardan yastıklara daha onlarca ürün ortaya çıkarılıyor. Erzurum, Bayburt, Erzincan, Elazığ, Ağrı, Van, Malatya ve Kayseri gibi daha bir çok ilde ehram, ince eğrilmiş koyun yününden yapılan çok zahmetli aşamalardan geçerek düz yüzeyli mekikli dokuma ile elde edilen kadın dış giysisinin adı olarak özetleniyor. Yazılı kaynaklarda ehramın ilk ne zaman dokunmaya ve kullanılmaya başlandığına ilişkin kesin bilgiye ulaşılamamakla birlikte bugünkü şekliyle 1850’li yıllardan beri kullanıldığı belirtiliyor. "Kısır koyun ve koç yününden ehram olmaz" Ehram için koyunun 6-7 aylarında kırkılan yünü kullanılıyor. Bölge halkı bu yünün tellerinin uzun olduğuna, yağmurda çekmeyeceğine; kısır koyun ve koç yününden ehram olmayacağına inanıyor. Ehramın değeri ipin inceliği ile doğru orantılı olarak değerlendiriliyor. Ehramda genellikle kahverengi, siyah, krem gibi yünün doğal renkleri kullanılıyor, renkli iplerle ehram üzerine dokuma esnasında ya da sonradan elle nakış işleniyor. Yazın ve kışın yaygın olarak kullanılıyor. Yazın açık renk kışın koyu renk tercih ediliyor. Doğal yün oluşu nedeniyle özellikle kışın örtünmeyle beraber, ısınma avantajı da sağlıyor. Koyun yününden yapılan ve kimyasal madde içermeyen sağlıklı olması yönüyle tercih edilen el emeği olan bu kıymetli kumaş günümüzde kadın/erkek giysisi ve aksesuarlarına(kadın el çantası/cüzdan, dizlik, erkek yelekleri, kravat, kemer, anahtarlık, magnet) varana dek yapılmakta olup geleneksel ehram kullanımından modern kullanıma adapte edildi.
Rize Rize’nin denizi gören zirvesinde kar keyfi Rize’de şehir merkezine yakınlığı, deniz manzarası ve kristal kar kalitesiyle dikkat çeken Handüzü Yaylası, kurulan yeni kayak pisti ile kış sporları ve eğlencenin yeni adresi oldu. Rize’nin Güneysu ilçesine bağlı, şehir merkezine olan yakınlığıyla dikkat çeken Handüzü Yaylası, bu kış yoğun kar yağışıyla birlikte kış turizminin yeni cazibe merkezlerinden biri haline geldi. Bin 800 rakımdaki yayla, hem kolay ulaşımı hem de zirveden denizin görülebildiği eşsiz manzarasıyla ziyaretçilerine farklı bir deneyim sunuyor. Karla kaplanan yaylada her yaştan vatandaş keyifli anlar yaşarken, özellikle kar kalitesinin yüksek olması kış sporlarına ilgi duyanların dikkatini çekiyor. Daha önce hiç bu kadar kar yağışına şahit olmadığını o nedenle de karın tadını çıkardıklarını dile getiren Safiye Mak "Özlemişiz karı. O nedenle şuan çok eğlenceli vakitler geçiriyoruz. Bu yıl ilk kez şahit oldum bu kadar fazla kar yağdığına. Normalde alışkın olmadığım bir ortam aslında. Günlerimiz güzel geçiyor" ifadelerini kullandı. Her yaştan insanın Handüzü Yaylası’nda keyifli vakit geçirdiğine değinen Gizem Yağız "Gerçekten çok eğlenceli vakit geçiriyoruz. Geçen yıl daha erken yağmıştı kar ama bu yıl biraz geç geldi. Güzel bir pist açmışlar burada. Çok mutlu olduk. Her yaştan insan burada eğlenebiliyor. Herkes çok güzel vakit geçiriyor" dedi. Aslında bir su sporu olan Flyboard Dünya Şampiyonu olan fakat kış sporlarını da denemek istediği için Rize’nin Güneysu ilçesine bağlı Handüzü Yaylası’na gelen Kahraman Aktaş ise "Yaz sporlarından sonra kış sporlarını da denemek istedik ve Handüzü Yaylası’na geldik. Rakımımız bin 800 şuan ve ben tek olduğunu düşündüğüm bir noktadayım. Deniz manzarasına karşı snowboard ile kar sporları yapıyorum. Bunun yanında kar motorları ile turlar atıyoruz. Güneysu’daki kar tahminimce kristal. Bu da dünyada nadir bulunan kar kalitesinden bir tanesi. Şunu söyleyebilirim snowboard yapanların tercih ettiği tek kar. Diğer karlar yapıştığı için tercih edilmiyor. Handüzü Yaylası bence Türkiye’de 1 numara olacak" ifadelerini kullandı. Rusya’dan Handüzü Yaylası’na snowboard yapmak için geldi Bölgeye Rusya’dan gelerek kar sporları için Handüzü Yaylası’nı tercih eden Kristina Timonova da "Bu manzarada bir yeri dünyada hiçbir yerde bulamadım. Serbest snowboard yaptığım için burayı ayrıca seviyorum. Şuanda buraya gelmek için Batum Havalimanı’nı kullanıyoruz. Eğer Rize’ye Rusya’dan direk uçuşlar olursa burada turizm yüzde 100 artar" şeklinde konuştu. Bölgede turizmcilik yapan Cihan Tüylüoğlu ise Handüzü Yaylası’nın en güzel özelliğinin denizi gören bir kış sporları merkezi olması olduğunu dile getirerek "Geçtiğimiz yıl kar 18 Ekim’de yağmıştı ancak bu yıl biraz geldi ama çok güzel geldi. Görünüşe göre de çok güzel kar yağışları olacak. Handüzü Yaylası güzel bir kış sporları merkezi olma yolunda ilerliyor. En büyük özelliği buranın denizi görmesidir. O nedenle de tektir. Burası Türkiye’de denizi tek gören spor merkezi diyebiliriz" dedi.
İstanbul Yurtta hava durumu Ülke genelinde parçalı, yer yer çok bulutlu, Güney ve İç Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz ile İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bilecik, Kırklareli’nin kıyı kesimleri ve Balıkesir’in kuzey kesimlerinin aralıklı yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların, genellikle yağmur ve sağanak, Batı Akdeniz ile Güney Ege kıyılarında yer yer gök gürültülü sağanak, Batı ve Orta Karadeniz’in iç kesimlerinin yüksekleri, İç Anadolu’nun kuzey ve doğusunun yükseklerinde karla karışık yağmur ve yer yer kar şeklinde olması bekleniyor. Yağışların, Antalya çevreleri ile Muğla’nın kıyı kesimlerinde yer yer kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Sabah ve gece saatlerinde kuzey, iç ve doğu kesimlerde buzlanma ve don ile birlikte pus ve yer yer sis bekleniyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden alınan tahminlere göre, hava sıcaklıkları ülke genelinde mevsim normalleri civarında seyredeceği tahmin ediliyor. Rüzgarın ise genellikle güney yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı yağmurlu, akşam saatlerinden sonra kuzeydoğusunun yüksekleri karla karışık yağmur ve kar yağışlı 9 İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı yağmur ve sağanak yağışlı 12 İzmir: Parçalı ve çok bulutlu, güney kesimleri yer yer sağanak yağışlı 15 Bursa: Parçalı ve çok bulutlu 14 Adana: Parçalı ve çok bulutlu 17 Antalya: Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların yer yer kuvvetli olması bekleniyor. 16 Samsun: Parçalı ve çok bulutlu 14 Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu 15 Erzurum: Parçalı bulutlu 5 Diyarbakır: Parçalı ve az bulutlu 12
Gümüşhane Gümüşhane’de şehrin gürültüsünden kaçanlar Torul’un zirvelerinde buluştu Gümüşhane’de şehrin gürültüsünden ve boğucu havasından uzaklaşmak isteyen 22 doğasever, bu hafta Torul ilçesinin karlar altındaki eşsiz coğrafyasında bir araya geldi. Pamuk tarlasını andıran orman yollarında gerçekleştirilen yürüyüş, katılımcılara hem fiziksel hem de zihinsel bir arınma imkanı sundu. Yürüyüş, Torul ilçesine bağlı Tokçam köyü Merkez Mahalle’de bin 481 metre rakımda başladı. Sporcular Yanıklık Sırtı, Sel Gediği, Mandızlı Sırtı ve Hanzarosman Sırtı gibi kritik noktaları aşarak ilerledi. Kar diz boyu, manzara on numara Kar kalınlığının yer yer diz boyuna ulaştığı parkurda, Torul ve Kürtün baraj göllerinin panoramik manzaraları yürüyüşe eşlik etti. Bin 668 metre yüksekliğe kadar tırmanan ekip, 12 kilometrelik rotayı bin 94 metre rakımdaki Yurt köyünde başarıyla tamamladı. Kristalize kar taneleri eşliğinde ilerleyen ekip orman içindeki yatay geçişlerde çam ağaçlarının üzerine çöken kar yükününün oluşturduğu masalsı görüntüleri bol bol fotoğrafladı. Yurt köyüne ulaşan sporcuların yorgunluğunu köy sakinlerinden İrfan Aydın’ın ikramı bitirdi. Aydın’ın evindeki sıcak sobanın etrafında toplanan ekip, demlenen çaylar eşliğinde haftanın stresini, günün yorgunluğunu geride bıraktı. Psikolojik sağlık için ’Doğa’ reçetesi Yürüyüşe katılan Psikolojik Danışman Zeliha Fatma Aykın, doğada vakit geçirmenin bilimsel olarak kanıtlanmış faydalarına dikkat çekerek, "Bugün Tokçam köyünden Yurt köyüne yürüdük. Harika manzarasıyla aslında kışa bir "merhaba" dedik. Kar yer yer diz boyuydu, bazı yerlerde de tozak şeklindeydi. Çok tatlı bir etkinlikti. Yeni gelen arkadaşlarımız da oldu. Onlara hem doğayı sevdirdik hem de doğa yürüyüşleri için katkıda bulunmaları adına bir nevi motive ettik diyebiliriz. Doğada, özellikle ormanlık alanda yapılan yürüyüşlerin depresyon ve anksiyete üzerindeki olumlu etkileri dünya genelinde yapılan çalışmalarla destekleniyor. Bugün burada sadece fiziksel bir aktivite yapmadık, aynı zamanda kışa ’merhaba’ diyerek ruhumuzu dinlendirdik. Tüm vatandaşlarımıza ’Doğada iziniz olsun’ diyerek bu deneyimi yaşamalarını öneriyorum" ifadelerini kullandı. GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut ise daha önce bahar ve sonbahar mevsiminde yürüdükleri parkuru kış mevsiminde ilk kez deneyimlediklerini belirterek, "Muhteşem bir kar parkuru yürüdük. Ormanlar, çam ağaçları yağan karla süslenmiş. Doğanın her güzelliğini gördük. Hava bazen rüzgarlıydı, bazen güneşli. Sona doğru biraz soğuk oldu ama çok güzeldi. Her mevsimde bu doğayı biz devamlı yürüyoruz. İlk defa kış mevsiminde burayı yürüdük. Gerçekten harika bir manzara vardı. Hafta sonunu evinde ya da kahve köşelerinde geçiren hemşehrilerimizi dağlara, temiz havaya, bu doğal güzellikleri görmeye davet ediyoruz" dedi.