POLİTİKA - 17 Mayıs 2025 Cumartesi 12:11

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: "İnsanı korumaya, insanlığı yaşatmaya ve daha adil bir dünya kurma mücadelesine devam edeceğiz"

A
A
A
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: "İnsanı korumaya, insanlığı yaşatmaya ve daha adil bir dünya kurma mücadelesine devam edeceğiz"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İnsan Hakları Başkanı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, "Hem bireyi hem kamu düzenini korumak, hem özgürlüğü hem sorumluluğu birlikte taşımak mümkündür. Bu anlayışla çıktığımız yolda, insanı korumaya, insanlığı yaşatmaya ve daha adil bir dünya kurma mücadelesine devam edeceğiz" dedi.


AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı tarafından organize edilen ‘81 İl Teşkilatı Eğitim ve İstişare Kampı’ Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde bulunan bir otelde gerçekleştirildi. Program, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İnsan Hakları Başkanı Hasan Basri Yalçın tarafından yapılan açılış konuşması ile başladı.


Programda konuşan Yalçın, dünya siyasetinin büyük bir dönüşümden geçtiğini belirterek, "Bu gerçek çok uzun süredir birçok zeminde birçok aktör tarafından dile getiriliyor. Ancak yapılan değerlendirmelerin birçoğu eski usulle sadece devletler arası ilişkilerin jeopolitik ve jeoekonomik değişimlere odaklanıyor" ifadelerini kullandı.


Uluslararası güç dengelerinin değiştiğini, yeni küresel aktörlerin ortaya çıktığını, klasik bazı büyük güçlerin sahneden çekilebileceği gibi yorumların yapıldığını hatırlatan Yalçın, bu tür değerlendirmelerin çoğunluğunun haklılık payına sahip olduğunu fakat dünya siyasetinde yaşanan dönüşümün derinliğini kavramaktan uzak değerlendirmeler olduğunu dile getirdi.


Dönüşümün yalnızca devletler arası değil insanlar arası ilişkileri de kapsadığını ifade eden Yalçın, uluslararası düzenin tüm boyutlarını oldukça derinden etkileyen bir kırılma yaşandığını belirterek, "Uluslararası kurumların rolü sorgulanıyor, küresel ticaretin yapısı değişiyor; normlar, kurallar, ilkeler yeniden tanımlanıyor. İşte bu nedenle sadece devletler değil, bireyler de bu dönüşümün merkezinde yer alıyor. Üretim araçlarından ideolojilere, gündelik yaşam dinamiklerinden insan haklarına kadar pek çok temel alanda sarsıcı bir yeniden yapılanma süreci içindeyiz. Küresel sistemdeki mevcut düzensizlik, jeopolitik belirsizliklerle ve hızlı teknolojik dönüşümlerle birleşerek çok farklı bir döneme girildiğinin işaretini veriyor. Genel kabul görmüş tarihsel bir ilerleyiş anlatısı içinde yıllardır gelmekte olduğu söylenen dijital çağa artık tam manasıyla girmiş durumdayız" şeklinde konuştu.


Yalçın, Türkiye’nin durduğu pozisyon açısıyla önem kazandığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Vesayet düzenini geride bırakmış, ayakları üstünde duran, güçlü bir Türkiye, yeni dönemde yalnızca yeni bir uluslararası konum edinmekle kalmayacak, aynı zamanda yeni bir siyaset dili üretecektir. Bu siyaset dili, insanı merkeze alan, dijital dünyanın risklerini gözeten, hak ve adalet zemininde yükselen bir anlayışı temsil ediyor. Çünkü biliyoruz ki dijitalleşme sadece daha iyiye ve doğruya giden bir teknolojik sıçramadan ibaret değildir. Bu da aynı zamanda ciddi güvenlik açıkları üretmektedir. Dijital mecralarda türeyen adaletsizlikler, gençlerin ailelerinden kopmasına, toplumun millî ve manevî değerlerinden uzaklaşmasına neden olmaktadır. Böyle bir ortamda insan, kendini değersizleşmiş hissetmekte; insanlık, dijital algoritmalara hapsolmuş bir şekilde kimliğini, kişiliğini ve kendisini yitirmektedir."



"İnsanı korumaya, insanlığı yaşatmaya ve daha adil bir dünya kurma mücadelesine devam edeceğiz"


AK Parti’nin insan hakları anlayışı ile yalnızca bireyin değil; ailenin, toplumun, kültürün ve inancın da korunduğuna dikkati çeken Yalçın, "Hem bireyi hem kamu düzenini korumak, hem özgürlüğü hem sorumluluğu birlikte taşımak mümkündür. Bu anlayışla çıktığımız yolda, insanı korumaya, insanlığı yaşatmaya ve daha adil bir dünya kurma mücadelesine devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.



"Sorunların kaynağı olan bu düzenin artık sorgulanma vakti gelmiştir"


İmtiyazların belli aktörlere aktığı, maliyetlerin ise mazlumlar tarafından çekildiği bir düzenden insanlığa zerre kadar fayda gelmeyeceğini dile getiren Yalçın, "Mevcut uluslararası düzen, 76 sene önce bugün insanlığa verdiği vaatleri yerine getirememektedir. Küresel düzlemde sorunlara çözüm üretmeyen; üretmediği gibi kendisi de sorunların kaynağı olan bu düzenin artık sorgulanma vakti gelmiştir. Bu nedenle Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sıklıkla haykırdığı gibi ‘Dünya beşten büyüktür’ demek, aynı zamanda ciddi bir sorgulamanın dışa vurumudur" şeklinde konuştu.


Yalçın konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Yine insan hakları kavramını sadece bireyselci değerler üzerinden anlamıyoruz. Bireyi merkeze alıp toplumu ve kamu düzenini göz ardı eden bir yaklaşım, bugün toplumun bir arada yaşama irade ve çabasına yönelik büyük bir tehdittir. Bu anlayışın son dönemdeki en belirgin örneği LGBT sapkınlığıdır. Bireysel özgürlük kisvesi altında, yönelim ve tercih gibi kavramsal tuzaklarla bezenmiş bir şekilde adeta insanlığın üzerine kara bir bulut gibi çökmeye çalışan bu akımın dayatmalarına asla ama asla boyun eğmeyeceğiz. Ailemizi, çocuklarımızı ve nesillerimizi bu sapkınlıktan sonuna kadar koruyacağız."


Türkiye’nin yeni döneme en hazır giren ülkelerden birisi olduğunun altını çizen Yalçın, "Türkiye olarak bu yeni döneme en hazır giren ülkelerden biriyiz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde "Terörsüz Türkiye" hedefiyle beraber terör belasından da kurtulma anlamında önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemin içindeyiz. Terör örgütünün silah bırakma açıklamasıyla beraber önemli bir eşik aşılmıştır. Önümüze yeni kapılar açılmış, yeni imkanlar mümkün hale gelmiştir" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da DEAŞ terör örgütüne düzenlenen operasyonda şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, AK Parti Bingöl Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Burada partililere seslenen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Terörsüz Türkiye’ye değindi. Türkiye Yüzyılı’nın huzurun ve kardeşliğin yüzyılı olacağını vurgulayan Yılmaz, "Terörsüz Türkiye’nin ana çerçevesi Türkiye yüzyılı vizyonudur. Cumhurbaşkanımız yaptığı konuşmalarda ilk cephemizi kuvvetlendirmemiz lazım dedi. Bunun üzerine düşünmemiz gerek. Bölgemizde farklı planlar ve tasarımlar yapan emperyalist ve uluslararası güç odaları, bu bölgeyi parçalamaya çalışan odanlar var. Bunlara karşı en büyük dayanağımız milletimizin birlik ve beraberliğidir. Bizim millet anlayışımız ırka dayalı bir anlayış değildir. Allah korusun biz ırkçı değiliz. Bizim millet anlayışımız kapsayıcı, kucaklayıcı bir millet anlayışıdır. Bu anlayış içinde milli birliğimizi, beraberliğimizi pekiştireceğiz ki başkalarının tuzaklarına düşmeyelim. Emperyalist oyunlara, bizi bölmeye, parçalamaya çalışanlara prim vermeyelim. Bunu da başaracağız" diye konuştu. "Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti" Bahçeli’nin tarihi bir çıkışı olduğunu aktaran Yılmaz "Ezberleri bozan, gerçekten siyasetçi olarak düşündüğünüzde çok cesur adımlar attı. Kolay değil. Birçok siyasetçi yarını veya 3 gün sonrasını düşünür. Bahçeli, önce ülkem ve milletim diyen bir anlayış ile hareket etti. Böyle hareket edenlere bu millet her zaman destek olmuştur. Milletin menfaati için gerekirse siyasi bedel öderim diyenlere millet her zaman destek olmuştur ve bundan sonrada olacaktır. Allah razı olsun, Bahçeli’nin yaptığı açılımlar, ezber bozan çıkışlar. Tüm bunlarla birlikte yeni bir süreç içerisindeyiz. İnşallah bunu başaracağız. Silahların gölgesinin olmadığı, siyasetinin alanının genişlediği, demokratik siyaset içerisinde ülkemizin ilerlemeye devam ettiği bir ortamı hep birlikte oluşturacağız. Bu kolay değil. Gel-gitler olabilir mi olabilir. Bu tür süreçleri sabote etmek isteyenler, dezenformasyonlar yayarak milletin kafasını karıştırmak isteyenler olabilir mi elbette olabilir" dedi. "Hesabı olanlar bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor" Yalova’da şehit düşen 3 polise Allah’tan rahmet dileyen Yılmaz, "Mekanları cennet olsun. Tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Bu örgütlerin, bütün bu yaşadığımız süreçlerle bağlantılı olmadığını düşünebilir miyiz? Kendilerinden ortaya çıkmış yapılar olduğunu düşünebilir miyiz? Ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlar, bu terör yapılanmalarını birer araç olarak kullanıyor. Bir enstrüman olarak kullanıyor. Maalesef böyle bedeller ödemek zorunda kalıyoruz. İnşallah Terörsüz Türkiye, çok daha güçlü bir Türkiye demektir. Çok daha güçlü bir şekilde geleceğe yürüyen bir Türkiye demektir. İnşallah onu da hep birlikte inşa edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Ankara TÜRKYED Genel Başkanı Çelik; "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Tarımsal Üretim ve Küçükbaş Yetiştiricileri Genel Merkezi (TÜRKYED) Genel Başkanı Nihat Çelik, 2025 yılının tarım ve hayvancılıkta oldukça zor geçtiğini belirterek, "2026 yılından en büyük beklentilerimiz kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" dedi. Tarımda 2025 yılının zor geçmesine karşın olumlu manada önemli gelişmelerin de yaşandığına dikkati çeken Çelik, 2025’te yeni projeler ile tarımsal desteklerden su planlamasına kadar birçok başlıkta önemli gelişmeler yaşandığını söyledi. Çelik, zirai don ve kuraklığın tarımsal üretime önemli ölçüde zarar verdiğine işaret ederek "Nisan ayı döneminde 65 ilde yaşanan don olayı, 16 üründe ciddi hasarlar oluşturdu. Diğer taraftan yağışlardaki azalma ve artan sıcaklıklar nedeniyle bu defa kuraklık nedeniyle tarım havzalarında toprak nemi kritik seviyelere geriledi. Barajlar tükenme noktasına geldi. Birçok üründe rekolteler yarıdan fazla düştü. Bu manada suyun önemi bir kez daha anlaşıldı. Dolayısıyla Tarım Bakanlığımızın gerekli tedbirleri almak adına 10 Yıllık Ulusal Su Planını ortaya koyması geleceğimiz açısından en önemli gelişmelerden birisi olmuştur" ifadelerini kullandı. Öte yandan tarım politikalarına ışık tutacak olan genel tarım sayımı çalışmalarının 2025 yılında başlamasının önemli bir gelişme olduğunu belirten Çelik, Tarım ve Orman Bakanlığınca Tarım Orman Şurasının dördüncüsünün gerçekleştirilmesinin de önemli bir adım olduğunu vurguladı. Çelik, Kırsalda Bereket Hayvancılığa Destek projesinin 2025 yılının da başladığını anımsatarak projeye 2026 yılında küçükbaş hayvancılığın da dahil edilecek olmasının hayvancılığa önemli bir ivme kazandıracağını kaydetti. "Hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı" 2025 yılının bitkisel ve hayvansal üretimdeki durumuna dikkati çeken Çelik, "Bitkisel üretimde düşüşler kaydedilmesi yanında hayvan varlığında özellikle küçükbaş hayvan varlığında artışlar yaşandı. Ancak tarımsal girdi fiyatlarının yüksek olması üreticilerin zor bir yıl geçirmesine neden oldu. Ayrıca 2025 yılı, sektörde en önemli sorun olarak sürekli gündemde tutulan gerek et gerekse süt ürünlerinin fiyatlarındaki artışlarda fırsatçılar, tedarikçiler ve aracıların etkin rol oynaması yetiştiricinin kar etmemesi ve tüketicinin de pahalı fiyatlardan dolayı yeterince et ve süt tüketemediği bir yıl olmuştur" ifadelerini kullandı. Çelik, Kurban Bayramı sonrasında ortaya çıkan şap hastalığının hayvancılığa ciddi manada zararlar verdiğini kaydederek bu konuda Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Bakanlık personelinin hastalığı bertaraf etmek için ülke genelinde yoğun bir şekilde gayret saf ettiklerini sözlerine ekledi. "TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" Çelik, TÜRKYED’in 2026 vizyonunun kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanı olduğuna işaret ederek, "TÜRKYED olarak öncelikle 2026 yılında her alanda tarımsal üretimin artacağı gerek çiftçilerimizin ve üreticilerimizin gerekse tüketicilerimizin mutlu olacağı bir yıl olmasını temenni ediyoruz. Özellikle kırmızı et üretim ve tüketiminin artırılarak ithalat yerine ihracat yapan bir ülke konumuna geçmek en önemli beklentilerimizdendir. 2026 yılının tarımsal üretimde iklim değişikliklerinden en az etkilendiği, çiftçileri üretimde tutacak desteklerin artırılacağı bir yıl olmasını diliyoruz. Sadece üretimi değil gıda güvenliğimizi de tehlikeye sokmamak için iklim değişikliklerine uyumlu uzun vadeli politikaların hayata geçirilmesini bekliyor bu konuda önemli çalışmalar yapan Bakanlığımıza topyekûn sektör paydaşlarının destek olmasını istiyoruz. 2026 yılından en büyük beklentilerimiz, üreticilerin tarımdan uzaklaşmadığı, tarım arazilerimizin her bir karışının ekilip biçildiği, kırsalda yaş ortalamasını düşürmek için gençlerin kırsala dönüşünün sağlandığı, girdi maliyetlerinin düşürüldüğü, desteklerin daha fazla artırıldığı, üreticinin ve tüketicinin kazanacağı bir yıl olmasıdır. TÜRKYED olarak 2026 vizyonumuz kentsel dönüşüm değil, köysel dönüşüm zamanıdır" değerlendirmesinde bulundu.