GENEL - 07 Mayıs 2018 Pazartesi 11:38

Atılım Üniversitesi ’’ATAG’’ programı düzenledi

A
A
A
Atılım Üniversitesi  ’’ATAG’’ programı düzenledi

Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve Vestel Ventures Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Ultav, Atılım Üniversitesi’nin düzenlediği ’’ATAG’’ programına katıldı.

Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve Vestel Ventures Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Ultav, Atılım Üniversitesi’nin düzenlediği ’’ATAG’’ programına katıldı.


Atılım üniversitesi, akademik yıl içerisinde lisans ve lisansüstü öğrencilerin yaptığı araştırmalara ilişkin sonuçların poster sunumları ile paylaşılması amacıyla ’’Atılım Araştırma Günü’’ (ATAG) programını düzenledi. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve Vestel Ventures Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Ultav, programdan sonra projelerin sergilendiği salonu gezerek incelemelerde bulundu ve öğrencilerden projeleriyle ilgili bilgi aldı. ’’Üniversite öğrencilerinin projelerinin sanayide kullanılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusunu yanıtlayan Ultav, ’’Bütün firmalar dünyada bu inovasyonu daha iyi yapabilmek için gençlerin fikirleriyle iç içe olmak istiyorlar. Dolayısıyla bu bir ekosistem meselesi. Biz Vestel tarafından beyaz eşya, kahverengi eşya ve telefonlardan yılda 30 milyon tane yapıyoruz ve 154 ülkeye bunun yüzde 80’ini ihraç ediyoruz. Çok önemli bir iş. Geleceğimizi inşa etmek için de gençlerin firmalarına yatırım yapıyoruz. Vestel Ventures’ı kurduk. Türkiye’de kurduğumuzdan beri son iki yıl içerisinde 2 bin- 3 bin genç grupla, onların fikirleriyle buluştuk. 15’ine şu anda yatırım yaptık. Yüzde 7 ile yüzde 25 arasında yatırım yapıyoruz. Fabrikamızın tamamını açıyoruz. 100 adet dahi olsa onların ürünlerine öncelik verebiliyoruz. Buralarda müthiş arkadaşlarla görüşüyoruz. Mesele batarya konusunda bizim için çok önemli şeyler yapan gençler var, aynı şekilde biyopolimerler konusunda da. Önleyici tıp konusunda 4 tane genç firmasına yatırım yaptık. Dolayısıyla dünyayı çok daha yaşanabilir, çok daha yeni verimliliklerle buluşturan inovasyon işinin öncüleri olan gençlerin etrafında kurulan ekosistem, gittikçe he türlü firma için, her ülke için çok büyük önem kazanıyor’’ ifadelerini kullandı.


Projeleri inceleyen Ultav, projelerin büyük bir problemin çözümünün parçası olabilecek seviyede olduğunu, bir verimlilik tanımının içerisinde yer alabileceğini gözlemlediğini belirterek, bunlara yaklaşan öğrencileri görmekten mutluluk duyduğunu kaydetti.


Bir üniversite projesinin sanayide kullanılabilmesi için sahip olması gereken kriterleri açıklayan Ultav, konuşmasını şöyle sürdürdü:


’’Artık üniversite-sanayi iş birliğinin ötesine geçmek lazım. Üniversitelerle sanayinin, gençlerin, gençlerin firmalarının iç içe olması gerekir. İç içelik çok farklı bir kavram. Yani sadece bir proje bazında bir araya gelmek değil, birbirlerinin ihtiyaçlarını çok daha iyi anlamak için, birbirleriyle nasıl bir sinerji oluşturulacağını anlayabilmek için sadece iş birliği değil, iç içelik lazım. Beraber yaşamak, beraber oluşturmak, beraberce bunları çok daha öteye taşımak lazım. Üniversitelerin, sanayinin, gençlerin, devletin, kamunun, herkesin iç içe çalışması lazım. 7,5 milyardan çok daha üst rakamlara çıkacak olan dünyayı aynı zamanda koruyarak, yepyeni verimliliklerle bir araya getirmek için mutlaka iç içe çalışmak lazım’’


’’Üniversite sanayi projelerinin Türkiye’nin geleceğine ne gibi katkıları olacağını düşünüyorsunuz?’’ sorusuna ilişkin açıklamada bulunan Ultav, ’’ Çok büyük katkıları olacağını biliyorum ve örneklerini de görüyorum. Bahsettiğim gibi mesela batarya konusunda bir genç kadın var Türkiye’de. Bu bataryaların en çok patlamaya sebep olan, en pahalı kısmı lityum bataryalar. Bunları silisyuma çeviriyor. Hem patlamayı azaltıyor, hem verimliliği arttırıyor, maliyeti düşürüyor. Yine Türkiye’den bir genç kadın var. Zeytinyağı fabrikalarının atığı olan bir malzemenin içinde bulunan zeytin çekirdekleri antibakteriyel. O da bunları biyopolimere çevirip antibakteriyel kaplama malzemeleri yapıyor. Dediğim gibi birçok alanda reel dünyada çok büyük fark oluşturacak insanlar bu üniversite ortamlarında sanayiyle bir arada çalışarak, süreklilik halinde, birbirlerine yatırım yaparak beraberce çalışıyorlar’’ değerlendirmelerinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Hemşirenin kök hücre bağışı 1 anneye can suyu oldu Doruk Hastaneleri, Kızılay Kan Merkezi aracılığıyla başlatılan kan ve kök hücre bağışı kampanyasına destekte bulundu. Hemşire Goncanur Şen’in kök hücre bağışı sayesinde hasta bir anne sağlığına kavuştu. Doruk Yıldırım Hastanesi’nde bu yıl 3. kez düzenlenen kan ve kök hücre bağışına, hastane personeli ve vatandaşlarkan stoğuna katkıda bulunmak için büyük ilgi gösterdi. Kan bağışının önemine değinen Doruk Yıldırım Hastanesi Başhekimi Dr. Cemal Turhan, tüm vatandaşlara kan ve kök hücre bağışı yapma çağrısında bulunarak, “Hepimizin kan ve kök hücreye bir gün ihtiyacı olabilir. Bu ihtiyaca önceden cevap verme özverisinde bulunmak zorundayız” dedi. Kızılay Güney Marmara Kök Hücre Kazanım Uzmanı Ramazan Çiçek ise Doruk Sağlık Grubu’na verdikleri destekten dolayı teşekkür ederek, kan ve kök hücre bağışının önemine değindi. Doruk Yıldırım Hastanesi’ninönceki kan ve kök hücre bağışları sayesinde hastalara şifa olduklarını söyleyen Ramazan Çiçek, “Kan bildiğiniz gibi yapımı olmayan tek ilaç. Tüm vatandaşlarımızı bağış yapmaları için davet ediyorum” diye konuştu. Doruk Yıldırım Hastanesi Laboratuvar Sorumlusu Seçil Turgut da kan ve kök hücre bağışı konusunda farkındalık oluşturmaya devam ettiklerini belirterek, “Hastane çalışanlarımızdan kök hücre uyumunu yakalayarak hastalara yardım elimizi uzatabildik. İnsanlarımıza bağışlar sayesinde hayata tutunabilmelerini sağlayacağına bilincini aşılamamız gerekiyor. Herkesi düzenli olarak kan ve kök hücre bağışı yapmalarını tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu. Yaptığı kök hücre bağışı ile hasta bir annenin sağlığına kavuşmasına aracılık eden Doruk Yıldırım Hastanesi Hemşiresi Goncanur Şen ise büyük bir mutluluk yaşadığını söyledi. Kan ve kök hücre bağışının düşünüldüğünden çok daha büyük bir faydasının olduğuna bir kez daha şahit olduğunu vurgulayan Hemşire Goncanur Şen, “Özellikle annenin sağlığına kavuşarak çocuklarıyla mutlu olması beni çok duygulandırdı” şeklinde görüşlerini belirtti. (PTÖ-
Sivas Akademisyenler ve öğrenciler birlikte İsrail’i protesto etti Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nde (SBTÜ) öğrenci ve akademisyenler İsrail’in Filistin’e uyguladığı zulüm protesto edildi. Akademisyen ve öğrencilerin katıldığı protestoda Filistin’e destek mesajları verildi. Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (SBTÜ), Filistin’de uygulanan katliamı protesto etti. Üniversitenin akademik, idari ve öğrenci kadroları, kampüs içerisinde toplanarak ellerindeki Filistin ve Türk bayrakları ile destek mesajı gönderdi. Kalabalık, ellerindeki dövizlerle sloganlar atarak İsrail’i lanetledi. Burada basın açıklaması yapan Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tolga Karaköy, “Yüzyıllardır Müslümanların en değerli kutsal mabetlerine ev sahipliği yapan Filistin topraklarını uluslararası hukuka aykırı bir şekilde işgal eden ve 1948 yılından bu yana Filistin halkına karşı sistematik olarak soykırım uygulayan İsrail’in zulmü, insanlık tarihinde bir utan olarak kalacak yeni bir evreye ulaşmış bulunmaktadır. Filistin’de aylardır İsrail ordusunun masum insanları adeta yok etmeye yönelik vahşeti devam etmektedir. İsrail’in 75 yıldır Filistin halkına uyguladığı soykırım, etnik temizlik ve yok etme siyasetinin ulaştığı bu nokta, insanlık vicdanının kabul edemeyeceği bir düzeye ulaşmıştır. Tüm dünyanın gözü önünde Gazze’de yaşayan 2.3 milyon Filistinli açlığa, susuzluğa ve kısacası ölüme mahkûm edilmektedir” dedi. “İsrail’in insanlık dışı saldırılarını şiddetle kınıyoruz” Uluslararası toplumuz bu vahşete dur demesi gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Karaköy, “Tüm insanlığı İsrail devletinin uyguladığı bu vahşete karşı daha duyarlı olmaya davet ediyoruz. Bölgede barışın olmazsa olmaz şartı İsrail’in işgal ettiği bütün Filistin topraklarından çekilmesi, başkenti Kudüs olan bağımsız ve güvenliği uluslararası sistem tarafından garanti edilmiş Filistin devletinin tanınmasıdır. Filistin’de yaşanan zulme karşı artan tepkiler ise ABD ve Avrupa’daki üniversiteleri etkisi altına almıştır. Üniversite öğrencileri yapılan zulümleri barışçıl bir yöntemle protesto etmekte ve dünya çapında seslerini duyurmaktadır. Eylemler ile çığlıklarını duyurmaya çalışan öğrenciler gözaltına alınmakta, üniversiteler protestoları durdurmak için uzaktan eğitime geçmektedir. Üniversite öğrencilerinin gösterdiği barışçıl tepkiye karşı gösterilen orantısız tepkiyi temel insan hakları ve akademik özgürlüğe vurulmuş bir darbe olarak kabul ediyor, derin bir üzüntü duyuyor şiddetle kınıyoruz. Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Öğrenci Toplulukları olarak, İsrail’in insanlık dışı saldırılarını şiddetle kınıyor, şiddetinin artırarak devam eden bu zulmü lanetlediğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Hakkari Yüksekova polisinin sanal dolandırıcılığa karşı uyarıları devam ediyor Hakkari’nin Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Büro Amirliği ekipleri, sanal dolandırıcılık konusunda vatandaşları bilgilendirmeye devam ediyor. Son dönemlerde sık sık sosyal medya platformları üzerinde yapılan dolandırıcılık nedeniyle Yüksekova İlçe Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Büro Amirliği ekipleri harekete geçti. Cengiz Topel ve İpekyolu caddeleri üzerinde kurdukları stantta bilgilendirme ve ardında iş yerlerini, sokakları ve parkları gezerek yaşanan dolandırıcılığa karşı vatandaşları uyaran polis ekipleri, broşür dağıtıp konu hakkında bilgi vermeye devam ediyor. Konuyla ilgili Yüksekova Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, bilişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte internet dolandırıcılığı gibi yeni bir suç kavramının ortaya çıktığı belirtilerek, “Dolandırıcı şahıslar Facebook, Instagram, X gibi sosyal medyada açtıkları sahte hesaplar ile kendisini savcı, asker, polis olarak tanıtıp gönderdikleri IBAN ya da link adreslerine para yollamanızı isteyerek dolandırmaktadır. Sizleri telefon ile arayarak kendileri polis, asker veya savcı olarak tanıtıp, ‘adınız ya da banka hesabınız çeşitli örgütlere karıştı’ diyerek sizden para, altın isteyen şahıslara inanmayın. İnternet dolandırıcılığı genellikle Instagram, X, Facebook, Twitch gibi sosyal medyalar üzerinden olduğu gibi bazı alışveriş siteleri üzerinden sahte hesaplar açılarak internet sitelerinde olmayan araç ve eşyaya dair sahte ilanlar verilerek dolandırmaya çalışmaktadırlar. Piyasa fiyatının çok çok altında bir fiyatla satışa sunulan özellikle akıllı telefon ve bazı elektronik eşyalarla ile ilgili bu reklamlar tamamen dolandırıcılık amacıyla yapılan reklamlardır. Bu tip sitelerden alışveriş yapmayın. Alacağınız ürünün piyasa değeriyle karşılaştırmasını yapın. Mağdur olduğunuz böylesi bir durum karşısında derhal şikâyet için en yakın emniyet birimine ya da cumhuriyet başsavcılığına müracaat ederek suç duyurusunda bulunalım" denildi.