EKONOMİ - 09 Aralık 2025 Salı 12:26

ATO Başkanı Baran: "Enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi ve kısa sürede sonuç alınması özel sektör açısından en önemli güven unsuru durumunda"

A
A
A
ATO Başkanı Baran: "Enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi ve kısa sürede sonuç alınması özel sektör açısından en önemli güven unsuru durumunda"

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, "Enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi ve kısa sürede sonuç alınması özel sektör açısından en önemli güven unsuru durumunda. KOBİ’lerimiz başta olmak üzere, üretimin, ticaretin ve ihracatın devamlılığı açısından uygun maliyetli ve erişilebilir finansman sağlanması çok önemli" dedi.



ATO Başkanı Gürsel Baran, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Müşterek Konsey Toplantısı’nda konuştu. Baran, vadesi gelmiş ya da takipte olan devlet borçları nedeniyle mükelleflerin banka hesaplarına uygulanan hacizlerin, ödeme işlemi gerçekleştirildikten hemen sonra kaldırılmaması nedeniyle yaşanan mağduriyetlere dikkat çekti. Baran, konuşmasında dünya ekonomisindeki gelişmeleri değerlendirdi. Dünyada jeopolitik dengelerin hızla değiştiği, tedarik zincirlerinin yeniden yapılandığı, dijitalleşme ve yeşil dönüşümün üretim süreçlerini baştan şekillendirdiği, korumacı politikaların rekabeti yeniden inşa ettiği bir dönem yaşandığının altını çizdi.



"E-hacizin bir gün süreyle gerçekleştirilmesi, reel sektörün işlerinin devamlılığı açısından önemli"


ATO Başkanı Gürsel Baran, e-haciz uygulamasında vadesi gelmiş ya da takipte olan devlet borçları nedeniyle mükelleflerin banka hesaplarına uygulanan hacizlerin, ödeme işlemi gerçekleştirildikten hemen sonra kaldırılmaması nedeniyle yaşanan mağduriyetlere dikkat çekerek, "Bir banka hesabına konacak haciz, borcu karşılarken; mükellefin tüm banka hesaplarına haciz konması, mükellefe ödeme emri tebliğ edilmeden haciz işlemine başlanması, borç ödendiği halde e-haciz kaldırma yapılmaması nedeniyle mükellefler mağdur olabiliyor. Bu durum, işletmelerin nakit akışını olumsuz etkileyerek, finansmana erişimde zorluklar yaşamalarına yol açıyor. E-hacizin bir gün süreyle gerçekleştirilmesi, borçların tahsilinin ardından hesapların tekrar aktif hale getirilmesi, reel sektörün işlerinin devamlılığı açısından önemli. Ayrıca, e-hacizde belirlenmiş ve kamuoyuna duyurulmuş bir alt sınır bulunmuyor. Dolayısıyla vergi daireleri her bir alacak için tutara bakmaksızın e-haciz işlemi yapabiliyor. Bu sebeple alt sınırın belirlenmesi yerinde olacaktır" diye konuştu.



"TOBB’un bu yıl ikinci kez sağladığı ‘Nefes Kredisi’ çok kıymetli"


Enerji, lojistik, hammadde ve işçilik maliyetlerindeki artışların işletmeler üzerinde baskı oluşturduğunu kaydeden ATO Başkanı Gürsel Baran, iş dünyası olarak enflasyonla mücadele sürecini önemsediklerini vurgulayarak, "Enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi ve kısa sürede sonuç alınması özel sektör açısından en önemli güven unsuru durumunda. KOBİ’lerimiz başta olmak üzere, üretimin, ticaretin ve ihracatın devamlılığı açısından uygun maliyetli ve erişilebilir finansman sağlanması çok önemli. Bu konuda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimizin bu yıl ikinci kez sağladığı ‘Nefes Kredisi’ çok kıymetli, ancak reel sektörümüzün daha fazla desteğe ihtiyacı var. Burada ortaya konan yaklaşımın, hükümetimizin öncülüğünde bankaların gayretiyle devam etmesi gerektiği kanaatindeyiz" şeklinde konuştu.



ATO Başkanı Baran: "Enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi ve kısa sürede sonuç alınması özel sektör açısından en önemli güven unsuru durumunda"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Maradit "Düzce’nin en güçlü sayfaları şimdi yazılıyor" Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) Düzce İl Temsilcisi Fatih Melih Maradit, Düzce’nin il oluşunun 26’ncı yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kentin yıkımdan doğan güçlü bir hafızaya ve geleceğe sahip olduğunu vurguladı. Düzce’nin il oluşunun 26’ncı yıl dönümü dolayısıyla bir açıklama yapan KGK Düzce İl Temsilcisi Fatih Melih Maradit, 9 Aralık 1999 tarihinin kent için yalnızca idari bir karar değil, aynı zamanda bir yeniden doğuşun miladı olduğunu ifade etti. 12 Kasım 1999 depremiyle büyük bir yıkım yaşayan Düzce’nin, 1 ay sonra il statüsüne kavuşmasının tarihi bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Maradit, bu kararın enkazın ortasında umudu ayakta tutan güçlü bir irade olduğunu söyledi. Düzce’nin geçen 26 yıl boyunca acının içinden dayanışmayı, kaybın içinden üretimi çıkardığını vurgulayan Maradit, "Bu şehir, yaşadığı felaketleri karakterine dönüştürmüş, dayanıklılığıyla kimliğini yeniden inşa etmiştir" ifadelerini kullandı. Bugün Düzce’nin sanayisi, doğası, üniversitesi ve genç nüfusuyla sadece büyüyen değil, kendini yeniden tanımlayan bir il konumuna geldiğini belirten Maradit, şehrin potansiyelini her geçen yıl daha cesur kullandığını dile getirdi. Açıklamasında kente emek veren tüm devlet büyüklerini, yöneticileri ve kurumları saygıyla andığını ifade eden Maradit, en büyük teşekkürü ise her şartta Düzce’ye sahip çıkan Düzcelilere sundu. Maradit, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: "Düzce’nin hikayesi bitmedi. Aksine, en güçlü sayfaları şimdi yazılıyor. İl oluşumuzun 26’ncı yılında daha adil, daha güçlü ve daha umutlu bir gelecek diliyorum."
Diyarbakır Volkanik arazide yetiştirilen Karacadağ pirinci zengin mineral oranıyla dikkat çekiyor Diyarbakır’ın tescilli Karacadağ pirinci, 6 yılda bir nadasa bırakılan volkanik arazilerde yetiştirilirken, zengin mineral oranıyla Lyra markasıyla istenildiği kadar paketlenip talep edilen yerlere gönderiliyor. Diyarbakır’ın Karacadağ bölgesinde nadasa bırakılan volkanik arazilerde 6 yılda bir yetiştirilen tescilli pirinç, mineral oranıyla dikkat çekiyor. Glisemik endeksi düşük olan, sporcular, çocuklar ve diyabet hastaları için olabildiğince protein oranı yüksek olan bu pirinç, Lyra markasıyla paketlenip istenilen adreslere gönderiliyor. Firmanın yöneticisi İclal Beşenk, Karacadağ pirincini Diyarbakır ve eşi sayesinde keşfettiğini söyledi. Kimsenin bu pirincin bilincinde olmadığını fark ettiğini belirten Beşenk, "Bununla ilgili tanıtım ve insanların bu sağlıklı pirinci tadabilmesi için bir girişimde bulunuyorum. Volkanik, verimli topraklarda yetişmiş, kar suyu ile beslenmiş, mineral açısından çok zengin bir pirinç. Uzun yıllardır zevkle kullanıyoruz. Birçok insanın da bunu tanımasını istiyorum. Sağlık açısından analiz raporları sonucunda protein oranı çok yüksek. Glisemik endeksi düşük, diyabet hastaları, çocuklar, sporcular için olabildiğince vitamin kaynağı bir pirinç" dedi. 6 yıllık nadas sonrası ortaya çıkıyor Bunun tanıtılması açısından çalışmalarının devam ettiğini kaydeden Beşenk, "Lyra markası da bereketli hasadı ifade ettiği için onu seçtik. İnsanların en azında bunu tatmasını istiyoruz. Dünyada, değerinin hak ettiği yere gelmesi için uğraşıyoruz. Nisan-mayıs aylarında ekiliyor, eylül ayı sonu, ekim başı gibi hasat yapılıyor. İlaçsız topraklarda ve ilaçsız bir şekilde üretilen bir pirinç. 6 yıl boyunca nadasa bırakılan topraklarda yetişen bir ürün. Topraklar ve üretim şartları sebebiyle protein oranı çok yüksek" diye konuştu. Beşenk, Karacadağ pirincinin normal pirinçlerden daha koyu bir renge sahip olduğunu ifade ederek, "Şekil olarak da diğer pirinçler gibi düzgün şekilde değil. Bunun sebebi, tarladan alınıp direkt tüketicinin sofrasına iletmek istiyoruz. Fabrika aşamasında her hangi bir beyazlatma, ya da uzun ömürlü olabilmesi için her hangi kimyasal işleme maruz kalmıyor. Siparişle istenildiği kadar paketleyip evlerine gönderilen bir pirinç. Olabildiğince sürecin ve kendisinin doğal kalması için uğraşıyoruz" şeklinde konuştu.