EKONOMİ - 11 Ekim 2024 Cuma 13:02

Bakan Bolat: "Yıllıklandırılmış cari işlemler açığı 44,4 milyar dolar azalarak, 2024 Ağustos ayı itibarıyla 11,3 milyar dolara gerilemiştir"

A
A
A
Bakan Bolat: "Yıllıklandırılmış cari işlemler açığı 44,4 milyar dolar azalarak, 2024 Ağustos ayı itibarıyla 11,3 milyar dolara gerilemiştir"

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "2023 yılı Mayıs ayında 55,6 milyar dolar olarak gerçekleşen yıllıklandırılmış cari işlemler açığı, sonraki aylarda tam 44,4 milyar dolar azalarak, 2024 Ağustos ayı itibarıyla 11,3 milyar dolara gerilemiştir" dedi.


Ticaret Bakanı Ömer Bolat, dış ticarete ve cari işlemlere yönellik açıklamalarda bulundu. Bakan Bolat, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada cari işlemler açığının 2024 Ağustos ayı itibarıyla 11,3 milyar dolara gerilediğini duyurdu. Bolat yaptığı paylaşımda madde madde gerçekleşen verilere yer vererek şu ifadeleri paylaştı:


"Ekonomi programımız ve dış ticaret politikalarımız olumlu sonuçlar vermeye devam ediyor. Ağustos ayında son 5 yılın en yüksek cari işlemler fazlası elde edildi: 4,3 milyar dolar. Yıllık bazda son 2,5 yılın en düşük cari işlemler açığı başarıldı: 11,3 milyar Dolar. 2024 yılı Ağustos ayında cari işlemler hesabı 4,3 milyar dolar fazla ile son 5 yılın en yüksek seviyesinde gerçekleşmiştir. 2024 yılı Ağustos ayında 12 aylık cari işlemler açığı 11,3 milyar dolar ile 2022 yılı ocak ayından bu yana en düşük seviyesine gerilemiştir. Cari işlemler hesabı 2021’den bu yana ilk defa üst üste 3 aydır fazla vermiştir. Cari işlemler hesabı, 2024’ün ilk 8 ayında sadece 9,7 milyar dolar açık vermiştir. Cari işlemler açığı son 15 ayda tam 44,4 milyar dolar azalmıştır."



"Yıllıklandırılmış cari işlemler açığı, 44,4 milyar dolar azalarak, 2024 Ağustos ayı itibarıyla 11,3 milyar dolara gerilemiştir"


2023 yılı hizmetler ihracatının TÜİK tarafından 106,0 milyar dolara revize edildiğine dikkati çeken Bolat, "Yıllıklandırılmış bazda Ağustos ayı itibarıyla hizmetler ihracatımız ise 111,1 milyar dolara yükselerek rekorunu yenilemiştir. İhracattaki artış ve ithalattaki düşüş, dengeli bir büyüme yapısını da desteklemektedir. Cari işlemler hesabındaki güçlü iyileşme, makroekonomik istikrarı pekiştirerek ekonomimizin geleceğine dair olumlu bir tablo sunmaya devam ediyor. 2024 yılı Ağustos ayında cari işlemler hesabında 4,3 milyar dolar ile fazla verilmiştir. Böylelikle bir önceki yılın aynı ayına göre cari işlemler hesabından 3,8 milyar dolarlık iyileşme kaydedilmiştir. Cari işlemler açığı, 2024 yılı Ocak-Ağustos döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 75,2 oranında azalışla 9,7 milyar dolar olarak kaydedilmiştir. Böylelikle tepe noktası olan 2023 yılı Mayıs ayında 55,6 milyar dolar olarak gerçekleşen yıllıklandırılmış cari işlemler açığı, sonraki aylarda tam 44,4 milyar dolar azalarak, 2024 Ağustos ayı itibarıyla 11,3 milyar dolara gerilemiştir. Böylelikle yıllıklandırılmış cari işlemler açığı, 2022 yılı Ocak ayından bu yana en düşük seviyesine gerilemiştir. 2024 Ağustos ayında yıllıklandırılmış ihracatımız, yıllık bazda yüzde 3,5’lik artış ile 262,0 milyar dolara yükselmiştir. Aynı ayda yıllıklandırılmış ithalat ise yüze 8,3’lük azalışla 340,7 milyar dolara gerilemiştir. Yıllıklandırılmış dış ticaret açığı yüzde 33,6 oranında azalarak 78,7 milyar olurken, ihracatın ithalatı karşılama oranı 8,8 yüzde puan artarak yüzde 76,9’a yükselmiştir" ifadelerini kullandı.


2023 Mayıs ayında yıllık dış ticaret açığının 122 milyar dolar olduğunu hatırlatan Bolat bu oranın 15 ayda tam 43,5 milyar dolar azaldığını belirtti ve şöyle devam etti:


"TÜİK’in yayınlandığı, ’Uluslararası Hizmet Ticareti İstatistikleri’nde (UHTİ) gerçekleştirilen revizyon Ödemeler Dengesi İstatistiklerine yansımasıyla 2023 yılı hizmet ihracatımız 106,0 milyar dolara güncellenmiştir. Böylece 2023 yılı cari işlemler açığı ise 45,0 milyar dolardan 40,5 milyar dolara revize edilmiştir. Dış ticaret açığındaki gerilemeye, hizmet ihracatımızdaki artış da eşlik etmektedir. Hizmet gelirleri Ağustos ayında yıllıklandırılmış bazda 111,1 milyar dolar ile rekorunu yenilemiştir. Hizmetlerin altında yer alan seyahat gelirleri ise 52,5 milyar dolara yükselmiştir. Mal ve hizmet ihracatını artırmaya yönelik destekler ve ithalatı düşürmeye yönelik tedbirlerin uygulamadaki sonuçları ile cari işlemler açığında önemli bir gerileme kaydedilmiştir. Mal ve hizmet ticaretindeki olumlu seyrin devamı ile cari işlemler hesabında görülen iyileşmenin devam etmesi öngörülmektedir. Dış ticaret dengesindeki olumlu gelişmeler, ekonomik büyümeyi daha dengeli hale getirirken, cari işlemler hesabındaki iyileşmeyle birlikte, makroekonomik istikrarı güçlendirmektedir. Ticaret Bakanlığı olarak, küresel mal ve hizmet ihracatındaki payımızı artırmak hedefiyle üretici ve ihracatçılarımızla sıkı iş birliği içinde çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya’da 1. Kısa Film Yarışması’nın ödülleri törenle sahiplerini buldu Malatya Valiliğinin destekleriyle Yeşilyurt Belediyesi öncülüğünde İnönü Üniversitesi ile Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin katkılarıyla düzenlenen ‘Gençlik ve Ailem’ konulu ödüllü 1. Kısa Film Yarışması’nın ödül töreni yoğun katılımla gerçekleştirildi. Ünlü sanatçıların da katıldığı gecede, dereceye giren genç yönetmenler aile bağlarını, gençliğin sorunlarını ve toplumsal değerleri konu alan filmleriyle izleyicilerden ve jüri üyelerinden tam not aldı. Gençlerin sanatsal üretimlerini teşvik etmeyi, aile kavramına dikkat çekmeyi ve toplumsal farkındalık oluşturmayı amaçlayan 1. Kısa Film Yarışması tamamlanırken, dereceye giren genç yönetmenlerin ödülleri düzenlenen törenle takdim edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın destekleriyle ‘2025 Aile Yılı’ etkinlikleri kapsamında gerçekleşen film yarışmasının ödül töreni büyük bir katılım altında gerçekleşti. İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül törenine Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat, Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Erdem, Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Mehmet Fatih Güven, Kurum Müdürleri, yarışmanın jüri heyeti, yürütme ve danışma kurulu üyelerinin yanı sıra yönetmenler, sanatçılar, sponsor firma yetkilileri ve öğrenciler katıldı. Çok sayıda filmin yönetmenliğini yapan Ahmet Kapucu ve Abdullah Harun İlhan ile sinema sanatçıları Bora Cengiz, Seher Terzi ve Ömer Duran da törene katılarak genç yönetmenlerin heyecanını paylaştılar. Öğrenciler, yönetmenler ve sanatçılara büyük ilgi gösterdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra devlet konservatuvarı sanatçılarından Orçun Akgün ile Güneş Açıkgöz tarafından gerçekleşen müzik performansı ödül gecesine ayrı bir güzellik kazandırdı. İnönü Üniversitesi öğrencilerinin de yoğun ilgi gösterdiği törenin açılış konuşmasını yapan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, aileyi anlatan her eserin toplumsal hafızaya önemli katkılar sunduğuna dikkat çekerek, "Aile bizleri ayakta tutan, bizi biz yapan, hafızamızı ve geleceğimizi şekillendiren en kıymetli değerdir. İşte bu yarışma, gençlerimizin aileyi kimi zaman bir anı, kimi zaman bir çatışma, kimi zaman bir umut ışığı, kimi zaman da bir fedakârlık hikâyesi üzerinden nasıl yorumladığını gösteren nadide bir sanat çalışması oldu" dedi. Yarışma için çekilen her filmin ortak değerlere, kültüre ve geleceğe dokunan bir mesaj niteliğinde olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Geçit, "Kısa film, hem duyguyu hem düşünceyi en yoğun biçimde aktaran özel bir sanat dalıdır. Genç yönetmenlerimiz de bugün, kameralarını aile kavramının kalbine çevirerek ortaya hem teknik hem duygusal anlamda çok değerli eserler koydular. Her bir gencimize yürekten teşekkür ediyorum. Onların bu üretkenliği, geleceğimiz adına hepimize büyük umut vermektedir. Bu projeyi birlikte gerçekleştirdiğimiz İnönü Üniversitesi ve Turgut Özal Üniversitesi yöneticilerine ve akademisyenlerine ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Gençlerimize hem alan açan hem de rehberlik eden bu güçlü iş birliği, şehrimizin kültür ve sanat hayatını daha da zenginleştiriyor. Jüri üyelerimize de emekleri, titiz değerlendirmeleri ve katkıları için teşekkür ediyorum. Bugün ödül alacak eserler elbette çok kıymetli; fakat yarışmamıza katılan tüm gençlerimizin çalışmaları bizim için aynı ölçüde değerlidir. Çünkü sanatın olduğu yerde kaybeden olmaz, üreten herkes kazanır. Yeşilyurt Belediyesi olarak gençlerimizin yeteneklerini ortaya çıkaracak, onların kendilerini ifade etmesine imkân tanıyacak kültür, sanat ve eğitim projelerine her zaman destek sunmaya devam edeceğiz." diye konuştu. Organizasyonun paydaşlarından olan Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat ise üniversite olarak kültürel ve sanatsal faaliyetlere destek vermeyi öncelik haline getirdiklerini ifade ederken, dereceye giren genç yönetmenleri tebrik etti ve yarışmanın hayata geçmesinde büyük emek sarf eden Yeşilyurt Belediyesi ile tüm kurumlara teşekkürlerini sundu. Aile içi iletişim, kuşaklar arası bağlar, gençliğin sorunları ve umutları gibi konuları ele alan filmler, izleyicilerden ve jüri üyelerinden tam not aldı. Gençler, aile birliğini, sevgi bağlarını, kuşaklar arası iletişimi ve aile içindeki dayanışmayı kısa film diliyle etkileyici biçimde yorumladı. Kısa film, sinema, medya ve akademi alanında uzman isimlerden oluşan jüri heyeti filmleri teknik kalite, senaryo derinliği, özgünlük, mesaj gücü ve yönetmenlik başarısı gibi kriterlere göre değerlendirdi. Yapılan değerlendirmeler sonucunda dereceye giren filmler törende açıklandı. 80 film başvurusundan 41 filmi değerlendirmeye alan jüri heyetinin ortak kararı neticesinde Üniversite ve Serbest Çalışma kategorisinde birinci ‘Kalem’ adlı filmiyle Ahmet Serhat Ak olurken, ikinci ‘Yankı’ filmiyle Serdal Altun, üçüncü ‘Aile’ filmiyle Kübra Bal oldu. Jüri özel ödülüne ‘Civciv’ filmiyle Turgut Kanal ile ‘Anne Seni Annemle Tanıştırayım mı?’ filmiyle Elif Örüm layık görülürken, mansiyon ödülleri ise ‘Çıpa’ filmiyle Kenan Karayiğit ile ‘Bir Sabah Küçük Bir İsyan’ filmiyle Mehmet Rutkay Açıkgöz’e gitti. Ortaokul ve lise kategorisinde ise ‘Okulda Bir Gece’ adlı filmiyle Yusuf Karaaslan ödül almaya hak kazandı. Dereceye giren yarışmacılara ödülleri protokol üyeleri tarafından takdim edilirken, yarışmanın jüri heyeti, yürütme ve danışma kurullarında görev alan akademisyenlere ve destek sunan sponsor firmalara teşekkür plaketi verildi.
Karabük Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yatay mimari çağrısına bilimsel katkı Karabük Üniversitesi (KBÜ) Kamu Politikaları Araştırma ve Geliştirme Merkezi’nin (KAPGEM) yayımladığı 9. Politika Raporu’nda, yatay mimariyle hem Türkiye’nin konut ihtiyacının ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde 1’lik bir alanında karşılanabileceği hem de depreme dayanıklı ve insani kentler inşa edilebileceği ortaya konuldu. Hazırlanan "Yatay Mimari Politika Raporu" başlıklı rapor, Safranbolu Kampüsü Taş Bina’da düzenlenen toplantıyla kamuoyuna tanıtıldı. Toplantıya; KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, rektör yardımcıları Prof. Dr. Elif Çepni, Prof. Dr. Hasan Solmaz ve Prof. Dr. İsmail Karaş ile akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı. Rektör Prof. Dr. Kırışık, üniversite bünyesinde politika üretimi ve sosyal inovasyonu bir araya getiren bütüncül bir yapı inşa ettiklerini belirtti. Kırışık, "Bir ekosistem kurmaya çalışıyoruz. Ekosistemimizin birinci ana parçası Sosyalfest idi. İkinci ana parçası KAPGEM idi. Şimdi üçüncü parçasını kuruyoruz. O da Sosyal İnovasyon Merkezi" dedi. Sosyal İnovasyon Merkezinin kuruluş kararının alındığını ifade eden Kırışık, bu yapıyla üniversitedeki projelerin ve KAPGEM bünyesinde geliştirilen politika raporlarının sahaya yansıtmayı hedeflediklerini söyledi. - Yatay mimari sayılarla ortaya konuldu Yatay mimari tartışmalarına rakamsal bir perspektif sunduklarını vurgulayan Kırışık, Türkiye’nin konut ihtiyacına ilişkin dikkat çekici bir hesaplama yaptıklarını belirtti. Kırışık, "Her üç kişiye 300 metrekarelik bir alan versek, yani 200 metrekare bahçe ve 100 metrekare konut olacak şekilde düşündüğümüzde, Türkiye’nin tamamına yaydığımızda bu yerleşimin Muş ili kadar bir alan kapladığını hesapladık. Bu da Türkiye yüzölçümünün yaklaşık yüzde 1,1’i" ifadelerini kullandı. Dikey yapılaşmanın sosyal etkileri Dikey yapılaşmanın özellikle çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çeken Kırışık, apartman yaşamının sosyal sorunları artırdığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Şu anda çocuklarımız apartmanda; ‘kızım, oğlum yapma, hoplama, zıplama’ denilerek büyüyor. Enerjisini atamıyor, koşamıyor, temiz havayla buluşamıyor." Kırışık, yatay mimarinin daha sağlıklı bir yaşam ortamı sunduğunu vurguladı. Yatay mimari dünyada bir gelişmişlik göstergesi Yatay mimarinin dünyada bir gelişmişlik göstergesi olarak ele alındığını ifade eden Kırışık, bu yaklaşımın mahalle kültürünü güçlendiren ve üretkenliği artıran bir yaşam modeli sunduğunu dile getirdi. Kırışık, "İnsanımızı insanca yaşayabileceği, çevresiyle sağlıklı ilişkiler kurabileceği bir mimariye kavuşturmak arzusundayız." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yatay mimari çağrısına katkı Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık, yatay mimari yaklaşımının devlet politikalarıyla örtüştüğüne dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu yöndeki talimatlarını hatırlattı ve KAPGEM tarafından hazırlanan raporun bu sürece katkı sunmayı amaçladığını ifade etti. Raporun akademik çerçevesi KAPGEM Kentleşme Politikaları Masası Başkanı Prof. Dr. Hatice Selma Çelikyay ise raporun geniş bir veri seti ve analizle hazırlandığını belirterek, sunumunda temel bulguları özetledi. Çelikyay, Türkiye’de büyükşehirler başta olmak üzere kentsel alanlarda yaşam alanlarının giderek daraldığını, nüfusun belirli bölgelerde yoğunlaşmasının kentsel yoğunlaşmayı artırdığını ifade etti. Nüfusun büyük bölümü sınırlı alanlarda yaşıyor Çelikyay, TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 67,9’unun "yoğun kent" olarak tanımlanan yerleşimlerde yaşadığını belirterek, bu alanların ülke yüzölçümünün yalnızca yüzde 1,6’sını oluşturduğunu kaydetti. 2022 yılı itibarıyla bu alanlarda yaklaşık 58 milyon kişinin ikamet ettiğini söyleyen Çelikyay, söz konusu durumun dengeli kentleşme ihtiyacını ortaya koyduğunu ifade etti. Çelikyay, yatay mimarinin yalnızca bir konut tercihi değil, aynı zamanda depreme dayanıklı, güvenli ve dirençli kentlerin oluşturulması açısından da stratejik bir kent politikası hedefi olduğunu vurguladı. OECD ülkelerinde yatay mimari eğilimi artıyor Sunumda, dünyada yatay mimariye yönelik eğilimin arttığına da dikkat çekildi. OECD verilerine göre, müstakil bahçeli konut oranlarının Yeni Zelanda’da yüzde 83, Avustralya’da yüzde 70, Japonya’da yüzde 60, ABD’de yüzde 54 ve Kanada’da yüzde 52 seviyelerinde olduğu aktarıldı.