GÜNDEM - 29 Ağustos 2025 Cuma 16:37

Bakan Fidan: "Neredeyse bütün dünya İsrail’i soykırım nedeniyle yalnız bırakmıştır"

A
A
A
Bakan Fidan: "Neredeyse bütün dünya İsrail’i soykırım nedeniyle yalnız bırakmıştır"

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) olağanüstü toplantıda konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Neredeyse bütün dünya İsrail’i soykırım nedeniyle yalnız bırakmıştır. Sadece BM Güvenlik Konseyi olan Amerika’nın kayıtsız şartsız desteğiyle İsrail mevcut savaş tutarına devam etmektedir" dedi.


TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail’in Gazze’ye saldırıları ve bölgedeki insani kriz sebebiyle meclisi olağanüstü toplantıya çağırdı. Toplantıya milletvekillerini bilgilendirmek üzere gelen Dışişleri Bakanı Fidan, başta Gazze’de yaşanan insani kriz olmak üzere İsrail’in bölgedeki saldırgan tutumuna dair değerlendirmede bulundu.


TBMM’nin partiler üstü bir anlayışla Filistin meselesini milli dava olarak görmesinin son derece gurur verici olduğunu dile getiren Bakan Fidan, "Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm devlet organları ve milletimiz bir bütün olarak Filistin meselesini sahiplenmektedir. Bu durum milletimizin vicdan birliğini yansıtmakla kalmayıp tehdidin de nereden başladığını gösteren stratejik bir anlayış birliğine işaret etmektedir" ifadelerini kullandı.



"İsrail, iki yıldır Gazze’de soykırım suçu işleyerek dünyanın gözü önünde temel insani değerleri işe saymaktadır"


Gazze’de soykırımın daha da derinleştiğini, Batı Şeria’da fiili ilhak adımları başladığını ve İran-İsrail hattındaki gerginliğin 12 günlük bir savaşa dönüştüğünü aktaran Fidan, "Vahim tablo hem ülkemizin hem de bölgemizin geleceğini yakından ilgilendiren ağır bir kırılmaya işaret etmektedir. Gelinen süreci kısaca özetlersek İsrail, iki yıldır Gazze’de soykırım suçu işleyerek dünyanın gözü önünde temel insani değerleri hiçe saymaktadır. Yaşananlar tüm insanlığın vicdanını derinden yaralamaktadır. Türk milleti zulme maruz kalan Filistin halkının acısını yoğun şekilde hissetmektedir" dedi.



"Neredeyse bütün dünya İsrail’i soykırım nedeniyle yalnız bırakmıştır"


İsrail’in yasa dışı işgal altında tuttuğu toprakları genişletmek için her türlü hukuksuzluğu yaptığına dikkati çeken Fidan şu ifadelere yer verdi:


"Devam eden soykırım sonucunda sizlerin de yakından takip ettiği gibi Gazze’de 62 binden fazla Filistinli kardeşimiz şehit edilmiştir. Gazze’nin yüzde 85’i halen İsrail’in askeri kontrolü altındadır. Bununla da yetinmeyen Netanyahu Hükümeti Gazze’nin geri kalan kısmını da işgal altına almak için hazırlıklar içindedir. Bugün itibarıyla da orduya hareket emri verdiğine dair bilgiler intikal etmektedir. Bu bölgelerde hayatta kalma mücadelesi veren bir milyondan fazla Filistinli’nin bir kez daha yerlerinden edilmesi amaçlanmaktadır. Nüfus yoğunluklu bölgelerde planlanan askeri operasyonlar yeni toplu katliamlara kapı aralamaktadır. İsrail bu şartları iki devletli çözüm vizyonunu tümüyle ortadan kaldırmak için fırsat olarak kullanmaktadır. Ülkemizin de yoğun çalışmaları sayesinde BM Genel Kurulu dünya kamuoyunun vicdanını yansıtan bazı kararlar alabildiyse de bunların bağlayıcı gücü olmaması sahadaki durumu İsrail’in ve onu destekleyenin insafına bırakmıştır. Neredeyse bütün dünya İsrail’i soykırım nedeniyle yalnız bırakmıştır. Sadece BM Güvenlik Konseyi olan Amerika’nın kayıtsız şartsız desteğiyle İsrail mevcut savaş tutarına devam etmektedir. Şunu en baştan açıkça ifade etmek gerekiyor. Gazze’de yaşanan bu dramın arkasındaki asıl mesele İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan düzenin artık günümüz sınamalarına cevap vermemesidir. Yani iflas etmesidir. İşte biz buna uluslararası sistemin meşruiyet krizi diyoruz."



"İsrail tarihin en ırkçı hükümeti ancak haddini bildiği takdirde saldırganlığını frenleyecektir"


Gazze’deki genel tablonun son derece vahim olduğunu aktaran Fidan, "İsrail tarihin en ırkçı hükümeti ancak haddini bildiği takdirde saldırganlığını frenleyecektir. Türkiye olarak Filistin halkının hangi şekilde ve isim altında olursa olsun Gazze’den tehcirini öngören planlara karşıyız. Kim tarafından sunulursa sunulsun böyle bir plan bizim ne iznimizde hükümsüzdür. Tüm süreç boyunca sizlerin de takip ettiği üzere kalıcı bir ateşkese ulaşılmasını teminen Katar ve Mısır ile temaslarımız devam etmekte ve Katar ve Mısır arabuluculuğunda müzakereler yürütülmekte. Hamas’ın gösterdiği esnekliğe karşı İsrail’in herhangi bir mutabakat sağlanması konusunda isteksizliği ibret vericidir ve zihinlerinin gerisindeki stratejiyi gösterme açısından da son derece açık bir tablo ortaya koymaktadır" dedi.


İsrail’in Gazze’de meşru hiçbir Filistin yönetimi istemediğini ve bölgedeki işgalini sürdürdüğünü aktaran Bakan Fidan, İsrail’in açlığı silah olarak kullanma stratejisini benimsediğini kaydetti.



"İsrail’in devlet terörü sürmektedir"


İsrail’in ablukası sonucunda BM’nin Gazze’de kıtlık felaketinin baş gösterdiğini ilan ettiğini hatırlatan Fidan, "Bu bir doğal afet değildir. Bu açlığı silah haline getiren kasıtlı ve zalim bir politikanın sonucudur. Amaç belli, Filistinlilerin toplanacağı kampların dışındaki alanların moloz yığını haline getirilmesi, Filistinlilerin Gazze’den göç etmeleri için zorlayıcı bir ortam tesis edilmesi. İsrail, mevcut savaş ve istikrarsızlık ortamından istifade ile Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de saldırılarını artırmıştır. İsrail’in devlet terörü sürmektedir. İsrail ordusu korumasındaki yerleşimciler Filistin halkına, geçim kaynaklarına ve mülklerine saldırmaktadır. Aynı zamanda Mescidi Aksa’ya yönelik baskınlar da devam etmektedir" dedi.


Mescidi Aksa’nın mekansal ve zamansal bölünmesine yönelik İsrail’in saldırılarının devam ettiğini aktaran Fidan, son dönemde bazı ülkelerin Filistini tanıma kararı alması üzerine Netanyahu Hükümeti’nin yasa dışı saldırılarının arttığını söyledi.



"Toprak bütünlüğüne sahip bir Suriye istemediğini açıkça göstermiştir"


İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki işgalini genişlettiğini ve Suriye topraklarının içine kadar girdiğini aktaran Fidan, "Şam’ı vuracak kadar cüretkar bir hezeyan içerisine girmiştir. İsrail, Suriye’deki hassas noktaları kaşıyarak istikrarlı, güçlü, milli birlik ve beraberliğini sağlamış ve toprak bütünlüğüne sahip bir Suriye istemediğini açıkça göstermiştir. Suriye’nin kadim ve değerli topluluklarının bu çarpık hedefler doğrultusunda istismar edilmesine asla izin vermeyeceğiz" diye konuştu.



"Bizden başka İsrail’le ticaretini tamamen kesen başka ülke bulunmamaktadır"


Çok sayıda diplomatik, hukuki ve ticari tedbiri hayata geçirdiklerini dile getiren Fidan, "İsrail’le ticaretimizi tamamen kestik. İsrail gemilerine limanlarımızı kapattık. Türk gemilerinin İsrail limanlarına gitmesine izin vermiyoruz. İsrail’le ticaretini tamamen kesen başka ülke altını çiziyorum bulunmamaktadır. İsrail’e silah ile mühimmat taşıyan konteyner gemilerinin ülkemiz limanlarına girmesine uçakların ise hava sahasınıza girmesine izin vermiyoruz. İlk günden itibaren devletimizin imkan ve kabiliyetleri seferber edilerek Gazze’ye kapsamlı insani yardımlar ulaştırılmıştır. 7 Ekim’den bu yana ülkemiz Gazze’ye ulaştırdığı ayni ve nakti yardımlar bakımından en önde gelen ülkeler arasındadır. Toplam yardımlarımız yüz bin tonu geçmiştir" ifadelerini kullandı.


Türkiye’nin çok taraflı platformlarda sürdürdüğü yoğun diplomasi trafiğiyle farklı uluslararası yapılarda etkin bir rol üstlendiğini belirten Fidan, "Sayısız ziyaret, sayısız telefon görüşmeleri gerçekleştirdik. BM, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi gibi uluslararası kuruluşlarla ortak çalışmalar yürüttük. Filistin’e güçlü desteğimizi göstermek maksadıyla İslam İşbirliği Teşkilatı Arap Ligi temas grubuna 7 ülkeyle birlikte öncülük ettik. İki devletli çözüm çalışma grubuna İrlanda ile eş başkanlık yaptık. TBMM Başkanımızın girişimleri ve Cumhurbaşkanımızın iştirakleriyle, Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu Toplantısını 18 Nisan’da İstanbul’da düzenledik. Bugün İsrail’e silah transferinin durdurmasının hayati önemi iyice belirgin hale gelmiştir. Bu çerçevede İsrail’in savaş makinesini besleyen silah ve mühimmat tedarikinin durdurma çağrısıyla 52 ülkenin katılımıyla BM nezdinde önemli bir uluslararası girişime imza attık" ifadelerini kullandı.


Barış müzakerelerinde taraflarla görüşmeleri sürdürerek kalıcı barış yolunda bir an evvel ateşkesin tesis edilmesini kolaylaştıracak adımlar ayma gayreti içerisinde olduklarını dile getiren Bakan Fidan, Gazze’deki acı tabloya rağmen zulme karşı çabalar sayesinde İsrail’e daha önce destek veren ülkelerin bile artık iki devletli çözüm fikrini benimsemeye başladığına dikkati çekti.


Türkiye’nin öncülük ettiği ve aktif olarak yer aldığı girişimlerin birçok ülkenin Filistin’i tanıma kararı almasında önemli bir rol oynadığını ifade eden Fidan, İngiltere, Fransa, Kanada, Malta, Yeni Zelanda, Portekiz ve Avustralya’nın eylül ayında Filistin devletini tanıma niyetlerinin uluslararası diplomasi açısından tarihi bir kırılma olduğunu vurguladı.


Bu ülkelerin Gazze’deki insani felaketin artık son bulması taleplerini yüksek sesle dillendirmeye başlaması geç kalınmış ama oldukça değerli bir adım olduğunu söyleyen Fidan, sözlerine şöyle devam etti:


"Kararlı diplomatik çabalarımızla daha önce bu konuda net tavır alamayan ülkeleri dahi sürecin çok şükür paydaşları haline getirdik. Gayretlerimiz sayesinde İsrail’in yıllardır zihinlerde inşa ettiği o sahte meşruiyet zemini artık çökmüş kurduğu illüzyon perdesi nihayetinde inmiştir. Yaşanan vahşetin büyüklüğü karşısında maske düşmüş Batı kamuoyları ilk kez gerçek bir vicdan muhasebesine mecbur kalmıştır. Bugün itibariyle yaklaşık 150 ülke Filistin’i tanımış durumdadır. İslam dünyasının yanı sıra İspanya, İrlanda ve Avrupalı fikirdaş ülkelerle yakın temaslarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz."


Fidan, İsrail’in işlediği suçların cezasız kalmaması amacıyla 8 Ağustos 2024’te Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olan 13 ülkeden bir tanesinin de Türkiye olduğunu hatırlattı.


Fidan, İsrail’in nihai amacının Filistinlileri kendi topraklarından zorla uzaklaştırmak olduğunu vurgulayarak, "Son operasyon kararıyla birlikte Kuzey Gazze’deki bir milyon kişinin zorla güneye göç ettirilmesi, Gazzelilerin dar ve küçük bir bölgede sıkıştırılması ve nihayetinde bölgeden ayrılmalarını sağlanması hedeflenmektedir. Yasa dışı yerleşimcilerin daha şimdiden Gazze’deki topraklara yerleşmeye hazırlandığını görüyoruz. Batılı ülkelerde İsrail’in soykırımına karşı büyüyen bir kamuoyu tepkisi bulunuyor. Artık hükümetler daha önce olduğu gibi bunu görmezden gelememektedirler. İsrail uluslararası toplumda tecrit edilmeye başlanmıştır. Bu tepkilerin daha da kolektif bir nitelik kazanması önem taşımakta. Bu çerçevede İsrail’e ticaretin kesilmesi, İsrail’in BM kurul çalışmalarına katılımının tamamıyla askıya alınması, İsrail’e silah ve mühimmat sevkiyatının sona erdirilmesi, İsrail’in uluslararası toplumdan tecrit edilmesi konularında benzer düşünen ülkelerle beraber adımlar atmaya devam edeceğiz. Bütün diplomatik gayretlerimizi planlı ve sistemli şekilde bu çabalar etrafında yoğunlaştırıyoruz" diye konuştu.


Orta Doğu bölgesinde barış ve güvenliğin tesis edilememesinin temelinde Filistin-İsrail meselesinin yattığını vurgulayan Fidan, bu sorunun çözülemediği sürece kalıcı barış ve istikrarın sağlanamayacağını, barışa giden tek yolun ise 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olacağını ifade etti.



Bakan Fidan: "Neredeyse bütün dünya İsrail’i soykırım nedeniyle yalnız bırakmıştır"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Fıstık fiyatları arttı: Sahtekarların kullandığı gıda boyası ve bezelyeye dikkat Son günlerde toz Antep fıstığının kilogram fiyatının 3 bin lirayı aşması, dolandırıcıları hareketlendirdi. Fıstıklı tatlılarda gıda boyası ve bezelye kullanılmasına karşı vatandaşları uyaran tatlıcı Zeynep Geyik, "Ucuz tatlı yiyeyim derken sağlığınızdan olmayın" dedi. Son dönemde Antep fıstığının kilogram fiyatının 3 bin lirayı aşması, bazı sahtekarları da harekete geçirdi. Artan fiyatları fırsata çevirmek isteyen kötü niyetli kişilerin, fıstıklı tatlılarda gerçek Antep fıstığı yerine bezelye, yer fıstığı kırığı ve yoğun gıda boyası kullandığına dikkat çekiliyor. Görünüm ve renk üzerinden tüketiciyi yanıltan bu yöntemlerin hem ekonomik aldatma hem de halk sağlığı açısından ciddi risk taşıdığı belirtiliyor. Adanalı tatlıcı Zeynep Geyik, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na konuştu. Özellikle baklava ve fıstıklı tatlılarda taklit ve tağşiş riskini yükselttiğini ifade eden Geyik, bazı işletmelerin maliyeti düşürmek için bezelye, yer fıstığı kırığı ve yoğun gıda boyası kullandığını söyledi. Bu tür ürünlerin gerçek fıstık görünümü vermek için boyandığını aktaran Geyik, tüketicilerin dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Güvenilir ve bilinen işletmelerin tercih edilmesini öneren Geyik, "Aşırı ve bilinçsiz gıda boyası tüketimi mide-bağırsak rahatsızlıkları, alerjik reaksiyonlar ve uzun vadede farklı sağlık problemlerine neden olabilir" ifadelerini kullandı. Vatandaşlara çağrıda bulunan Geyik, "Kaliteli fıstığın maliyeti bellidir. O sebeple ucuz tatlı alıp sağlığınızdan olmayın. Ucuz tatlı sağlığınızdan eder. Yeni yılda da tatlı alırken ucuza kaçmayın" dedi.
Adana Çöpleri belediye yerine gönüllüler topladı Adana’nın Çukurova ilçesinde çevre kirliliğine dikkat çekmek isteyen gönüllüler, bir araya gelerek çöp topladı. Gönüllüler belediyenin yapmadığı işi kendilerinin yaptığını aktarırken, "Adana maalesef Türkiye’nin en pis şehirlerinden biri haline geldi" dedi. Merkez Çukurova ilçesinde Seyhan Nehri kenarında kirliliğe dikkat çekmek isteyen çevre dostu gönüllüler, bir araya gelerek çöp toplama etkinliği düzenledi. Kurulan gönüllü platformun çağrısına kulak veren vatandaşlarda alana gelip temizlik yaparak çevreye sahip çıktı. Gönüllüler, hem yetkililere hem de vatandaşlara seslenerek çevreye sahip çıkılması çağrısında bulundu. "Yetkililer görevini yapsın, halkımız da çevreyi kirletmesin" mesajı ise etkinliğin ortak talebi oldu. "Adana maalesef Türkiye’nin en pis şehirlerinden biri haline geldi" Gönüllüler adına konuşan Akif Temel Kuran, Adana’nın sahip olduğu güzelliklere rağmen ciddi bir çevre kirliliğiyle karşı karşıya olduğunu belirterek, "Adana maalesef Türkiye’nin en pis şehirlerinden biri haline geldi. Oysa en güzel şehirlerden biri. Bu durum hem halkın bilinçsizliğinden hem de belediyenin yetersizliğinden kaynaklanıyor" dedi. Yaklaşık 100 torba çöp topladıklarını ifade eden Kuran, belediyeden yalnızca çöp poşeti desteği aldıklarını belirterek, "Biz halk olarak elimizden geleni yapıyoruz ama topladığımız çöpleri götürecek bir yerimiz yok. Belediyenin gelip bu çöpleri alması gerekiyor" sözleriyle yetkililere çağrıda bulundu. Gönüllülerden Selahattin Menteşoğlu ise yıllardır çevre temizliği konusunda bireysel çabalar gösterdiklerini, şimdi ise gençlerle birlikte daha organize hareket ettiklerini söyledi. Menteşoğlu, "Amacımız Adana’nın temiz olması. Tamamen temizleyemeyeceğimizi biliyoruz ama bizi görenlerin çevre duyarlılığının artmasını istiyoruz. Hem halk hem de belediye sorumluluk almalı" diye konuştu. "Adana adeta çöp kente döndü" Etkinliğe oğlu ile katılan Elif Nur Özdoğan, "Milletin atıp bıraktığı çöpleri topluyoruz. Küçük bir hareket ama umarım çoğalırız. Adana adeta çöp kente döndü, bu bizi çok üzüyor" ifadelerini kullandı. Ahmet Remzi Özdoğan ise, "Buranın kirlenmesini istemiyorum. Atılan çöpleri topluyorum" diyerek duygularını dile getirirken Nuri Erzi, "Adana için çalışan bu küçük ama güzel ekibe katkı sağlamak istedik. Tüm esnafın bu konuda duyarlı olmasını istiyoruz. Temiz bir ülke ve gelecek herkes için şart" ifadelerini kullandı.
Hakkari Kırgız gelin ve Yüksekovalı damadın kargoda başlayan aşkı mutlu sonla bitti Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Halim Batmaz, İstanbul’da bir kargo şubesinde tanıştığı Kırgızistan uyruklu Aidana Kabylbekova ile dondurucu soğuğa rağmen düzenlenen görkemli bir düğünle dünya evine girdi. Yüksekova ilçesi sınırları aşan bir aşk hikayesine ev sahipliği yaptı. İstanbul’da çalıştığı dönemde bir kargo şubesinde Kırgızistanlı Aidana Kabylbekova (27) ile tanışan Halim Batmaz (33), 6 yıllık birlikteliklerini evlilikle taçlandırdı. Çiftin tanışma hikayesi, Batmaz’ın ticaretle uğraştığı dönemde Kabylbekova’nın çalıştığı kargo şubesine gitmesiyle başladı. Zamanla ilerleyen arkadaşlık, ailelerin de onay vermesiyle resmiyete döküldü. İstanbul’da yapılan nişan töreninin ardından çift, ilk düğün merasimi için Yüksekova’yı tercih etti. Güngör Mahallesi’ndeki bir düğün salonunda gerçekleştirilen tören, bölgedeki dondurucu soğuklara rağmen yoğun katılımla yapıldı. Yöre geleneklerine göre yapılan düğünde, Kırgız gelin Aidana Kabylbekova’nın yöresel halaylara eşlik etmesi renkli görüntüler oluşturdu. "Aşk engel tanımaz" mesajı veren çiftin mutluluğuna, çok sayıda davetli ortak oldu. Düğün töreninde mutluluğunu dile getiren gelin Aidana Kabylbekova, her iki kültürün geleneklerini de yaşatmak istediklerini belirterek şunları kaydetti: "6 ay önce İstanbul’a geldim ve kargo sektöründe çalışmaya başladım. Orada tanıştık, konuştuk ve evlilik kararı aldık. Nişanımızı İstanbul’da, ilk düğünümüzü ise Yüksekova kültürüne uygun şekilde burada yaptık. İkinci düğünümüzü kendi ülkemde, Kemin şehrinde gerçekleştireceğiz. Çok mutluyuz" dedi. Damat Halim Batmaz ise uluslararası ticaret yaparken eşiyle tanıştığını vurgulayarak, "Kara kışa rağmen çok güzel bir düğünle dünya evine girdik. Ailelerimizin desteğiyle bu mutlu günü yaşıyoruz. Allah tüm misafirlerimizden razı olsun" ifadelerini kullandı. Çift, Yüksekova’daki törenin ardından ikinci düğün merasimi için Kırgızistan’a gitmeye hazırlanıyor.