EKONOMİ - 27 Aralık 2023 Çarşamba 20:44

Bakan Işıkhan: “1 Ocak’tan itibaren geçerli olacak asgari ücret 17 bin 2 lira”

A
A
A
Bakan Işıkhan: “1 Ocak’tan itibaren geçerli olacak asgari ücret 17 bin 2 lira”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "700 lirası asgari ücret desteği olmak üzere 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren geçerli olacak net asgari ücreti 17 bin 2 lira belirlemiş bulunmaktayız” dedi.


Yaklaşık 7 milyon asgari ücretli çalışan başta olmak üzere, toplumun genelini ilgilendiren yeni asgari ücretin belirlenmesine yönelik süreçte sona gelindi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nu kabul etti. Buradaki görüşmenin son bulmasıyla taraflar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında ve Bakan Işıkhan başkanlığında bir araya geldi.



"Asgari ücreti 17 bin 2 lira belirlemiş bulunmaktayız"


Bakan Işıkhan, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun temel amacının tüm tarafların görüşlerini, taleplerini ve mevcut sosyo-ekonomik koşulları gözeterek asgari ücretin belirlenmesi olduğunu belirtti. İşçi ve işveren taraflarının bildirdiği görüşler ve komisyon toplantıları çerçevesinde belirlenen yeni miktarın asgari ücrete tabii olan çalışanların ve aileleri olmak üzere tüm vatandaşları memnun edeceğini belirten Bakan Işıkhan, “Şimdi 2024 yılı için geçerli olacak asgari ücreti sizlerle paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi temmuz ayında net asgari ücret devletimiz tarafından verilen 500 lira asgari ücret desteğiyle birlikte 11 bin 402 lira olmuştur. Şimdi de 700 lirası asgari ücret desteği olmak üzere 1 ocak 2024 tarihinden itibaren geçerli olacak net asgari ücreti 17 bin 2 lira belirlemiş bulunmaktayız. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. Bu rakamla net asgari ücrete önceki döneme kıyasla yüzde 49 önceki yıla göre de kümülatif olarak yüzde 100 oranında artış yapılmış bulunmaktadır. Ayrıca 2002 yılında itibaren asgari ücrete reel olarak 3 buçuk kat artış sağlamış bulunuyoruz. Yeni miktar ile çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü bir kez daha yerine getirmiş olmanın memnuniyeti içerisindeyiz” ifadelerine yer verdi.



"İlk defa resmi rakamı bugün Cumhurbaşkanımıza, Bakanımıza ve işveren temsilcimize ifade ettik”


Yaklaşık 2 buçuk saat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile beraber toplantı yaptıklarını belirten TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, "27 gün süren bir süreç. Türk-İş olarak bugüne kadar resmi bir rakam söylemedik. İlk defa resmi rakamı 2 saat evvel Cumhurbaşkanımıza, Bakanımıza ve işveren temsilcimize ifade ettik. 40 sene sonra ilk defa Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na Çorum’dan gelen enerji, Adana’dan gelen sağlık, Gerede’den gelen karayolları ve Ankara’dan gelen alışveriş merkezi işçisi var. Bunların 4 tanesinin 3’ü sendikasız, 4’ü de asgari ücret alıyor” ifadelerini kullandı.



"Talebimizin 18 bin lira olduğunu ve yılda 2 defa bu müzakerenin yapılması olduğunu Cumhurbaşkanımıza ifade ettim"


Asgari ücretin doğrudan ve dolaylı yoldan yaklaşık 30 milyonu ilgilendiren bir ücret olduğunu ifade eden Atalay, "Arzumuz; Türk-İş olarak masada bulunan işçilerin komisyonda derdini anlatmasıydı. Arkadaşlarımız 3 toplantı boyunca; evinin, marketin ve enflasyonun durumunu anlatma imkanı buldular. Burada özellikle TİSK’in dışında 4’e yakan işveren örgütü var. Bazıları olanı söylüyor, bazıları karnından konuşmaya devam ediyorlar. Özellikle talebimizin 18 bin lira olduğunu ve yılda 2 defa bu müzakerenin yapılması olduğunu Cumhurbaşkanımıza ifade ettim. Pazardaki ve marketteki fiyat dursun ama maalesef fiyat artışları ortada. Bu başlangıç ücreti olmasına rağmen maalesef benim ülkemde bu geçim ücreti oldu. Maalesef işverenlerin yüzde 90’ı asgari ücret üstünde bir ücret vermiyor. İnsanlara ‘bu ücretle geçinin’ diyor. Herkes ‘bu ücretle geçinilebilir mi?’ diye düşünsün. Bir an evvel bu enflasyon dursun. Bu asgari ücret pazarlıklarının da bu derece olmasına gerek yok ama enflasyon durmadığı müddetçe biz yılda bir kere bu asgari ücretle milletin talebini yerine getiremeyiz” değerlendirmesinde bulundu.



"Devlet, işçi, işveren ayrımına karşı olduğumuzu her fırsatta ifade ediyoruz”


Pozitif mesajlarla çalışma hayatına katkı sunmaya gayret ettiklerini bildiren TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ise, "Biz devlet, işçi, işveren ayrımına karşı olduğumuzu her fırsatta ifade ediyoruz. Bizden sık sık duyuyorsunuz; devlet bizim devletimiz, işçi bizim işçimiz, işveren bizim işverenimiz. İşçi, işveren, devlet bir ailedir. Bazen anlaşmazlık olabilir esas olan ailenin birlik ve beraberliğidir. Bugün bazı görüş ayrılıkları olmuş olabilir ama yarın başka konularda mutabakat sağlayacağız. Kutuplaşmak, ayrışmak, çatışmak bu aileye yakışmaz. Asgari ücret bir taban ücrettir hedefimiz ortalama ücreti arttırmak. Belirlenen asgari ücretin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerine yer verdi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde beyaz önlük heyecanı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencilerine yönelik Geleneksel Önlük Giyme Töreni, 15 Temmuz Milli İrade Salonunda yoğun katılımla gerçekleştirildi. 2025-2026 Akademik Dönemi itibarıyla üniversite hayatına adım atan 316 öğrenci, hekimlik yolculuklarının ilk ve en anlamlı sembollerinden biri olan beyaz önlüğü giymenin gururunu yaşadı. Törene; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ve eşi Prof. Dr. Esra Hacımüftüoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Reyhan Keleş ile Prof. Dr. Hasan Yılmaz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erzurum Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgür Dağ, Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Atila Eroğlu, BAP Koordinatörü Prof. Dr. Erol Akpınar, akademisyenler, öğrenciler ve aileler katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, beyaz önlüğün yalnızca bir kıyafet değil; bilgi, sorumluluk, etik ve fedakârlıkla örülü uzun bir yolculuğun sembolü olduğunu vurgulayarak, öğrencilerin nitelikli hekimler olarak yetişmesi için fakülte olarak tüm imkânların seferber edildiğini ifade etti. "Beyaz Önlük, İnsanlığa Hizmet Yolculuğunun Simgesidir" Törende konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise öğrencilerin bu özel gününe tanıklık etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Beyaz önlüğün, hekimlik mesleğinin taşıdığı kutsal sorumluluğun ve insani değerlerin bir göstergesi olduğunu belirten Rektör Hacımüftüoğlu, şu ifadelere yer verdi: "Bugün giydiğiniz beyaz önlük, sadece bir kıyafet değil; insanlığa hizmet yolculuğunuzun başlangıcıdır. Önünüzde zorlu ama bir o kadar da onurlu bir eğitim süreci bulunuyor. Öğreneceğiniz her bilgi, gelecekte kurtarılacak bir hayatın, umut verilecek bir ailenin temeli olacaktır. Atatürk Üniversitesi olarak sizlere, güçlü akademik altyapımız ve köklü eğitim geleneğimizle en iyi imkânları sunmak için kararlılıkla çalışıyoruz." Tıp Fakültesinin yalnızca akademik başarıyı değil, etik değerleri ve insani erdemleri de esas alan bir anlayışla eğitim verdiğini vurgulayan Rektör Hacımüftüoğlu, velilere de teşekkür ederek öğrencilerin bu noktaya gelmesindeki emek ve fedakârlıkların önemine dikkat çekti. Tören Hatıra Fotoğrafıyla Sona Erdi Konuşmaların ardından 1. sınıf öğrencileri, akademisyenler eşliğinde beyaz önlüklerini giyerek hekimlik mesleğine ilk adımlarını attı. Tören, günün anısına çekilen hatıra fotoğrafları ile sona erdi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde geleneksel hale gelen Önlük Giyme Töreni, genç hekim adayları için unutulmaz bir başlangıç olurken, üniversitenin nitelikli sağlık profesyonelleri yetiştirme vizyonunu bir kez daha gözler önüne serdi.