ASAYİŞ - 01 Aralık 2025 Pazartesi 13:21

Bakan Yerlikaya: "2025 yılında 10’u Diyarbakır annelerinin çocukları olmak üzere, toplam 103 terör örgütü mensubu ikna yoluyla yurt dışından gelerek teslim oldu"

A
A
A
Bakan Yerlikaya: "2025 yılında 10’u Diyarbakır annelerinin çocukları olmak üzere, toplam 103 terör örgütü mensubu ikna yoluyla yurt dışından gelerek teslim oldu"

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "2025 yılında 10’u Diyarbakır annelerinin çocukları olmak üzere, toplam 103 terör örgütü mensubu ikna yoluyla yurt dışından gelerek teslim oldu" dedi.


Bakan Yerlikaya, Jandarma Genel Komutanlığı’nda gerçekleşen 2025 Yılı Değerlendirme Toplantısı’nda, Jandarma sorumluluk bölgelerinde icra edilen faaliyetlerle ilgili açıklamalarda bulundu. 216 binden fazla jandarma personelinin, yurdun huzur ve güvenliği için çalıştığını kaydeden Bakan Yerlikaya, "Jandarma Genel Komutanlığımız, 216 bin personeliyle; 728 bin kilometrekarelik sorumluluk sahasında, 17 milyonu aşkın vatandaşımızın güvenliğini sağlıyor" dedi.



"2025 yılında toplam 103 terör örgütü mensubu ikna yoluyla yurt dışından gelerek teslim oldu"


Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda çalışmalarını sürdürdüklerini kaydeden Bakan Yerlikaya, "Bakanlık olarak, bir yandan ‘Terörsüz Türkiye’ hedefinin inşasına omuz verirken, diğer yandan da sahada hakimiyeti, güvenliği ve kamu düzenini tavizsiz biçimde sürdürüyoruz. Terörsüz Türkiye sürecinin akamete uğramaması için, kırsaldaki arama ve tarama faaliyetlerimize kesintisiz devam ediyoruz. 2025 yılında, terörle mücadele kapsamında, 14’ü büyük, 77’si orta çaplı olmak üzere toplam 91 arazi taraması gerçekleştirdik. Bu arama tarama faaliyetleri kapsamında, 306 mağara ve sığınak imha edilmiş, 3 bin 442 kilogram patlayıcı madde, 403 silah ve bu silahlara ait 45 bin 465 mühimmat ele geçirilmiştir. İnsansız hava aracı ve insanlı keşif uçaklarımız bu dönemde toplam 43 bin 193 saat uçuş gerçekleştirmiştir. 10’u Diyarbakır annelerinin çocukları olmak üzere, toplam 103 terör örgütü mensubu ikna yoluyla yurt dışından gelerek teslim olmuştur" ifadelerine yer verdi.



"Kişilere karşı işlenen suçlar bir yılda yüzde 10,5 düştü"


2025 yılında işlenen suçlarda bir önceki seneye göre ciddi bir düşüş olduğunu kaydeden Bakan Yerlikaya, "Kişilere karşı işlenen 10 önemli suçta 11 aylık verilere baktığımızda; 2024’te 100 bin 773 olan olay sayısı, 2025’te yüzde 10,5 düştü ve 90 bin 205’e geriledi. Aydınlatma oranımız ise yüzde 99,8 oldu. ‘Malvarlığına Karşı İşlenen Suçlar’dan 9 önemli katalog suçunda 11 bin 381 olan olay sayısı yüzde 20,8 azaldı ve 9 bin 10’a geriledi. Aydınlatma oranımız da yüzde 82,6’dan yüzde 89,3’e yükseldi" diye konuştu.



"328 organize suç çetesini çökerttik"


300’den fazla suç şebekesinin çökertildiğine değinen Bakan Yerlikaya, "2025’in 11 aylık döneminde 328 nokta atışı operasyonla 241’i kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele, 62’si narkotik, 25’i siber olmak üzere 328 organize suç çetesini çökerttik. Bin 934 şahıs tutuklandı" ifadelerine yer verdi.



"Narkotik operasyonlarında 4 bin 120 şahıs tutuklandı"


2025’te icra edilen narkotik operasyonlarına yönelik de açıklamalarda bulunan Bakan Yerlikaya, "1 Ocak-27 Kasım 2025 döneminde zehir tacirlerine yönelik düzenlediğimiz operasyonlarda sadece jandarma bölgesinde, 4 bin 120 şahıs tutuklandı. 73 ton uyuşturucu madde, 16 milyonu aşkın uyuşturucu hap ele geçirdik. Ayrıca bu mücadelede; Narkotik Vaka Analiz Sistemi (NARVAS) ihbar sisteminden, ’Narkogöz’ ve uydu destekli ekimle mücadeleye, TB2 İHA’lardan Yeşilay’la yürütülen eğitim protokollerine kadar pek çok yeniliği devreye aldık" dedi.



"Siber suçlarla mücadelede bin 200 şahıs tutuklandı"


Dijital dünyada da suç ve suçlulara karşı mücadele ettiklerini dile getiren Bakan Yerlikaya, "Siber suçlarla mücadele kapsamında, jandarma bölgemiz dahilinde, 1 Ocak-27 Kasım 2025 tarihleri arasında, 43 bin 40 suç unsuru taşıyan hesap ve şahıs tespit edildi. Bunların 17 bin 121 terörle iltisaklıydı. Düzenlediğimiz operasyonlar sonrası bin 200 şahıs tutuklandı" ifadelerini kullandı.



"Bin 703 kilometrelik otoyol ağının yüzde 75’ine karşılık gelen 3 bin 524 kilometresinde artık otoyol jandarmalarımız görev yapıyor"


Otoyol jandarmasına yönelik çalışmalardan da bahseden Bakan Yerlikaya, "Trafik güvenliğine ilişkin, en stratejik adımlarımızın başında ise, ‘otoyol jandarması’ geliyor. 4 bin 703 kilometrelik otoyol ağının yüzde 75’ine karşılık gelen 3 bin 524 kilometresinde artık otoyol jandarmalarımız görev yapıyor. Kurduğumuz bu sistemi güçlendirmek için 27 otoyol jandarma komutanlığı, 26 karakol komutanlığı, 3 tesis koruma takımı ile toplam ‘56 ana birlik’ teşkil ettik. Böylece, bin 6 timde 3 bin 793 personelimizle, otoyolları güven koridoruna dönüştürmek adına güçlü adımlar attık. 731 aracı otoyol jandarmamızın hizmetine verdik. Yüz tanıma özellikli 3 bin 220 yaka kamerası ve 100 adet yerli-milli, gece görüşlü radar cihazını devreye aldık" ifadelerine yer verdi.



"Jandarmamıza 9 bin 728 yeni kara aracı, 35 yeni hava aracı kazandırdık"


Jandarma bünyesine kazandırılan yeni araçlarla ilgili de Bakan Yerlikaya, "Göreve geldiğim günden bu yana Jandarmamıza 9 bin 728 yeni kara aracı, 35 yeni hava aracı kazandırdık. Yaka kamerası sayımızı 4 bin 655’ten, 31 Ekim 2025 itibarıyla 50 bine çıkardık. 393 yeni hizmet binasının inşasına başladık, 259’unu tamamladık. Geri kalanların yapımı da hızla devam ediyor" açıklamasında bulundu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.