GÜNDEM - 05 Aralık 2025 Cuma 17:31

"Çiçek Doktoru" Ersan: "İnsanlar bitkileriyle ilgili yaşamış oldukları sorunları bana iletiyor, ben de onlara çözümler üretiyorum"

A
A
A
"Çiçek Doktoru" Ersan: "İnsanlar bitkileriyle ilgili yaşamış oldukları sorunları bana iletiyor, ben de onlara çözümler üretiyorum"

Sosyal medyada ‘Çiçek Doktoru’ olarak tanınan Ümit Ersan, "İnsanlar bitkileriyle ilgili yaşamış oldukları sorunları bana iletiyor, ben de onlara çözümler üretiyorum. Bu sayede insanlarla hasta ve doktor ilişkisi kuruyoruz" dedi.


Sosyal medya hesabından yayınladığı içeriklerle çok sayıda etkileşim alan Ümit Ersan, çiçek veya bitkilerle ilgili sorunlara çözüm üretiyor. Kendisine ulaşan kişilere doğru bakım ve tedavi yöntemlerini aktaran Ersan, bu sayede aldığı ‘Çiçek Doktoru’ lakabıyla da her geçen gün kendisini takip eden kitleyi genişletiyor. Çektiği videolarla takipçilerine renkli anlar yaşatan Ersan, kendine has tavrıyla çektiği videolar sayesinde bitki yetiştiriciliğine olan ilginin artmasına destek sağlıyor.



"Serüvenim annemin hediye ettiği çiçekle başladı"


"Çiçek Doktoru" unvanını kendisinin bulduğunu söyleyen Ersan, "Daha öncesinde kurumsal bir firmada çalışıyordum ama çocukluğumdan beri bitkilerle ilgileniyorum. Bir de ailecek aslında bitkilerle ilgileniyoruz. Çünkü babam kabzımal, Türkiye’nin farklı noktalarından getirdiği fidanlarla doluydu bahçemiz. Ve benim de zaman içerisinde bitkilere olan merakım çok fazla artmaya başladı. Bir de 6 yaşındayken annem bana bir çiçek hediye etmişti, bir kasımpatı. Bu senin demişti. Sonra onunla başlayan bir serüvenim oldu. İşte koleksiyonlar yapmaya başladım. Kurumsal firmadan ayrıldıktan sonra bitkilere olan merakım ve ilgimi, aynı zamanda da bilgimi insanlara aktarmaya karar verdim. Peki bunu nasıl yapmalıyım diye biraz düşündüğümde ’çiçek doktoru’ olmalıyım dedim. Yani ismim aslında çiçek doktoru olmalı diye düşünerek böyle yola çıktım. ‘Çiçek Doktoru’ bu şekilde ortaya çıktı" dedi.



"İnsanlarla hasta doktor ilişkisi kuruyoruz"


Sosyal medya hesaplarında insanlarla sürekli olarak paylaşımlarda bulunduğunu ifade eden Ersan, "Örnek veriyorum orkide bakımı, benjamin bakımı ya da kaktüs bakımı gibi. İnsanlar bitkileriyle ilgili yaşamış oldukları sorunları bana yazıyor, ben de onlara çözümler üretiyorum. Aslında orada bir hasta ve doktor ilişkisi kuruyoruz insanlarla" dedi.



"Erken yaşlarda herkes bir şeyler karalar, kitap yazma serüvenim böyle başladı"


Kitap yazma serüveninin de annesinin ona aldığı kasımpatıyla başladığını dile getiren Ersan, "6 yaşındaki serüvenimle başlamıştı. O bitki benim kolumda dövme olarak da yer almakta. Çünkü benim için anlamı çok büyüktü. O ergenlik dönemlerinde illa hepimiz bir şeyler yazar, karalarız. Zaman içerisinde onları da biriktirmiştim. Sonrasındaki bu bitkilerle olan profesyonel yakınlığım ve onlara olan ilgim beni daha farklı noktalara yöneltmeye başladı. Geçen yıllarda Türkiye’yi temsil ettim yurt dışında iklim krizi konferansında. Naomi Campbell ile birlikteydim. Dubai’de gerçekleşti bu etkinlik ve toplantılar. Sonrasında bu deneyimlerin hepsini de bir araya getirdiğimde bir kitap çıkıyordu ve bunu hak ediyordu" diye konuştu.



"İnsanların aklına ’Çiçek Doktoru’ deyince orkide geliyor"


Sosyal medyada geniş bir üne sahip olduğuna değinen Ersan, "Benim hayatım tamamıyla bitkilerle devam ediyor. Şu an Yaşamkent’teyiz. İşte burada bir seramız var tamamıyla orkidelerle dolu. Bir de insanlar sosyal medyada beni çok fazla biliyorlar. Çiçek Doktoru eşittir orkide. Evet orkideleri çok seviyorum. Hem evimde hem bulunduğum alanda onlarla birebir ilgilenmek, onların üretimini yapmak ve farklı renkleri elde etmeyi çok seviyorum. Ama burada tabii ki ben tek başıma değilim. Arkada çok büyük bir ekip var. Ben sadece bu işin görünen kısmıyım diyebilirim. Eklememizin oluşturulmuş olduğu, üretilmiş olduğu, bakımını yapmış olduğu orkidelerimizdi. Şimdi sevenlerimizle buluşturuyoruz burada" ifadelerini kullandı.



"Çiçek Doktoru" Ersan: "İnsanlar bitkileriyle ilgili yaşamış oldukları sorunları bana iletiyor, ben de onlara çözümler üretiyorum"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Atakum’da Toprak Günü paneli Samsun’un Atakum Belediyesi tarafından Toprak Günü nedeniyle düzenlenen panelde konuşan akademisyenler, tarımsal toprakların hızla azaldığına dikkat çekti. Atakum Belediyesi tarafından 5 Aralık Dünya Toprak Günü nedeniyle ‘Sürdürülebilir Gelecek için Toprak Bilinci’ temalı panel gerçekleştirildi. Programda Ziraat Yüksek Mühendisi Ender Pekşen ‘Kara Toprak’, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Zeki Acar ‘Toprak ve İnsan’ ve Prof. Dr. Orhan Dengiz de ‘Toprak ve Tarım’ başlıklarıyla sunum yaptı. Ziraat Yüksek Mühendisi ve Fotoğraf Sanatçısı Ender Pekşen, programda ünlü halk şairi Aşık Veysel’in Kara Toprak türküsünden adını alan fotoğraf sunumu gerçekleştirdi. Pekşen’in Samsun’un kırsalını fotoğraflarla anlattığı sunum, katılımcıların beğenisini topladı. Aşık Veysel’in Kara Toprak türküsü eşliğinde köy yaşantısını anlatan kareler, seyircilere duygusal anlar yaşattı. Prof. Dr. Acar: "Yok olmadan değerini bilmek gerekir" Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeki Acar, ‘Toprak ve İnsan’ başlıklı sunumunda tarihten müziğe ve edebiyata toprağın toplumsal kültürdeki yerini anlattı. Prof. Dr. Acar, toprağın insanların kültürel kimliklerin oluşmasında son derece önemli olduğunu ifade ederek, "Dünyada, savaşların büyük bir kısmı toprak yüzünden çıkıyor, sadece ülkeler arası savaşlardan bahsetmiyorum. Aile içi, insanlar arası örneğin miras nedeniyle, çıkan sorunların büyük kısmının toprak yüzünden olduğunu görüyoruz. Toprak bu kadar değerli bir şey. Vatan olarak toprak dediğimiz zaman Büyük Önderimizin Kurtuluş Savaşı sırasında söylediği ‘Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez.’ sözü, tüm insanlara toprağın değerini anlatıyor. Ayrıca, toprakla iç içe yaşayan insanların kültürel kimliklerinin oluşumunda en belirleyici unsurlardan biridir. Toprak, var oluşumuzdan yok oluşumuza kadar bizim için değerli olan bir şey. Kaybettiğimiz zaman, değerini anlıyoruz. O nedenle toprağın kıymetini aslında yok olmadan bilmek gerekiyor" dedi. Prof. Dr. Dengiz: "Üretim ortamı elimizden gidiyor" Prof. Dr. Orhan Dengiz ise ‘Toprak ve Tarım’ başlığıyla yaptığı konuşmada, "İnsanoğlu, gıdasının neredeyse yüzde 95’ini topraktan sağlıyor. Toprak tek cümleyle, karasal ekosistemin yaşam kaynağıdır. Baktığımızda ülkemizde ve dünyada topraklarımızın hemen hemen yüzde 33’ünü bozulmuş durumda. Bir yandan da insanoğlu çoğalmakta. Dünya şu anda 7,5-8 milyar nüfusa sahip. 2050 yılına yönelik hesaplamalar yapıldığı zaman, tarım üretimini yüzde 65 artırmamız gerekir. Ülkemiz yüzölçümü bakımından 78 milyon hektara sahip ve yüzölçümüne göre dünyanın 13. büyük ülkesi. Ülkemizde 1980’li yılların sonunda 28 milyon hektara ulaşan tarım arazileri, 2016 yılı verilere göre 24 milyon hektara düşmüş. Ülkemizde her yıl tarım arazilerinden 100 bin hektar alan, amaç dışı kullanımı nedeniyle farklı kullanım alanlarına dönüşmektedir. 85 milyon nüfusumuz var, tarım arazilerimizdeki süreç daha da geriliyor. Toprak bozulması nedeniyle su kıtlığı, gıda ve besin yetmezliği yaşanıyor. Güvenilir gıdaya ulaşmadaki süreçlerden bir tanesi üretim değil midir? Üretim ortamı, elimizden gidiyor" diye konuştu.