POLİTİKA - 22 Mayıs 2024 Çarşamba 21:32

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Siyonist yayılmacılık böyle devam ederse, açık söylüyorum, dünyamız yeni çatışmalara gebedir"

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Batılı güçler tüm şımarıklığına ve pervasızlığına rağmen Netanyahu’nun arkasında durdukça, Filistin’de katliamların önüne geçilemez. Siyonist yayılmacılık böyle devam ederse, açık söylüyorum, dünyamız yeni çatışmalara gebedir” dedi.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 7’nci Uluslararası İyilik Ödülleri töreninde konuştu. Diyanet Vakfı’nın 49 yıldır Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında yürüttüğü faaliyetlerle farklı coğrafyalara iyilik tohumları serpmeye, dostluk, dayanışma, kardeşlik köprüleri kurmaya devam ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üstat Necip Fazıl’ın ‘Tohum saç, bitmezse toprak utansın. Hedefe varmayan mızrak utansın’ ruhuna uygun şekilde karşılık beklemeden koşan, koşturan vakfımızın kıymetli mensuplarını kutluyor, özverili çalışmalarından ötürü kendilerine teşekkür ediyorum. Yurt içindeki özellikle de ‘İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır’ düsturunu kendisine rehber edinen Türkiye Diyanet Vakfı, görüyoruz ki görkemli bir çınar gibi günden güne serpiliyor, büyüyor, tüm dünyaya dal budak salıyor. Yurt içindeki bin 3 şubesi ve dünyanın 149 ülkesindeki eğitim, kültür, sosyal hizmetler ve yardım faaliyetleri ile medarı iftiharımız olan Türkiye Diyanet Vakfımızla gurur duyuyoruz. Rabbim sizlerden, tüm vakıf insanlarından razı olsun diyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Kardeşlerine sırtını dönenlerden olamayız"

"Biz şefkat ve sevgi medeniyetinin mensuplarıyız" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mazlumların, yetimlerin, çaresizlerin, muhtaçların yardımına koşmak, kimsesizlerin kimsesi olmak esasen dinimizin bizlere emridir. Rabbimiz Nisa Suresi’nin 36’ncı ayetinde şöyle buyuruyor; ‘Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anneye, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, elinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez.’ Bir başka ayet-i celilede, Allahuteala, müminleri kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda gizli açık harcayan kimseler olarak tarif ediyor. Kendiniz için istediğiniz için kardeşiniz için de istemedikçe kamil mümin olamazsınız diyen bir Peygamber’in ümmetiyiz. Dolayısıyla biz, komşusu açken tok yatanlardan olamayız. Kardeşlerine sırtını dönenlerden olamayız. ‘Bana ne’ diyenlerden, ‘Her koyun kendi bacağından asılır’ diyenlerden asla olamayız. İnançta kardeşlerimiz olan müminlere, kardeşimiz olan insanlara karşı hepimiz sorumluluk taşıyoruz. Kendimiz huzur içinde sevdiklerimizle beraber barış ve emniyet içinde yaşarken hemen yanı başımızdaki insani dramlara kayıtsız kalamayız. 13 yıldır vatan hasretiyle yüreklere kavrulan Suriyeli muhacirlere, bir lokma ekmek bulamadığı için annesinin kucağında son nefesini veren Somalili, Sudanlı, Yemenli çocuklara tam 76 senedir evlerine yurtlarına, topraklarına geri dönmenin hayalini duyan Filistinli kardeşlerimize karşı mesuliyetimiz vardır. Bunları yok sayamaz, göz ardı edemeyiz. Ne mutlu kalplerinde hiçbir ayrım yapmadan mazlum ve muhtaçlara yer açabilenlere diyorum. Ne mutlu karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek infak edenlere diyorum. Mevla, bizleri de kardeşlik görevlerini yerine getirenlerden eylesin diye dua ediyorum. İyilik ödüllerinin dalga dalga büyüyen etkilerinden memnuniyet duyuyoruz. Az önce hep beraber izledik, bu güzel hikayeleri görüp de duygulanmamak elde değil” diye konuştu.

İyiliğin, dürüstlüğün ve merhametin evrensel olduğunu; sınır tanımadığını, dil, ırk, renk, mezhep ayırt etmediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünya işte buradakiler gibi hamiyetperver insanların yüzü suyu hürmetine dönmektedir. Etrafımızı kuşatan onca acıya, kötülüğe, zulme, mazlumların gökyüzünü çınlatan onca feryadına rağmen dünya halen ayaktaysa sebebi iyi insanların, güzel insanların, sizin gibi iyiliksever insanların varlığındandır” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Gazze’de oluk oluk akan kanda, en az işgalciler kadar onlara lojistik ve askeri destek sağlayanların da vebali vardır"

Gazze’de yaşanan insanlık dramında ülkelerin tutumuna tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm bunları da yıllardır bize insan hak ve hürriyetleri dersi verenlerin silahları bombaları, uçakları ve koşulsuz diplomatik desteğiyle yaptılar. Kimse bizim aklımızda alay etmesin. Kimse bizim gözümüzün içine bakarak yalan söylemesin. Gazze’de oluk oluk akan kanda, en az işgalciler kadar onlara lojistik ve askeri destek sağlayanların da vebali vardır. Sanmayın ki, Gazze’de ölen biçarenin ahı bunları tutmayacak. Sanmayın ki, zalimlerin yaptıkları yanlarına kar kalacak. Asla Gazzeli mazlumların kanı işgalcilerin ve hamilerinin alnına yapışmıştır. İşte hep birlikte gördük, takip ettik. Hamas, önceki hafta ateşkes teklifini kabul ettiğini açıkladı. Ancak İsrail uzlaşmaz tavrını sürdürdü. İsrail yönetimi bununla da yetinmedi. Sivillerin son sığınağı olan Refah’a saldırarak gerçek niyetini ortaya koydu. Kardeşlerim, bakınız bir defa şunu artık herkesin kabullenmesi lazım. Batılı güçler tüm şımarıklığına ve pervasızlığına rağmen Netanyahu’nun arkasında durdukça, Filistin’de katliamların önüne geçilemez. Netanyahu kendi siyasi ömrünü uzatmak için anti-semitizmi körüklüyor, kendi vatandaşlarının güvenliğini tehlikeye atıyor. Siyonist yayılmacılık böyle devam ederse, açık söylüyorum, dünyamız yeni çatışmalara gebedir” açıklamasını yaptı.

İran’la geçen ay yaşanan gerilimin, bunun sadece bir işareti olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail’in Lübnan’a ve diğer bölge ülkelerine yönelik saldırıları artıyor. İsrail yönetiminin daha fazla kan dökülmeden, daha fazla çocuk, daha fazla kadın ölmeden, insanlığa dair umutlar daha fazla kaybolmadan, bir an önce durdurulması gerekiyor. Katliamın durdurulması ilk adımdır. Bununla birlikte soykırımcıların adalete hesap vermesi sağlanmalıdır. Müeyyidesiz kalan bir suç faili daha da azgınlaştıracaktır. Aslında Gazze’de ve işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan budur. İsrail nekbeden beri tam 76 yıldır kan döküyor can alıyor. Filistin halkının topraklarını alenen gasp ediyor. Uluslararası hukuku tanımadığını her defasında açıkça gösteriyor. Ama buna rağmen Batılı güçler ve uluslararası sistem tarafından el üstünde tutulmaya, korunmaya devam ediyor. Son 7,5 ayda 150 gazeteciyi öldüren bir ülke güya basın özgürlüğü sıralamasında bölgede birçok ülkeden artık üst sıralarda yer alabiliyor” değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Bölgeye barışın gelmesi için, önce bu adaletsizliğin sona ermesi şarttır"

Bunun gibi İsrail’i kayıran pek çok çifte standartla karşılaşıldığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

"Bölgeye barışın gelmesi için, önce bu adaletsizliğin sona ermesi şarttır. Gazze ve Filistin’de işlenen insanlık suçlarının hesabının hukuk önünde sorulması için her türlü çabayı gösteriyoruz. Güney Afrikalı dostlarımızın Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açtığı soykırım davasına biz de müdahil olmayı kararlaştırdık. İsrail’in soykırım suçu işlediğine dair elimizdeki tüm belgeleri ve bilgileri muhataplarımıza iletiyoruz. Türkiye, Filistin halkının ve doğdukları toprakları kahramanca savunan Filistinli direnişçilerin yanındadır. Gazze’ye gönderdiğimiz insani yardımların toplamı 54 bin tonu geçti. Ülkemize getirdiğimiz hasta ve yaralıların tedavileri devam ediyor. İsrail’e olan ithalat ve ihracat işlemlerini geçen ay tamamen durdurduk. Yaklaşık 9,5 milyar dolarlık ticaret hacminden sarf-ı nazar ettik. İsrail’i ateşkese zorlamak için dost ve kardeş ülkeler nezdinde diplomatik temaslarımızı yoğunlaştırdık. Yabancı liderlerle yaptığımız görüşmelerin vazgeçilmez gündem maddesi, Filistin Devleti’nin tanınması ve Gazze’de katliamların durmasıdır."

Uluslararası alanda bu yönde başlatılan tüm girişimlere destek verdiklerini ifade eden Erdoğan, "Burada bir hususu da ifade etmek durumundayım. Filistinli kardeşlerimiz, tüm imkansızlıklara rağmen verdikleri mücadeleyle dik ve dirayetli duruşlarıyla insanlığın yüz akı oldular. 229 gündür uyguladığı soykırıma rağmen İsrail yönetimi, Gazze halkının çelikten iradesini kıramadı, mücadele azmini yok edemedi. Filistinliler yaralandılar, öldürüldüler, sürüldüler, göçe zorlandılar. Açlıkla, susuzlukla sınandılar. Öpmeye kıyamadıkları yavrularını toprağa verdiler. İşkencenin her türlüsüne maruz bırakıldılar. Küresel sistemin tüm acizliklerini bizzat yaşadılar. Ama zulme ve zalime asla boyun eğmediler. İnsanlığın onurunu savunmaya devam ettiler, halen de devam ediyorlar. Buradan Gazze’nin ve Ramallah’ın yiğit evlatlarını, ülkem ve milletim adına bir kez daha saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Filistinli şehitleri rahmetle anıyor, yaralılara Allah’tan acil şifalar diliyorum. Avrupa’dan Amerika’ya, Afrika’dan Asya’ya kadar dünyanın dört bir yanında her hafta sokakları ve meydanları dolduran tüm vicdan sahibi insanlara da sizlerin vasıtasıyla teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"7 Ekim’den bu yana tüm dünyanın gözleri önünde son asrın en hoyrat soykırımlarından biri işleniyor"

Unutulan veya unutturulan soykırımın tekerrür etmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Merhum Aliya’nın dikkat çektiği acı gerçeğe maalesef bugün Gazze’de hep birlikte şahit oluyoruz. 7 Ekim’den bu yana tüm dünyanın gözleri önünde son asrın en hoyrat soykırımlarından biri işleniyor. 15 bini aşkın çocuk maalesef katledildi. 35 bin masum şehit edildi. 80 binden fazla Filistinli yaralandı. Gazze’nin neredeyse tamamı enkaza döndü. Abluka nedeniyle zaten bir açık hava hapishanesi olan Gazze’yi son 229 günde devasa bir çocuk mezarlığına çevirdiler. Kuvözdeki bebekleri öldürecek, hastaneleri, ibadethaneleri bombalayacak, yardım malzemesi götüren kamyonlara saldıracak, gıda sırası bekleyen masum sivillerin tepesine bomba yağdıracak kadar insanlıklarını kaybettiler” dedi.

Siyonist lobinin tehditlerine rağmen Filistin’e sahip çıkan, Gazze için kıyama kalkan üniversite öğrencilerini, hocaları, sanatçıları ayrıca tebrik ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsrail insanlığın gözünde bu vahşi savaşı kaybetmiştir. İsrail yönetimi, insanlığın vicdanında mahkum olmuştur. Gazzeli kardeşlerimiz, bir kez daha adlarını tarihe yazdırmışlardır. Filistin davası küresel ölçekte daha da güçlenerek Allah’ın izniyle 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin Devleti’nin kurulmasıyla zafere ulaşacaktır. Buna biz tüm kalbimizle inanıyoruz. Rabbim bizlere o güzel günleri görmeyi nasip eylesin diyorum” diye konuştu.

Bugün Norveç, İrlanda ve İspanya’nın Filistin Devleti’ni tanıyacaklarını açıklamalarından büyük bir memnuniyet duyduklarını aktaran Erdoğan, "Her üç ülkenin liderine, tarihin doğru tarafında yer alan bu vicdanlı kararlarından dolayı şahsım, milletim adına takdirlerimizi iletiyoruz. Henüz Filistin Devleti’ni tanımayan ülkeleri de daha fazla vakit kaybetmeden aynı adımı atmaya çağırıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Dost ve kardeş ülkeleri de Afgan halkına destek vermeye davet ediyorum"

Yıllar süren savaşların geride büyük bir yıkım bıraktığı Afganistan, son günlerde sel felaketleriyle boğuşuyor" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Seller sebebiyle 400’den fazla kardeşimizin hayatını kaybettiği ülkenin kuzeyinde ağır bir insani dram yaşanıyor. Afgan kardeşlerimize bu zor günlerinde yardım etmeyi görev addediyoruz. İlk etapta bir kargo uçağı dolusu yardım malzemesini bu ülkeye gönderdik. Toplam 24 tonu bulan yardım malzemelerimiz cuma günü bölgeye ulaştı. Dün de 43 vagondan oluşan bir yardım trenini Afganistan’a yolcu ettik. Dünkü trenimiz AFAD Başkanlığımızın koordinasyonunda bugüne kadar Afganistan’a gönderdiğimiz 20. iyilik trenimizdi. Toplam 619 tonluk yardım malzemesinin iki hafta içerisinde Afganistan’a ulaşmasını bekliyoruz. Dost ve kardeş ülkeleri de Afgan halkına destek vermeye davet ediyorum. Sudan’da bir yıldır devam eden çatışmaların yol açtığı insani trajediye de dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Maalesef iç savaş nedeniyle 8 milyondan fazla kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bu zor günlerinde Sudan halkının da yanında olmamız önem arz ediyor. Türkiye olarak, Türkistan’dan Balkanlar’a, Güney Asya’dan, Afrika’ya kadar nerede bir sorun, bir zulüm ve dram varsa tüm imkanlarımızla ihtiyaç sahiplerine el uzatmanın gayretindeyiz. İçimizdeki nasipsizler anlamasa da zalimin karşısında, mazlumun yanında olmaya devam edeceğiz. Sözlerime son verirken programın düzenlenmesinde emeği geçenleri tekrar kutluyor, ödül sahiplerimizi ayrı ayrı tebrik ediyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

İyilik’ ve ‘vefa ödülleri’ sahiplerini buldu

2024 İyilik Ödülleri’ ve ‘Vefa Ödülleri’ olarak iki kategoride ödül verildi. Diyarbakır’da PKK terör örgütüne karşı düzenlenen operasyon sırasında şehit olan polis memuru Ahmet Alp Taşdemir’in babası İbrahim Taşdemir’e, hayırsever iş insanı Ahmet Seferoğlu’na, 45 yıldır ayakkabı tamirciliği yapan ve her sabah bisikletiyle çöplerin kenarına bırakılan ekmekleri toplayıp kuşları besleyen Turgut Kılıç’a, Dünya Kung-Fu şampiyonu olan milli sporcu Necmettin Erbakan Akyüz’e de ‘2024 İyilik Ödülü’ verildi. Akyüz, madalya töreninde Filistin bayrağı açtığı için Avrupa Wushu Kung Fu Federasyonu tarafından soruşturma açılmış ve şampiyonluğu iptal edilmişti.

Ayrıca, Burundi’de işitme engelli 26 çocuğun kaldığı bir yetimhanenin açılması için emek gösteren 21 yaşındaki Bisibo Amani’ye, Balkan Yetimleri Derneği Başkanı Halil Kastrati’ye ve Suriyeli Adevviye Salih’e ‘2024 İyilik Ödülleri’ takdim edildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden Hatay Müftüsü Ömer Faruk Bilgili, kanser tedavisi görmesine rağmen 6 Şubat depremi sonrası Hatay koordinatör Valisi olarak görev yapan Ali Fuat Atik, Filistin davasına verdiği destek ve ’Yıkılasın İsrail’ şarkısını söyleyen Anadolu Rock’ın önde gelen isimlerinden şarkıcı Murat Kekilli, İsrail’in Gazze saldırılarında hayatını kaybeden 3 yaşındaki torunun naaşını taşırken görüntülenen Khaled, Nabhan ve depremzedelere göndermek için eski aracına yüklediği eşyalarla Bakü sokaklarında fotoğraflanan Azerbaycanlı Server Beşirli ‘Vefa Ödüllerine’ layık görülen isimler oldu. 4-6 yaş Kur’an Kursu öğrencileri adına Vefa Ödülü Duygu Kaçaranoğlu’na verildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden Hatay Müftüsü Ömer Faruk Bilgili, kanser tedavisi görmesine rağmen 6 Şubat depremi sonrası Hatay koordinatör Valisi olarak görev yapan Ali Fuat Atik, Filistin davasına verdiği destek ve ’Yıkılasın İsrail’ şarkısını söyleyen Anadolu Rock’ın önde gelen isimlerinden şarkıcı Murat Kekilli, İsrail’in Gazze saldırılarında hayatını kaybeden 3 yaşındaki torunun naaşını taşırken görüntülenen Khaled, Nabhan ve depremzedelere göndermek için eski aracına yüklediği eşyalarla Bakü sokaklarında fotoğraflanan Azerbaycanlı Server Beşirli ‘Vefa Ödüllerine’ layık görülen isimler oldu. Ayrıca, 4-6 yaş Kuran Kursu öğrencileri adına Vefa Ödülü Duygu Kaçaranoğlu’na verildi.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Uluslararası İyilik Ödülleri Sergisi’ni de ziyaret etti.

Hülya Keklik

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde beyaz önlük heyecanı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencilerine yönelik Geleneksel Önlük Giyme Töreni, 15 Temmuz Milli İrade Salonunda yoğun katılımla gerçekleştirildi. 2025-2026 Akademik Dönemi itibarıyla üniversite hayatına adım atan 316 öğrenci, hekimlik yolculuklarının ilk ve en anlamlı sembollerinden biri olan beyaz önlüğü giymenin gururunu yaşadı. Törene; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ve eşi Prof. Dr. Esra Hacımüftüoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Reyhan Keleş ile Prof. Dr. Hasan Yılmaz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erzurum Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgür Dağ, Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Atila Eroğlu, BAP Koordinatörü Prof. Dr. Erol Akpınar, akademisyenler, öğrenciler ve aileler katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, beyaz önlüğün yalnızca bir kıyafet değil; bilgi, sorumluluk, etik ve fedakârlıkla örülü uzun bir yolculuğun sembolü olduğunu vurgulayarak, öğrencilerin nitelikli hekimler olarak yetişmesi için fakülte olarak tüm imkânların seferber edildiğini ifade etti. "Beyaz Önlük, İnsanlığa Hizmet Yolculuğunun Simgesidir" Törende konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise öğrencilerin bu özel gününe tanıklık etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Beyaz önlüğün, hekimlik mesleğinin taşıdığı kutsal sorumluluğun ve insani değerlerin bir göstergesi olduğunu belirten Rektör Hacımüftüoğlu, şu ifadelere yer verdi: "Bugün giydiğiniz beyaz önlük, sadece bir kıyafet değil; insanlığa hizmet yolculuğunuzun başlangıcıdır. Önünüzde zorlu ama bir o kadar da onurlu bir eğitim süreci bulunuyor. Öğreneceğiniz her bilgi, gelecekte kurtarılacak bir hayatın, umut verilecek bir ailenin temeli olacaktır. Atatürk Üniversitesi olarak sizlere, güçlü akademik altyapımız ve köklü eğitim geleneğimizle en iyi imkânları sunmak için kararlılıkla çalışıyoruz." Tıp Fakültesinin yalnızca akademik başarıyı değil, etik değerleri ve insani erdemleri de esas alan bir anlayışla eğitim verdiğini vurgulayan Rektör Hacımüftüoğlu, velilere de teşekkür ederek öğrencilerin bu noktaya gelmesindeki emek ve fedakârlıkların önemine dikkat çekti. Tören Hatıra Fotoğrafıyla Sona Erdi Konuşmaların ardından 1. sınıf öğrencileri, akademisyenler eşliğinde beyaz önlüklerini giyerek hekimlik mesleğine ilk adımlarını attı. Tören, günün anısına çekilen hatıra fotoğrafları ile sona erdi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde geleneksel hale gelen Önlük Giyme Töreni, genç hekim adayları için unutulmaz bir başlangıç olurken, üniversitenin nitelikli sağlık profesyonelleri yetiştirme vizyonunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Hatay Hatay Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan memurlara sosyal denge tazminatı verilecek Hatay Büyükşehir Belediyesi ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR-SEN) arasında imzalanan protokolle birlikte 2026 ve 2027 yıllarında memur personellere Sosyal Denge Tazminatı verilecek. Hatay Büyükşehir Belediyesi (HBB) Başkanı Mehmet Öntürk, personele verdiği sözleri yerine getiriyor ve özlük haklarının korunması kapsamında önemli adımlar atmaya devam ediyor. HBB Başkanı Mehmet Öntürk memur ve sözleşmeli personele 2026 ve 2027 yıllarını kapsayan "Sosyal Denge Tazminatı" konusunda müjdeyi verdi. Başkan Öntürk, seçim dönemindeki vaatlerini hatırlatarak personele verdiği sözleri bir bir yerine getirdiklerini ve hiçbir personeli mağdur etmediklerini belirtti. HBB’nin İskenderun Hizmet Binasında gerçekleştirilen "Sosyal Denge Tazminatı" imza törenine, Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (BEM-BİR- SEN) Genel Başkanı Levent Uslu ve Hatay’da görevli sendika temsilcileri katılım sağladı. Genel Başkan Uslu ve HBB Başkanı Öntürk’ün imzaladığı sözleşme ile memur ve sözleşmeli personelin çalışma koşullarının iyileştirmesi adına önemli bir destek sağlandı. İmza töreninde konuşan HBB Başkanı Öntürk, 2024 yerel seçimleri öncesinde verdiği sözler kapsamında çalışanlara daima destek olduğunu ve bu kapsamda SDS protokolünü imzaladığını belirterek personelin her zaman yanında olacaklarını ifade etti. Başkan Öntürk konuşmasının devamında; "Bu şehri ayağa kaldırmak adına özverili çalışan personelimize sosyal denge tazminatlarını en üst seviyeden veriyoruz, hayırlı uğurlu olsun" ifadelerini kullandı. HBB bünyesinde Hatay’a hizmet veren personeli düşünerek hazırlanan sözleşmenin imzalandığını belirten BEM-BİR- SEN Genel Başkanı Uslu, HBB ve HATSU’da görev yapan memur personeli kapsayan bu sözleşmenin önemli derecede katkı sağlayacağını belirterek zor şartlarda desteğini esirgemeyen HBB Başkanı Öntürk’e teşekkür etti. İmza töreni sonrasında emekli olan personele emeklerinden dolayı plaket verildi ve HBB Başkanı Öntürk ile Genel Başkan Uslu’ya çiçek takdim edildi.
Kütahya Vali Işın: "Kütahya, güvenlikte Türkiye’ye örnek bir şehir’’ Kütahya Valisi Musa Işın, 2025 yılı boyunca il genelinde hayata geçirilen yatırımlar, devam eden projeler ve hedefleri değerlendirdi. Vali Işın, sahipsiz hayvanlardan turizme, ulaşım projelerinden güvenliğe kadar birçok alanda yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Kütahya Valisi Musa Işın, 2025 yılı boyunca il genelinde hayata geçirilen yatırımlar, devam eden projeler ve gelecekteki hedefleri İhlas Haber Ajansı’na değerlendirdi. Vali Işın, şehirde uzun yıllardır süren sahipsiz hayvan sorununa kalıcı çözümler üretildiğini söyledi. Işın, "Son dönemde hayata geçirilen önemli hizmetlerden biri de sahipsiz hayvanlar meselesine kalıcı çözümler üretmek oldu. Hepinizin bildiği gibi bu konu, özellikle Kütahya merkezde ve ilçelerimizde uzun yıllardır ciddi bir sorun olarak karşımızdaydı. Gittiğimiz her yerde vatandaşlarımızdan aynı soruyu duyuyorduk, ‘Bu sokak hayvanları meselesi ne olacak?’ Bu soruna kayıtsız kalmadık. Kütahya merkez İshak Seydi bölgesinde 89 bin metrekarelik modern bir hayvan barınağı inşa ettik ve bu tesisi incelemeye gelen çok sayıda farklı illerden kurumlar oldu, Türkiye’de önemli bir tesis diyebiliriz. Tavşanlı’da 45 bin metrekarelik bir tesis hayata geçirildi. Emet ilçemizde ise 15 bin metrekarelik alanda barınak yapım çalışmaları devam ediyor, yakında tamamlanacak. Toplanan hayvanların bakım ve beslenmeleri titizlikle yapılmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada bu konu artık şehir için büyük bir problem olmaktan çıkmıştır. Şu ana kadar yaklaşık 14 bine yakın köpek toplandı" dedi. "Kütahya turizmi için büyük adımlar atıldı" Vali Işın, Kütahya şehir merkezi ve Aizanoi Antik Kenti başta olmak üzere turizm projelerini de değerlendirerek, "Uzun süredir üzerinde durduğumuz ve gerçekleştirdiğimizde bu şehir adına büyük bir gönül rahatlığı yaşayacağım iki temel konu vardı. Bunları 2025 yılında toparladık ve istişare yaptık. İlki şehir merkezi projeleridir. Saman Pazarı ve Balıklı Caddesi düzenlemeleri başlatılacak. Ödeneği ayrıldı, Kültür Bakanlığı tarafından yürütülecek ve Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığı onay verdi. İkinci önemli konu ise Aizanoi Antik Kenti. Allah nasip ederse 2026 yılının Nisan ayında ihale süreci başlayacak. Tapınak restorasyonuyla başlayacak çalışmalar, antik tiyatro ve stadyum ile devam edecek. Bu projeler tamamlandığında Kütahya, tarihi kimliğine yeniden kavuşacak" ifadelerini kullandı. Vali Işın ayrıca Turizm Master Planı kapsamında kısa, orta ve uzun vadeli hedefler belirlendiğini ifade etti. Işın, "Altı ayda bir değerlendirme toplantıları yapılacak. Hangi kurum hangi aşamada sorumluluklarını yerine getiriyor, hepsi takip edilecek. Bu sürecin koordinasyonu şahsım tarafından yürütülecek" şeklinde konuştu. Ulaşımda önemli yatırımlar Kütahya’nın ulaşım projelerinin önemine değinen Vali Işın, İstanbul-Antalya hızlı tren hattının Alayunt üzerinden geçeceğini açıklayarak, "Şehir merkezine yaklaşık 4-5 kilometre mesafede bir istasyon olacak. Bu hat sayesinde Kütahyalı vatandaşlarımız hızlı trenle büyük şehirlere rahatlıkla ulaşabilecek. Ayrıca İstanbul-Antalya otoyolu da Kütahya’dan geçecek. Her iki projenin planlaması tamamlandı, 2027 yılında inşaat süreci başlayacak" dedi. "Kütahya güvenlik ve asayişte örnek il" Vali Işın, Kütahya’nın güvenlik durumunu ise şu sözlerle özetledi: "Kütahya, güvenlik ve huzur denildiğinde ülkemizde örnek gösterilebilecek şehirlerimizden biridir. Asayişin yanı sıra uyuşturucuyla mücadelede de etkin önlemler alıyoruz. Pek çok şehirle kıyaslandığında Kütahya’da uyuşturucu kullanımında kayda değer artış yok. Bu mücadelenin ne kadar doğru yürütüldüğünü göstermektedir. Uyuşturucu, toplumun geleceğini tehdit eden, terörden bile daha tehlikeli bir beladır." Organize sanayi bölgelerinde yatırımlar Simav OSB’de çalışmaların hız kazandığını belirten Vali Işın, "Bin 500 metreküplük su deposu tamamlandı, elektrik, aydınlatma ve telekom altyapısında önemli ilerleme sağlandı. 2026 yılı yatırım bütçesi 664 milyon 180 bin lira olarak belirlendi. Simav’ın jeotermal tarım potansiyeli güçleniyor" dedi. Zafer OSB’nin açılışıyla ilgili de müjde veren Vali Işın, "2025 yılı içerisinde ivme kazandırdığımız projelerden biri de Zafer OSB oldu. İnşallah 2026 yılının Ocak ayında, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla Altıntaş Zafer OSB’nin açılışını hep birlikte gerçekleştireceğiz" diye konuştu.