POLİTİKA - 11 Ocak 2021 Pazartesi 20:32

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Sözde genel başkanı milletimizin irfanına havale ediyoruz”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Sözde genel başkanı milletimizin irfanına havale ediyoruz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Artık bu ülkede cumhurbaşkanı milletin yarısından fazlasının doğrudan iradesiyle belirleniyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Artık bu ülkede cumhurbaşkanı milletin yarısından fazlasının doğrudan iradesiyle belirleniyor. Böylesine büyük bir devrimi hala içlerine sindiremeyenler sancılarını farklı görüntüler ve bahaneler altında dışa vuruyor. Bizzat kendisi bir kaset komplosuyla işbaşına gelen, partisi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık hadiselerini görmezden gelerek orada kalmayı başaran bir siyasi partinin sözde genel başkanının sancısının sebebi de budur” dedi.


2021 yılının ilk Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı sonrasında kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, isim vermeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek “sözde Cumhurbaşkanı” ifadesine cevap verdi. İnsanlığın 2020 yılını iyi hatıralarla kapatmadığını, Türkiye’nin de dünyayı etkileyen sıkıntılar ve yaşanan afetler nedeniyle geçen yılı oldukça büyük bedeller ödeyerek geride bıraktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 yılının güzel bir başlangıçla karşılandığını, 18 yılda kurulan güçlü altyapının üzerinde hedeflere kararlılıkla yüründüğünü, korona virüs salgınının Türkiye’ye sıçramasıyla birlikte hızla yeni duruma geçildiğini söyledi. Ekonomide alınan tedbirlerle salgının Türkiye’ye gelişini geciktirerek yılın ilk çeyreğinde yüzde 4,5’luk bir büyüme oranına ulaşıldığını söyleyen Erdoğan, “Eğer salgın Mart ayını hiç etkilememiş olsaydı bu oranın 1 veya 1,5 puan daha üzerine çıkmış olacaktık. Yılın ikinci çeyreğinde ise korona virüs salgını tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de derinden hissedildi. Bu dönemde Türkiye, diğer ülkelere nazaran oldukça düşük bir seviye olan yüzde 9,9 oranında daraldı. Salgının etkilerini azaltmak için hayata geçirdiğimiz önlem ve teşvikler sayesinde bu zor dönemde ekonomimizin direncini korumayı başardık. Haziran ayında başlayan normalleşme adımlarıyla hızlı bir toparlanma sürecine girdik. Üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe göre sanayi üretimimiz yüzde 30, perakende satış hacmimiz yüzde 25 oranında arttı. Aynı dönemde imalat sanayi kapasite kullanım oranı 10 puan artarak yüzde 63’ten, yüzde 73’e yükseldi. Sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında üçüncü çeyrekteki ciro endeksi artışı ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 36 oldu. Otomobil ve konut piyasalarında haziran ayı ile birlikte ciddi bir hareketlilik görüldü. Hatta satışlar geçen senenin bile üzerinde gerçekleşti. 2020’de otomotiv piyasası bir önceki yıla göre yüzde 61 büyüyerek, 773 bine yaklaştı. Yılın ilk 11 ayındaki konut satışları da bir önceki yıla göre yüzde 21,5 artarak 1 milyon 400 bine ulaştı. Ekonomimizdeki bu olumlu hava güven endekslerimize de yansıdı. Üçüncü çeyrekte elde ettiğimiz yüzde 6,7’lik büyüme oranı ile dünyada en hızlı büyüyen ekonomi olduk. Dördüncü çeyreğe de güzel başladık. Hatta Ekim ayında sanayicilerimiz tarihimizin en yüksek aylık sanayi üretimini gerçekleştirdi. Kapasite kullanım oranımız yüzde 76 seviyesine ulaştı. İmalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi büyümeye ilişkin eşit değer olan 50’nin üzerinde gerçekleşti. Ülkemize duyulan güvenin artmasıyla risk birimimiz 300’ün altına geriledi. Henüz rakamlar açıklanmadı ama aynı şekilde 2020 yılında yüzde 0,3 olan büyüme hedefimizi aştığımıza inanıyorum” diye konuştu.



“Sözde genel başkanın sancısının sebebi de budur”


Türkiye’nin uğradığı tüm saldırılara ve küresel sorunların yol açtığı sıkıntılara rağmen kararlılıkla yolunda devam ettikçe önüne yeni tuzaklar kurulmaya çalışıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlardan biri de bir süredir hiçbir rasyonel temeli olmadan başlatılan siyasi ve sosyal kaos çıkartma denemeleridir. Türkiye’nin huzurunu kaçırmak isteyenlerin aslında neye cevap verdiklerini gayet iyi biliyoruz. Bu gayretler vesayetin etkisinin kırılıp, milli iradenin güçlendirilmesi konusunda kat ettiğimiz mesafeye verilen cevaptır. Türkiye, bu ülkede kimin cumhurbaşkanı seçileceği konusunda milletin temsilcileri yerine vesayetin dayatmasının belirleyici olduğu günleri geride bırakmıştır. Artık bu ülkede cumhurbaşkanı milletin yarısından fazlasının doğrudan iradesiyle belirleniyor. Böylesine büyük bir devrimi hala içlerine sindiremeyenler sancılarını farklı görüntüler ve bahaneler altında dışa vuruyor. Bizzat kendisi bir kaset komplosuyla işbaşına gelen, partisi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık hadiselerini görmezden gelerek orada kalmayı başaran bir siyasi partinin sözde genel başkanının sancısının sebebi de budur. Bunların derdi milletledir, milli iradeyledir, milletin tercihleriyledir. Bunlara oy vermeyen öğretmen sözde öğretmen, muhtar sözde muhtar, çiftçi sözde çiftçi, hakim sözde hakimdir. Her hafta toplumumuzun bir kesimini hedefe koyarak kendi çapsızlıklarını parti içi skandallarını örtmeye çalışıyorlar. Türk demokrasisi millete ve onun temsilcilerine hakareti siyaset zanneden bu çukur zihniyeti hak etmiyor. Teröriste ‘terörist’ demekten bile aciz bu sözde genel başkanı öncelikle CHP seçmeninin sağduyusuna, sonra da aziz milletimizin irfanına havale ediyoruz. Siyasi ve sosyal kaos denemelerinin cevap verdiği konulardan biri de Türk milletinin Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana en güçlü şekilde gösterdiği istiklaline ve istikbaline sahip çıkma iradesidir. Terör örgütlerinin ülkemiz içinde ve sınırlarımız boyunca yaptığı eylemleri gizli veya açık şekilde destekleyenler büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını engellemek için çırpınıyorlar. Ülkemizin kendi güvenliğini ve kardeşlerinin haklarını korumak için gerçekleştirdiği harekatların ruh dünyalarında yol açtığı sarsıntıyı bu şekilde dışa vuruyorlar. Bir dönem kendi topraklarına dahi sahip çıkmakta zorlanan bir ülkeden bölgesel ve küresel düzeyde saha ve masa hakimiyeti sağlayan konuma gelmiş bir ülke fotoğrafına geçmiş olmamızı kabul edemiyorlar. Siyasi ve sosyal kaos denemeleri salgının iyice ortaya çıkardığı küresel düzendeki çarpıklıkların rol modellerinde yol açtığı derin sarsıntı karşısında paniğe kapılanların çırpınışlarının ifadesidir. Varlık sebepleri olan sivil toplum görünümlü beşinci kol organizasyonlarının da, medya görünümlü operasyon aygıtlarının da maskeleri birer birer düşenler, paniğe kapıldılar. Uzunca bir süre demokrasi kılıfı altında en ilkel faşizmi, özgürlük kılıfı altında en vahşi diktatörlüğü mazlumlara dayatanların sırça köşkleri başlarına yıkılıyor. İnsanlığın ortak değerleri haline gelen kavramların içlerini kendi çıkarları uğruna boşaltanların artık hiç kimseye diyecek bir sözü, örnek gösterecek bir düzeni kalmadı. Dünün zalimlerinin bugün mazlum kisvesiyle karşımıza çıkarak sergiledikleri sinsiliği yüzlerine vurduğumuz için bize saldırıyorlar. İdeolojik saplantılarını, marjinal eğilimlerini, fıtrata aykırı sapkınlıklarını, terör öğütlerine payandalıklarını cilalı kavramlarla topluma dayatanlar için yolun sonu görünmüştür. Siyasi ve sosyal kaos denemeleriyle 83 milyonun huzurunu kaçırmaya çalışanlar karşılarında hukuku bulmaya devam edecekler. Cumhurbaşkanı olarak yasama, yürütme ve yargı gücünü milletimizi bu tehditlere karşı korumak için seferber etmek anayasal vazifemizdir. Türkiye’yi son 10 yıldır bölgemizdeki neredeyse tüm ülkeleri etkisi altına alan kargaşa iklimine sürükleyerek iç çatışmalar ve dış müdahalelerle hedeflerinden uzaklaştırmak isteyenleri hep hüsrana uğrattık. Ülkemizi yeniden kendi güdümlerine sokmak için kimi zaman vesayet güçlerini, kimi zaman darbecileri, kimi zaman terör örgütlerini, kimi zaman ekonomik tetikçileri kullandılar. Buna rağmen Türkiye’yi dize getiremeyenler açıkça söylemekten de çekinmedikleri şekilde şimdi yeniden siyaset ve toplum mühendisliğine sarıldılar. Bir kez daha inanç ve kararlılıkla diyorum ki, başaramayacaksınız. Milletimiz geçmişte defalarca maruz kaldığı felaketlerin müsebbiplerini deşifre etti, yöntemlerini çözdü, niyetlerini anladı. Bu mücadele döneminde milletimiz birlik ve beraberlik içinde hareket ettiğinde, milli iradenin üstünlüğünü hakim kıldığında, gerektiğinde canı pahasına istiklaline ve istikbaline sahip çıktığında önünde hiçbir gücün duramayacağını gördü. Yasakçılıktan vandallığa kadar eski Türkiye’de bolca sahnelenen hiçbir senaryonun bugünün Türkiye’sinde milletimiz nezdinde karşılığı yoktur. Nitekim bu gerçeği fark eten bazı eski Türkiye artıklarını umutlarını ülkenin başına gelecek felaketlere bağlayacak kadar zavallı hale geldiklerine şahit oluyoruz. Türkiye’nin demokraside ve kalkınmada 2023 hedeflerine ulaşmasını engelleyemeyecekler. Ne kadar çırpınırlarsa çırpınsınlar, İstiklal Marşı’nda en güzel ifadeleriyle dile getirilen milletimizin o yüreğindeki hürriyet ateşinin yeniden yükselmesinin önüne geçemeyecekler. Ne kadar azgınlaşırlarsa azgınlaşsınlar, ülkemizin yeniden yapılanan küresel, siyasi ve ekonomik düzende hak ettiği yeri almasına mani olamayacaklar. Büyük ve güçlü Türkiye’nin silueti belirgin hale geldikçe bu tür hazımsızlıkların, bu tür kaos çıkarma denemelerinin, bu tür tuzakların artacağını biliyoruz, hepsine de hazırlıklıyız. Sadece son 7 yılda sokakları karıştırmaktan hukuki ve askeri darbe girişimlerine, terörü azdırmaktan sınırlarımızı tacize kadar nice saldırıyı göğüsleyen milletimiz Allah’ın izni ile bunları da tepeleyecek iradeye sahiptir” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de 7 Kocalı Hürmüz’e yoğun ilgi Sahne Tozu Tiyatrosu’nda yaklaşık iki aydır sahnelenen 7 Kocalı Hürmüz oyunu İzmirli seyirciden tam not aldı. Yönetmenliğini Sahne Tozu Tiyatrosu’nun Kurucusu ve Genel Sanat Yönetmeni Çağlar İşgören’in yaptığı 7 Kocalı Hürmüz seyirciden gördüğü yoğun ilgi sebebiyle oyun boyunca sürekli alkış ve kahkahalarla kesiliyor. Sahne Tozu Tiyatrosu’nda yaklaşık iki aydır sahnelenen 7 Kocalı Hürmüz oyunu İzmirli seyirciden tam not aldı. Oyunu değerlendiren Yönetmen Çağlar İşgören “Oyunun gördüğü ilgiden çok memnunuz. Zaten Türk Tiyatrosu’nun yapı taşlarından bir olan çok keyifli bir metin. Bizim yorumumuzun da seyirciyle ritmi tuttu. Her hafta seyircinin coşku, sevgi, kahkahasıyla oyun unutulmaz anlara sahne oluyor. Burada sonuçta oyuncuların başarısı ve uyumu da çok önemli. Nisan sonu bitirmeyi planlıyorduk. Bu ilgi dolayısıyla iki hafta daha uzattık” dedi. “Hem bizim enerjimiz hem de seyircinin enerjisi birbirine geçiyor” Oyunda Hürmüz’ü oynayan Nazlı Kayı ise “Oyunun gördüğü ilgi bizi çok mutlu ediyor. Bu başarıda yönetmenimizin payı büyük; yaptığı güncellemeler, kurduğu oyunculuk, ritmi dengesi çok başarılı. Her oyun sanki seyirciyle bütünleşiyoruz. Hem bizim enerjimiz hem de seyircinin enerjisi birbirine geçiyor bu da sonuca yansıyor. Bu bizim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı” ifadelerini kullandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla hazırlanan oyun; 10-11 Mayıs tarihlerinde saat 20.00’de, 12 Mayıs Pazar günü ise saat 14.00’de son kez seyirciyle buluşacak.
Ankara Kamuda tasarruf paketinin detayları belli oldu Kamuda tasarruf ve tedbir paketinin detayları belli oldu. Buna göre zorunlu olmadıkça kamu kurum ve kuruluşları bina ve araç kiralamayacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası açıkladığı tasarruf tedbirlerinde detaylar belli olmaya başladı. Edinilen bilgilere göre Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından geniş kapsamlı bir çalışma yapıldı. Çalışma, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunuldu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz tarafından yürütülen tedbirlerle birlikte 100 milyar lira tasarruf hedefleniyor. Tasarruf tedbirleriyle birlikte kamu kurumlarında giderler kalem kalem hesaplanacak, harcamalar en aza indirilecek. Zorunlu olmadıkça kamu kurum ve kuruluşları bina ve araç kiralamayacak. Kiralanan ek bina ve araçlar ihtiyaca göre belirlenecek. Yılın değişik zamanlarında farklı illerde düzenlenen tanıtım, eğitim gibi etkinliklere ara verilecek. Kırtasiye harcamaları azalacak, yazışmalar dijital ortamda yapılacak. Yüzde 65’i biten yatırımlar tamamlanacak, ancak yeni yatırımlara başlanmayacak. Kamu kurumlarına bağlı konuk evleri ve sosyal tesislerde özel kontenjanlar sınırlandırılacak. Ayrıca toplum ve kamu yararına olan sosyal sorumluluk projeleri hayata geçirilecek. Kamu binalarında enerji tasarrufu uygulanacak. Tasarruf paketi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından pazartesi günü Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıklanacak.
İstanbul İBB Başkanı İmamoğlu’ndan Esenyurt Belediye Başkanı Özer’e tebrik ziyareti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’e tebrik ziyaretinde bulundu. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu makamında ağırladı. Başkan Özer, Karabat ve İmamoğlu’nun ziyaretinden duyduğu memnuniyeti belirterek; “Esenyurt ‘en’lerin şehri. En kalabalık şehir. En güzel yanlarımız da var ancak en negatif yanlarımız da var. Biz inanıyoruz ki; bu negatiflikleri sizin önderliğinizde, yapacağımız iş birliğiyle ortadan kaldırıp, Esenyurt’umuzu önümüzdeki 5 yıl içerisinde, Türkiye’nin en huzurlu, yaşanabilir ve 21. yüzyıla yakışır bir şehir haline getireceğiz.” dedi. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in makamında gerçekleşen ziyarete CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Esenyurt İlçe Başkanı Hüseyin Ergin ve İBB İlçe Belediyeleri Koordinatörü Tonguç Çoban katıldı. Başkan Özer, tebrik ziyareti nedeniyle Karabat ve İmamoğlu’na teşekkür ederek, Esenyurt Belediyesi’nin kurslarında eğitim gören kursiyerler tarafından hazırlanan tabloyu Ekrem İmamoğlu’na hediye etti. “Esenyurt’ta 101 dil konuşuluyor” 5 yıl içerisinde Esenyurt’u, Türkiye’nin en huzurlu kenti haline getirmeyi hedeflediklerini ifade eden Başkan Özer, “Esenyurt ‘en’lerin şehri. En kalabalık şehir. En güzel yanlarımız ve en negatif yanlarımız var. Biz inanıyoruz ki; o negatif yanları sizin önderliğinizde, yapacağımız iş birliğiyle ortadan kaldırıp, Esenyurt’umuzu önümüzdeki 5 yıl içerisinde, Türkiye’nin en huzurlu, yaşanabilir ve 21. yüzyıla yakışır bir şehir haline getireceğiz. Biraz sonra size yapacağım sunumla da birtakım meseleleri görüşeceğiz. Zaten siz de buraya yabancı değilsiniz. 5 yıl Beylikdüzü’nde belediye başkanlığı yaptınız. Burası komşu bir ilçe. Çok kısa sürede, çok büyük göç almış, resmi olarak 1 milyon, gayriresmi olarak 1 milyon 600 bin civarında nüfusu olan, Türkiye’de en çok yoksunluğun olduğu, yoksulların da açlık sınırında bulunduğu bir şehir. Öte tarafta Esenyurt en çok gencin bulunduğu bir ilçe. 25 yaş ve altı 240 bin gencimiz var. Bu sanırım illerde bile olmayan bir oran. Kentimizde, Türkiye’nin 81 ilinden göç etmiş insan yaşıyor. Esenyurt’ta 101 ülkeden insan var ve 101 farklı dil konuşuluyor. Adeta küçük bir Birleşmiş Milletler gibi. Biz de bu nedenle kentimizi bir barış ve kardeşlik şehri haline getirmeyi hedefledik. Bu bizim en büyük idealimiz. Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin de ideallerinden biri. Ayrıca bu barış ve kardeşliğin ihya edildiği yerde mutlu, huzurlu, refah içinde yaşayan, belediye sorunları çözülmüş bir şehir de oluşturmamız lazım. Bu konuda en büyük destekçimizin siz olacağını düşünüyoruz. Sizin liderliğinizde bu işi başaracağımızı düşünüyoruz. Sizin İstanbul için, Türkiye için büyük bir şans olduğunuzu burada ifade etmek istiyorum özellikle. Sizinle yol arkadaşı olmaktan, birlikte çalışmaktan çok büyük mutluluk duyduğumu belirtmek istiyorum" dedi. "Gözümüz kulağımız Esenyurt’un üzerinde olacak" Dayanışmacı ve icraatçı belediyeciliği Esenyurt’ta var etme amacında olduklarının altını çizen Başkan İmamoğlu,“Esenyurt, her zaman gözümüzün, elimizin üzerinde olduğu bir ilçe olacak. Hem nüfusuyla hem çok yönlü problemleriyle zaten buna mecburuz. Bu bir mecburiyet ama bir de hassas bir tarafı var. Birincisi; ben de bu bölgenin insanıyım. Burada yaşanan, olan, biten her hususa, uzun yıllardır şahit oldum. Bu bakımdan bu coğrafyada, iş birliğimizin çok üzerinde başarılar elde edebileceğimizi umuyorum. Burada yüksek bir iş birliğini, yüksek bir biçimde halkın katılımını sağlamak, onlara bu süreci birlikte aşarak ayağa kalkabileceğini hissettirmek, her birisinin birer Esenyurtlu olarak hissetmelerini sağlamak ama onların aynı zamanda mutluluklarını ve memnuniyetlerini büyütmek hepimizin boynunun borcu. Bu nedenle Esenyurt’un ihtiyaçlarını biliyoruz, insanlarını tanıyoruz. Hemşehrilerimizin ne talep edebileceğini de az çok biliyoruz. Şimdi bu durumu sizin hem yerel yönetim deneyiminizle, hem aynı zamanda eğitimci ve öğretici tarafınızı da önemsiyorum. Çünkü burası, akıl ve bilimin ışığında ancak başarıya ulaşabilir. Bu bağlamda Esenyurt’ta ortaya koyacağınız liderlik, aynı zamanda kıymetli yol arkadaşlarımızın çok yoğun mesaisi, başta meclis üyeleri, çalışanları ama özellikle siyasi yol arkadaşlarımızla birlikte başaracağız. Genel Başkan Yardımcımızın da bugün burada olması vesilesiyle üstün bir siyasi sahiplenmenin de bir seferberlik duygusuyla size yardımcı olmanın, size her daim destek olmanın bilinciyle hareket edilmesinin de katkılarıyla bütün bu düşündüklerimizi ben başarabileceğimize yürekten inanıyorum. Son 20 yıl öncesine döndüğümüzde, özellikle o günden bugüne baktığımızda, çok irdelenmesi gereken hatalar var. Ders çıkartılması gereken çok büyük yanlışlar var. Esenyurt özelinde değil, bütün Türkiye’nin yerel yöneticilik özelinde, ‘sakın bunu yapmayın’ diyeceğimiz birçok örnek çıkartabiliriz. Ama olan oldu. Şimdi bunu düzeltmek bizim üzerimize vazife. Yapacak bir şey yok. Başaracağımızdan da hiç şüphemiz yok. Hepimize, hepinize başarılar diliyoruz”diye konuştu. Konuşmaların ardından Karabat, İmamoğlu ve Özer, kurum kurmaylarının da katılımıyla, Esenyurt’un sorunlarına ve çözüm yollarına dönük, ortak masa toplantısı gerçekleştirdi.